'Kan Ürünlerinde Dışa Bağımlılığı Bitireceğiz'
Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Kınık: 'Türkiye'deki kanın yüzde 90'ına yakınını, 1,9 milyon üniteyle Kızılay topluyor. Bunu yüzde yüze çıkartıp, 2,4 milyon ünite kana ulaşmayı hedefliyoruz. Çok yeni ve çok önemli milli bir proje olan Plazma Fraksinasyon Fabrikasını Sağlık Bakanlığımız ile inşallah 2017 sonuna kadar kurmuş ve kan ürünlerinde dışa bağımlılığı bu anlamda kaldırmış olacağız' 'Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye vereceği 3 milyar avronun ilk 40 milyon avroluk kısmı Kızılay'a geldi. Bu da Dünya Gıda Programı aracılığıyla yine Kızılay Kartı olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmış olacak'
HATİCE ŞENSES - Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Kerem Kınık, Türkiye'deki kanın yüzde 90'ına yakınını, 1,9 milyon üniteyle Kızılay'ın topladığını belirterek, 'Bunu yüzde yüze çıkartıp, 2,4 milyon ünite kana ulaşmayı hedefliyoruz. Çok yeni ve çok önemli milli bir proje olan Plazma Fraksinasyon Fabrikasını Sağlık Bakanlığımız ile inşallah 2017 sonuna kadar kurmuş ve kan ürünlerinde dışa bağımlılığı bu anlamda kaldırmış olacağız.' dedi. Kınık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Kızılayı'nın Türkiye içinde ve dışında uluslararası anlamda çok önemli misyon ve görevleri olduğunu belirterek, kurumun bunları 148 yıldır gerçekleştirdiğini söyledi.
Şu anda güncel olarak en fazla uğraştıkları konuların başında insani yardım ve mülteci krizinin geldiğini aktaran Kınık, bu çerçevede Kızılay'ın, Suriye ve Türkiye'ye yönelik kapsamlı program ve aktivitelerinin bulunduğunu kaydetti.
Kerem Kınık, Suriye içine yönelik özellikle dünyadaki tüm insani yardım lojistiğinin büyük oranda Türk Kızılayı kanalıyla gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
'Sınır bölgelerimizde açık olan kapılardan yaklaşık 200 çalışanımızla 7 gün, 24 saat Suriye'nin içerisine insani yardımların ulaştırılması noktasında hizmet veriyoruz. Türkiye'de de özellikle Suriyeli misafir kardeşlerimizin sosyal, insani sorunlarının giderilmesi noktasında çok kapsamlı çalışmalarımız var. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana insanlığın karşılaştığı büyük bir insani krizle karşı karşıyayız. 11 milyon insan silah zoruyla, çatışmalar nedeniyle evini terk etti. 5 milyonu ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bütün bir ülke nüfusunun yüzde 70'i insani yardıma muhtaç şekilde yaşıyor. Bu anlamda Suriye'nin içerisindeki kamplarda da ki altyapı desteğini Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD), Türk Kızılayı'nın, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının verdiği onlarca kamp var, buralara insani yardım desteği sürdürmeye devam ediyoruz.'
Türkiye'de özellikle AFAD'ın kamplarında yaşayan 250 bini aşkın Suriyeli'yi barındırdıklarını aktaran Kınık, 'Bunun dışında şehirlerimizde de 2 milyondan fazla misafirimiz kalıyor. Bunların çok boyutlu sorunları var. Bu sorunları gidermek anlamında 'Kızılay Kart' programımız var. Yaygın şekilde devam ediyor.' dedi.
Kınık, bu programdan şimdiye kadar 200 binden fazla kişinin faydalandığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Yaklaşık 310 milyon liralık bu anlamda katkı sağlamış olduk. Bu yılki bütçemizde olan rakam 140 milyon liraydı fakat sevindirici bir haber, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye vereceği 3 milyar avronun ilk 40 milyon avroluk kısmı Türk Kızılayı'na geldi. Bu da Dünya Gıda Programı aracılığıyla yine Kızılay Kartı olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak. Bu onlara kendi insani ihtiyaçlarını daha onurlu giderme imkanı veriyor. Bunun ötesinde özellikle toplum merkezleri dediğimiz, mültecilere yönelik uyum çalışmalarını yürüttüğümüz merkezlerimiz var. Şu anda 3 merkezimiz var. Yine Avrupa Birliği'nden aldığımız 38 milyon avroluk kaynakla 16 merkez daha açacağız. Buralarda dilimizi öğretme, meslek kazandırma, psikososyal destek verme, vatandaşlık hak ve ödevlerini anlatma gibi birtakım çalışmalarımız olacak.'
- 'Kan ürünlerinde dışa bağımlılık sona erecek'
Türk Kızılayı'nın gelecek ay genel kurulunun gerçekleştireceğini hatırlatan Kınık, genel kurulların, sivil toplum kuruluşlarının hedeflerini belirledikleri, vizyonlarını revize ettikleri kilometre taşları olduğunu vurguladı. Bu çerçevede Türk Kızılayı'nın da 148 yıllık köklü geleneğini geleceğe aynı sıcaklıkla taşımak için seferberlik halinde olduğunu anlatan Kınık, Türkiye genelindeki 673 şubeyle, ülkenin hemen hemen her noktasında bölge toplantıları gerçekleştirdiklerini aktardı.
Şubelerin yeni stratejik eylem planı ve vizyonla ilgili kanaatlerini aldıklarını belirten Kınık, 2016-2020 yıllarını kapsayacak yeni bir stratejik plan taslakları bulunduğunu söyledi. Bu taslağı genel kurula getirmeyi hedeflediklerini dile getiren Kınık, şunları kaydetti:
'Burada, Kızılay'ın güncel anlamda yürütmesi gereken bazı yeni odakları var. Göç hizmetleri gibi. Yeni kurulmuş bir departman. Göç hizmetlerinde özellikle göçün kaynak ülkesinde durdurulması, hizmetin orada başlaması noktasında ciddi bir uluslararası operasyonel kapasite oluşturmayı hedefliyoruz. Bunun ötesinde kan hizmetleri noktasında Türkiye'deki kanın yüzde 90'ına yakınını, 1,9 milyon üniteyle Kızılay topluyor. Bunu yüzde yüze çıkartıp, 2,4 milyon ünite kana ulaşmayı hedefliyoruz. Çok yeni ve çok önemli milli bir proje olan Plazma Fraksinasyon Fabrikasını Sağlık Bakanlığımız ile inşallah 2017 sonuna kadar kurmuş ve kan ürünlerinde dışa bağımlılığı bu anlamda kaldırmış olacağız.'
Kınık, yeni dönemde, Türkiye genelinde daha görünür kılınan, insani yardım noktasında toplumun kılcallarına inen, sürdürülebilir kalkınma programları gerçekleştiren, yoksullukla mücadele eden, dezavantajlı bireylere ve bölgesel alanlara daha fazla yönelen bir Kızılay'ın görüleceğini anlattı.
- 'Gençlerimizi Kızılay'ın içerisinde daha çok görmek arzusundayız'
Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Kerem Kınık, gençlere ve kadınlara yönelik de ciddi çalışmaları olacağını dile getirerek, 'Bir kurum nesil kaygısı taşımıyorsa, onun geleceği de yoktur. Bu anlamda gerek idari alanlarımızda şube, genel merkez yönetimlerimizde çalışanlarımız arasında gerekse gönüllük hizmetlerinde ve gençlik hareketinde, gençlerimizi daha çok Kızılay'ın içerisinde görmek arzusundayız. Bu çerçevede onlara imkan sağlayıp, kapıları onlara açacağız.' ifadelerini kullandı.
Kınık, önemli kavram ve değerleri içinde barındırarak millet olunduğunu hatırlatan Kızılaycılığın, gençlik için önemli bir ideal kaynağı olduğunu anlatarak, bu ruhu gençlere aktarmanın önemine işaret etti.
Gelecek ay yapılacak genel kurulda aday olduğu anımsatan Kınık, şunları kaydetti:
'Delegemizin, devlet büyüklerimizin teveccühü bu anlamda bizlere nöbeti burada yazdılar. Bizler de şimdiye kadar Yeryüzü Doktorları Derneği gibi uluslararası olarak kurduğumuz ve idare ettiğimiz sivil toplum kuruluşlarındaki deneyimlerimi buraya aktarma heyecanını taşıyoruz şu anda. Bu anlamda eğer delegelerimiz, şubelerimiz teveccüh ederse bu bayrağı bir kaptan olarak taşıma arzusundayız. Ümit ediyoruz enerjimiz yeter. Bu anlamda doğru işlerin altına imza atarız ve Kızılayımızı şu andaki itibarlı noktasından, uluslararası anlamdaki aktörlük noktasına taşıma imkanımız olur.'
Kaynak: AA
Şu anda güncel olarak en fazla uğraştıkları konuların başında insani yardım ve mülteci krizinin geldiğini aktaran Kınık, bu çerçevede Kızılay'ın, Suriye ve Türkiye'ye yönelik kapsamlı program ve aktivitelerinin bulunduğunu kaydetti.
Kerem Kınık, Suriye içine yönelik özellikle dünyadaki tüm insani yardım lojistiğinin büyük oranda Türk Kızılayı kanalıyla gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
'Sınır bölgelerimizde açık olan kapılardan yaklaşık 200 çalışanımızla 7 gün, 24 saat Suriye'nin içerisine insani yardımların ulaştırılması noktasında hizmet veriyoruz. Türkiye'de de özellikle Suriyeli misafir kardeşlerimizin sosyal, insani sorunlarının giderilmesi noktasında çok kapsamlı çalışmalarımız var. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana insanlığın karşılaştığı büyük bir insani krizle karşı karşıyayız. 11 milyon insan silah zoruyla, çatışmalar nedeniyle evini terk etti. 5 milyonu ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bütün bir ülke nüfusunun yüzde 70'i insani yardıma muhtaç şekilde yaşıyor. Bu anlamda Suriye'nin içerisindeki kamplarda da ki altyapı desteğini Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD), Türk Kızılayı'nın, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının verdiği onlarca kamp var, buralara insani yardım desteği sürdürmeye devam ediyoruz.'
Türkiye'de özellikle AFAD'ın kamplarında yaşayan 250 bini aşkın Suriyeli'yi barındırdıklarını aktaran Kınık, 'Bunun dışında şehirlerimizde de 2 milyondan fazla misafirimiz kalıyor. Bunların çok boyutlu sorunları var. Bu sorunları gidermek anlamında 'Kızılay Kart' programımız var. Yaygın şekilde devam ediyor.' dedi.
Kınık, bu programdan şimdiye kadar 200 binden fazla kişinin faydalandığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Yaklaşık 310 milyon liralık bu anlamda katkı sağlamış olduk. Bu yılki bütçemizde olan rakam 140 milyon liraydı fakat sevindirici bir haber, Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye vereceği 3 milyar avronun ilk 40 milyon avroluk kısmı Türk Kızılayı'na geldi. Bu da Dünya Gıda Programı aracılığıyla yine Kızılay Kartı olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak. Bu onlara kendi insani ihtiyaçlarını daha onurlu giderme imkanı veriyor. Bunun ötesinde özellikle toplum merkezleri dediğimiz, mültecilere yönelik uyum çalışmalarını yürüttüğümüz merkezlerimiz var. Şu anda 3 merkezimiz var. Yine Avrupa Birliği'nden aldığımız 38 milyon avroluk kaynakla 16 merkez daha açacağız. Buralarda dilimizi öğretme, meslek kazandırma, psikososyal destek verme, vatandaşlık hak ve ödevlerini anlatma gibi birtakım çalışmalarımız olacak.'
- 'Kan ürünlerinde dışa bağımlılık sona erecek'
Türk Kızılayı'nın gelecek ay genel kurulunun gerçekleştireceğini hatırlatan Kınık, genel kurulların, sivil toplum kuruluşlarının hedeflerini belirledikleri, vizyonlarını revize ettikleri kilometre taşları olduğunu vurguladı. Bu çerçevede Türk Kızılayı'nın da 148 yıllık köklü geleneğini geleceğe aynı sıcaklıkla taşımak için seferberlik halinde olduğunu anlatan Kınık, Türkiye genelindeki 673 şubeyle, ülkenin hemen hemen her noktasında bölge toplantıları gerçekleştirdiklerini aktardı.
Şubelerin yeni stratejik eylem planı ve vizyonla ilgili kanaatlerini aldıklarını belirten Kınık, 2016-2020 yıllarını kapsayacak yeni bir stratejik plan taslakları bulunduğunu söyledi. Bu taslağı genel kurula getirmeyi hedeflediklerini dile getiren Kınık, şunları kaydetti:
'Burada, Kızılay'ın güncel anlamda yürütmesi gereken bazı yeni odakları var. Göç hizmetleri gibi. Yeni kurulmuş bir departman. Göç hizmetlerinde özellikle göçün kaynak ülkesinde durdurulması, hizmetin orada başlaması noktasında ciddi bir uluslararası operasyonel kapasite oluşturmayı hedefliyoruz. Bunun ötesinde kan hizmetleri noktasında Türkiye'deki kanın yüzde 90'ına yakınını, 1,9 milyon üniteyle Kızılay topluyor. Bunu yüzde yüze çıkartıp, 2,4 milyon ünite kana ulaşmayı hedefliyoruz. Çok yeni ve çok önemli milli bir proje olan Plazma Fraksinasyon Fabrikasını Sağlık Bakanlığımız ile inşallah 2017 sonuna kadar kurmuş ve kan ürünlerinde dışa bağımlılığı bu anlamda kaldırmış olacağız.'
Kınık, yeni dönemde, Türkiye genelinde daha görünür kılınan, insani yardım noktasında toplumun kılcallarına inen, sürdürülebilir kalkınma programları gerçekleştiren, yoksullukla mücadele eden, dezavantajlı bireylere ve bölgesel alanlara daha fazla yönelen bir Kızılay'ın görüleceğini anlattı.
- 'Gençlerimizi Kızılay'ın içerisinde daha çok görmek arzusundayız'
Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Kerem Kınık, gençlere ve kadınlara yönelik de ciddi çalışmaları olacağını dile getirerek, 'Bir kurum nesil kaygısı taşımıyorsa, onun geleceği de yoktur. Bu anlamda gerek idari alanlarımızda şube, genel merkez yönetimlerimizde çalışanlarımız arasında gerekse gönüllük hizmetlerinde ve gençlik hareketinde, gençlerimizi daha çok Kızılay'ın içerisinde görmek arzusundayız. Bu çerçevede onlara imkan sağlayıp, kapıları onlara açacağız.' ifadelerini kullandı.
Kınık, önemli kavram ve değerleri içinde barındırarak millet olunduğunu hatırlatan Kızılaycılığın, gençlik için önemli bir ideal kaynağı olduğunu anlatarak, bu ruhu gençlere aktarmanın önemine işaret etti.
Gelecek ay yapılacak genel kurulda aday olduğu anımsatan Kınık, şunları kaydetti:
'Delegemizin, devlet büyüklerimizin teveccühü bu anlamda bizlere nöbeti burada yazdılar. Bizler de şimdiye kadar Yeryüzü Doktorları Derneği gibi uluslararası olarak kurduğumuz ve idare ettiğimiz sivil toplum kuruluşlarındaki deneyimlerimi buraya aktarma heyecanını taşıyoruz şu anda. Bu anlamda eğer delegelerimiz, şubelerimiz teveccüh ederse bu bayrağı bir kaptan olarak taşıma arzusundayız. Ümit ediyoruz enerjimiz yeter. Bu anlamda doğru işlerin altına imza atarız ve Kızılayımızı şu andaki itibarlı noktasından, uluslararası anlamdaki aktörlük noktasına taşıma imkanımız olur.'