'Atatürk olmasaydı, Çanakkale Savaşı'nı kazanabilirdik'

Avustralyalı savaş tarihçilerinden Mat McLachlan Çanakkale Savaşları'nı Anzaklar açısından değerlendirdi. "Bence Avustralyalılar Atatürk'ün büyük bir asker olmasını, kendilerine karşı muazzam bir mücadele vermesini önemsiyor" diyen McLachlan, ''Atatürk olmasaydı, Çanakkale Savaşı'nı kazanabilirdik'' dedi.

'Atatürk olmasaydı, Çanakkale Savaşı'nı kazanabilirdik'
Tarihçi McLachlan Çanakkale Savaşı'nın Avustralya ve Yeni Zelandalılar için anlamını Türk askerlerine ve Atatürk'a bakışlarını ve Gelibolu'yu ziyaret ettiklerinde en çok neden etkilendiklerini NTV'ye anlattı.

Savaş tarihçisi Avustralyalı Mat McLachlan Çanakale Savaşı'nın şu sözlerle değerlendi: "Çanakkale Savaşı bence ilginç ve bir o kadar da eşi benzeri olmayan bir savaş. Çünkü biz, İtilaf devletleri olarak savaşı kazanmadık ancak yine de askerlerimizin Gelibolu'da yaptıklarından gurur duyuyoruz. Avustralyalı askerlerin Türklerle çok güçlü ilişkiler kurduğunu düşünüyorum. İki taraf arasında çok güçlü bir bağ oluştu. Bu bağ savaştan sonra da kopmadı. Bu kadar çok kişi yaşamını yitirmiş olmasına rağmen, herkes kendi askerlerinin Gelibolu'da verdiği mücadeleden büyük gurur duyuyor."

"Avustralya Birinci Dünya Savaşı'ndan kısa süre önce kurulmuş bir ülkeydi. İlk kez Gelibolu'da bir ulus olarak Avustralya olarak biraraya geldik ve savaştık. Daha da önemlisi, Gelibolu çok zorlu ve korkunç bir savaş olduğu için askerlerimizin verdiği mücadeleden onur duyduk. Her şey çok kötü olmasına rağmen çok güçlü bir Türk direnci söz konusuyken askerlerimiz savaşmayı sürdürdü. Yiyecek yemek, içecek su yokken orada kaldı ve birbirlerine destek oldu. Bence Avustralya olarak bunu önemsiyoruz. Avustralya olarak askerlerimizin çok kötü koşullarda omuz omuza savaşması, cesurca davranarak savaş alanını terk etmemesi fikrini seviyoruz."

"Ben savaşın ilk günlerinde Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin düşman Türk askerine güvendiğini düşünmüyorum. Türkleri pek anlamadılar. Ama savaş ilerledikçe Türk askerlerinin de kendileri gibi olduğunu gördüler. Türkler ülkeleri için savaşan gençlerdi. Bu noktadan sonra Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri, Türk askerlere karşı bir duygudaşlık geliştirdi. Özellikle de Mayıs 1915'teki büyük savaştan sonra. Türk askerine çok büyük saygı duydular. Askerlerin yiyecek, fotoğraf ve mektup değiş tokuş ettiği birçok örnekle karşılaşıyoruz. Anzakların ve Türklerin birbirine büyük saygı duyduğunu düşünüyorum. Bu, bugün de değişmedi. Bu nedenle de korkunç bir savaş yaşanmış olmasına rağmen anma törenleri için Türkiye'ye gidiyoruz. Anzak ve Türk askerleri arasında süregelen büyük bir saygı var."

"Avustralya, Atatürk'e de çok saygı duyuyor. Bence Avustralyalılar Atatürk'ün büyük bir asker olmasını, kendilerine karşı muazzam bir mücadele vermesini önemsiyor. ''Atatürk olmasaydı, Çanakkale Savaşı'nı kazanabilirdik'' düşüncesi sözkonusu. Askeri kabiliyeti ve Türkiye'de yaptıklarından ötürü Atatürk'e çok büyük saygı duyuluyor. Atatürk savaş alanında ve çok sayıda Avustralyalı'nın gömüldüğü mezarların korunmasından bizzat kendisi sorumluydu. Atatürk o ünlü konuşmasını yaptığında, oğulları Gelibolu'da hayatını kaybeden annelere "Kaygılanmayın, onlar Türk halkına emanet" demişti. Bence Avustralyalılar bu sözler için Atatürk'e minnettarlar ve ona saygı duyuyorlar. Avustralyaylılar her yıl Gelibolu'ya gittiğinde Atatürk'ün bu konuşmayı yaptığı anıtın önünde duruyor ve onun sözlerini anımsıyorlar. Atatürk gibi bir kişi Çanakkale'de olduğu ve bir daha asla ülkelerine dönemeyecek askerle ilgilendiği için ona minnettarlar."

"Çanakkale çok özel bir yer. Oraya giden herkes bence ölen askerlerin hayaletlerini görebilir. Pek değişmemiş şimdiye kadar. Arazi 100 yıl önceki gibi. Oraya gidenlerin savaş zamanı orada olmanın nasıl bir duygu olduğunu hissedebileceğini düşünüyorum. Diğer savaş alanlarında hissedilemeyecek çok güçlü bir duygu bu. Kendim de ziyaretlerimde bu duyguyu hissediyorum. Gelibolu'yu ziyaret etmek çok duygusal. Irası çok özel bir yer."

"İnsanları en çok mezarlıkları ziyaret etmek etkiliyor. Hem Anzak hem de Türk mezarlıkları çok etkileyici. Binlerce kişinin öldüğünü bir kitaptan okuyabilir ya da bir televizyon programında izleyebilirsiniz ama mezarlığa gidip oradaki yüzlerce mezar taşını görmek, o mezar taşları üzerinde yazan yaşları okumak, askerlerin ne kadar genç öldüğünü anlamak, bunlar insanları çok etkiliyor. Herkes kendi ailesini düşünüyor. 100 yıl önce bu kadar çok evlat kaybetmenin, ölenlerin aileleri için ne ifade ettiğini düşünüyor. Yani Avustralyalıları en çok mezarlıklara gidip, mezar taşlarını görmek etkiliyor."