Sünbül Açıklaması 'Zika Virüsünde Türkiye İçin Öngörülen Risk Düşük'
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sünbül, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) zika virüsü için tüm dünyada alarm durumuna geçtiğini hatırlatarak, Türkiye için öngörülen riskin ise düşük olduğunu söyledi.
Başta Brezilya olmak üzere birçok ülkede görülmeye başlanan zika virüsü sivrisinek sokması ile bulaşıyor. Gebeler için tehlike oluşturan virüs doğmamış bebeklerin beyinlerinde küçülmelere ve bebek ölümlerine neden olabiliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Sünbül, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) zika virüsü için de tüm dünyada alarm durumuna geçtiğini fakat Türkiye için öngörülen riskin düşük olduğunu kaydetti.
Zika virüsünün son bir yıldır başta Brezilya olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde yaygın bir şekilde görüldüğünü belirten Prof. Dr. Sünbül, "Hastalığa sıklıkla tropikal ve sıcak iklimlerde rastlanmaktadır. Hastalığın bulaşmasında başlıca kan emici sivrisinekler rol oynamaktadır. Hastalığın en büyük hasarı fetus (üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen ad) üzerinde olmakta ve virüs beyin gelişimini engellemektedir. Bunun sonucu olarak bebekler daha küçük beyinli (mikrosefali) doğmaktadır. Brezilya’da şu ana kadar 4 bin bebek bu virüsün etkisiyle beyni az gelişmiş olarak doğmuş, bunlardan 40’ı hayatını kaybetmiştir. Gebe kadınlarda önemli sağlık sorunlarına neden olan bu hastalık erişkin kişilerde de halsizlik, bitkinlik ve yorgunluk gibi semptomlara neden olmaktadır. Sivrisinekler dışında kan nakli ve cinsel yolla da hastalığın bulaşabileceği bildirilmektedir" dedi.
Zika virüsünün yayılma eğilimi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sünbül, "Hastalığa son zamanlarda ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde de rastlanmıştır. Dolayısıyla yayılma eğilimi göstermektedir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ’Ebola’ hastalığında olduğu gibi zika virüsü için de tüm dünyada alarm durumuna geçmiştir. Ülkemiz için öngörülen risk düşüktür" diye konuştu.
"İLACI HENÜZ BULUNAMADI"
Hastalığın tedavisinde kullanabilecek antiviral bir ilacın henüz bulunmadığından virüsten korunmanın önem arz ettiğini belirten Sünbül, "2018 yılına kadar hastalığın kontrol altına alınacağı varsayılmaktadır. Bu tarihe kadar gebe olanlar ve gebelik planlayanların hastalığın görüldüğü ülkelere seyahatlerini ertelemeleri veya seyahat etmemeleri tavsiye edilmektedir" diye konuştu.
Hastalıktan korunmanın önemine vurgu yapan Sünbül, "Hastalık görülen bu bölgelere giden veya orada yaşayanların korunma için uzun kollu giysileri tercih etmeleri, vücut uzuvlarını kapatıcı şekilde giyinmeleri gerekmektedir. Sivrisineklerin beslenme saatlerine denk gelen zamanlarda mümkünse kapalı alanlarda bulunmaları, gerekirse kimyasal böcek kovucular ile korunmaları tavsiye edilmektedir. Aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Aşının geliştirilmesi için uzun bir süreç öngörülebilir, kısa sürede aşı geliştirilmesi korunma için kritik önem arz etmektedir" açıklamalarında bulundu.
Kaynak: İHA
Zika virüsünün son bir yıldır başta Brezilya olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde yaygın bir şekilde görüldüğünü belirten Prof. Dr. Sünbül, "Hastalığa sıklıkla tropikal ve sıcak iklimlerde rastlanmaktadır. Hastalığın bulaşmasında başlıca kan emici sivrisinekler rol oynamaktadır. Hastalığın en büyük hasarı fetus (üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen ad) üzerinde olmakta ve virüs beyin gelişimini engellemektedir. Bunun sonucu olarak bebekler daha küçük beyinli (mikrosefali) doğmaktadır. Brezilya’da şu ana kadar 4 bin bebek bu virüsün etkisiyle beyni az gelişmiş olarak doğmuş, bunlardan 40’ı hayatını kaybetmiştir. Gebe kadınlarda önemli sağlık sorunlarına neden olan bu hastalık erişkin kişilerde de halsizlik, bitkinlik ve yorgunluk gibi semptomlara neden olmaktadır. Sivrisinekler dışında kan nakli ve cinsel yolla da hastalığın bulaşabileceği bildirilmektedir" dedi.
Zika virüsünün yayılma eğilimi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sünbül, "Hastalığa son zamanlarda ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde de rastlanmıştır. Dolayısıyla yayılma eğilimi göstermektedir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ’Ebola’ hastalığında olduğu gibi zika virüsü için de tüm dünyada alarm durumuna geçmiştir. Ülkemiz için öngörülen risk düşüktür" diye konuştu.
"İLACI HENÜZ BULUNAMADI"
Hastalığın tedavisinde kullanabilecek antiviral bir ilacın henüz bulunmadığından virüsten korunmanın önem arz ettiğini belirten Sünbül, "2018 yılına kadar hastalığın kontrol altına alınacağı varsayılmaktadır. Bu tarihe kadar gebe olanlar ve gebelik planlayanların hastalığın görüldüğü ülkelere seyahatlerini ertelemeleri veya seyahat etmemeleri tavsiye edilmektedir" diye konuştu.
Hastalıktan korunmanın önemine vurgu yapan Sünbül, "Hastalık görülen bu bölgelere giden veya orada yaşayanların korunma için uzun kollu giysileri tercih etmeleri, vücut uzuvlarını kapatıcı şekilde giyinmeleri gerekmektedir. Sivrisineklerin beslenme saatlerine denk gelen zamanlarda mümkünse kapalı alanlarda bulunmaları, gerekirse kimyasal böcek kovucular ile korunmaları tavsiye edilmektedir. Aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Aşının geliştirilmesi için uzun bir süreç öngörülebilir, kısa sürede aşı geliştirilmesi korunma için kritik önem arz etmektedir" açıklamalarında bulundu.