Başbakan Davutoğlu: Verdikleri sözleri tutmaları gerekir
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye’de son dönemde çatışmaların durdurulmasına yönelik atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "Ancak bu adımların olumlu sonuçlanması için Rusya’nın ve Esed rejiminin verdikleri sözleri tutması gerekir. Verilen sözler tutulmadığı takdirde bu çabaların sonuçsuz kalacağı açıktır" dedi.
Başbakan Davutlu, ‘Yeni Türkiye Yolunda' konuşmasına, “Aziz milletim, değerli vatandaşlarım; hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Türkiye'nin yaşadığı gelişmeleri değerlendirmek üzere yine her zaman olduğu gibi ayın son günü birlikteyiz.' diyerek başladı.
Suriye'deki çatışmaların beşinci yılını tamamlamak üzere olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
'ATILAN ADIMLARI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ'
“Ülkemiz başından beri bu çatışmaların siyasi bir dönüşümle sona erdirilebileceğini savunuyor. Bu çerçevede son dönemde çatışmaların durdurulmasına yönelik atılan adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak bu adımların olumlu sonuçlanması için Rusya'nın ve Esed rejiminin verdikleri sözleri tutması gerekir. Verilen sözler tutulmadığı takdirde bu çabaların sonuçsuz kalacağı açıktır.
'HAKSIZLIKLARI GÖRMEZDEN GELEMEYİZ'
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın gördüğü en büyük insani kriz ülkemizin yanı başında yaşanıyor.Türkiye olarak bizim bu zulüm ve haksızlıkları görmezden gelmemiz elbette beklenemez. Bizim, Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırımız var.Burada yaşanan her olay, menfi ya da müspet her gelişme bizi doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla bizim ülke olarak oradaki insani krize ve siyasi gelişmelere duyarsız kalmamız beklenemez.
'DÜNYAYA ÖRNEK OLAN MİSAFİRPERVERLİK GÖSTERİYORUZ'
Biz çatışmaların başladığı ilk günden beri zulme uğrayan Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduk, bugün de olmaya devam ediyoruz.Türkiye, Mart 2011'den itibaren bölgede din, dil, ırk ayrımı gözetmeden tüm mağdurlara kapısını açık tutmuştur. Bugün itibariyle ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 2,7 milyonu bulmuştur.Ülke olarak tüm dünyaya örnek olması gereken bir gönlü genişlik, bir misafirperverlik gösteriyoruz.
'BÜTÜN TOPLUMLARIN YAPMASI GEREKEN BU'
İnsanlarımız evlerinden, yurtlarından edilmiş bu kardeşlerimize kucak açıyor. Her birine buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Aslında bütün toplumların yapması gereken budur.Bütün dünyayı ilgilendiren böyle bir meselede uluslararası toplum konuyu birçok yönüyle görmezden gelmeye devam ediyor.Türkiye olarak Suriye halkının yaşadığı acılara dikkat çekerek uluslararası toplumun bu meseleye hassasiyetini arttırmaya devam ediyoruz.
Konuyla ilgili bu hassasiyetimizi Londra'da katıldığımız Donörler Konferansı'nda yaptığım konuşmada en açık şekilde ifade ettim. Yine bu konferans vesilesiyle bir araya geldiğimiz çeşitli ülke liderleriyle temaslarımızda da Türkiye'nin bu meseleye bakışını ifade ettim. Ayrıca yine Şubat ayı içinde ülkemizi ziyaret eden ve ikinci kez biraraya geldiğimiz Sayın Merkel'le bu konuyu bütün detaylarıyla birlikte konuştuk. Bizim duruşumuz baştan beri belli, bu duruşumuzu sonuna kadar koruyacağız. Biz zorda kalmış, katliama tabi tutulan, tecavüze uğrayan bu kardeşlerimize yönelik açık kapı politikamızı sürdürmeye bundan sonra da devam edeceğiz.”
Kaynak: İHA
Suriye'deki çatışmaların beşinci yılını tamamlamak üzere olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
'ATILAN ADIMLARI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ'
“Ülkemiz başından beri bu çatışmaların siyasi bir dönüşümle sona erdirilebileceğini savunuyor. Bu çerçevede son dönemde çatışmaların durdurulmasına yönelik atılan adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak bu adımların olumlu sonuçlanması için Rusya'nın ve Esed rejiminin verdikleri sözleri tutması gerekir. Verilen sözler tutulmadığı takdirde bu çabaların sonuçsuz kalacağı açıktır.
'HAKSIZLIKLARI GÖRMEZDEN GELEMEYİZ'
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın gördüğü en büyük insani kriz ülkemizin yanı başında yaşanıyor.Türkiye olarak bizim bu zulüm ve haksızlıkları görmezden gelmemiz elbette beklenemez. Bizim, Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırımız var.Burada yaşanan her olay, menfi ya da müspet her gelişme bizi doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla bizim ülke olarak oradaki insani krize ve siyasi gelişmelere duyarsız kalmamız beklenemez.
'DÜNYAYA ÖRNEK OLAN MİSAFİRPERVERLİK GÖSTERİYORUZ'
Biz çatışmaların başladığı ilk günden beri zulme uğrayan Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduk, bugün de olmaya devam ediyoruz.Türkiye, Mart 2011'den itibaren bölgede din, dil, ırk ayrımı gözetmeden tüm mağdurlara kapısını açık tutmuştur. Bugün itibariyle ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 2,7 milyonu bulmuştur.Ülke olarak tüm dünyaya örnek olması gereken bir gönlü genişlik, bir misafirperverlik gösteriyoruz.
'BÜTÜN TOPLUMLARIN YAPMASI GEREKEN BU'
İnsanlarımız evlerinden, yurtlarından edilmiş bu kardeşlerimize kucak açıyor. Her birine buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Aslında bütün toplumların yapması gereken budur.Bütün dünyayı ilgilendiren böyle bir meselede uluslararası toplum konuyu birçok yönüyle görmezden gelmeye devam ediyor.Türkiye olarak Suriye halkının yaşadığı acılara dikkat çekerek uluslararası toplumun bu meseleye hassasiyetini arttırmaya devam ediyoruz.
Konuyla ilgili bu hassasiyetimizi Londra'da katıldığımız Donörler Konferansı'nda yaptığım konuşmada en açık şekilde ifade ettim. Yine bu konferans vesilesiyle bir araya geldiğimiz çeşitli ülke liderleriyle temaslarımızda da Türkiye'nin bu meseleye bakışını ifade ettim. Ayrıca yine Şubat ayı içinde ülkemizi ziyaret eden ve ikinci kez biraraya geldiğimiz Sayın Merkel'le bu konuyu bütün detaylarıyla birlikte konuştuk. Bizim duruşumuz baştan beri belli, bu duruşumuzu sonuna kadar koruyacağız. Biz zorda kalmış, katliama tabi tutulan, tecavüze uğrayan bu kardeşlerimize yönelik açık kapı politikamızı sürdürmeye bundan sonra da devam edeceğiz.”