Kariyer Ve Karakter Gelişimi Seminerleri Devam Ediyor…
Hayırseverler imam hatip ortaokulunda; ahlak, değerler, karakter ve şahsiyet gelişimlerine katkı sağlanması hedeflenen seminerler her ay devam ediyor.
Örnek ve öncü şahsiyetler tarafından verilen, öğrencilerde özgüven bilinci, imam hatiplik şuuru ve karakter gelişimini içeren seminerlerin şubat ayı misafir kürsüsünde vali yardımcısı Abdulhamit Karaca vardı. Okul müdürü Ali Aktaş’ın selamlama konuşmasıyla başlayan programa öğrencilerin ilgisi yoğundu. İmam hatip mezunu olan Karaca’nın öğrencilere verdiği mesajlar dikkatle takip edildi. Günün önemine binaen hediye takdiminden sonra seminer sona erdi.
Okul müdürü Aktaş, konuşmasında şunları ifade etti: “Hayırseverler imam hatip ortaokulumuzda, öğrencilerimizin derslerde aldığı kuramsal bilgileri gerçek hayatla birleştirerek pratiğe dönüştürmelerini, iletişim becerileri kazanmalarını, öz güvenlerinin gelişmesini, meslekleri her yönüyle tanıyıp doğru hedefler belirleyerek ilgi ve yetkinlikleri doğrultusunda uygun mesleği seçmelerini, kişisel gelişimlerini artırmalarını, iş dünyasını tanımalarını, farkındalıklarının artmasını sağlamak amacıyla kariyer günleri düzenliyoruz. Öğrencilerimiz kariyer günlerinde kamu sektöründeki kurumlar ile özel sektördeki firmaların üst düzey yöneticileri, yetkilileri ve çalışanlarıyla bir araya gelerek uzmanların deneyim ve bilgilerinden yararlanır, yüz yüze iletişim kurarak kişisel gelişimlerine katkı sağlarlar. Öğrencilerimiz Kariyer günleri seminerlerinde, kariyeri keşfetme ve geliştirmenin bir basamağı olarak görüp değerlendirme fırsatı bulacaklar.”
Vali yardımcısı Abdulhamit Karaca ise konuşmasında şunlara değindi: “İnsanın hayatı boyunca taşımak zorunda olduğu bir takım özellikler vardır. Bunların bir kısmı Allah’ın takdir ettiği ve hiçbir zaman değiştirilemeyecek olan fiziksel ve karakteristik özelliklerdir. Bir kısmı ise insanın kendi çaba ve gayretleri sonucu elde ettiği, hayatına yön verdiği kararlarıdır. İnsan birincisinden sorumlu tutulmazken; ikincisi nedeniyle yapıp ettiklerinden dolayı hesap verecektir. İşte İmam Hatipli olmak da insanın kendi kararıyla verdiği bir niteliktir.
Sevgili gençler; İmam Hatipli olmak, kendi tercihimizle seçtiğimiz bir özellik olmakla birlikte bu bize bir misyon yüklemektedir. Bu misyonun ne olduğunu anlamak için diğer birçok kavramda olduğu gibi ismin bizzat kendisine bakmak gerekir. “İmam” kelimesi anlam olarak önde olmak, öne geçmek yani önder olmak demektir. Tabii imam olmayı sadece camide insanların önüne geçip, arkasına insanların saf saf dizildiği namaz kıldıran kimse ya da bazı dini ve özel günlerde birtakım dini ritüellerin uygulayıcısı bir görevli olarak algılamamak gerekir. Bu imamın sadece vizyonel fonksiyonudur. Oysa imam, sıradan boncuk tanelerini bir ipte toplayıp onların bir amaç için birleştiren tesbihin imamesi gibi toplumun önünde aynı inanç ilkeleri etrafında toplumu oluşturan fertleri aynı amaç için bir araya getiren bir misyonun temsilcisidir. Önder olan, önde olan kişi bu misyonu yerine getirirken toplumun önünde olduğunu ve herkesin gözünün kendisinin üzerinde olduğunu ve toplumun kendisinden birtakım beklentilerinin olduğunu unutmaması gerekir. İşte İmam Hatipli olmak bu misyon şuurunu gerektirir ki bu da örnek olma şuurudur. Yani İmam Hatipli olmak örnek olmaktır. Bu aynı zamanda İmam Hatipli olmayı benimseyen kişiye bir sorumluluk da yüklemektedir. Çünkü bu misyon “İlk İmam” ın misyonudur. İmamlık, Hz Muhammed (S.A.V)’in makamıdır. O makama uygun davranmak bir İmam Hatipli için en büyük sorumluluktur.
Bir İmam Hatipli hangi işi yaparsa yapsın öncelikli görevi yaptığı işte örnek olmaktır. Başkalarının yaptığı hata ve yanlışlar onların cahilliğine verilirken bir İmam Hatipliye bilgisizlik yakıştırılamadığı için “imam böyle yaparsa cemaat ne yapar” diyerek hoş karşılanmaz. O, işini sağlam, doğru ve bilinçle yapmalıdır. İşine hile-hurda katmamalıdır. Hele hele kul hakkına girecek durumlara çok dikkat etmelidir. Çünkü İmam Hatipli önderdir, toplumun önündedir.
Bu okullardan hiç bir zaman terörist, vatan haini ve şer idaklarının işbirlikçileri çıkmamıştır. 28 şubat gibi zor dönemlerde bile sabır ahlakını kuşanarak kırıp dökmeden mücadele etme yöntemlerini ortaya koymuşlardır.
Arkadaşlar sabır; köşesine çekilip beklemek, hakların gasp edilmesi karşısında sessizliğe gömülmek, susmak, sineye çekmek değildir.ülke ve millet sevgisini merkeze alarak, adalet, dürüstlük ve sadakatten ödün vermeden cesaretle adım adım çalışmak ve sonuç almaktır.
Lise yıllarında öğretmen ve idarecilerimizden ‘siz İmam-Hatiplisiniz’ beyaz bir örtü gibisiniz. Beyaz örtünün üzerindeki en ufak leke nasıl belli olursa sizin de hatalarınız öyle görünür’ mealinde şeyler işitirdik. Bu telkinler motivasyonumuzu artırır ve sahabeleri örnek almak şiarımız olurdu.
Bugün sizlere hatırlatmak istediğim. En somut örnek ve öncü şahsiyetlerden, imam hatiplilerden biri de, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siyasi yönünü bir tarafa koyarak değerlendirme yaptığımız zaman, Zorluklar karşısında yılmamış, hakkı gasp edildiğinde pes etmemiş, davasından vazgeçmemiş yaşadığı her şeye rağmen ülkesine ve milletine hizmet etme aşkıyla ‘bu şarkı, burada bitmez’ diyerek bugünkü konumuna ulaşmıştır.
Kıymetli gençler; Şimdi yeni bir süreçteyiz. Ancak bu yeni sürece uyum sağlayamamış bizim mahalleyi anlamakta zorlandığımı söylemek isterim. Ülkemiz zor süreçleri atlatmıştır. Bugün yaşadığımız lokal sorunlar da büyük bir doğumun habercisi olarak anlaşılmalıdır. Türkiyenin iddiası büyüdüğü için problemleri de düne göre büyük olacaktır. Müsterih olun...
Özellikle başarılı çocukları hala İmam-Hatip okullarına göndermekten imtina edenlerin gerekçelerini anlamakta zorlanıyorum. Bu okullardan mezun olacak sizler, gelecekte Türkiye’nin yeni yüzyıldaki misyonunun aktif öznesi, taşıyıcısı ve öncüleri olacaksınız. Kanaatimce çocuklarımız için burslu bile olsa özel okullar yerine İmam- Hatip okulları tercih edilmelidir. Zengin aile çocukları için oluşturulan steril ortamlar yerine her kültürden ve çeşitli gelir gruplarından gelen gençlerle beraber öğrenim görmek çocuklarımızı hayata daha iyi hazırlayacaktır.”
Vali yardımcısı Karaca kendisini okula davet ederek öğrencilerle buluşmasını sağlayan idareci ve öğretmenlere teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Kaynak: İHA
Okul müdürü Aktaş, konuşmasında şunları ifade etti: “Hayırseverler imam hatip ortaokulumuzda, öğrencilerimizin derslerde aldığı kuramsal bilgileri gerçek hayatla birleştirerek pratiğe dönüştürmelerini, iletişim becerileri kazanmalarını, öz güvenlerinin gelişmesini, meslekleri her yönüyle tanıyıp doğru hedefler belirleyerek ilgi ve yetkinlikleri doğrultusunda uygun mesleği seçmelerini, kişisel gelişimlerini artırmalarını, iş dünyasını tanımalarını, farkındalıklarının artmasını sağlamak amacıyla kariyer günleri düzenliyoruz. Öğrencilerimiz kariyer günlerinde kamu sektöründeki kurumlar ile özel sektördeki firmaların üst düzey yöneticileri, yetkilileri ve çalışanlarıyla bir araya gelerek uzmanların deneyim ve bilgilerinden yararlanır, yüz yüze iletişim kurarak kişisel gelişimlerine katkı sağlarlar. Öğrencilerimiz Kariyer günleri seminerlerinde, kariyeri keşfetme ve geliştirmenin bir basamağı olarak görüp değerlendirme fırsatı bulacaklar.”
Vali yardımcısı Abdulhamit Karaca ise konuşmasında şunlara değindi: “İnsanın hayatı boyunca taşımak zorunda olduğu bir takım özellikler vardır. Bunların bir kısmı Allah’ın takdir ettiği ve hiçbir zaman değiştirilemeyecek olan fiziksel ve karakteristik özelliklerdir. Bir kısmı ise insanın kendi çaba ve gayretleri sonucu elde ettiği, hayatına yön verdiği kararlarıdır. İnsan birincisinden sorumlu tutulmazken; ikincisi nedeniyle yapıp ettiklerinden dolayı hesap verecektir. İşte İmam Hatipli olmak da insanın kendi kararıyla verdiği bir niteliktir.
Sevgili gençler; İmam Hatipli olmak, kendi tercihimizle seçtiğimiz bir özellik olmakla birlikte bu bize bir misyon yüklemektedir. Bu misyonun ne olduğunu anlamak için diğer birçok kavramda olduğu gibi ismin bizzat kendisine bakmak gerekir. “İmam” kelimesi anlam olarak önde olmak, öne geçmek yani önder olmak demektir. Tabii imam olmayı sadece camide insanların önüne geçip, arkasına insanların saf saf dizildiği namaz kıldıran kimse ya da bazı dini ve özel günlerde birtakım dini ritüellerin uygulayıcısı bir görevli olarak algılamamak gerekir. Bu imamın sadece vizyonel fonksiyonudur. Oysa imam, sıradan boncuk tanelerini bir ipte toplayıp onların bir amaç için birleştiren tesbihin imamesi gibi toplumun önünde aynı inanç ilkeleri etrafında toplumu oluşturan fertleri aynı amaç için bir araya getiren bir misyonun temsilcisidir. Önder olan, önde olan kişi bu misyonu yerine getirirken toplumun önünde olduğunu ve herkesin gözünün kendisinin üzerinde olduğunu ve toplumun kendisinden birtakım beklentilerinin olduğunu unutmaması gerekir. İşte İmam Hatipli olmak bu misyon şuurunu gerektirir ki bu da örnek olma şuurudur. Yani İmam Hatipli olmak örnek olmaktır. Bu aynı zamanda İmam Hatipli olmayı benimseyen kişiye bir sorumluluk da yüklemektedir. Çünkü bu misyon “İlk İmam” ın misyonudur. İmamlık, Hz Muhammed (S.A.V)’in makamıdır. O makama uygun davranmak bir İmam Hatipli için en büyük sorumluluktur.
Bir İmam Hatipli hangi işi yaparsa yapsın öncelikli görevi yaptığı işte örnek olmaktır. Başkalarının yaptığı hata ve yanlışlar onların cahilliğine verilirken bir İmam Hatipliye bilgisizlik yakıştırılamadığı için “imam böyle yaparsa cemaat ne yapar” diyerek hoş karşılanmaz. O, işini sağlam, doğru ve bilinçle yapmalıdır. İşine hile-hurda katmamalıdır. Hele hele kul hakkına girecek durumlara çok dikkat etmelidir. Çünkü İmam Hatipli önderdir, toplumun önündedir.
Bu okullardan hiç bir zaman terörist, vatan haini ve şer idaklarının işbirlikçileri çıkmamıştır. 28 şubat gibi zor dönemlerde bile sabır ahlakını kuşanarak kırıp dökmeden mücadele etme yöntemlerini ortaya koymuşlardır.
Arkadaşlar sabır; köşesine çekilip beklemek, hakların gasp edilmesi karşısında sessizliğe gömülmek, susmak, sineye çekmek değildir.ülke ve millet sevgisini merkeze alarak, adalet, dürüstlük ve sadakatten ödün vermeden cesaretle adım adım çalışmak ve sonuç almaktır.
Lise yıllarında öğretmen ve idarecilerimizden ‘siz İmam-Hatiplisiniz’ beyaz bir örtü gibisiniz. Beyaz örtünün üzerindeki en ufak leke nasıl belli olursa sizin de hatalarınız öyle görünür’ mealinde şeyler işitirdik. Bu telkinler motivasyonumuzu artırır ve sahabeleri örnek almak şiarımız olurdu.
Bugün sizlere hatırlatmak istediğim. En somut örnek ve öncü şahsiyetlerden, imam hatiplilerden biri de, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siyasi yönünü bir tarafa koyarak değerlendirme yaptığımız zaman, Zorluklar karşısında yılmamış, hakkı gasp edildiğinde pes etmemiş, davasından vazgeçmemiş yaşadığı her şeye rağmen ülkesine ve milletine hizmet etme aşkıyla ‘bu şarkı, burada bitmez’ diyerek bugünkü konumuna ulaşmıştır.
Kıymetli gençler; Şimdi yeni bir süreçteyiz. Ancak bu yeni sürece uyum sağlayamamış bizim mahalleyi anlamakta zorlandığımı söylemek isterim. Ülkemiz zor süreçleri atlatmıştır. Bugün yaşadığımız lokal sorunlar da büyük bir doğumun habercisi olarak anlaşılmalıdır. Türkiyenin iddiası büyüdüğü için problemleri de düne göre büyük olacaktır. Müsterih olun...
Özellikle başarılı çocukları hala İmam-Hatip okullarına göndermekten imtina edenlerin gerekçelerini anlamakta zorlanıyorum. Bu okullardan mezun olacak sizler, gelecekte Türkiye’nin yeni yüzyıldaki misyonunun aktif öznesi, taşıyıcısı ve öncüleri olacaksınız. Kanaatimce çocuklarımız için burslu bile olsa özel okullar yerine İmam- Hatip okulları tercih edilmelidir. Zengin aile çocukları için oluşturulan steril ortamlar yerine her kültürden ve çeşitli gelir gruplarından gelen gençlerle beraber öğrenim görmek çocuklarımızı hayata daha iyi hazırlayacaktır.”
Vali yardımcısı Karaca kendisini okula davet ederek öğrencilerle buluşmasını sağlayan idareci ve öğretmenlere teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.