Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (1)
'Dünyanın Suriyeli göçmenler meselesini ve küresel ölçekte göçmenler meselesini çözememesinin temel nedeni, güçlülerin bakış açısındaki eksikliktir. Biz kimseden yardım istemiyoruz. Kimseye 'Bize üç kuruş para verin' demiyoruz. Kimse para vermeden Türkiye zaten 8 milyar doların üzerindeki bir yardımı mültecilere yapıyor' 'Ey uluslararası camia, nasıl oluyor da bu meseleyi çözebilecek bir görüşü ortaya koyamıyorsunuz. Hani Birleşmiş Milletler vardı. BM sadece temenni ediyor, BM herhangi bir sorunu çözme perspektifine sahip değil çünkü Birleşmiş Milletler'in kuruluşu yanlıştır, çünkü BM'nin bugüne kadar geldiği noktada üretebildiği araçlar artık çalışmıyor' '(Suriye'deki iç savaş) Dünyanın bütün orduları bu bölgede, Rusya'dan Amerika'sına kadar Çin'inden Avrupa ülkelerine kadar bütün ülkelerin gemileri, uçakları, askerleri burada, Ortadoğu tahtasında satrançtaki elini güçlendirmeye çalışıyor' 'Dünya sistemi problem çözme yeteneğini kaybetmiş vaziyette. Ukrayna'daki krizi çözemiyor, Suriye'deki problemi çözemiyor'
Kurtulmuş, Antalya'nın Manavgat ilçesinde, Memur-Sen'in 24. kuruluş yıl dönümü kutlamalarına katıldı. Starlight Resort Convention Center'da gerçekleştirilen programda konuşan Kurtulmuş, Memur-Sen'in üyesi olmadığını ancak birçok faaliyetine destek veren bir kardeşleri olarak, Allah'a şükrettiğini söyledi.
Merhum Akif İnan'ın öncülüğünde zor şartlarda kurulan Eğitim-Bir-Sen'in de bugün Türkiye'nin önemli birliklerinden biri olduğunu, üye sayısı ve etkinliği bakımından Türkiye'nin en kayda değer sendikası haline geldiğini belirten Kurtulmuş, emeğe geçenleri takdirle yad ettiğini ve şükranlarını sunduğunu dile getirdi.
İçinde bulunulan dönemin şartlarını göz önünde bulundurarak birkaç konunun altını çizmek istediğini anlatan Kurtulmuş, 'Temel iddiamız 'yeni bir dünyanın kurulması mümkündür' iddiasıydı. 150 senedir bu topraklardaki temel iddiamız 'kendi medeniyet değerlerimiz üzerinden yeniden ayağa kalkabiliriz' iddiasıydı' diye konuştu.
Bunu Mehmet Akif'in diliyle Necip Fazıl ve Sezai Karakoç ile her alanda dile getirdiklerinin altını çizen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Sanatın her türlüsünü kullanarak dile getirdik. Siyasette daha zor bir mecra içerisinde bunları dile getirdik. Bu memlekette hep var olan iki siyasal çizgiden bir tanesi millete karşı ve milleti tepeden yönetmeye çalışan çizgiydi. Bir diğeri ise bizim içinden çıkıp geldiğimiz milli siyaset geleneğiydi. Bunları inşallah başka vesileyle konuşuruz ama bu siyaset geleneğinin içerisinde zamanlar ne kadar değişirse değişsin, zamanın şartları ne kadar değişirse değişsin, değişmeyen hiç değişmeyen temel hedeflerimizden birisi, temel bakış açımızdan birisi 'Evet, yeni bir dünyayı kurabiliriz' ve yeniden kendi değerlerimiz üzerinde yükselebiliriz. Aslında isimler değişti, partilerin adı değişti, grupların adı değişti, siyasi fikirleri yayan mercilerin, gazetecilerin adı değişti, mücadeleye taraf olan siyasi aktörlerin adı değişti ama inanın ki 150 senedir bu topraklarda siyasi olarak kullanılan malzemeler ve siyasi olarak ortaya atılan tezler hiç değişmedi. Bugünün dünyasında bir taraftan bu dünyanın kendi kuralları içerisinde 'Böyle geldi, biz de bir tarafına eklenip, gidelim' diyenler var, bir taraftan 'Dünya böyle devam etmez, bu dünyayı değiştirmemiz gerekir' diyenler var. İşte Eğitim-Bir-Sen 'Bu dünyayı değiştirmemiz gerekir' diyenlerin kurduğu bir kuruluştur. Bugün de yeni bir dünyanın kurulmasının mümkün olduğuna inanan bir topluluktur.'
- Suriye'deki iç savaş
Bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı temel sorunlara da değinen Kurtulmuş, 'Dünya sistemi problem çözme yeteneğini kaybetmiş vaziyette. Ukrayna'daki krizi çözemiyor, Suriye'deki problemi çözemiyor. Nasıl, ne şekilde çözeceklerini bilemedikleri için dünya sistemi küresel hiçbir krize herhangi bir şekilde çözüm üretemiyor' diye konuştu.
Suriye'deki iç savaşın beşinci yılını doldurduğunu vurgulayan Kurtulmuş, beş yılda önce iç savaş, ardından vekalet savaşları döneminin geldiğini ve şimdi de üçüncü bir dönemin başladığını söyledi. Büyük güçlerin Suriye'nin üzerinden bir küresel ve bölgesel savaşa tutuştuğuna değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'Dünyanın bütün orduları bu bölgede. Rusya'dan Amerika'sına kadar Çin'inden Avrupa ülkelerine kadar bütün ülkelerin gemileri, uçakları, askerleri burada. Ortadoğu tahtasında satrançtaki elini güçlendirmeye çalışıyor ama kimse şu soruyu sormaya cesaret edemiyor. Ey uluslararası camia, nasıl oluyor da bu meseleyi çözebilecek bir görüşü ortaya koyamıyorsunuz. Hani Birleşmiş Milletler vardı. BM sadece temenni ediyor, BM herhangi bir sorunu çözme perspektifine sahip değil. Çünkü Birleşmiş Milletler'in kuruluşu yanlıştır, çünkü BM'nin bugüne kadar geldiği noktada üretebildikleri araçlar artık çalışmıyor. Çünkü Birleşmiş Milletler acil bir çözüm bulmak için sorunlara yaklaşmıyor, güçlünün gücünü pekiştirmek için güçlüler adına bir dünya sistemin kurulması için var olageliyor. Birilerinin buna karşı çıkması gerekmez mi? İşte Türkiye buna bütün gücüyle karşı çıkıyor. 'Dünya beşten büyüktür' derken bu gerçeği ifade etmeye çalışıyoruz. Dünyada beş ülke ne kadar haklıysa o ülkelerin insanlarının ne kadar hakkı varsa 194 ülkenin de o kadar hakkı vardır.'
Sadece güçlünün sesinin çıktığı bir dünyanın asla devam edemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, yeryüzünde herkesin sözünün olduğu, haklının da hakkını aldığı bir dünyanın kurulmasının şart olduğunu bildirdi.
- 'Ekmeğimizi, suyumuzu paylaşıyoruz'
Kurtulmuş, bu topraklarda mücadelenin öncelikli olarak bunun üzerinde durduğunu ifade ederek, ikinci meselenin de Suriyeli göçmenler olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği'nin Suriyeli sığınmacılar için Türkiye'ye 3 milyar avro destek vermeyi önerdiğini hatırlatan Kurtulmuş, bunun karşılığında kendilerine 'Şu kapılarınızı siz Avrupa'ya doğru kapatın, Doğudaki kapılarınız açın. Siz bu mültecileri alın, besleyin, onlarla ne yaparsanız yapın' dendiğini aktardı.
Kurtulmuş, 'Göçmenler konusunda hassasiyet gösteren politikacıları bir tarafa bırakarak söylüyorum. Onları istisna tutarak söylüyorum. Dünyanın Suriyeli göçmenler meselesini ve küresel ölçekte göçmenler meselesini çözememesinin temel nedeni, bakış açısındaki, güçlülerin bakış açısındaki eksikliktir. Biz kimseden yardım istemiyoruz, kimseye 'Bize üç kuruş para verin' demiyoruz. Kimse para vermeden Türkiye zaten 8 milyar doların üzerindeki bir yardımı mültecilere yapıyor. Ekmeğimizi, suyumuzu paylaşıyoruz. Elimizdeki imkanları paylaşıyoruz.'
Suriyeli mülteciler meselesine bir insanlık sorunu olarak baktıklarını vurgulayan Kurtulmuş, Uzakdoğu'dan, Afrika'dan, Asya'dan gelen insanların göçmen haline dönmesini bir insani kriz, bütün insanlığın çözmesi gereken bir sorun olarak gördüklerini kaydetti.
(Sürecek)