Grip Ve Nezle İçin Antibiyotik Uyarısı
Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB AD Klinik Sorumlusu Prof. Dr. Müge Özcan, grip ve nezle tedavisinde antibiyotiklerin yerinin olmadığını belirterek, "Her iki hastalığın tedavisinde de istirahat edilmeli, Bol sıvı alınmalı. Gerekiyorsa ateş düşürücü ağrı kesici ilaçlar kullanılır" dedi.
Nezle ve gribin özellikle sonbahar ve kış aylarında sık görülen ve virüs denilen enfeksiyon etkenleri ile oluşan hastalık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Müge Özcan, halk arasında genellikle aynı anlamda kullanılsa da, her iki hastalığın da farklı virüslerle oluştuğunu, belirtileri ve hastalık sürecinin birbirinden farklı olduğunu dile getirdi.
Nezlenin daha çok rinovirüslerin neden olduğu bir hastalık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özcan, "Burun, boğaz, geniz ve bazen de nefes borusunu etkileyebilir. Hastalık genellikle genizde kaşıntı ve hapşırmayla başlar. Saatler içerisinde hasta boğaz ağrısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı hisseder. Halsizlik olsa da, yüksek ateş ve vücutta genel kas ağrısı genellikle görülmez. Yüzde dolgunluk olsa da, baş ağrısı sık değildir. Ses kısıklığı görülebilir. Nezle genellikle ağır seyretmez. Hastanın belirtileri 3-4 gün içinde azalarak, bir hafta içerisinde geçer. Grip, influenza adı verilen virüslerle oluşturulan, daha ağır bir tablodur. Her ne kadar burun akıntısı ve tıkanıklığı ve boğaz ağrısı nezleye benzese de, bu hastalarda baş ağrısı ve 38 dereceyi geçen ateş sık görülür. Grip, ciddi halsizlik ve kas ağrılarına neden olur. Öksürük çok sık görülür. Nezleye göre daha ciddi bir tablodur. Hastalığın belirtileri 4-5 gün içinde azalır ve genellikle 10 gün içerisinde geçer. Her iki hastalığın tedavisinde de antibiyotiklerin yeri yoktur. İstirahat, bol sıvı alınması, gerekiyorsa ateş düşürücü-ağrı kesici ilaçlar kullanılır" diye konuştu.
Hijyene dikkat
Nezle ve grip arasındaki en önemli farkın nezlenin kendini sınırlayıcı bir hastalık olmasına rağmen, gribin özellikle yaşlı ve bağışıklık sistemi bozuk hastalarda zatürre gibi daha ileri hastalıklara neden olduğunu anlatan Prof. Dr. Özcan, "65 yaşından büyük hastalar, şeker hastalığı, kronik bronşit (KOAH), astım, kanser hastalığı olanlar, ve herhangi bir nedenle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan hastalarda gribin daha ciddi seyretmesi ve komplikasyonlara neden olması söz konusu olabilir. Nezle ve grip arasındaki en önemli benzerlik ise iki hastalığın da virüslerce oluşturulması ve antibiyotiklerin virüsler üzerinde herhangi bir etki göstermemesidir. Kronik hastalığı olan, komplikasyon riski yüksek gripli hastalara, virüsler üzerinde etkisi olan anti-viral ilaçlar verilebilir. Nezle ve grip hastadan sağlıklı kişilere damlacık enfeksiyonu denilen yolla bulaşır. Hasta kişi aksırdığı veya öksürdüğü zaman, hastalığa neden olan virüsler burun salgısı, tükürük veya balgam parçacıkları içerisinde havaya karışır. Hapşırma ve öksürükle vücuttan çıkan bu virüslü salgılar, aynı bir spreyin havaya karıştığı gibi havaya karışır, ve ortamın havasında saatlerce havada asılı kalır. Aynı havayı soluyan insanlar da virüsleri solur ve hastalığa yakalanır. Hasta insanlar burunlarını sildikleri ve hapşırıp öksürdükleri zaman ağız-burunlarını elleriyle kapattıkları zaman, aynı virüslü salgılar ellere de bulaşır, ve virüsler el sıkışma, öpüşme ile de başka insanlara bulaşabilir. Bu nedenle öksürülürken ağzın kapatılması ve bunun elle değil, başka insanlara daha az temas etmesi muhtemel olan dirseğin iç tarafıyla yapılması daha uygun olur. Ellerin sık sık, birbirine sürtülerek ve en az 30 saniye süreyle suyla yıkanması, bulaşmanın engellenmesi için çok önemlidir. Hastaların çatal, bardak gibi ağızla temas etmiş malzemeleri sağlıklı kişilerce kullanılmamalıdır. Kapalı ortamların sık sık havalandırılması da hastalık etkenlerinin ortamdan daha çabuk uzaklaşmasını sağlar. Nezle ve grip virüsleri kendi yapılarını değiştirebilen etkenlerdir. Bu nedenle kendinde küçücük bir farklılık oluşturan bir virüs, bir bireyi yeniden hasta edebilir. Nezle virüsleri için bir aşı yoktur. Ancak grip aşısı bir önceki yılın virüsleri araştırılarak hazırlanır. Özellikle de yukarıda bahsedilen, gribin ağır geçme olasılığı olan kronik hastalıkları olan bireylere yapılması önerilir" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Nezlenin daha çok rinovirüslerin neden olduğu bir hastalık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özcan, "Burun, boğaz, geniz ve bazen de nefes borusunu etkileyebilir. Hastalık genellikle genizde kaşıntı ve hapşırmayla başlar. Saatler içerisinde hasta boğaz ağrısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı hisseder. Halsizlik olsa da, yüksek ateş ve vücutta genel kas ağrısı genellikle görülmez. Yüzde dolgunluk olsa da, baş ağrısı sık değildir. Ses kısıklığı görülebilir. Nezle genellikle ağır seyretmez. Hastanın belirtileri 3-4 gün içinde azalarak, bir hafta içerisinde geçer. Grip, influenza adı verilen virüslerle oluşturulan, daha ağır bir tablodur. Her ne kadar burun akıntısı ve tıkanıklığı ve boğaz ağrısı nezleye benzese de, bu hastalarda baş ağrısı ve 38 dereceyi geçen ateş sık görülür. Grip, ciddi halsizlik ve kas ağrılarına neden olur. Öksürük çok sık görülür. Nezleye göre daha ciddi bir tablodur. Hastalığın belirtileri 4-5 gün içinde azalır ve genellikle 10 gün içerisinde geçer. Her iki hastalığın tedavisinde de antibiyotiklerin yeri yoktur. İstirahat, bol sıvı alınması, gerekiyorsa ateş düşürücü-ağrı kesici ilaçlar kullanılır" diye konuştu.
Hijyene dikkat
Nezle ve grip arasındaki en önemli farkın nezlenin kendini sınırlayıcı bir hastalık olmasına rağmen, gribin özellikle yaşlı ve bağışıklık sistemi bozuk hastalarda zatürre gibi daha ileri hastalıklara neden olduğunu anlatan Prof. Dr. Özcan, "65 yaşından büyük hastalar, şeker hastalığı, kronik bronşit (KOAH), astım, kanser hastalığı olanlar, ve herhangi bir nedenle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan hastalarda gribin daha ciddi seyretmesi ve komplikasyonlara neden olması söz konusu olabilir. Nezle ve grip arasındaki en önemli benzerlik ise iki hastalığın da virüslerce oluşturulması ve antibiyotiklerin virüsler üzerinde herhangi bir etki göstermemesidir. Kronik hastalığı olan, komplikasyon riski yüksek gripli hastalara, virüsler üzerinde etkisi olan anti-viral ilaçlar verilebilir. Nezle ve grip hastadan sağlıklı kişilere damlacık enfeksiyonu denilen yolla bulaşır. Hasta kişi aksırdığı veya öksürdüğü zaman, hastalığa neden olan virüsler burun salgısı, tükürük veya balgam parçacıkları içerisinde havaya karışır. Hapşırma ve öksürükle vücuttan çıkan bu virüslü salgılar, aynı bir spreyin havaya karıştığı gibi havaya karışır, ve ortamın havasında saatlerce havada asılı kalır. Aynı havayı soluyan insanlar da virüsleri solur ve hastalığa yakalanır. Hasta insanlar burunlarını sildikleri ve hapşırıp öksürdükleri zaman ağız-burunlarını elleriyle kapattıkları zaman, aynı virüslü salgılar ellere de bulaşır, ve virüsler el sıkışma, öpüşme ile de başka insanlara bulaşabilir. Bu nedenle öksürülürken ağzın kapatılması ve bunun elle değil, başka insanlara daha az temas etmesi muhtemel olan dirseğin iç tarafıyla yapılması daha uygun olur. Ellerin sık sık, birbirine sürtülerek ve en az 30 saniye süreyle suyla yıkanması, bulaşmanın engellenmesi için çok önemlidir. Hastaların çatal, bardak gibi ağızla temas etmiş malzemeleri sağlıklı kişilerce kullanılmamalıdır. Kapalı ortamların sık sık havalandırılması da hastalık etkenlerinin ortamdan daha çabuk uzaklaşmasını sağlar. Nezle ve grip virüsleri kendi yapılarını değiştirebilen etkenlerdir. Bu nedenle kendinde küçücük bir farklılık oluşturan bir virüs, bir bireyi yeniden hasta edebilir. Nezle virüsleri için bir aşı yoktur. Ancak grip aşısı bir önceki yılın virüsleri araştırılarak hazırlanır. Özellikle de yukarıda bahsedilen, gribin ağır geçme olasılığı olan kronik hastalıkları olan bireylere yapılması önerilir" ifadelerini kullandı.