Meclis-İ Nisa Programının İkinci Oturumu Gerçekleştirildi
Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi’nin düzenlediği “Meclis-i Nisa” programının ikinci oturumu gerçekleşti.
Programa, Meram İlçe Belediye Başkanı Fatma Toru, moderatör olarak Prof. Dr. Edibe Sözen, konuşmacılar Avukat Gülden Sönmez, Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu, Tunus Nahda Hareketi’nden aktivist Hamida Bessaad, Gazeteci Yazar Siber Eraslan, Diyanet Vakfı KAGEM (Kadın Aile ve Gençlik Merkezi) Müdürü Hicret Toprak, Suriye’den Türkiye’ye göç eden Nedya Cuma ve kadınlar katıldı.
Oturumda ilk olarak konuşan Avukat Gülden Sönmez, İslam’ın ‘fobi’ gibi bir kelime ile yan yana kullanılmasının doğru olmadığını ve bu konuda duyarlı olunması gerektiğini söyleyerek, “Srebrenitsa’yı daha bilinçli zamanımızda okurken, bugün olsa gider ve o askerlerin önüne dururduk, canlı kalkan olurduk, şunu yapardık, bunu yapardık diye. Bugün Suriye kaç tane Srebrenitsa… Biz bugün bir çığlık atmazsak Halep’teki kadınlar ve çocuklar için, en azından şuan sağ olanlar için çok geç olacak. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bir Müslüman’ın hayatı ve namusu ise kesinlikle hiçbir şekilde ucuz olmamalı” dedi.
Adaletin her farklılığa kendi içinde ihtiyacı olanın verilmesi anlamına geldiğini söyleyen Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu ise, bu nedenle Kur’an ve İslam dininde olduğu üzere kadını tek bir kimliğe hapsetmeye karşı olduklarını belirtti.
Tunus Nahda İslam Hareketi’nden aktivist Hamida Bessaad de, Tunus Devrimi’nin kadınlar olmasaydı gerçekleşemeyeceğini ifade ederek, Tunuslu kadınların zorluklara karşı mücadelelerini anlattı.
Gazeteci Yazar Sibel Eraslan, Tüm dünyada İslam karşıtı bir kişilik, bir şablon örülmeye çalışıldığını belirterek, “Böyle bir zihin sürüklenmesine doğru gidiyoruz. Bu zihin sürüklenmesi içerisinde inşa edilen, hakikatte yok ama, o şekilde ortaya çıkartılan bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Diyanet Vakfı KAGEM Müdürü Hicret Toprak da, “Hayatımıza rehber edindiğimiz tarihsel şahsiyetleri tahrif etmeme konusunda son derece titiz davranmak, onları kendi koşulları içinde tanımak, onların tecrübelerini yeniden inşa etmek, üretmek için emek ve çaba sarf etmek gerekiyor. Oysa bugün Asr-ı Saadet’ten başlayarak, İslam’ın kadına atfettiği rol ve değeri temellendirmek adına yüceltmeci ya da karalayıcı yaklaşımların, bizim İslam’da cinsiyet meselesini doğru anlamamızı engelleyen birer set oluşturmaktan öteye gidemediğini üzülerek ifade etmeliyim” ifadelerini kullandı.
Suriye’den Türkiye’ye göç eden Nedya Cuma ise, Suriye’de rejim güçleri, PYD ve IŞİD tarafından 23 bin kadının öldürüldüğünü belirterek, “Tüm dünya bize sırtını döndüğünde Türkiye bize sahip çıktı. Şuanda Halep herkesin gözü önünde yanmaya devam ediyor. Ambargo üstüne ambargo ve tüm karanlık güçler orada. Sivillerin üzerine misket bombaları atılıyor, klor gazı kullanılıyor” şeklinde konuştu.
Program, konuşmacıların Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ile fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Kaynak: İHA
Oturumda ilk olarak konuşan Avukat Gülden Sönmez, İslam’ın ‘fobi’ gibi bir kelime ile yan yana kullanılmasının doğru olmadığını ve bu konuda duyarlı olunması gerektiğini söyleyerek, “Srebrenitsa’yı daha bilinçli zamanımızda okurken, bugün olsa gider ve o askerlerin önüne dururduk, canlı kalkan olurduk, şunu yapardık, bunu yapardık diye. Bugün Suriye kaç tane Srebrenitsa… Biz bugün bir çığlık atmazsak Halep’teki kadınlar ve çocuklar için, en azından şuan sağ olanlar için çok geç olacak. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bir Müslüman’ın hayatı ve namusu ise kesinlikle hiçbir şekilde ucuz olmamalı” dedi.
Adaletin her farklılığa kendi içinde ihtiyacı olanın verilmesi anlamına geldiğini söyleyen Avukat Pınar Hacıbektaşoğlu ise, bu nedenle Kur’an ve İslam dininde olduğu üzere kadını tek bir kimliğe hapsetmeye karşı olduklarını belirtti.
Tunus Nahda İslam Hareketi’nden aktivist Hamida Bessaad de, Tunus Devrimi’nin kadınlar olmasaydı gerçekleşemeyeceğini ifade ederek, Tunuslu kadınların zorluklara karşı mücadelelerini anlattı.
Gazeteci Yazar Sibel Eraslan, Tüm dünyada İslam karşıtı bir kişilik, bir şablon örülmeye çalışıldığını belirterek, “Böyle bir zihin sürüklenmesine doğru gidiyoruz. Bu zihin sürüklenmesi içerisinde inşa edilen, hakikatte yok ama, o şekilde ortaya çıkartılan bir algı operasyonuyla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Diyanet Vakfı KAGEM Müdürü Hicret Toprak da, “Hayatımıza rehber edindiğimiz tarihsel şahsiyetleri tahrif etmeme konusunda son derece titiz davranmak, onları kendi koşulları içinde tanımak, onların tecrübelerini yeniden inşa etmek, üretmek için emek ve çaba sarf etmek gerekiyor. Oysa bugün Asr-ı Saadet’ten başlayarak, İslam’ın kadına atfettiği rol ve değeri temellendirmek adına yüceltmeci ya da karalayıcı yaklaşımların, bizim İslam’da cinsiyet meselesini doğru anlamamızı engelleyen birer set oluşturmaktan öteye gidemediğini üzülerek ifade etmeliyim” ifadelerini kullandı.
Suriye’den Türkiye’ye göç eden Nedya Cuma ise, Suriye’de rejim güçleri, PYD ve IŞİD tarafından 23 bin kadının öldürüldüğünü belirterek, “Tüm dünya bize sırtını döndüğünde Türkiye bize sahip çıktı. Şuanda Halep herkesin gözü önünde yanmaya devam ediyor. Ambargo üstüne ambargo ve tüm karanlık güçler orada. Sivillerin üzerine misket bombaları atılıyor, klor gazı kullanılıyor” şeklinde konuştu.
Program, konuşmacıların Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ile fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.