MHP Genel Sekreteri Büyükataman Açıklaması
'(Yeni anayasa çalışmaları) MHP'nin buradaki işlevi, rejimin işlerlik kazanması adına nefes açıcı siyasi aktör olmaktır. MHP, AK Parti'nin değil, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir' 'Hiçbir güç Meclisin veya doğrudan milletin izhar ettiği iradeye direnemez ve böylece Türkiye'yi tehlikeye sokan fiili durum son bulur. O bakımdan, meseleyi Meclis gündemine getirmekten veya halka gitmekten korkmamalıdır'
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, 'MHP'nin buradaki işlevi, rejimin işlerlik kazanması adına nefes açıcı siyasi aktör olmaktır. MHP, AK Parti'nin değil, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir.' dedi.
Büyükataman, partisinin Bursa İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) siyaset, bürokrasi, eğitim, emniyet, üniversite, yargı, ekonomi ve sivil toplum ayaklarının bulunduğunu, buralara gizlenmiş olanların birer birer ortaya çıkarıldığını belirtti.
Başarısız darbe girişiminin ardından operasyonların devam ettiğini, buna rağmen FETÖ'nün siyasi ayağının hala gizemini koruğunu ifade eden İsmet Büyükataman, şöyle konuştu:
'15 Temmuz darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı, Türkiye'nin kaderi kimlerin eline geçecek, devlet ve siyasete kimler hükmedecekti? Bu sorunun cevabını bilmek milletimizin en tabii hakkıdır. İhanetin çıbanbaşları kimlerdir? Yurtta Sulh Konseyi isimli rezil ve haçlı yapılanmanın ana kadrosunu, siyaset ve bürokrasi alanındaki ele başlarını bu aziz millet ne zaman duyacak, ne zaman öğrenecektir? Zabıt katibine, hizmetliye, ebe ve hemşireye kadar inen ama hala siyaset ayağına değmeyen, üst mevkilere dokunmayan FETÖ'yle mücadelenin, bu gidişle inandırıcılığını kaybetmesi olağan ve mümkündür.'
Türkiye'de bugün, cumhuriyetin ilanından önce yaşanan siyasi kriz benzeri bir tür tıkanıklık yaşandığını, bu sürece girilmesinde, 2014 yılında cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi sonrasında oluşan erkler belirsizliğinin ve karmaşasının payının bulunduğunu anlatan Büyükataman, 'Bundan sonra rejim ve bilhassa anayasa, yamalı bohçaya dönmüştür. Sistemin revizyondan geçirilmesi, her şeyin yeniden tarif edilmesi ve her erkin sınırlarının yeniden tespit ihtiyacı hasıl olmuştur. 'Parlamenter sistemin revizyonu gerekir' derken kastettiğimiz bu gerçekliktir. Siyasi tıkanıklığın giderilmesi ve cumhurbaşkanlığı makamıyla iktidarın çözüme sevk edilmesi için zorlayıcı bir demokratik siyasi dalga yaratılmalıdır. MHP bunun için harekete geçmiştir.' ifadelerini kullandı.
- 'MHP, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir'
Devlet Bahçeli'nin parlamentonun devreye girmesini, ardından da halkın reyine müracaat edilmesini meşru bir çözüm yolu olarak gösterdiğini anımsatan Büyükataman, şöyle devam etti:
'MHP'nin buradaki işlevi, rejimin işlerlik kazanması adına nefes açıcı siyasi aktör olmaktır. MHP, AK Parti'nin değil, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir. Bunun yolu, parlamentoyu çalıştırmaktan geçmektedir. Önce iktidarın nasıl bir anayasa değişikliği ve nasıl bir öneriyle geldiği görülmeli, mesele hem Mecliste hem de kamuoyunda enine boyuna tartışılmalıdır. Hiçbir güç Meclisin veya doğrudan milletin izhar ettiği iradeye direnemez ve böylece Türkiye'yi tehlikeye sokan fiili durum son bulur. O bakımdan, meseleyi Meclis gündemine getirmekten veya halka gitmekten korkmamalıdır.'
- 'Teklifin sahibi şüphesiz AK Parti'dir'
Bir gazetecinin yeni anayasa taslağıyla ilgili sorusu üzerine Büyükataman, geçen pazartesi günü itibarıyla AK Parti'nin hazırladığı anayasa değişikliğini ihtiva eden taslak metnin MHP'ye ulaştığını hatırlattı.
Bu taslak üzerinde yapılan çalışmaların ve görüşmelerin devam ettiğini anlatan Büyükataman, 'MHP bünyesinde oluşturulan hukukçulardan müteşekkil komisyonda taslak metin üzerinde detaylı ve kapsamlı, kabul etmeyeceğimiz, eksik bulduğumuz 'gözden geçirilmesi gerekir' şeklinde değerlendirdiğimiz değişiklik halini ihtiva eden metin AK Parti'ye hafta sonu itibarıyla ulaştırılmış ve bu konuda çalışmalar karşılıklı olarak yürütülmekte ve devam etmektedir. Dolayısıyla metne son şekli verilmeden, metinle ilgili muhtevası bakımından bir açıklama yapmak, değerlendirmede bulunmak doğru değil. Şüphesiz bu çalışma muhtemeldir ki önümüzdeki hafta belli bir noktaya getirilebilir. Karşılıklı olarak mesele olgunlaşıp, tereddütler giderildikten sonra bu husus kamuoyunun bilgisine sunulacaktır ve son şekli komisyona geldikten sonra TBMM'ye en kısa süre içinde iletilmesi temin edilecektir. Bu teklifin sahibi şüphesiz AK Parti'dir. Dolayısıyla TBMM'ye metni getirecek olan da AK Parti olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Büyükataman, partisinin Bursa İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) siyaset, bürokrasi, eğitim, emniyet, üniversite, yargı, ekonomi ve sivil toplum ayaklarının bulunduğunu, buralara gizlenmiş olanların birer birer ortaya çıkarıldığını belirtti.
Başarısız darbe girişiminin ardından operasyonların devam ettiğini, buna rağmen FETÖ'nün siyasi ayağının hala gizemini koruğunu ifade eden İsmet Büyükataman, şöyle konuştu:
'15 Temmuz darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı, Türkiye'nin kaderi kimlerin eline geçecek, devlet ve siyasete kimler hükmedecekti? Bu sorunun cevabını bilmek milletimizin en tabii hakkıdır. İhanetin çıbanbaşları kimlerdir? Yurtta Sulh Konseyi isimli rezil ve haçlı yapılanmanın ana kadrosunu, siyaset ve bürokrasi alanındaki ele başlarını bu aziz millet ne zaman duyacak, ne zaman öğrenecektir? Zabıt katibine, hizmetliye, ebe ve hemşireye kadar inen ama hala siyaset ayağına değmeyen, üst mevkilere dokunmayan FETÖ'yle mücadelenin, bu gidişle inandırıcılığını kaybetmesi olağan ve mümkündür.'
Türkiye'de bugün, cumhuriyetin ilanından önce yaşanan siyasi kriz benzeri bir tür tıkanıklık yaşandığını, bu sürece girilmesinde, 2014 yılında cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi sonrasında oluşan erkler belirsizliğinin ve karmaşasının payının bulunduğunu anlatan Büyükataman, 'Bundan sonra rejim ve bilhassa anayasa, yamalı bohçaya dönmüştür. Sistemin revizyondan geçirilmesi, her şeyin yeniden tarif edilmesi ve her erkin sınırlarının yeniden tespit ihtiyacı hasıl olmuştur. 'Parlamenter sistemin revizyonu gerekir' derken kastettiğimiz bu gerçekliktir. Siyasi tıkanıklığın giderilmesi ve cumhurbaşkanlığı makamıyla iktidarın çözüme sevk edilmesi için zorlayıcı bir demokratik siyasi dalga yaratılmalıdır. MHP bunun için harekete geçmiştir.' ifadelerini kullandı.
- 'MHP, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir'
Devlet Bahçeli'nin parlamentonun devreye girmesini, ardından da halkın reyine müracaat edilmesini meşru bir çözüm yolu olarak gösterdiğini anımsatan Büyükataman, şöyle devam etti:
'MHP'nin buradaki işlevi, rejimin işlerlik kazanması adına nefes açıcı siyasi aktör olmaktır. MHP, AK Parti'nin değil, sistemin nefesini açmak için devreye girmiştir. Bunun yolu, parlamentoyu çalıştırmaktan geçmektedir. Önce iktidarın nasıl bir anayasa değişikliği ve nasıl bir öneriyle geldiği görülmeli, mesele hem Mecliste hem de kamuoyunda enine boyuna tartışılmalıdır. Hiçbir güç Meclisin veya doğrudan milletin izhar ettiği iradeye direnemez ve böylece Türkiye'yi tehlikeye sokan fiili durum son bulur. O bakımdan, meseleyi Meclis gündemine getirmekten veya halka gitmekten korkmamalıdır.'
- 'Teklifin sahibi şüphesiz AK Parti'dir'
Bir gazetecinin yeni anayasa taslağıyla ilgili sorusu üzerine Büyükataman, geçen pazartesi günü itibarıyla AK Parti'nin hazırladığı anayasa değişikliğini ihtiva eden taslak metnin MHP'ye ulaştığını hatırlattı.
Bu taslak üzerinde yapılan çalışmaların ve görüşmelerin devam ettiğini anlatan Büyükataman, 'MHP bünyesinde oluşturulan hukukçulardan müteşekkil komisyonda taslak metin üzerinde detaylı ve kapsamlı, kabul etmeyeceğimiz, eksik bulduğumuz 'gözden geçirilmesi gerekir' şeklinde değerlendirdiğimiz değişiklik halini ihtiva eden metin AK Parti'ye hafta sonu itibarıyla ulaştırılmış ve bu konuda çalışmalar karşılıklı olarak yürütülmekte ve devam etmektedir. Dolayısıyla metne son şekli verilmeden, metinle ilgili muhtevası bakımından bir açıklama yapmak, değerlendirmede bulunmak doğru değil. Şüphesiz bu çalışma muhtemeldir ki önümüzdeki hafta belli bir noktaya getirilebilir. Karşılıklı olarak mesele olgunlaşıp, tereddütler giderildikten sonra bu husus kamuoyunun bilgisine sunulacaktır ve son şekli komisyona geldikten sonra TBMM'ye en kısa süre içinde iletilmesi temin edilecektir. Bu teklifin sahibi şüphesiz AK Parti'dir. Dolayısıyla TBMM'ye metni getirecek olan da AK Parti olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.