'Türkiye'de Gişede Beklediğimi Bulamadım, Daha Fazlasını Bekliyorum'
Mecidi:'Filmimi eleştirenlerden tek bir isteğim var, o da insanların gidip izlemelerine müsade etmeleri. İnsanlar filmin iyi ya da kötü olduğuna kendileri karar vermeli''Burada tartışılması gereken İslam'ı nasıl anlattığımız olmalı. Hem de DEAŞ gibi örgütler yüzünden Müslümanlar terörist olarak gösterilirken mesele Peygamber'in çocukluğunu gösterip göstermemek olmamalı''Filmimi insafsızca eleştirenler İslam'ı doğru bir şekilde dünyaya anlatmak için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini de lütfen bize göstersinler'' Ben bu filmin İslam dünyası için birlik oluşturacak bir film olmasını istiyordum. Çocukluk dönemini seçmem de Sünni ve Şii dünyanın en çok uzlaştığı dönem olmasıydı. Sünni kaynaklardan da faydalandım'
SAMET DOĞAN - Yönetmen Mecid Mecidi, büyük eleştirilere yol açan 'Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi' filmine ilişkin, 'Ben bu filmin İslam dünyası için birlik oluşturacak bir film olmasını istiyordum.' dedi.
Hazreti Muhammed'in çocukluk ve ilk gençlik dönemi ile İslam'ın doğuşunu beyaz perdeye aktaran film, özellikle gösterime girdikten sonra birçok tartışmayı beraberinde getirdi.
Filme ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Mecidi, 'Türkiye'de gişede beklediğimi bulamadım, daha fazlasını bekliyorum. Filmimi eleştirenlerden tek bir isteğim var, o da insanların gidip izlemelerine müsade etmeleri.' diye konuştu.
- 'Sünni kaynaklardan da faydalandım'
Mecidi, filmin iyi ya da kötü olduğuna izleyicilerin kendilerinin karar vermesini isteyerek, şunları aktardı:
'El Ezher'deki ve Suudi Arabistan'daki alimlerden filmi izledikten sonra eleştiri getirmelerini istedim ama öyle olmadı. Ben bu filmin İslam dünyası için birlik oluşturacak bir film olmasını istiyordum. Çocukluk dönemini seçmem de Sünni ve Şii dünyanın en çok uzlaştığı zaman olmasıydı. Sünni kaynaklardan da faydalandım.'
Önceki filmlerinden farklı olarak, filmde mucizelerin yaşandığı bir yaşama uygun şekilde efektler kullandığını kaydeden Mecidi, 'Her hikayenin kendi dili vardır. Bundan önceki filmlerimde, filmin konusuna göre bir teknik kullandım ve konu Hz. Muhammed olunca filmin geçtiği dönem ve şartlar itibariyle yeni teknikler, efektler kullanmak zorundaydım. Örneğin Fil Suresi'nde olanları ele aldığınızda farklı efektler kullanmak zorundasınız. Bazı sahnelerde ise o ruhu vermek için sade bir anlatım tekniği kullandım. Örneğin Peygamber'in elbisesinin dikenlere takıldığı ağır sahnede önceki filmlerimdeki dili kullandım.' açıklamasında bulundu.
Mecid Mecidi, Hz. Muhammed'in hayatını filme aktarmanın başlı başına çok zor bir süreç olduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:
'Onun hakkında binlerce film de çekilse onun deniz gibi hayatından bir damlayı ancak anlatabilir. Biz de bu filmde onun hayatından ancak bir damlayı anlatabildik. Başından beri bu filmi tek bir film olarak görmedim. Bu filmi bir üçleme olarak düşündüm. Alt yapısını da hazırladık ama henüz kesin bir karara varmadım. Bu film için oluşturduğumuz seti, 30 yıl boyunca kalacak şekilde tasarladık. Dünyanın her yerinden yapımcıları, bu sette film yapmaları için davet ettik.'
Hz. İsa'nın 200, Hz. Musa'nın ise 120 filmde anlatıldığını vurgulayan Mecidi, Hz. Muhammed hakkında bu filmle birlikte sadece 2 film yapıldığına dikkati çekti.
- 'Medyanın İslam karşıtı propagandalarına karşı bir şeyler yapmaya çalışıyoruz'
Yönetmen Mecidi, medyadaki İslam karşıtı propagandaya işaret ederek, şöyle devam etti:
'Sinema aslında toplumun siyasetini yansıtan bir araç. Hollywood'un yaptığı da bu aslında. Türkiye'deki sinemalarda da Hollywood'un etkisi görülüyor. Biz de sinemayı İslam'ın anlatılmasında bir araç olarak kullanmalıyız. İslam denildiğinde, Batı'da terör ön plana çıkıyor. Medyanın İslam karşıtı propagandalarına karşı bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.'
Hz. Muhammed'in hayatını masalsı bir şekilde anlattığına dair eleştirilere de yanıt veren Mecidi, Peygamber'in mucizelerine değinerek, Miraç hadisesini yaşayan bir tarafı olduğunu söyledi.
Yönetmen Mecidi, şiirde ya da edebiyatta bir şekilde Hz. Muhammed anlatılsa da sinema söz konusu olduğunda işin farklılaştığını kaydederek, 'Aslında bu filmde Peygamber'in daha çok beşer yönünü ele aldığımızı düşünüyorum. Bütün peygamberler bir takım mucizelere sahiptiler. Bu mucizeler zaman ve mekana uygun şeylerdi. Mesela Hz. Musa zamanında sihir yaygındı ve Allah da ona asasının ejderhaya dönüşmesi mucizesini verdi. Hz. Muhammed döneminde ise ahlak ve insaniyet ölmüştü ve onun en büyük misyonu ise bunları yeniden diriltmekti.' dedi.
- 'Filmde peygamberin yüzünü göstermedik'
Filmiyle Peygamber'in suretinin gösterildiğine dair eleştirileri kabul etmediğini aktaran Mecidi, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Biz filmde onun yüzünü göstermedik. Peygamber olmadan önceki, çocukluk döneminde bile yüzünü göstermedik. Ayrıca peygamber olduktan sonra ise sadece bir ışık gösterdik. Çocukluk dönemini bile yüzünü göstermeden arkadan gösteremeyeceksek nasıl film çekeceğiz? Burada tartışılması gereken İslam'ı nasıl anlattığımız olmalı. Hem de DEAŞ gibi örgütler yüzünden Müslümanlar terörist olarak gösterilirken mesele Peygamber'in çocukluğunu gösterip göstermemek olmamalı.'
Mecidi, filmi eleştirenlere rağmen filmin batıdaki etkisine ilişkin, 'Filmimi insafsızca eleştirenler İslam'ı doğru bir şekilde dünyaya anlatmak için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini de lütfen bize göstersinler. İslam alimleri bu kadar endişe taşıdıkları halde İslam'ı anlatmak için ne yaptılar? Bu filmin belki bir takım yanlışları vardır. Yüzlerce film de yapılsa tam olarak anlatmamız mümkün değil fakat neden bu yolu kapatıyoruz ve neden insafsızca eleştiriyoruz? Ben Avrupa'da 30'un üzerinde festivale katıldım, Müslüman olmayanlar tarafından izlendiğinde İslam'a olan bakışlarının değiştiğini gördüm. Bu filmin Batı dünyasındaki tesiri yüzlerce kitaptan daha fazladır.' değerlendirmesinde bulundu.
İran'da hapse atıldığı konusunda çıkan söylentileri yalanlayan Mecidi, söylentileri duyduğunda Hindistan'da yeni film projesinin ön görüşmelerini yaptığını söyledi. Mecidi, filmin İran'da geçtiğimiz yıl vizyona girdiğini kaydederek dolayısıyla şimdiye kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadığını aktardı.
Hayrettin Karaman'la filmi birlikte izlediklerini ve Karaman'ın filmin gençlere güzel mesajlar verdiğini düşündüğü söylediğini ifade eden Mecidi, 'Bu filme destek verilmeli. Türkiye bunun öncüsü oldu. Rusya'da da bir kaç yerde gösterime girdi. Türk halkına ve devletine filmime gösterdikleri ehemmiyet için teşekkür ederim. Ayrıca sinema eleştirmelerine de teşekkür etmek istiyorum.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Hazreti Muhammed'in çocukluk ve ilk gençlik dönemi ile İslam'ın doğuşunu beyaz perdeye aktaran film, özellikle gösterime girdikten sonra birçok tartışmayı beraberinde getirdi.
Filme ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Mecidi, 'Türkiye'de gişede beklediğimi bulamadım, daha fazlasını bekliyorum. Filmimi eleştirenlerden tek bir isteğim var, o da insanların gidip izlemelerine müsade etmeleri.' diye konuştu.
- 'Sünni kaynaklardan da faydalandım'
Mecidi, filmin iyi ya da kötü olduğuna izleyicilerin kendilerinin karar vermesini isteyerek, şunları aktardı:
'El Ezher'deki ve Suudi Arabistan'daki alimlerden filmi izledikten sonra eleştiri getirmelerini istedim ama öyle olmadı. Ben bu filmin İslam dünyası için birlik oluşturacak bir film olmasını istiyordum. Çocukluk dönemini seçmem de Sünni ve Şii dünyanın en çok uzlaştığı zaman olmasıydı. Sünni kaynaklardan da faydalandım.'
Önceki filmlerinden farklı olarak, filmde mucizelerin yaşandığı bir yaşama uygun şekilde efektler kullandığını kaydeden Mecidi, 'Her hikayenin kendi dili vardır. Bundan önceki filmlerimde, filmin konusuna göre bir teknik kullandım ve konu Hz. Muhammed olunca filmin geçtiği dönem ve şartlar itibariyle yeni teknikler, efektler kullanmak zorundaydım. Örneğin Fil Suresi'nde olanları ele aldığınızda farklı efektler kullanmak zorundasınız. Bazı sahnelerde ise o ruhu vermek için sade bir anlatım tekniği kullandım. Örneğin Peygamber'in elbisesinin dikenlere takıldığı ağır sahnede önceki filmlerimdeki dili kullandım.' açıklamasında bulundu.
Mecid Mecidi, Hz. Muhammed'in hayatını filme aktarmanın başlı başına çok zor bir süreç olduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:
'Onun hakkında binlerce film de çekilse onun deniz gibi hayatından bir damlayı ancak anlatabilir. Biz de bu filmde onun hayatından ancak bir damlayı anlatabildik. Başından beri bu filmi tek bir film olarak görmedim. Bu filmi bir üçleme olarak düşündüm. Alt yapısını da hazırladık ama henüz kesin bir karara varmadım. Bu film için oluşturduğumuz seti, 30 yıl boyunca kalacak şekilde tasarladık. Dünyanın her yerinden yapımcıları, bu sette film yapmaları için davet ettik.'
Hz. İsa'nın 200, Hz. Musa'nın ise 120 filmde anlatıldığını vurgulayan Mecidi, Hz. Muhammed hakkında bu filmle birlikte sadece 2 film yapıldığına dikkati çekti.
- 'Medyanın İslam karşıtı propagandalarına karşı bir şeyler yapmaya çalışıyoruz'
Yönetmen Mecidi, medyadaki İslam karşıtı propagandaya işaret ederek, şöyle devam etti:
'Sinema aslında toplumun siyasetini yansıtan bir araç. Hollywood'un yaptığı da bu aslında. Türkiye'deki sinemalarda da Hollywood'un etkisi görülüyor. Biz de sinemayı İslam'ın anlatılmasında bir araç olarak kullanmalıyız. İslam denildiğinde, Batı'da terör ön plana çıkıyor. Medyanın İslam karşıtı propagandalarına karşı bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.'
Hz. Muhammed'in hayatını masalsı bir şekilde anlattığına dair eleştirilere de yanıt veren Mecidi, Peygamber'in mucizelerine değinerek, Miraç hadisesini yaşayan bir tarafı olduğunu söyledi.
Yönetmen Mecidi, şiirde ya da edebiyatta bir şekilde Hz. Muhammed anlatılsa da sinema söz konusu olduğunda işin farklılaştığını kaydederek, 'Aslında bu filmde Peygamber'in daha çok beşer yönünü ele aldığımızı düşünüyorum. Bütün peygamberler bir takım mucizelere sahiptiler. Bu mucizeler zaman ve mekana uygun şeylerdi. Mesela Hz. Musa zamanında sihir yaygındı ve Allah da ona asasının ejderhaya dönüşmesi mucizesini verdi. Hz. Muhammed döneminde ise ahlak ve insaniyet ölmüştü ve onun en büyük misyonu ise bunları yeniden diriltmekti.' dedi.
- 'Filmde peygamberin yüzünü göstermedik'
Filmiyle Peygamber'in suretinin gösterildiğine dair eleştirileri kabul etmediğini aktaran Mecidi, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Biz filmde onun yüzünü göstermedik. Peygamber olmadan önceki, çocukluk döneminde bile yüzünü göstermedik. Ayrıca peygamber olduktan sonra ise sadece bir ışık gösterdik. Çocukluk dönemini bile yüzünü göstermeden arkadan gösteremeyeceksek nasıl film çekeceğiz? Burada tartışılması gereken İslam'ı nasıl anlattığımız olmalı. Hem de DEAŞ gibi örgütler yüzünden Müslümanlar terörist olarak gösterilirken mesele Peygamber'in çocukluğunu gösterip göstermemek olmamalı.'
Mecidi, filmi eleştirenlere rağmen filmin batıdaki etkisine ilişkin, 'Filmimi insafsızca eleştirenler İslam'ı doğru bir şekilde dünyaya anlatmak için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini de lütfen bize göstersinler. İslam alimleri bu kadar endişe taşıdıkları halde İslam'ı anlatmak için ne yaptılar? Bu filmin belki bir takım yanlışları vardır. Yüzlerce film de yapılsa tam olarak anlatmamız mümkün değil fakat neden bu yolu kapatıyoruz ve neden insafsızca eleştiriyoruz? Ben Avrupa'da 30'un üzerinde festivale katıldım, Müslüman olmayanlar tarafından izlendiğinde İslam'a olan bakışlarının değiştiğini gördüm. Bu filmin Batı dünyasındaki tesiri yüzlerce kitaptan daha fazladır.' değerlendirmesinde bulundu.
İran'da hapse atıldığı konusunda çıkan söylentileri yalanlayan Mecidi, söylentileri duyduğunda Hindistan'da yeni film projesinin ön görüşmelerini yaptığını söyledi. Mecidi, filmin İran'da geçtiğimiz yıl vizyona girdiğini kaydederek dolayısıyla şimdiye kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadığını aktardı.
Hayrettin Karaman'la filmi birlikte izlediklerini ve Karaman'ın filmin gençlere güzel mesajlar verdiğini düşündüğü söylediğini ifade eden Mecidi, 'Bu filme destek verilmeli. Türkiye bunun öncüsü oldu. Rusya'da da bir kaç yerde gösterime girdi. Türk halkına ve devletine filmime gösterdikleri ehemmiyet için teşekkür ederim. Ayrıca sinema eleştirmelerine de teşekkür etmek istiyorum.' ifadelerini kullandı.