Bilişim Zirvesi 2016
Başbakan Yıldırım: (1) 'Yeni dönemde erişilme noktasında, Türkiye'nin coğrafi olarak her noktasını erişilebilecek şekilde altyapıyı, ticari bir düşünceye kapılmaksızın bir kamu hizmeti, evrensel hizmet olarak yapmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz' 'Eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten tarıma pek çok alanda toplam bugün bin 700'ün üzerinde kamu hizmeti, eDevlet portalından verilir hale geldi. 285 kamu kurumu aracılıyla 30 milyon 677 bin kullanıcıya erişmiş durumda. eDevlet Kapısı'yla devlet kurumlarının bilişim teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmasının yolunu açtık. Bu sayede vatandaşlarımız, devlet dairesiyle olan işlemlerini online ortamda kolayca, çok hızlı bir şekilde yapar hale geldi' 'Buradan hiçbir ayrım yapmadan söylüyorum. Operatörlerimiz de güzel bir başarı ortaya koydular, iyi performans gösterdiler. 56 yıl gibi kısa bir süre zarfında ülkemizin hemen hemen her noktasına 3G erişimini bağlamayı sağladılar. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden 2015 yılında 4,5G lisans ihalesini gerçekleştirdik ve bundan sonraki adım 5G için hazırlıkların süratle tamamlanmasıdır. 5G'ye ve ötesine ilişkin açılımları içerecek şekilde yerli ve milli ürünlerin geliştirilme çalışmaları da bu arada devam ediyor'
Yıldırım, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Bilişim Zirvesi 2016'daki konuşmasına, 'Geçmişte sektörle çok sıkça bir araya gelen ve bu sektörün Türkiye, kalkınmamız, refahımız için önemini her fırsatta vurgulayan bir arkadaşınız olarak hem hasret gidermek hem de dostları bir arada görmek için bu toplantıya gelmeye karar verdim.' ifadesiyle başladı.
Zamanın ruhu olduğunu ve insanoğlunun geçirdiği zamanları o çağa uygun isimle adlandırdığını dile getiren Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Sanayi Devrimi, 1784'te buharlı makinenin icadıyla başlıyor. Birinci Sanayi Devrimi'ni 1870'te elektrik enerjisinin kullanılması, geniş nüfuslar için yoğun üretimin yapıldığı İkinci Sanayi Devrimi takip ediyor. 20. yüzyılın son çeyreğinde ise bilgisayar otomasyonun yaygınlaşmasıyla birlikte Üçüncü Sanayi Devrimi'ne geçiliyor. İçinde bulunduğumuz döneme damgasını vuran en dinamik güç, şüphesiz ki bilgisayarlar, internet ve iletişim teknolojileridir. Günümüzde teknolojik değişimin hızı ve dönüştürücü gücü, çok büyük büyük boyutlara ulaşmış gözüküyor. Öyle ki artık çağımız Endüstri 4.0 ya da Dördüncü Sanayi Devrimi olarak ifade ediliyor. Japonya'da Sanayi 5.0 diye de adlandırılabiliyor. Adı ne olursa olsun, kavramlar ne olursa olsun hiç şüphesiz bugün sıkça dile getirdiğimiz bilgi ağları, online ve mobil teknolojiler, nesnelerin interneti, sanal gerçeklik, siber fiziksel sistemler gibi yeni yeni gelişmelerden, buluşlardan söz ediyoruz. 18. yüzyılın sonlarında başlayan Sanayi Devrimi'nin getirdikleriyle 19 ve 20. yüzyıllarda bunların sonuçlarını, etkilerini gördük, yaşadık. Bu dönem makinelerin çağı olmuş ve maalesef insanlık bilimden sömürgecilik gibi bir canavar çıkarmıştır. Sömürgecilik ise peşine iki büyük dünya savaşı ve korkunç yıkımları takmıştır. O dönemde insanlık, teknolojik yeniliklere bir yandan tekamülünü sağlarken, diğer yandan insanlık tarihine kara leke olacak acıları yaşamıştır. Gelecek için hepimiz ümit ediyoruz ki, bilimin desteklediği sanayi üretimi, insanlara savaş yerine huzur, refah ve hayat standardını yükseltecek bilişim teknolojilerini sunar. Çünkü bilimsel üretim laboratuvardan çıkıp, insanın hayatına ulaşmadıkça, insana değmedikçe kalın kitaplarda teorik bilgiler olmaktan öteye geçemez.'
Başbakan Yıldırım, çağın geçerli kavramlarını 'bilişim' ve 'yenilikçilik' şeklinde sıralayarak, 'Atılan adımlarda bu kavramları hesaba katmamak, bu zamanda yapılacak en büyük, en fahiş hata olacaktır. Günün bilişim ruhuyla çekilen ve heyecanla izlediğimiz bilim kurgu filmlerindeki gelecek tasavvurları gerçek hayatta bir bir tezahür ediyor. Anlaşılmıştır ki bugün hayal ürünü dediğimiz şey, yarının gerçekliğidir.' dedi.
- '4,5G de zaman içerisinde bütün alanlara yaygınlaşmış olacak'
Başbakan Binali Yıldırım, 2000'li yıllardan itibaren bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişimin, küresel olarak köklü alışkanlık değişikliklerini beraberinde getirdiğine değinerek, 1990'lı yılların başında haberleşme hizmetlerinde temel amacın, sadece 'bireylerin kullanımına sunma çabası' ile sınırlıyken, artık hizmeti daha hızlı, daha güvenli, daha ekonomik ve en yenilikçi teknolojilerle insanlara ulaştırma yarışı olduğunu anlattı.
Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda hayata geçirilmek istenen 'Türk toplumunun bilgi toplumuna dönüştürülmesi' çabasının, sektörün gelişimine ayrı bir ivme kazandırdığını belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
'2003'ten itibaren e-Dönüşüm Türkiye Projesi'yle bu dönüşüm sürecini başlattık. Bu uygulamalara yönelik en önemli projelerden biri olarak e-Devlet Kapısı'nı söyleyebiliriz. Eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten tarıma pek çok alanda toplam bugün bin 700'ün üzerinde kamu hizmeti, e-Devlet portalından verilir hale geldi. 285 kamu kurumu aracılıyla 30 milyon 677 bin kullanıcıya erişmiş durumda. e-Devlet Kapısı'yla devlet kurumlarının bilişim teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmasının yolunu açtık. Bu sayede vatandaşlarımız, devlet dairesiyle olan işlemlerini online ortamda kolayca, çok hızlı bir şekilde yapar hale geldi. Sistemin en önemli getirilerinden biri ise şeffaflık. Ülkemizde bugün mobil iletişimi kullanan 74 milyonun üzerinde aktif abone var. Geniş bant abone sayımız 2003'te yok iken, bugün 55 milyonun üzerine çıkmış durumda. Geniş bant internet altyapısını sağlayan fiber optik kablo uzunluğumuz 280 bin kilometreyi buldu.'
Yıldırım, 2008'in sonunda yapılan 3G ihalesinin ardından 2009'da Türkiye'nin mobil internetle tanıştığına değinerek, şunları söyledi:
'İnternet erişimi için şehir farkı, demografik yapı ya da ekonomik gelir farklılıklarını bir kenara bıraktık ve sayısal uçurumu ortadan kaldıracak şekilde her bölgemiz, her vatandaşımız için interneti erişilebilir hale getirdik. Operatörlere kapsama yükümlülükleri verdik. Operatörlerin ticari bulmadığı, ulaşamadığı bin 800 yerleşim yerine Ulaştırma Bakanlığı Evrensel Hizmet Yükümlülüğü kapsamında gerekli baz istasyonları kurduk. Bu projenin ikinci kısmı şimdi hayata geçiyor. Yeni dönemde erişilme noktasında, Türkiye'nin coğrafi olarak her noktasını erişilebilecek şekilde altyapıyı, ticari bir düşünceye kapılmaksızın bir kamu hizmeti, evrensel hizmet olarak yapmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Buradan hiçbir ayrım yapmadan söylüyorum. Operatörlerimiz de güzel bir başarı ortaya koydular, iyi performans gösterdiler. 5-6 yıl gibi kısa bir süre zarfında ülkemizin hemen hemen her noktasına 3G erişimini sağladılar. Bunun üzerine hiç vakit kaybetmeden 2015 yılında 4,5G lisans ihalesini gerçekleştirdik ve bundan sonraki adım 5G için hazırlıkların süratle tamamlanmasıdır. 5G'ye ve ötesine ilişkin açılımları içerecek şekilde yerli ve milli ürünlerin geliştirilme çalışmaları da bu arada devam ediyor. Bütün bu yapılanlar neticesinde 31 Mart 2016'yı 1 Nisan'a bağlayan gece Türkiye'nin 81 ilinde 4,5G erişimi mümkün hale geldi. İllerin belirli yerlerinde, tabii bütün coğrafi alanlarda, küçük yerleşim yerleri de dahil kapsama alanı içerisinde olması 4,5G'nin bir zaman alacak. Tıpkı 3G de olduğu gibi. 3G de başlangıçta şehir merkezlerindeydi, daha sonra ilçelere, daha sonra diğer yerleşim yerlerine yaygınlaştığı gibi 4,5G de zaman içerisinde bütün alanlara yaygınlaşmış olacak.'
(Sürecek)