Ekonomi Bakanı Zeybekci Denizli'de Açıklaması
'15 Temmuz bir işgal girişimiydi. 15 Temmuz, o haçlı seferlerinin sonuncusuydu. Bitecek mi, bitmeyecek tabii. Şekil değiştirecek ama devam edecek. 15 Temmuz, Türkiye'nin doğusunda ve güneydoğusunda bir Kürdistan, ardından da bir Ermenistan üretme faaliyetinin son adımıydı. Şimdi bakın Irak'a, Suriye'ye... Bu DEAŞ'i yaratanlar belli. İslam tarihi boyunca İslam'a en büyük zararı verenler, bu ihanet örgütünü yaratanlar belli. Miadını doldurdu, şimdi başka terör örgütleri ile onları oradan çıkaracaklar. O terör örgütlerini kahraman yapacaklar. 'Aferin size, alın şöyle bir de bu tapuyu da size veriyoruz' diyecekler' '(HDP'lilere ilişkin Avrupa'nın tepkisi) A utanmaz... Eğer senin, Türkiye'de bu kadar özgürlük, demokrasi, insan hakları, masum insanların menfaatleri ile ilgili hassasiyetlerin varsa, zerre kadar samimiysen, 15 Temmuz gece yarısından sonra Türkiye'deki insan haklarına, demokrasiye, özgürlüklere, hukuka yapılan saldırıyı protesto etmek için milyonlarca Avrupalı'nın Türkiye'ye doğru, destek vermek için yürüyüşe geçmesi lazımdı' 'Bir hafta üç gün sonra zorla, itekleye kakalaya, dilinin, ağız kenarından, kınadık da, kınayacağız da, amalı, fakatlı, ancaklı sözler çıkmaya başladı. Samimi idiysen eğer, o gün ben senin gözünün içine baktım... Evrensel hukuk diyorsanız, insan hakları diyorsanız, milli irade diyorsanız, masum insanların katledilmesi diyorsanız, basın özgürlüğü diyorsanız o gün ben senin gözünün içine baktım... Güçlü bir şekilde ayağa kalkmanı, itiraz etmeni bekledim... Şimdi çıkmış böyle diyor. Hadi canım, hadi işine' '(Başkanlık sistemi) Bakıyor bir kendine, boyuna bosuna bakıyor, yan yana, alt alta, üst üste topluyor, 'Bizden yüzde 51 yüz yıl boyunca çıkmaz' diyor, karşı çıkıyor. Çünkü 'Ben' diyor, 'Ben'. Ama 'Önce milletim', 'Önce devletim', 'Önce vatanım', 'Önce bayrağım' diyen herkes diyor ki, 'Bu işi bitirelim, artık zamanı geldi.' TBMM'de anayasa değişikliklerinde 367 ve üzerinde olursa referanduma gitme şartı yok. Ama biz inşallah AK Parti, MHP ve TBMM'de bu milletin sorumluluğunu üzerinde taşıyan milletvekilleri, 380 bile olsa, milletin önüne getireceğiz.'
Denizli programı çerçevesinde Buldan Güzelleştirme Düğün Salonu'nda partililerle bir araya gelen Zeybekci, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakan Binali Yıldırım ve hükümet üyeleri ile memleketin menfaatleri doğrultusunda durmadan koşturduklarını belirtti.
Milletin emanetine kendi işlerinden daha fazla sahip çıktıklarını, milletin menfaatleri için koşuşturmayı boyunlarının borcu olarak gördüklerini ifade eden Zeybekci, üzerilerinde yalnız 80 milyonun değil 1,5 milyar Müslümanın hakkının bulunduğunu söyledi. Zeybekci, 'Sadece 780 bin kilometre kare Anadolu değil, 1,5 milyar Müslümanın, ta Moğolistan'daki Orhun kitabelerinden Sibirya'daki Ahıska Türklerine kadar, Kosova'dan Moldova'dan Bosna Hersek'ten ta Cibuti'deki Müslümana kadar, Sri Lanka'ya kadar bütün bu coğrafyada ümidiz. Musul'dan, Kerkük'ten, Erbil'den ta Fas'a, Tunus'a kadar bu coğrafyada gözümüzün içine bakıyorlar.' diye konuştu.
Bu coğrafyanın tamamını görüp Türkiye'ye bakışları fark edildiğinde 15 Temmuz'un daha iyi anlaşıldığını ifade eden Zeybekci, şöyle devam etti:
'Neden böyle yaptılar? Neden bugüne kadar Türkiye, birkaç adım ileri attığı zaman önüne engel çıkarılmaya çalışılıyor? Türkiye biraz belini doğrultup kendini göstermeye başladığında, yeniden bu coğrafya için, dünyanın mazlum milletleri için örnek olmaya başladığında, ümit olmaya başladığında üstüne çullanıldığını görüyoruz. Onun için 15 Temmuz'u sadece bir darbe girişimi gibi görmeyin, 15 Temmuz ordunun içine sızmış olan terörist örgütün, hainlerin, ruhsuzların, ruhunu, aklını, vicdanını, kendini bir yerlere kiralamış olanların darbesi değildi. 15 Temmuz bir işgal girişimiydi. 15 Temmuz, o Haçlı Seferleri'nin sonuncusuydu. Bitecek mi, bitmeyecek tabii. Şekil değiştirecek ama devam edecek. 15 Temmuz, Türkiye'nin doğusunda ve güneydoğusunda bir Kürdistan, ardından da bir Ermenistan üretme faaliyetinin son adımıydı. Şimdi bakın Irak'a, Suriye'ye, bu DEAŞ'i yaratanlar belli. İslam tarihi boyunca İslam'a en büyük zararı verenler, bu ihanet örgütünü yaratanlar belli. Miadını doldurdu, şimdi başka terör örgütleri ile onları oradan çıkaracaklar. O terör örgütlerini kahraman yapacaklar. 'Aferin size, alın şöyle bir de bu tapuyu da size veriyoruz' diyecekler.'
Zeybekci, 15 Temmuz'la diğer operasyonların eş zamanlı yapıldığını, Türkiye'nin ciğerinden, kalbinden toprak parçasını almayı ümit ettiklerini, bunu kolay sandıklarını, Türkiye'nin kabul edeceğini zannettiklerini ifade ederek, '15 Temmuz'daki o ihanette, ordunun içine sızmış olan ihanet elebaşları, o coğrafyadaki askerleri çektiler. Kandil'den talimat geldi iki gün önce, 'İkinci bir emre kadar sınırlarda askere ateş edilmeyecek' diye. 18 Temmuz'da talimat yenilendi, 'Gördüğü yerde askere ateş serbest' diye. Çünkü o dedikleri organizasyon olacaktı. Gezi olaylarını başlatanlar da aynı şerefsizlerdi, 17-25 Aralık'ın arkasındaki o meczup aynısıydı, 15 Temmuz'da da aynısı. Bundan sonra aklınıza gelebilen her türlü ihanette yine aynısı olacak. Ama rüzgar, yel kayadan ne koparırsa, bu ihanetler de bu milletten, bu ülkeden ancak o kadar koparabilecektir.' değerlendirmesinde bulundu.
'Bu aziz milleti bilmiyorlar. Bilmiş olsalardı, 2-3 bin yıllık tarihine bakmış olsalardı, bir kere bile diz çökmemiş, aman dememiş, namerde asla el açmamış bu milleti anlamış olsalardı, bunu yapamayacaklarını, başaramayacaklarını bilirlerdi' ifadesini kullanan Bakan Zeybekci, ekonomi ile ilgili de her türlü oyunu, üç kağıdı, ihaneti denediklerini ve deneyeceklerini vurguladı.
- 'Türk ekonomisi test edildi'
'Türk ekonomisinin başına bir şey gelseydi eğer 16 Temmuz’da, 17 Temmuz’da, 18 Temmuz’da yerle bir olması lazımdı' diyen Zeybekci, bina tesisatını örnek göstererek, bir yere su ya da doğalgaz için döşenen boruların üzerine '5, 15, 20 bar' olarak kaldırabileceği basınç miktarının yazdığını, daha sonra bu tesisatın birkaç derece yüksek oranda basınçla test edildiğini anlatarak, şunları söyledi:
'15 Temmuz, 16 Temmuz günü Türkiye’nin ekonomisi 20 barlıksa eğer 30 barla test edilmedi, 100 bar, 200 bar ile test edildi. Bunu görmüş olsalardı, zerre miktar akılları olsaydı böyle afet senaryoları, felaket senaryoları falan çizmezlerdi bu ülkeye. 3 yıldan beri söylüyorum, Türkiye’ye ekonomik anlamda hiçbir tuzak kuramazlar ve kuramayacaklar. İşte dünya şöyle dediydi de böyle dediydi de... Biraz akıl olsaydı, öngörülebilseydi, İngiltere'nin Avrupa Birliği’nden ayrılışının sebepleri anlaşılmış olsaydı, Amerika’da ne olacağı görülürdü. Türkiye’nin ekonomisi AB ile görülseydi, Amerikan Merkez Bankası şunu bunu dedi, şunu bunu yapacak da... Türkiye’ye vız geleceğini tırıs gideceğini bilirlerdi. Onun için hiç merak etmeyin. Allah’ın izni ile Türkiye dünyanın en büyük 18. ekonomisi, Avrupa’nın 7. büyük ekonomisi. Buradan görülmüyor, başka yere gittiğiniz zaman anlıyorsunuz. Başka ülkeler gittiğiniz zaman, size bakış açılarının ne olduğunu, hangi gözle baktıklarını anlıyorsunuz. Karşınızdaki ülkeler sizin gözünüze bakmıyor, elinize bakıyor. 'Elinde bir şey var mı? Ne getirdin bana, ne faydası olacak, menfaati olacak?' diye bakıyor.'
Zeybekci, Türkiye’nin Cumhurbaşkanının, Başbakanının, Ekonomi Bakanının Avrupa'ya gittiğinde, 28 üye ülkenin karşısında 'Biz, sizin 21 tanenizden daha büyük bir ekonomiyiz. Türkiye’nin hedefi AB'ye üye olmak, aksi bir şey söylemiyoruz, sonuna kadar arkasındayız, destekliyoruz. Olmazsa ne olur? Hiçbir şey olmaz' dediğini, AB'ye üyelikte iki tarafın da bu yönde iradesinin gerçekleşmesi, beraber olması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'nin, Gazi Mustafa Kemal’in gösterdiği muasır medeniyet hedefinin bulunduğunu hatırlatan Zeybekci, AB'nin standartlarının Türkiye için vazgeçilmez stratejik bir hedef olduğunu, bunu tutturduktan sonra AB'ye üyeliğin umurlarında olmadığını vurguladı. Zeybekci, hedeflerinin farklı olduğunu, onun için dünya ekonomisini de dünyayı da farklı gördüklerini, algıladıklarını, okuduklarını ve ne yapmaları gerektiğini bildiklerini anlattı.
Türkiye'nin dünyanın en güzel ülkesi olduğunu, zorluklarının bulunduğunu, kolay işlerinin olmadığını bildiklerini dile getiren Zeybekci, 'Bizim oralarda bir söz vardır, 'Yâri güzel olanın başı belasız olmaz.' Buraya 'Vatan' dedin mi, bunun bedeli vardır. Hele 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' dedin mi, 'Bu aziz milletin, Türk milletinin ferdiyim' dedin mi bedeli var. Bu bedeli biliyoruz. Bedeli çok çalışmak.' sözlerine yer verdi.
- Avrupa'nın 'demokrasi' tutumu
Zeybekci, ifadeye çağrılıp gitmeyen HDP milletvekillerinin 'enselerinden tutulup adalete teslim edildiği' anda Avrupa'dan sesler geldiğini aktararak, 'A utanmaz... Eğer senin, Türkiye'de bu kadar özgürlük, demokrasi, insan hakları, masum insanların menfaatleri ile ilgili hassasiyetlerin varsa, zerre kadar samimiysen, 15 Temmuz gece yarısından sonra Türkiye'deki insan haklarına, demokrasiye, özgürlüklere, hukuka yapılan saldırıyı protesto etmek için milyonlarca Avrupalı'nın Türkiye'ye doğru, destek vermek için yürüyüşe geçmesi lazımdı.' diye konuştu.
15 Temmuz'un ardından Avrupa'dan 'üç gün sonra, zorla, itekleye kakalaya, dilinin, ağız kenarından, kınadık da, kınayacağız da, amalı, fakatlı, ancaklı' sözler çıkmaya başladığını belirten Zeybekci, 'Samimi idiysen eğer, o gün ben senin gözünün içine baktım... Evrensel hukuk diyorsanız, insan hakları diyorsanız, milli irade diyorsanız, masum insanların katledilmesi diyorsanız, basın özgürlüğü diyorsanız o gün ben senin gözünün içine baktım... Güçlü bir şekilde ayağa kalkmanı, itiraz etmeni bekledim... Şimdi çıkmış böyle diyor. Hadi canım, hadi işine. Biz senin ne olduğunu biliyoruz. Bu milletin hesabını hainlerden soracağız, sonuna kadar soracağız. FETÖ'den de soracağız, PKK ve onun uzantılarından da, nerede olursa olsun, bunun hesabını soracağız.' ifadelerini kullandı.
Zeybekci, dünyanın en büyük 10, Avrupa'nın da 3 ekonomisi arasında olma hedeflerinin bulunduğunu, başka bir yollarının olmadığını, milletin tek ümidinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu vurguladı. Zeybekci, 14 yıldır ülkede siyasi istikrar yaşandığını, bununla birlikte ekonomik istikrar ve büyümenin de beraberinde geldiğini, milletin üstüne çökmek isteyenlerin bu nedenle Cumhurbaşkanına saldırdıklarını, arada tekere çomak soktuklarını söyledi.
- Başkanlık sistemi
Ülkenin lügatından, milletin sözlüğünden 'siyasi istikrarsızlığı' kaldırmak istediklerine işaret eden Zeybekci, şu değerlendirmede bulundu:
'Millet şunu bilecek, seçimlere mi gidiliyor? Gidilsin çünkü sonuçta mutlak, kaçınılmaz, illaki yüzde 51 ile başa geçilecek. Yok öyle, yüzde 28 şu aldı, yüzde 35 bu aldı. Hadi gel koalisyon kuralım. Başa gelen 5 yıl boyunca yüzde 51 ile geliyor. Tam yetki ve sorumlulukla, hesap verme şartıyla geliyor. Bu millet, gerektiğinde birinci turda, olmadı ikinci turda tek başına iktidara gelecek olan birini getiriyor, yetki veriyor. Dünyada hep böyle, biz de böyle yapacağız. Artık bu tartışmalar gündemden kalkacak. Onun için de rahatsız oluyorlar. Bakın birileri diyor ki, 'Karşıyız'. Neden? Bakıyor bir kendine, boyuna bosuna bakıyor, yan yana, alt alta, üst üste topluyor, 'Bizden yüzde 51 yüz yıl boyunca çıkmaz' diyor, karşı çıkıyor. Çünkü, 'Ben' diyor, 'Ben'. Ama 'Önce milletim', 'Önce devletim', 'Önce vatanım', 'Önce bayrağım' diyen herkes diyor ki, 'Bu işi bitirelim, artık zamanı geldi.' TBMM'de anayasa değişikliklerinde 367 ve üzerinde olursa referanduma gitme şartı yok. Ama biz inşallah AK Parti, MHP ve TBMM'de bu milletin sorumluluğunu üzerinde taşıyan milletvekilleri, 380 bile olsa, milletin önüne getireceğiz. 2017'de milletin önüne gelecek. Bu milletin meselesi, yani malın sahibi. Mal sahibine, millete soracağız. Önümüzdeki yıl nisan, mayıs, haziran, TBMM ne takdir ederse. Milletin önüne geldiğinde sizlerden, bütün hemşehrilerimden, bu illa olacak yüzde 60, 70, 55 neyse bir şekilde geçecek, ama Denizli önüne gelen bu altın fırsatta Türkiye ortalamasının üzerine geçecek, dikkat çekecek bir sonuç alacak.'
Millet artık eski günlere, kısır çatışmalara dönmeyeceğini, toplanan 100 liralık verginin 88 lirasını faiz olarak ödemeyeceğini dile getiren Zeybekci, toplanan 100 liralık verginin 11 lirasının faize gittiğini bu oranın dahi kendilerini rahatsız ettiğini, sıfıra ininceye değin mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, 'Böyle bir ekonomi var mı dünyada? Var. İnşallah biz de olacağız. Türkiye olarak bu yolda devam edeceğiz.' dedi.
Programa, AK Parti Denizli milletvekilleri Şahin Tin ve Cahit Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, AK Parti İl Başkanı Necip Filiz ile Buldan Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Gülbay da katıldı.