FETÖ'cüleri tespit için yıllığı savcıya götürdü
Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen, 1997'de Deniz Harp Akademisi'ni kazanan 15 subaydan 12'sinin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldığını iddia etti.
Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen, 1997'de Deniz Harap Akademisini kazanan 15 subaydan 12'sinin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldığını iddia etti.
Türkiye Emekli Subaylar Derneği'nin düzenlediği 'Vatan Nasıl Sağ Kalır?' konulu panele, emekli askerler Tümamiral Semih Çetin, Kurmay Albay Ali Türkşen, iş adamı Adnan Öztürk ile 20. Dönem TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan konuşmacı olarak katıldı.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ele alındığı panelde konuşan emekli Albay Türkşen, Balyoz kumpası nedeniyle 3,5 yıl Hasdal Askeri Cezaevinde mahkum edildiğini belirtti.
Türkşen, FETÖ'nün 1990'lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) başta olmak üzere birçok kurumda örgütlenmeye başladığını ifade ederek, 1997'de yapılan Deniz Harp Akademisi sınavını kazanan 15 subaydan 12'sinin FETÖ'cü olduğunu iddia etti.
O yıllarda FETÖ'nün 'irticai yapılanma' olarak tanımlandığını ifade eden Türkşen, şunları kaydetti:
'1997'de 'irtica akademiyi kazandı' diye bir söylem yayıldı. O zaman Deniz Harp Akademisini 15 subay kazandı. Bunların irticacı personel olduğu, güvenilir personellere ise 'bunların üzerinde gözünüz olsun' diye telkinler yapılıyordu. 15 subaydan ikisi Balyoz davasından önce emekli oldu, bir kişi de o dava kapsamında tutuklandı. Geriye kalan 12 subay ise ya Akıncı'dan çıktı ya da tellerin üstünden atlarken yakalandı.'
- '12 askerin ismini tek tek verdim'
Balyoz davasından sonra FETÖ'nün herkes tarafından sorgulanmaya başlandığını kaydeden Türkşen, Hasdal Askeri Cezaevinden tahliye edildikten sonra örgütle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Genelkurmay Askeri Savcılığına ifadeye çağrıldığı söyledi.
Türkşen, '2014 yılında savcıya verdiğim ifadede, 1997'de Deniz Harp Akademisini kazanan, sonradan FETÖ'den tutuklanan ya da kaçan 12 askerin ismini tek tek verdim. Hatta yanımda, Harp Akademisinin yıllığını da götürdüm. İfademi alan savcı, anlattıklarımın 'söylenti' olduğunu söyledi. Ben de bu kadar söylenti üzerine bir şey yapması gerektiğini aktardım.' diye konuştu.
Emekli Tümamiral Semih Çetin de 1990'lı yıllarda TSK içinde irticai bir yapılanma olduğuna dair MİT'ten Genelkurmaya, oradan da kuvvet komutanlıklarına bilgilendirmeler geldiğini anlattı. Cemaat üyesi olduğu tespit edilen askerlerin takip edildiğini, bu kişilere ordu içinde stratejik yerlerde görev verilmediğini ifade eden Çetin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in cemaat üyesi askerlerin deşifre olmaması için sürekli telkinlerde bulunduğunu aktardı.
Çetin, 'Gülen, 'Günü gelmeden sesimizi çıkarmayacağız, zamanı gelince ortaya çıkacağız', diyerek 15 Temmuza kadar geldiler.' ifadelerini kullandı.
Konuşmacılardan 20. Dönem TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan ile iş adamı Adnan Öztürk de FETÖ'nün siyasi ve ekonomik ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Panel soru cevapla devam etti.
Kaynak: AA
Türkiye Emekli Subaylar Derneği'nin düzenlediği 'Vatan Nasıl Sağ Kalır?' konulu panele, emekli askerler Tümamiral Semih Çetin, Kurmay Albay Ali Türkşen, iş adamı Adnan Öztürk ile 20. Dönem TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan konuşmacı olarak katıldı.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ele alındığı panelde konuşan emekli Albay Türkşen, Balyoz kumpası nedeniyle 3,5 yıl Hasdal Askeri Cezaevinde mahkum edildiğini belirtti.
Türkşen, FETÖ'nün 1990'lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) başta olmak üzere birçok kurumda örgütlenmeye başladığını ifade ederek, 1997'de yapılan Deniz Harp Akademisi sınavını kazanan 15 subaydan 12'sinin FETÖ'cü olduğunu iddia etti.
O yıllarda FETÖ'nün 'irticai yapılanma' olarak tanımlandığını ifade eden Türkşen, şunları kaydetti:
'1997'de 'irtica akademiyi kazandı' diye bir söylem yayıldı. O zaman Deniz Harp Akademisini 15 subay kazandı. Bunların irticacı personel olduğu, güvenilir personellere ise 'bunların üzerinde gözünüz olsun' diye telkinler yapılıyordu. 15 subaydan ikisi Balyoz davasından önce emekli oldu, bir kişi de o dava kapsamında tutuklandı. Geriye kalan 12 subay ise ya Akıncı'dan çıktı ya da tellerin üstünden atlarken yakalandı.'
- '12 askerin ismini tek tek verdim'
Balyoz davasından sonra FETÖ'nün herkes tarafından sorgulanmaya başlandığını kaydeden Türkşen, Hasdal Askeri Cezaevinden tahliye edildikten sonra örgütle ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle Genelkurmay Askeri Savcılığına ifadeye çağrıldığı söyledi.
Türkşen, '2014 yılında savcıya verdiğim ifadede, 1997'de Deniz Harp Akademisini kazanan, sonradan FETÖ'den tutuklanan ya da kaçan 12 askerin ismini tek tek verdim. Hatta yanımda, Harp Akademisinin yıllığını da götürdüm. İfademi alan savcı, anlattıklarımın 'söylenti' olduğunu söyledi. Ben de bu kadar söylenti üzerine bir şey yapması gerektiğini aktardım.' diye konuştu.
Emekli Tümamiral Semih Çetin de 1990'lı yıllarda TSK içinde irticai bir yapılanma olduğuna dair MİT'ten Genelkurmaya, oradan da kuvvet komutanlıklarına bilgilendirmeler geldiğini anlattı. Cemaat üyesi olduğu tespit edilen askerlerin takip edildiğini, bu kişilere ordu içinde stratejik yerlerde görev verilmediğini ifade eden Çetin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in cemaat üyesi askerlerin deşifre olmaması için sürekli telkinlerde bulunduğunu aktardı.
Çetin, 'Gülen, 'Günü gelmeden sesimizi çıkarmayacağız, zamanı gelince ortaya çıkacağız', diyerek 15 Temmuza kadar geldiler.' ifadelerini kullandı.
Konuşmacılardan 20. Dönem TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan ile iş adamı Adnan Öztürk de FETÖ'nün siyasi ve ekonomik ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Panel soru cevapla devam etti.