TEOG Sınavı Yaklaşırken Dikkat
TEOG sınavlarının yaklaştığı günlerde, öğrenciler ve aileleri için oldukça heyecanlı bir dönem olduğunu belirten Uzman Psikolog Merve Demir, TEOG’a hazırlanırken yalnızca ders çalışmanın yeterli olmadığını, çocuğun psikolojik açıdan da sınav stresi ile başa çıkmaya hazır olması gerektiğini söyledi. Kaygının çok fazla olmadığı zaman, motive eden ve harekete geçmemizi sağlayan bir güç olduğunu söyleyen Demir, uygun seviyede tutulması gerektiğini söyledi.
Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Çocuk-Ergen Psikoterapisti Uzman Psikolog Merve Demir, “Öğrenciler bir yandan sınava çalışırken, bir yandan da sınav stresi ile mücadele ediyorlar. Aileler de çocuklar kadar stresli. Bu sebeple istemeyerek de olsa çocuklarının kaygısını arttırabilecek davranışlarda bulunabiliyorlar. Milyonlarca çocuğu ve aileyi etkileyen bu sınava psikolojik hazırlık çok önemli” dedi.
Kaygının, tüm insanların yaşadığı normal bir duygu ve yaşamı sürdürebilmek için gerekli olduğunu kaydeden Demir, “Kaygı şiddeti çok fazla olmadığı sürece, bizi motive eden ve harekete geçmemizi sağlayan bir güçtür. Sınavla ilgili hissedilen normal seviyedeki bir kaygı, sınava daha iyi çalışmamız için bizi motive eder. Bu sebeple kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak gerekli değildir. Ancak yaşanılan kaygıyı, uygun bir seviyede tutmak gerekmektedir. Çünkü kaygının şiddeti çok fazla olduğunda, kişinin dikkati dağılır. Öğrenme becerisi olumsuz etkilenir. Böylece kendi potansiyelinin tamamını kullanamaz ve gerçek performansını gösteremez. Sınav kaygısı, sınav öncesinde ve sınav süresince yaşanan ve öğrencinin gerçek potansiyelini kullanmasına engel olan şiddetli kaygıdır. Çocuğun daha önceden öğrenmiş olduğu bilgileri sınavda kullanılmasına engel olur. Böylece başarıyı düşürür. Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda, sınav öncesinde gerginlik, uykuya dalmakta güçlük, kâbuslar, baş ağrısı, solunum problemleri, mide bulantısı, bir şey düşünemiyormuş hisleri, kas yorgunlukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Sınav sırasında dikkatlerini toplayıp sınava devam etmekte, okuduklarını anlamakta zorlanırlar. Bildikleri bir sorularda bile yanlış yapmaktan korkarlar. Zor sorularda daha da paniğe kapılırlar. Bu kaygıyı yaşayan kişilerde sınav sonucuna ile ilgili olumsuz inanç ve beklentiler oldukça fazladır. Örneğin, sınavda tüm bildiklerini unutmaktan, sürenin yetmemesinden korkarlar ve sınavın kötü geçeceğine inanırlar” diye konuştu.
Sınav sırasında tüm dikkatin sınav sorularında olmasının çok önemli olduğunu belirten Demir, “Fakat sınav kaygısı, dikkatin dağılmasına sebep olur. Çocuk kaygıları sebebiyle sınav soruları yerine, kendi olumsuz düşüncelerine odaklanır. Bu olumsuz düşünceler de kaygıyı daha da arttırır” ifadelerini kullandı.
Uzman Psikolog Merve Demir, sınav kaygısı ile başa çıkmak için ailelere şu önerilerde bulundu:
“1. Çocuğunuza nasıl ders çalışılabileceği ile ilgili yardımcı olun. Zorlayıcı olmayan günlük planlar oluşturmaya çalışın. Bu planlamayı yaparken her çocuğun birbirinden farklı özellikleri olduğunu göz önünde bulundurun. Örneğin, bazı çocuklar yabancı dili zor öğrenirler, bazılar matematikte zorlanır gibi. Çocuğun bireysel özelliklerine göre bir plan hazırlayın.
2. Başarısız olma korkusu, sınav kaygısına sebep olur. Bu sebeple bir sınavda başarısız olmanın dünyanın sonu olmadığı çocuğa vurgulanmalıdır. Sınavda başarısız olmasının, daha sonraki yaşamında da başarısız olacağı anlamına gelmediği çocuğa açıklanmalıdır.
3. Yüksek beklentiler çocukların kaygılarını arttırır. Çocuklar anne-babalarının beklentisini karşılayamamaktan korkarlar. Bu sebeple beklentileriniz gerçekçi olsun.
4. Sınav kaygısının en önemli sebebi, çocuğun sınava yüklediği anlamdır. Sınav kaygısı yaşayan çocukların çoğunun kendilerine verdikleri değer, sınavlardan aldıkları notlara bağlıdır. Bu da sınav kaygılarının artmasına sebep olur. Bu sebeple çocuğa, sınavda başarısız da olsa değerli olduğunu hissettirmek çok önemlidir. Ayrıca sınavlardaki başarının, çocuğun zekası ile ilgili olmadığını vurgulamak faydalı olacaktır.
5. Başarı odaklı olmayın. Çocuk bir sınavda başarısız da olsa çabasını övün.
6. Çocuğun olumlu özelliklerini, daha önceki başarılarını ona hatırlatın. Bu onun kendisini daha güçlü hissetmesine yardımcı olacaktır.
7. Çocuğun sosyal etkinliklerini kısıtlamayın. Çocuğunuzun tüm zamanını yalnızca ders çalışarak geçirmesi uygun değildir. Gün içinde eğlendiği, sosyalleştiği, rahatladığı etkinliklerde bulunmasına teşvik edin (Spor yapmak, arkadaşları ile vakit geçirmek, resim yapmak, bilgisayar oyunları gibi). Bu etkinlikler çocuğun kaygısının azalmasına ve böylece sınavda gerçek performansını göstermesine yardımcı olacaktır.
8. Çocuğun başarısını başka çocuklarla kıyaslamayın.
9. Çocuğa onu tüm özellikleri ile olduğu gibi sevdiğinizi hissettirin.
10. İlgi gösterin, ancak baskıcı olmayın. Sürekli ne kadar çalıştığını, kaç soru çözdüğünü sormayın.
11. Evdeki normal düzeni bozmayın. Her zamanki kurallar ve sınırları devam ettirin. Çocuk sınava çalışıyor diye her zamankinden farklı davranmak, eve misafir kabul etmemek, gezilere gitmemek gibi aşırı davranışlar kaygıyı arttırır. Bu sebeple olağan dışı bir durum varmış gibi davranmayın.
12. Anne ve baba olarak kendi kaygınızı kontrol edin. Çünkü sizin çocuğunuzun geleceği ile ilgili kaygılarınız, çocuğunuzun kaygısının artmasına sebep olacaktır. Bu sebeple sınavla ilgili kendi olumsuz düşüncelerinizi sorgulayın.
13. Çocuğunuzun TEOG’la ilgili fazla kaygılı olduğunu ve bunun onun performansını da olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır.”
Kaynak: İHA
Kaygının, tüm insanların yaşadığı normal bir duygu ve yaşamı sürdürebilmek için gerekli olduğunu kaydeden Demir, “Kaygı şiddeti çok fazla olmadığı sürece, bizi motive eden ve harekete geçmemizi sağlayan bir güçtür. Sınavla ilgili hissedilen normal seviyedeki bir kaygı, sınava daha iyi çalışmamız için bizi motive eder. Bu sebeple kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak gerekli değildir. Ancak yaşanılan kaygıyı, uygun bir seviyede tutmak gerekmektedir. Çünkü kaygının şiddeti çok fazla olduğunda, kişinin dikkati dağılır. Öğrenme becerisi olumsuz etkilenir. Böylece kendi potansiyelinin tamamını kullanamaz ve gerçek performansını gösteremez. Sınav kaygısı, sınav öncesinde ve sınav süresince yaşanan ve öğrencinin gerçek potansiyelini kullanmasına engel olan şiddetli kaygıdır. Çocuğun daha önceden öğrenmiş olduğu bilgileri sınavda kullanılmasına engel olur. Böylece başarıyı düşürür. Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda, sınav öncesinde gerginlik, uykuya dalmakta güçlük, kâbuslar, baş ağrısı, solunum problemleri, mide bulantısı, bir şey düşünemiyormuş hisleri, kas yorgunlukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Sınav sırasında dikkatlerini toplayıp sınava devam etmekte, okuduklarını anlamakta zorlanırlar. Bildikleri bir sorularda bile yanlış yapmaktan korkarlar. Zor sorularda daha da paniğe kapılırlar. Bu kaygıyı yaşayan kişilerde sınav sonucuna ile ilgili olumsuz inanç ve beklentiler oldukça fazladır. Örneğin, sınavda tüm bildiklerini unutmaktan, sürenin yetmemesinden korkarlar ve sınavın kötü geçeceğine inanırlar” diye konuştu.
Sınav sırasında tüm dikkatin sınav sorularında olmasının çok önemli olduğunu belirten Demir, “Fakat sınav kaygısı, dikkatin dağılmasına sebep olur. Çocuk kaygıları sebebiyle sınav soruları yerine, kendi olumsuz düşüncelerine odaklanır. Bu olumsuz düşünceler de kaygıyı daha da arttırır” ifadelerini kullandı.
Uzman Psikolog Merve Demir, sınav kaygısı ile başa çıkmak için ailelere şu önerilerde bulundu:
“1. Çocuğunuza nasıl ders çalışılabileceği ile ilgili yardımcı olun. Zorlayıcı olmayan günlük planlar oluşturmaya çalışın. Bu planlamayı yaparken her çocuğun birbirinden farklı özellikleri olduğunu göz önünde bulundurun. Örneğin, bazı çocuklar yabancı dili zor öğrenirler, bazılar matematikte zorlanır gibi. Çocuğun bireysel özelliklerine göre bir plan hazırlayın.
2. Başarısız olma korkusu, sınav kaygısına sebep olur. Bu sebeple bir sınavda başarısız olmanın dünyanın sonu olmadığı çocuğa vurgulanmalıdır. Sınavda başarısız olmasının, daha sonraki yaşamında da başarısız olacağı anlamına gelmediği çocuğa açıklanmalıdır.
3. Yüksek beklentiler çocukların kaygılarını arttırır. Çocuklar anne-babalarının beklentisini karşılayamamaktan korkarlar. Bu sebeple beklentileriniz gerçekçi olsun.
4. Sınav kaygısının en önemli sebebi, çocuğun sınava yüklediği anlamdır. Sınav kaygısı yaşayan çocukların çoğunun kendilerine verdikleri değer, sınavlardan aldıkları notlara bağlıdır. Bu da sınav kaygılarının artmasına sebep olur. Bu sebeple çocuğa, sınavda başarısız da olsa değerli olduğunu hissettirmek çok önemlidir. Ayrıca sınavlardaki başarının, çocuğun zekası ile ilgili olmadığını vurgulamak faydalı olacaktır.
5. Başarı odaklı olmayın. Çocuk bir sınavda başarısız da olsa çabasını övün.
6. Çocuğun olumlu özelliklerini, daha önceki başarılarını ona hatırlatın. Bu onun kendisini daha güçlü hissetmesine yardımcı olacaktır.
7. Çocuğun sosyal etkinliklerini kısıtlamayın. Çocuğunuzun tüm zamanını yalnızca ders çalışarak geçirmesi uygun değildir. Gün içinde eğlendiği, sosyalleştiği, rahatladığı etkinliklerde bulunmasına teşvik edin (Spor yapmak, arkadaşları ile vakit geçirmek, resim yapmak, bilgisayar oyunları gibi). Bu etkinlikler çocuğun kaygısının azalmasına ve böylece sınavda gerçek performansını göstermesine yardımcı olacaktır.
8. Çocuğun başarısını başka çocuklarla kıyaslamayın.
9. Çocuğa onu tüm özellikleri ile olduğu gibi sevdiğinizi hissettirin.
10. İlgi gösterin, ancak baskıcı olmayın. Sürekli ne kadar çalıştığını, kaç soru çözdüğünü sormayın.
11. Evdeki normal düzeni bozmayın. Her zamanki kurallar ve sınırları devam ettirin. Çocuk sınava çalışıyor diye her zamankinden farklı davranmak, eve misafir kabul etmemek, gezilere gitmemek gibi aşırı davranışlar kaygıyı arttırır. Bu sebeple olağan dışı bir durum varmış gibi davranmayın.
12. Anne ve baba olarak kendi kaygınızı kontrol edin. Çünkü sizin çocuğunuzun geleceği ile ilgili kaygılarınız, çocuğunuzun kaygısının artmasına sebep olacaktır. Bu sebeple sınavla ilgili kendi olumsuz düşüncelerinizi sorgulayın.
13. Çocuğunuzun TEOG’la ilgili fazla kaygılı olduğunu ve bunun onun performansını da olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır.”