Slow Food Köyü Germiyan, Taş Ocaklarına Direniyor
Açılan davalar sonucu ruhsatı iki kez iptal edilen taş ocağında kırma eleme tesisi yapmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulunulması, Germiyanlıların sabrını taşırdı. Köy kahvesinde yapılan tepki toplantısına çok sayıda Germiyanlı katıldı.
Türkiye’nin ilk ve tek Slow Food Köyü olan Germiyan’ın yıllardır süren taş ocağı mücadelesi, hukuki kazanımlara karşın, şirketin bakanlığa yaptığı başvuru üzerine yeniden alevlendi. Germiyanlıların tepkilerini göstermek için köy kahvesinde düzenledikleri toplantıya CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Şehrazat Mercan, CHP Çeşme İlçe Başkanı Ekrem Oran, Çeşme Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Suzan Çırağ, Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra, Çeşme Doğu-Der Başkanı Salih Kaya, Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz, Germiyan Slow Food Sözcüsü Sosyolog Engin Önen, Birgi, Uzunkuyu, Nohutalan köylüleri, çevreciler ve çok sayıda Germiyanlı katıldı.
Germiyanlıların taş ocakları mücadelesinde avukatlığını da yapmış olan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Şehrazat Mercan, toplantıda yaptığı konuşmada, 2008 yılı başlarında taş ocakları için dava açmak üzere Germiyan Muhtarı Şadan Kaya’nın kendisini bulduğunu belirterek, "Durumu incelediğimde, Germiyan’da 32 yıllık taş ocağı olduğunu gördüm. Taş ocağına kırma eleme tesisi eklemek için bakanlıktan ’ÇED gerekli değildir’ kararı vermişler. Ben bu kararın iptali için dava açtım. Davayı kazandık. Danıştay onadı. Bir süre sonra, o davadaki sakıncaları giderdiklerini belirterek, ’ÇED olumlu’ kararı verdiler. Ona da dava açtık. O davayı da kazandık. Üçüncü defa ’ÇED olumlu’ kararı çıkardılar. Dava açarak onu da iptal ettirdik. Aynı zamanda ruhsatını da iptal ettirdik. Taş ocakları ile ilgili toplamda 9-10 tane açtık. Hepsini kazandık. Sanki bu davalarda hiç kaybetmemişler gibi yeniden bir ÇED süreci başlattılar. ÇED raporunu incelediğim kadarıyla, tesis duruyor. Tesisin etrafını saçlarla biraz daha kapatmışlar, Ocağı da onun arkasına, biraz daha uzağa alınmış gibi bir ÇED hazırlamışlar. Bu tamamen bir kandırmaca. O taş ocağı içerisinde tesisi nereye yaparsanız yapın, bu köy tozdan kurtulmaz. Zeytinlikler tozdan kurtulmaz. Artık bu ocağın tamamen kapatılması gerekir" diye konuştu.
Germiyan Slow Food Sözcüsü Sosyolog Engin Önen de toplantıda yaptığı konuşmada, amaçlarının ’istemezükçülük’ ve şov yapmak olmadığını vurgulayarak, "Taş ocağı köyümüzün içinde. 2 defa mahkeme kapattı. Üniversiteler, halk sağlığına da, tarıma da zararlı diye rapor verdi. Buna rağmen bakanlığa tekrar başvuruda bulunarak açmaya çalışıyorlar. Burada sadece taş ocakları için toplanmadık. Yarımada şu anda havadan, karadan, denizden kuşatılmış durumda. Köyün içinde yıllarca taş ocağı faaliyet gösterdi, evlerimizin duvarları çatladı. Sizlere şaka gibi gelecek ama, taş ocağında patlama yapılacağı zaman minareden ’evlerinizden çıkın’ diye anons yapılırdı. Patlama sırasında, köyün girişindeki okulun yanına kadar taşlar gelirdi. Bunları yaşadık. Taş ocağına yakın 3 tane evden 5 tane gırtlak kanseri hastası çıktı. Biz birilerinin kazancına karşı değiliz. Servet düşmanı değiliz. Ama yaşam alanlarımızı tehdit etmesinler. Denizden de kuşatıldık. Balık çiftliklerinin sayısı durmadan artıyor. Ildır’dan Karareis’e kadar bütün plajlarda kirlilik üst boyutlara vardı. Balıkçılarımız, ’denizin dibinde yeşil yosun kalmadı’ diyorlar. RES’ler deseniz her tarafımızı sardı. Bütün bu kuşatmaya karşı yarımada olarak birlikte olmak zorundayız. Bütçemiz yok, gücümüz yok, ama dayanışma içerisinde mücadeleye girerek bu kuşatmaya karşı çıkmalıyız. Burası bizim yaşam alanımız. Mücadele etmek zorundayız" diyerek herkesi duyarlı davranmaya davet etti.
Germiyanlılara destek olmak için yönetim kurulu üyeleri ve kadın kolları üyeleri ile birlikte toplantıya katılan CHP İlçe Başkanı Ekrem Oran da yaptığı konuşmada, yarımadanın çevre sorunlarına duyarlı olduklarını, RES’ler, balık çiftlikleri ve taş ocakları ile ilgili yapılan tüm toplantılara CHP olarak katıldıklarını vurgulayarak, "Germiyan Köyü bir rüyayı gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk Slow Food Köyü oldu. Sadece yerel basında değil, ulusal basında da adından söz ettirdi. Germiyan, yerel ve geleneksel ürünlerini öne çıkarmaya çalışırken, bu taş ocakları nereden çıktı? Bırakın da Germiyanlılar bir lokma ekmek yesinler. Ildır’da balık turizmi gelişsin diye proje geliştirdik. Beton resifler yolu ile balık sayısının arttırılması için çalıştık. Ama beton resiflerin attırılmasını başaramadık. Engellendik. Ama aynı yerde balık çiftliklerinin yapılmasına hükümet razı oldu. Şu anda Çeşme’nin karşısında balık çiftliklerinden, RES’lerden, taş ocaklarından daha büyük bir tehlike var. Çeşme’deki bütün doğal SİT’ler kalkıyor. Buraları parsellenecek, Melih Gökçek’in Ankara’da yaptığı gibi parsel parsel yandaşlara satılacak. Bütün bu sorunlara karşı yüzler değil, binler olalım. Çeşme’nin yağmalanmasına hep beraber karşı duralım" diye konuştu.
Toplantı, konukların ve Germiyanlıların konuşmalarının ardından sona erdi.
Kaynak: İHA
Germiyanlıların taş ocakları mücadelesinde avukatlığını da yapmış olan CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Şehrazat Mercan, toplantıda yaptığı konuşmada, 2008 yılı başlarında taş ocakları için dava açmak üzere Germiyan Muhtarı Şadan Kaya’nın kendisini bulduğunu belirterek, "Durumu incelediğimde, Germiyan’da 32 yıllık taş ocağı olduğunu gördüm. Taş ocağına kırma eleme tesisi eklemek için bakanlıktan ’ÇED gerekli değildir’ kararı vermişler. Ben bu kararın iptali için dava açtım. Davayı kazandık. Danıştay onadı. Bir süre sonra, o davadaki sakıncaları giderdiklerini belirterek, ’ÇED olumlu’ kararı verdiler. Ona da dava açtık. O davayı da kazandık. Üçüncü defa ’ÇED olumlu’ kararı çıkardılar. Dava açarak onu da iptal ettirdik. Aynı zamanda ruhsatını da iptal ettirdik. Taş ocakları ile ilgili toplamda 9-10 tane açtık. Hepsini kazandık. Sanki bu davalarda hiç kaybetmemişler gibi yeniden bir ÇED süreci başlattılar. ÇED raporunu incelediğim kadarıyla, tesis duruyor. Tesisin etrafını saçlarla biraz daha kapatmışlar, Ocağı da onun arkasına, biraz daha uzağa alınmış gibi bir ÇED hazırlamışlar. Bu tamamen bir kandırmaca. O taş ocağı içerisinde tesisi nereye yaparsanız yapın, bu köy tozdan kurtulmaz. Zeytinlikler tozdan kurtulmaz. Artık bu ocağın tamamen kapatılması gerekir" diye konuştu.
Germiyan Slow Food Sözcüsü Sosyolog Engin Önen de toplantıda yaptığı konuşmada, amaçlarının ’istemezükçülük’ ve şov yapmak olmadığını vurgulayarak, "Taş ocağı köyümüzün içinde. 2 defa mahkeme kapattı. Üniversiteler, halk sağlığına da, tarıma da zararlı diye rapor verdi. Buna rağmen bakanlığa tekrar başvuruda bulunarak açmaya çalışıyorlar. Burada sadece taş ocakları için toplanmadık. Yarımada şu anda havadan, karadan, denizden kuşatılmış durumda. Köyün içinde yıllarca taş ocağı faaliyet gösterdi, evlerimizin duvarları çatladı. Sizlere şaka gibi gelecek ama, taş ocağında patlama yapılacağı zaman minareden ’evlerinizden çıkın’ diye anons yapılırdı. Patlama sırasında, köyün girişindeki okulun yanına kadar taşlar gelirdi. Bunları yaşadık. Taş ocağına yakın 3 tane evden 5 tane gırtlak kanseri hastası çıktı. Biz birilerinin kazancına karşı değiliz. Servet düşmanı değiliz. Ama yaşam alanlarımızı tehdit etmesinler. Denizden de kuşatıldık. Balık çiftliklerinin sayısı durmadan artıyor. Ildır’dan Karareis’e kadar bütün plajlarda kirlilik üst boyutlara vardı. Balıkçılarımız, ’denizin dibinde yeşil yosun kalmadı’ diyorlar. RES’ler deseniz her tarafımızı sardı. Bütün bu kuşatmaya karşı yarımada olarak birlikte olmak zorundayız. Bütçemiz yok, gücümüz yok, ama dayanışma içerisinde mücadeleye girerek bu kuşatmaya karşı çıkmalıyız. Burası bizim yaşam alanımız. Mücadele etmek zorundayız" diyerek herkesi duyarlı davranmaya davet etti.
Germiyanlılara destek olmak için yönetim kurulu üyeleri ve kadın kolları üyeleri ile birlikte toplantıya katılan CHP İlçe Başkanı Ekrem Oran da yaptığı konuşmada, yarımadanın çevre sorunlarına duyarlı olduklarını, RES’ler, balık çiftlikleri ve taş ocakları ile ilgili yapılan tüm toplantılara CHP olarak katıldıklarını vurgulayarak, "Germiyan Köyü bir rüyayı gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk Slow Food Köyü oldu. Sadece yerel basında değil, ulusal basında da adından söz ettirdi. Germiyan, yerel ve geleneksel ürünlerini öne çıkarmaya çalışırken, bu taş ocakları nereden çıktı? Bırakın da Germiyanlılar bir lokma ekmek yesinler. Ildır’da balık turizmi gelişsin diye proje geliştirdik. Beton resifler yolu ile balık sayısının arttırılması için çalıştık. Ama beton resiflerin attırılmasını başaramadık. Engellendik. Ama aynı yerde balık çiftliklerinin yapılmasına hükümet razı oldu. Şu anda Çeşme’nin karşısında balık çiftliklerinden, RES’lerden, taş ocaklarından daha büyük bir tehlike var. Çeşme’deki bütün doğal SİT’ler kalkıyor. Buraları parsellenecek, Melih Gökçek’in Ankara’da yaptığı gibi parsel parsel yandaşlara satılacak. Bütün bu sorunlara karşı yüzler değil, binler olalım. Çeşme’nin yağmalanmasına hep beraber karşı duralım" diye konuştu.
Toplantı, konukların ve Germiyanlıların konuşmalarının ardından sona erdi.