'Kerbela Şehitlerini Anma Ve Aşure' Etkinliği Düzenlendi

Alevi Kültür Dernekleri Adıyaman Şubesi tarafından ‘Kerbela Şehitlerini Anma ve Aşure Lokması’ etkinliği düzenlendi.

'Kerbela Şehitlerini Anma Ve Aşure' Etkinliği Düzenlendi
Yenimahalle Cemevinde gerçekleştirilen ‘Kerbela Şehitlerini Anma ve Aşure Lokması’ etkinliğine, Adıyaman Valisi Abdullah Erin, Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, Adıyaman Müftüsü Mehmet Ali Öztürkçü, Süryani Kadim Cemaati Bölge Metropoliti Melki Ürek, Emniyet Müdürü Fikret Salmaner, Adıyaman Ülkü Ocakları Başkanı Ali Önat ve çok sayıda kurum ve kuruluş temsilcisi katıldı.

Semahların dönülerek cem yapılan etkinlikte, davetlilere aşure dağıtıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Alevi Kültür Dernekleri Adıyaman Şube Başkanı Rıza Tanrıverdi, “Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin, şehit edilişlerinin yıl dönümüdür. Bin 400 yıldır hala acısı dinmeyen, yürekleri sızlatan Kerbela katliamı iyi ile kötünün, karanlık ile ışığın, doğru ile yanlışın, mazlum ile zalimin savaşıdır. Bugün Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin sevenlerinin en acı günüdür. Biz onları rahmetle, hürmetle, saygıyla anıyoruz" dedi.

Alevi Kanaat Önderi Ali Büyükşahin ise konuşmasında, “ Bu ay elbette ki İslam alemi için önemli bir aydır. İslam alemi Muharrem ayını hiçbir zaman unutmayacaktır. 1336 yıl önce 10 Ekim’de 680 yılında yani Miladi takvime göre, Hicri takvime göre de Hicretin 61. yılında orada yakınları ile beraber susuz bırakılmak kaydı ile şehit oldu. Biz onu elbette ki rahmetle anıyoruz. Hz. Hüseyin bizim için çok önemlidir. Bizim ortak değerimizdir. Aslında hem İslam alemi için hem insanlık alemi için çünkü Hz. Hüseyin Kendi çıkarı için savaşmadı. Kendi çıkarı için hiç bir şey istemedi. Eğer gerçekten o çıkarını düşünmüş olsaydı, hiç bu durumlar olmazdı. Kerbela olayı olmazdı” şeklinde konuştu.

Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu ise konuşmasında, “Matemizin, oruçlarınızın kabul olmasını cenabı Allahtan niyaz ediyorum. Adıyaman’ımız gerçekten birliğin, beraberliğin, kardeşliğin sembolü olmuştur. Alevinin göğsünü gere gere ben Aleviyim diyebildiği, Sünninin ben Sünniyim diyebildiği ama kardeşçe yaşadığı bir toplumu arzu ediyoruz. Adıyaman’ımızda bu kardeşliğimiz Allah’a şükür devam ediyor. Eğer bu birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan birisi varsa, bizi birbirimize düşürmeye çalışan birisi varsa bu yezittir. Sünnilerde olsun, aleviler de olsun birbirimize karşı kim kışkırtırsa bu Yezittir, kim bu kardeşliği pekiştirmek istiyorsa bu Alevidir, Hüseyin’idir. Adıyaman 15 Temmuz’da zulme karşı bir direniş gösterdi, haksızlığa karşı bir direniş gösterdi. Hz. Hüseyin’in duruşu neydi, güçlü olan ama zalim olana karşı biat etmemekti. Haklı güçlüdür, güçlü haklı değildir, demişti. Bütün tarihe örnek olacak şekilde bunu hayatıyla ödemişti. Hakkın hatırı Ali’dir, hiçbir hatıra veda edilmez demişti. 15 Temmuz’da tanklara karşı, toplara karşı gerek Adıyaman’da gerekse Türkiye’nin çeşitli yerlerinde Hüseyin’i bir duruş gösterdik ve insanların yüreğinin tanktan, toptan daha güçlü olduğunu Alevisiyle, Sünnisiyle, solcusuyla, ülkücüsü ile hep birlikte göstermiş olduk. Bizde bu birlik ve beraberlik oldukça karşımızda hiçbir düşman, fitneci fesatçı duramaz” ifadelerini kullandı.

Adıyaman Valisi Abdullah Erin ise, “Bu ayı ibadetle geçiren, oruç tutan tüm kardeşlerimizin oruçlarının Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Ben öncelikle salat ve selamın, son peygamber olan Hz. Muhammed (A.S) ve onun ehlinin üzerine olmasını niyaz ediyorum. Bu kadar kısa sürede dünyanın dört bir tarafına yayılan O peygamber ve ehlibeytinin ışığının ne kadar kısa sürede istismar edilebildiğini, ne kadar kısa bir süre sonra yozlaştırılmaya çalışıldığını ve ne kadar kısa bir süre sonra o büyük ve parlak aydınlığın önüne yezidin, yezidi düşüncenin, yezidilerin çıktığını ve kardeşlerin, kardeşe düşürülme fitnesinin ne çabuk yayıldığının da en bariz örneğidir. O hepimizin bin 400 senedir içimizde acı ile hissettiğimiz, nefretle hissettiğimiz Kerbela hadisesidir. Bugün gibi yaşıyoruz o acıyı, Peygamberimizi son peygamber olarak gibi gören ve yüreğinde zerre insanlık bulunan bütün insanlar o acıyı, o matemi yüreklerinde, kalplerinde hissediyorlar. Ama o günden ve de o hadiseden hepimizin aynı zamanda çıkarması gereken dersler ve ibretler de var. Aslında Habil ve Kabilden itibaren başlayan akabinde insanlığın şahit olduğu bir sürü acı olayın devamı niteliğinde ki Kerbela ve akabinde yaşadığımız irili ufaklı sarsıntılar ve İslam aleminin bugün içerisinde bulunduğu çıkmaz ve kriz. Emperyalizmin batı medeniyeti dediğimiz uygarlığın, kendi uyarlığını devam ettirmesini sorgulayabiliriz ama kendi açılarından haklı bir tarafı var. Dik durması gereken ve bu uygulanan politikaların karşında dimdik, cesurca durması gerekenler Müslümanlar, Müslüman devletler ve bizleriz. Gelin görün ki huzursuzluğun, çatışmanın, çekişmenin, yaşanmadığı bir tane İslam ülkesi maalesef mevcut değil. Bizler birbirimize 15 Temmuzdan sonra sürekli bir araya geldiğimizde daha çok birbirimize sarılmamız gerektiğini, daha çok birbirimize hoşgörü ile, anlayışla, sevgiyle yaklaşmamız gerektiğini ve her vesile ile ifade ettik. Hz. Hüseyin’i ve onun yarenlerini susuzluğa mahkum eden valiler gibi olamayacağımızın sözünü ilk günden vermiştim. Onları lanetliyoruz. Onlardan aldığımız derslerle de biz adil olacağız, objektif olacağız, hakkın, hakikatin yanında olacağız ve ne pahasına olursa olsun bu temel insanlık değerlerinden taviz vermeyeceğiz ve ayrılmayacağız” şeklinde konuştu.

Konuşmalar sonrasında semah dönerek, cem yapıldı. Program sonunda davetlilere aşure dağıtıldı.
Kaynak: İHA