'Sarsılmış Bebek Sendromu Kalıcı Hasara Yol Açabilir'
NKÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nalbantoğlu: 'Bu şekilde (sarsılmış bebek sendromu) acil servise getirilen bebeklerin yaklaşık yüzde 25'i hiçbir şey olmadan düzelebiliyor. Yüzde 45 kadarı ise davranış problemleri, öğrenme güçlüğü, matematikte bireysel performansta düşüklük, kalıcı sakatlıklar, körlük, sarılık gibi çok ciddi komplikasyonlarla karşımıza gelebiliyor'
MUHTEREM ERKUL- Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burçin Nalbantoğlu, sarsılmış bebek sendromunun çocuklarda kalıcı hasarlara yol açabileceğini söyledi.
Nalbantoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sarsılmış bebek sendromunun bir yaşın altıdaki bebeklerde şiddetle öne arkaya doğru kollarından veya göğsünden tutulumda sarsılarak ortaya çıktığını belirtti.
Bebeklerde, şiddetli sarsılma sonucu beyin kanaması, beyin ödemi ve bazen göz içi kanamalar gibi belirtilerin ortaya çıktığını ifade eden Nalbantoğlu, 'Bunu yapan anneler ya da bakıcılar genelde bebeğe zarar verdiğinin bilincinde değiller ve bilinçli olarak yapmıyorlar' dedi.
Nalbantoğlu, sarsılmış bebek sendromunun özellikle sosyo ekonomik yapısı bozuk olan aileler ve evlilik dışı ilişki sonucu bebeği olanlar başta olmak üzere alkol ve uyuşturucu kullananların, ruhsal sorunları ve işsizlik sorunu olanların bebeklerinde daha fazla görüldüğünü ifade etti.
- 'Gazı olan ve çok ağlayan bebeklerde görülme riski yüksek'
Özellikle, 2,5 ve 4 ay arası gazı olan ve çok ağlayan bebeklerde bu durumun biraz daha fazla görülebildiğini aktaran Nalbantoğlu, şöyle konuştu:
'Solunum güçlüğü, uykulu hal, halsizlik, nefes darlığı, kusma, titreme gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Bu belirtiler ortaya çıktığı zaman 'geçer' düşüncesiyle evde bırakarak olayı daha da kötüleştiren aileler ya da bakıcılar olduğu gibi hemen hastaneye getirenler de olabiliyor ancak genelde durum saklanıyor. Bu yüzden hekim arkadaşların çok dikkatli olması gerekiyor. Özellikle bebeğin kollarında, göğsünde morarmalar ve çürükler varsa hemen bebek ve çocuk istismarının akla gelmesi gerekiyor. Bebek bu şekilde acil servise getirildiği zaman yaklaşık yüzde 25'i hiçbir şey olmadan düzelebiliyor. Yüzde 45 kadarı ise ne yazık ki davranış problemleri, öğrenme güçlüğü, matematikte bireysel performansta düşüklük, kalıcı sakatlıklar, körlük, sarılık gibi çok ciddi komplikasyonlarla karşımıza gelebiliyor. Bir kısmını da kaybedebiliyoruz.'
Böyle bir durumda aileden hikayeyi almak pek mümkün olmadığı için hekimin şüphesinin önemli olduğunu ifade eden Nalbantoğlu, anne ve babadan değil de bakıcıdan şüphelenildiği takdirde, bebekte birden kusma, uykuya eğilim, titremeler, kolunda, göğsünde ya da vücudunun herhangi bir yerinde açıklanamayacak morluklara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Nalbantoğlu, 6 aydan küçük bebeklerin boyun kasları gelişemediği için başlarını iyi tutamadıklarını belirterek, bu yüzden sarsmaya karşı çok daha hassas davranılması gerektiğini kaydetti.
Bu sendromun toplumdaki sıklığını tam olarak kestirebilmenin mümkün olmadığını anlatan Nalbantoğlu, Türkiye'de yüz binde 12-13 gibi rakamların verildiğini ancak daha geniş araştırmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Nalbantoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sarsılmış bebek sendromunun bir yaşın altıdaki bebeklerde şiddetle öne arkaya doğru kollarından veya göğsünden tutulumda sarsılarak ortaya çıktığını belirtti.
Bebeklerde, şiddetli sarsılma sonucu beyin kanaması, beyin ödemi ve bazen göz içi kanamalar gibi belirtilerin ortaya çıktığını ifade eden Nalbantoğlu, 'Bunu yapan anneler ya da bakıcılar genelde bebeğe zarar verdiğinin bilincinde değiller ve bilinçli olarak yapmıyorlar' dedi.
Nalbantoğlu, sarsılmış bebek sendromunun özellikle sosyo ekonomik yapısı bozuk olan aileler ve evlilik dışı ilişki sonucu bebeği olanlar başta olmak üzere alkol ve uyuşturucu kullananların, ruhsal sorunları ve işsizlik sorunu olanların bebeklerinde daha fazla görüldüğünü ifade etti.
- 'Gazı olan ve çok ağlayan bebeklerde görülme riski yüksek'
Özellikle, 2,5 ve 4 ay arası gazı olan ve çok ağlayan bebeklerde bu durumun biraz daha fazla görülebildiğini aktaran Nalbantoğlu, şöyle konuştu:
'Solunum güçlüğü, uykulu hal, halsizlik, nefes darlığı, kusma, titreme gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Bu belirtiler ortaya çıktığı zaman 'geçer' düşüncesiyle evde bırakarak olayı daha da kötüleştiren aileler ya da bakıcılar olduğu gibi hemen hastaneye getirenler de olabiliyor ancak genelde durum saklanıyor. Bu yüzden hekim arkadaşların çok dikkatli olması gerekiyor. Özellikle bebeğin kollarında, göğsünde morarmalar ve çürükler varsa hemen bebek ve çocuk istismarının akla gelmesi gerekiyor. Bebek bu şekilde acil servise getirildiği zaman yaklaşık yüzde 25'i hiçbir şey olmadan düzelebiliyor. Yüzde 45 kadarı ise ne yazık ki davranış problemleri, öğrenme güçlüğü, matematikte bireysel performansta düşüklük, kalıcı sakatlıklar, körlük, sarılık gibi çok ciddi komplikasyonlarla karşımıza gelebiliyor. Bir kısmını da kaybedebiliyoruz.'
Böyle bir durumda aileden hikayeyi almak pek mümkün olmadığı için hekimin şüphesinin önemli olduğunu ifade eden Nalbantoğlu, anne ve babadan değil de bakıcıdan şüphelenildiği takdirde, bebekte birden kusma, uykuya eğilim, titremeler, kolunda, göğsünde ya da vücudunun herhangi bir yerinde açıklanamayacak morluklara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Nalbantoğlu, 6 aydan küçük bebeklerin boyun kasları gelişemediği için başlarını iyi tutamadıklarını belirterek, bu yüzden sarsmaya karşı çok daha hassas davranılması gerektiğini kaydetti.
Bu sendromun toplumdaki sıklığını tam olarak kestirebilmenin mümkün olmadığını anlatan Nalbantoğlu, Türkiye'de yüz binde 12-13 gibi rakamların verildiğini ancak daha geniş araştırmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.
