Akademisyenden Anne Baba Ve Çocuklara Ara Tatil Tüyoları

Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramin Aliyev, öğrenci, anne ve babablara tüyolar verirken, okulların yarıyıl tatiline girmesiyle beraber özellikle karnesindeki notları düşük olan öğrencilere baskı yapılmaması gerektiğini vurguladı.

Akademisyenden Anne Baba Ve Çocuklara Ara Tatil Tüyoları
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramin Aliyev, yarıyıl tatili boyunca dikkat edilmesi gereken konularda bilgi verdi. Yarıyıl tatili ailelerin çocuklarıyla zaman geçirmek için iyi bir fırsat olduğunu ve iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Aliyev, "Çocuk oyun oynamalı, anne ve babasıyla konuşmalı, paylaşımda bulunmalıdır. Oysa günümüzde anne babaların bakış açısı değişiyor. En yaygın anne baba davranışı; çocuğun karnesindeki hangi not düşükse onun üzerine yoğunlaşarak düzeltilmesini sağlamak. En yaygın anne baba tutumu; ‘karnesi iyi olan çocuk zeki çocuktur’, oysa bu konuda bir bilimsel bir kanıt yok. Anne babanın davranışı ve tutumu çocuk eğitiminde çok hassas bir konudur. Çünkü çocuklar notlarının düşük olmasından daha çok anne babanın tepkisinden kaygı duyarlar. Bu konuda gözden kaçan bazı şeyler var. Örneğin: Çocuk ne hissediyor? Çocuğun bu eksiklerini kendisinin tamamlaması için neler yapılabilir? Çocuk ders çalışmak istiyor mu? Çünkü araştırmalar bize, zorla ders çalıştırılan çocuğun başarılı olamayacağını söylüyor. Böyle durumlarda işin kolayına kaçıp çocuğu suçlamaktansa ufak ama önemli bazı tedbirler alınarak çocuk doğru yönlendirilebilir. Çocuğun bir sonraki döneme nasıl motive edilebileceğinin düşünülmesi buna yönelik davranışlar sergilenmesi gerekiyor” dedi.

ANNE VE BABALAR DİKKAT

Ramin Aliyev anne ve babaların dikkat etmesi gereken çok önemli hususlar olduğunu belirtti.

Aliyev, "Anne babalar çok iyi bilmelidir ki; çocuğun karnesinde kötü notlar varsa, sorun da çözüm de sadece çocukla ilgili değildir. Çocuğun, ‘Annem babam beni sevmiyor çünkü derslerimde başarılı değilim’ düşüncesine kapılması çok örseleyici olabiliyor. Aslında hissettikleri şu; ‘Bende başarılı olmak istiyorum ama olamıyorum…’ Ailenin bu konudaki risk faktörlerini öğretmenle işbirliği yaparak öğrenmesi ve araştırması gerekiyor. Peki çocuk bu tatil döneminde sadece oyun mu oynamalı, sadece ders mi çalışmalı? Bu konuda anne babaların bir şekilde her ikisini dengelemesi gerekir. Çocuklara bu dönemde sorumluluklar verilmeli. Çocuk eve katkıda bulunabileceğini hissetmeli, öz güven geliştirmeli. Bir konuda eksiği varsa başka bir konuda katkıda bulunarak o motivasyonunu tekrar kazanabilmeli. Kısacası çocuğun kendisini affettirebilmesi için ona şans tanınmalı. Anne babalar yıllık izinlerinin bir kısmını bu dönemde kullanarak çocukla daha fazla zaman geçirebilir ve çocuğun gelişimini daha fazla izleyebilir. Anne babalar, ‘söylediğimi yap, yaptığımı yapma’ mantığından uzak kalmalı. Ve çocuğun her dönemde gözlem ve taklit yoluyla çok iyi öğrenebileceğini bilmeli ona göre hareket etmelidir. Yani çocuğun bir şeyler okumasını isteyen veli, kendisinin de bu konuda örnek olacak davranışlar sergilemeli. Televizyondan, bilgisayardan ve telefonundan gözünü ayırmayan bir velinin çocuğundan tam tersi davranışlar sergilemesini istemesi pek yararlı olmayacaktır. Anne babalar çocuklara bir şeyler öğretmek istediklerinde genelde seçtikleri yol sözlü telkinler oluyor. Oysa çocuğun tatilde olduğunu göz önünde bulundurarak örneğin bir eğitici film veya belgesel izleyebilirler. Bu film sonrası getirdikleri yorumlarla çocuklara gerekli mesaj verebilir ki araştırmalar sözlü telkinlerden daha etkili olduğunu gösteriyor. Film izlemek sadece bir örnektir. Ailenin yapısına göre daha farklı etkinlikler de yapılabilir. Yani konunun özeti anne babaların çocuklarıyla yaşayacağı sıradan olmayan bir yaşantı hem çocuğu aileye daha çok bağlar hem de aile iletişimi artırır. Çocuğun kendisini sadece okula giden bir robot olarak hissetmesinden uzaklaştırır. Çocuk öğrendiklerini bu tatil döneminde unutmamalı. Çocuğun tamamen tatil döneminde oyun oynaması hiç bir çalışma yapmaması tatil sonrası okula uyumunu aksatacaktır. Bu aynı zamanda öğretmenin de yükünü artırmak anlamına gelir" dedi.

Aliyev, uzun süre TV izleme, bilgisayar karşısında gereğinden fazla zaman geçirecekleri farklı alışkanlıklar ve meşguliyetler oluşabileceğini belirterek, "Örneğin müze, tarihi mekan, tekno park gibi gezileri düzenlemek bunlar arasında olabilir. Ya da bazı aktiviteleri birlikte de yapabilirler. Örneğin; birlikte bir müzik kursuna katılabilirler veya bir spor aktivitesine beraber gidebilirler. Ancak özellikle çocuklarınızın sahip olduğu ilgi ve yetenekler doğrultusunda onlara yapacakları etkinliklere katılımları pozitif gelişim sergilemelerinde önemli bir yer tutacaktır” dedi.

Çocukların aldıkları karneleri, bir sonraki dönemlerini nasıl geçirmeleri gerektiğini de anlatan Aliyev, "Karnenin görevi hem öğrenciye hem anne babaya eksiklerin neler olduğunu göstermektir. Yani düzeltilebilir bir durum olduğu kesinlikle bilinmeli. Çocuklar bu dönemde anne baba ve öğretmenlerinin söylediklerini gözden kaçırmadan kendisi için bir program yapabilir. Bu programın içeriğinde mutlaka dinlenme, oynama, arkadaşlarla zaman geçirme ve kendisini bir sonraki döneme hazırlayacak bilgiler içermesi gerekiyor. Ama bu bir reçete gibi hazırlamamalıdır. Yazılı olması da gerekmiyor. Çocuğun zihninde tasarlaması yeterlidir. Mümkünse aile büyüklerini ziyaret etmeliler. Çünkü o an fark etmeseler bile onlarla girdiği iletişimde edindikleri deneyim iyi bir yetişkin olmaları için şarttır. Ara tatil için bunları yapmaları yeterlidir. Yaz tatili için tabi ki önerilerimiz farklı olacaktır” diye konuştu.

Kaynak: İHA