'Trakya'da Turizmin Keşfedemediği Yerler Var'

Trakya'da yer alan kaya tapınakları, kaleler, savaş alanları ve dolmenlerin, turizme kazandırılmasının bölgenin ekonomisine katkı sağlayacağı bildirildiTÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Beksaç:'Bu topraklar araştırmaya açık olduğu halde değerlendirilememiştir. Bu değerlendirme mümkün olduğu taktirde Türkiye'nin turizminde yeni bir sayfa açılması mümkün olacak ve Trakya'dan da önemli bir turizm girdisi sağlanacaktır'

Trakya'da yaklaşık 8 bin yıl öncesine tarihlenen kaya tapınakları, kaleler, savaş alanları, dolmen ve mezarlıkların turizme kazandırılmasının bölgenin ekonomisini kalkındıracağı bildirildi.

Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'da birçok arkeolojik tarihi alanın turizme kazandırıldığını söyledi.

Kaya tapınakları, kaleler, savaş alanları, dolmenler, tarihi mezarlıklar ve eski yaşama alanlarından kültür ve turizm altyapısı oluşturularak önemli gelirler elde edildiğini belirten Beksaç, şunları kaydetti:

'Trakya'da çok zengin bir arkeolojik miras söz konusu fakat bunlar tanıtılamadığı için yeterli bir sonuç almak mümkün değil. Trakya'nın bütününe baktığımız zaman 750 bin yılı aşan eserleri biliyoruz. Buradaki çeşitlilik çok dikkat çekici boyuttadır. Bu topraklar araştırmaya açık olduğu halde değerlendirilememiştir. Bu değerlendirme mümkün olduğu taktirde, Türkiye'nin turizminde yeni bir sayfa açılması mümkün olacak ve Trakya'dan da önemli bir turizm girdisi sağlanacaktır.

Bugün Balkanlar'ın turizmine katkı sağlayan arkeolojik alanların benzerini Türkiye'de Trakya'da görebiliyoruz. Bulgaristan turizminin temel direği olan bütün arkeolojik veriler ve kültür mirası unsurları bizim topraklarımızda da mevcut.'

-'Trakya turizmci bakımından yetersiz'

Trakya'daki 8 bin yılla tarihlenen kaya tapınakları, kaleler, savaş alanları, dolmen ve mezarlıkların sadece araştırma konusu olarak kaldığını aktaran Beksaç, bölgenin turizmci bakımından yetersiz olduğuna dikkati çekti.

Özellikle erken insan kimliğini gösteren mağaraların göze çarptığını aktaran Beksaç, şöyle konuştu:

'Bunlardan biri İstanbul sınırları içerisinde kalan Yarımburgaz mağarasıdır. Daha erken veriler sunan yapılar, Tekirdağ ve Kırklareli'de mevcut. Edirne'de çok erken neolitik süreçlere giden yerler bulunuyor. Tabii bronz ve demir çağlarını burada çok çok daha iyi biliyoruz. Bugün Bulgaristan, Romanya ve Makedonya turizminin temel direkleri olan kaya sunaklarının çok güzel örnekleri bizde de var. Biz bunların tanıtımlarını ve araştırmalarını yaptık. Belgelerle ortaya koyduk ancak bugün turizmciler arkeolojik alanların tanıtımlarını yapamıyor. Bugün Bulgaristan'da turistleri çeken kaya anıtları gibi yapılar bizde de mevcut ve hatta bu alıntılara eş değer. Trakya'da bu alanlar merkeze çok uzak yerlerde de değil. Ulaşımı kolay bir şekilde sağlanabiliyor.'

Dolmenlerin Avrupa'da çok sayıda turist çektiğini dile getiren Beksaç, 'Dolmenler Avrupa turizminin temel direklerinden biridir. İspanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, İsveç, İtalya , Kore ve İngiltere'de dolmenler turizm açısından büyük bir girdi sağlıyor. Fakat Trakya'da bizim dolmenlerimiz ise maalesef kendi kaderine terk edilmiş durumda, hiçbir şekilde değerlendirilmeden bekliyor' diye konuştu.
Kaynak: AA