Vekaletle Kurban Kesim Organizasyonu Tanıtım Toplantısı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Vakıf adı altında kurulan bütün hayır müesseselerine sesleniyorum; biz insanlara iyilik yapmak yerine taraftar toplamaya başladığımız gün Cenabı Hak bizim üzerimizden bütün rahmetini alır. Kurduğunuz müesseselerin kendisi gaye değildir. Onların başlarındaki insanlar gaye değildir. Gaye iyiliktir, Allah’ın rızasıdır” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) işbirliği ile gerçekleştirilecek 2015 yılı Vekaletle Kurban Kesim Programı bilgilendirme toplantısı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla gerçekleşti. TDV Kocatepe Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıya Ankara, Kırıkkale, Eskişehir, Kastamonu, Karabük, Çankırı il ve ilçe müftüleri, vaizler, din görevlileri, vakıf çalışanları ve 2015 yılı Vekaletle Kurban Kesim Programı’nda görev alacak gönüllü ve görevliler katıldı.

Burada yaptığı konuşmada Görmez, “Son günlerde millet olarak ebediyete uğurladığımız tüm şehit evlatlarımıza, askerlerimize, güvenlik görevlilerimize Cenabı Haktan rahmetler diliyorum. Bütün acılara rağmen birlikle, beraberlikle, kardeşlikte ısrar eden milletimize başsağlığı diliyorum” diye konuştu.

“Bu Kurban Bayramı’nın alemi İslam’da yıllardır akan kanın durmasına akan gözyaşına durmasına vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum” ifadesini kullanan Görmez, şöyle konuştu:

“Kurban Allah’a yakın olmak, hakka hakikate, doğruya, güzele, adalete, fazilete daima yakın olmak, yakın durmak ve yankı yaşamak demektir. Rabbimizin bize emrettiği bütün ibadetlerin en büyük gayesi bizi kendisine yakın tutmaktır. Ona yakın yaşamaktır. Bu kurbana ‘et bayramı’ demek kadar büyük bir yanlışlık olmaz. Kesilen kurbanların etleri ve kanları Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan sizin takvanızdır. Yani onunla kuracağınız yakınlıktır. Onun için Kurban Bayramı aynı zamanda Rabbimize yakın olma arayışının bir ifadesi, bir simgesi olarak vardır. Kurban Bayramı’nın bir özelliği de aynı zamanda kestiğimiz kurbanlar marifetiyle yoksul, mahrum, mazlum, madur insanlara ulaşmak, onlarla paylaşmak onlarla kurbiyetimizi paylaşmak, bir parça et paylaşmak değil. Onlarla kurbiyetimizi paylaşmak, onlarla yakınlığımızı oluşturmak. Çünkü onlarla kurduğunuz yakınlık Rabbimizle yakınlık anlamına geliyor. Beden ülkesine hapsedilmiş ruhlarımızı geldiği yüce kaynağa yani Rabbimize yakınlaştırdığı için biz kurban kesiyoruz. Kurban hayvan kesmek değildir. Kurban kasaplık değildir. Kurban arkasında yüce manaların olduğu bir ibadettir.”

“HER BİRİMİZİN ŞU SORUYU SORMAMIZ LAZIM; İBADETLERİMİZ BİZİ NEDEN RABBİMİZE YAKINLAŞTIRMIYOR”

Yurt içinde ve yurt dışında bu hizmetin 5 bin insanla yapıldığını bildiren Görmez, 5 bin insanı temsilen bugün 50 görevlinin gidecekleri bölgelere uğurlanacaklarını ifade etti.

“Hep birlikte ibadetlerimizi yeniden bir iç muhasebeye dönüştürmeliyiz” diyen Görmez, “Elbette bu ibadetlerimiz son derece önemli. Ancak son yıllarda İslam coğrafyasında olup bitenleri izlerken her birimizin şu soruyu sormamız lazım; ‘Madem bütün ibadetlerimizin gayesi bizi ona yakın kılmak, onun zatında hakka, adalete yakın kılmak için madem var. Öyleyse ibadetlerimiz bizi neden Rabbimize yakınlaştırmıyor. Neden bizi birbirimize yakınlaştırmıyor. O yakınlığı neden elde edemiyoruz.’ Aynı zamanda bir iç muhasebeye dönüştürmemiz lazım. Kabe’nin etrafında tavaf eden mümin, secdeye duran mümin, kurbanı kesen, bayram yapan mümin herkes bu soruyu sormak zorunda” ifadelerini kullandı.

“BU SENE 90’I AŞKIN ÜLKEDE 500’Ü AŞKIN NOKTADA İNŞALLAH YİNE MİLLETİMİZİN BU EMANETİNİ TAŞIYACAK HAYIR ELİNİ TAŞIYACAĞIZ”

Türkiye Diyanet Vakfı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte Türkiye’de 81 il müftüsü birlikte, 950’yi aşkın ilçe müftüsüyle birlikte, yurt dışındaki bütün müşavirlikler ataşelerle birlikte olmadıkları yerlerde TİKA çalışanlarıyla birlikte bütün 7 kıtada dünyanın her tarafında bu hizmeti yapan bütün herkese şükran borçlu olduklarını ifade eden Görmez, “Geçen sene 60’ı aşkın ülkede 400’ü aşkın milletimizin bu emanetlerini taşıyarak kurbanlar kestiniz. Milletimizin hayır elini dünyaya taşıdınız. Bu sene ise 90’ı aşkın ülkede 500’ü aşkın noktada inşallah yine milletimizin bu emanetini taşıyacak hayır elini taşıyacak ve onların dualarını milletimize getirmiş olacağız” dedi.

“MUTLAKA GÜCÜNÜZ VARSA BİR TANE DE VEKALETEN KURBANI BU HEYETE VERİN”

Geçen sene görevlilerin döndükten sonra izlenimlerini aktardıkları bir değerlendirme toplantısı yapıldığını ve duyduklarının öğrendiklerinin kendisine çok fazla şey kattığını anlatan Görmez, “Bangladeş’e giden arkadaşımız Arakan diye bir yer var ve dünyanın gündeminde yok. Arakan’a hiç kimse gidemiyor. Bir taraftan konumu itibariyle sürekli sel felaketleriyle ayakları sudan çıkmayan insanlar, bir tarafta orada üzülerek belirteyim; bir Budizm terörüyle karşı karşıya katledilen nice insanlar var. Bir taraftan da bu toprakları bir şekilde yolunu bularak terk eden milyonlar var. Bu milyonlar Bangladeş’in sınırında büyük bir kampta her türlü haktan, nimetten mahrum yaşıyorlar. Bir et parçası görme imkanına sahip değiller. Ama bu kamplara gidecek arkadaşlarımız Arakan’dan zaten fakir olan onlara verecek hiçbir şeyi olmayan Bangladeş’e sığınan Bangladeş ile Arakan arasındaki o insanlık dışı şartlarda yaşayan Arakanlı kardeşlerimize götürecekler bu büyük kurbanları. Ben buradan halkımıza milletimize seslenmek istiyorum. Eğer gücünüz varsa burada kendi kurbanımızı keselim, komşumuzu, akrabalarımızı, yakınlarımızı ve fakirlerimizi mutlaka davet edin paylaşın onlarla. Ama mutlaka gücünüz varsa bir tane de vekâleten kurbanı bu heyete verin” dedi.

Görmez, konuşmasına şöyle devam etti:

“Geçen senelerde kurban etlerini dağıtırken kuyrukta bekleyen bazı insanların kurban etini alır almaz, çiğ çiğ yemeye başladığını kendilerine bize anlattığında biz insanlığımızdan utandık. Niçin çiğ çiğ yiyorlardı çünkü günlerdir açlardı. İşte bu insanlara bu ibadetle, milletimizin bu vekalet kurbanları bu gibi insanlara ulaşacak. Bunu yaparken kendi ülkemizde misafir olarak bulunan, çadır kentlerde yaşayan Suriyeli kardeşlerimizi, Iraklı kardeşlerimizi unutmayacağız. Dil ayrımı, din ayrımı, inanç ayrımı yapmıyoruz. Sadece Müslüman ülkelere götürmüyoruz. Açlığın, fakirliğin, sefaletin bulunduğu her yere götürüyoruz. Bunu götürdüğümüzde biz sadece Mardin’deki sadece Ceylanpınar’daki Suriye’den gelen Müslüman kardeşlerimize vermeyeceğiz. Mardin’de Midyat’ta çadır kentte olan Ezidiler’e de vereceğiz. Hiç kimseyi dışarıda tutmayacağız. Çünkü dinimiz, inancımız bize bunu emrediyor.”

“İYİLİK YAPMAK YERİNE TARAFTAR TOPLAMAYA BAŞLADIĞIMIZ GÜN CENABI HAK ÜZERİMİZDEN BÜTÜN RAHMETİNİ ALIR”

Türkiye Diyanet Vakfı artık evrensel bir iyilik hareketidir” ifadesini kullanan Mehmet Görmez, “Milletimizin hayır elini 7 kıtaya ve bütün insanlığa taşıyan iyilik hareketidir. Ancak bütün iyilik hareketlerinin karşı karşıya kaldığı bir tehlike vardır. Bütün vakıflara, bütün sivil toplum örgütlerine sesleniyorum, vakıf adı altında kurulan bütün hayır müesseselerine sesleniyorum; hayır müesseselerini bekleyen en büyük tehlike bizatihi kendilerinin gayeye dönüşmesidir. Biz gaye değiliz, iyilik bir gaye. Biz aracız, biz aracıyız. Biz insanlara iyilik yapmak yerine taraftar toplamaya başladığımız gün Cenabı Hak bizim üzerimizden bütün rahmetini alır. Millet olarak bu acıları yaşıyoruz. Hiç istisna yapmadan bütün hayır müesseselerine sesleniyorum. Kurduğunuz müesseselerin kendisi gaye değildir. Onların başlarındaki insanlar gaye değildir. Gaye iyiliktir, Allah’ın rızasıdır. Gaye adaletin, merhametin yanında yer almaktır. Ama müesseseler bir müddet sonra güç toplayan mekanizmalara dönüşüyor. Kendileri gayeye dönüşüyor. Hayırseverler taraftarlara dönüşüyor. Ondan sonra da bütün millet bundan ızdırap çekmeye başlıyor. Diyanet Vakfı da buna dahil. Kendimiz içinde söylüyorum Diyanet İşleri Başkanlığı içinde söylüyorum; biz gaye değiliz, biz aracıyız. Biz Allah ile kul arasında aracı değiliz. Biz kul ile kul arasında iyilik aracıyız. Biz iyiliği avucumuza almakla mükellef değiliz. Biz hakikatin yolunda olmakla mükellefiz. Biz hakikat bende bana gel diyemeyiz. Onun için ben bütün arkadaşlarıma tekrar tekrar ikaz ediyorum kendimde dahil. Her şeyinizle şeffaf olun” şeklinde konuştu.

Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi Türkiye Diyanet Vakfımız gelen yoğun eleştiriler üzerine bir sene önce aldığı bir kararla yaptığı bütün etkinlikleri bütçesinin kuruş kuruş bütün gelirlerini ve bütün harcamalarını bizatihi web sayfasına koydu. Bütün milletimizin denetimine açtı. Daima öyle olacağız. Bu sene kaç kurban kestik, hangi ülkelerde kestik, hepsini milletimizle paylaşacağız. Bize kurban emanetini vekaletini veren her kardeşimize döneceğiz yazılı sözlü olarak bilgi vereceğiz. Milletimiz Cuma günü camilerde kaç kuruş para toplayıp bize gönderdi bir hafta sonra en geç on gün sonra bizim web sayfamızda milletimizin her ferdi kuruş kuruş onu görecek. Bütün hizmetleri milletimize böyle açık olacak.”

Konuşmaların ardından Moğolistan, Küba, Filistin, Senegal, Bangladeş, Kosova, Afganistan’a gidecek olan görevliler ve 50 görevli temsili olarak uğurlandı.

Türkiye Diyanet Vakfı’na kurban kesimi için vekalet verecek bağışçıların yurt içi kurban bedeli 625 TL, yurt dışı kurban bedeli için ise 450 TL ödemesi gerekiyor.
Kaynak: İHA