İnternette En Çok Porno Aramayı Diyarbakır, Erzurum Ve Adana Yapıyor
Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektör Yardımcısı, Sosyolog ve Aile Danışma Prof. Dr. Sabri Eyigün, istatistiklere göre internette en çok porno arama yapan illerin başında Diyarbakır, Erzurum ve Adana’nın geldiğini belirterek, bir toplumun internette sürekli bir biçimde porno izlemesinin birçok sosyo-kültürel ve ekonomik nedeninin olduğuna dikkat çekti.
DÜ Rektör Yardımcısı, Sosyolog ve Aile Danışmanı Prof. Dr. Sabri Eyigün, Diyarbakır’ın istatistiklere göre en çok porno izlenen üç il arasında yer almasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Diyarbakır, Erzurum ve Adana’nın internette en çok müstehcen arama yapılan illerin başında geldiğini belirten Eyigün, bu konunun ciddi anlamda üzerinde düşünülmesi ve analiz edilmesinin toplumun ruh sağlığı için büyük bir önem arz ettiğini vurguladı. Tüm sosyal sorunlarda olduğu gibi, bir toplumun internette sürekli bir biçimde porno izlemesinin birçok sosyo-kültürel ve ekonomik nedeninin olduğuna dikkat çeken Eyigün, “Diyarbakır’ın en çok porno izlenen iller arasında yer almasını bu açıdan değerlendirdiğimizde sorunu üç temel değişken etrafında analiz edebiliriz. Birincisi, sorunun internet kullanımıyla, daha doğrusu toplumun internete bakış açısıyla ve de internet kullanımın yaygın olmasıyla doğrudan ilişkisi vardır. İkinci olarak, sorunun hızlı kentleşme, kapitalizmin tüketim toplumunun cinselliği uyaracak ürünleri (filmler, görseller, diziler ve benzeri gibi) ile çokça kullanması, üçüncüsü ve en önemlisi ise, bölgeye özgü sorunların varlığıdır. Örneğin, Diyarbakır’ın yoğun göç alması, buna bağlı yaşanan düzensiz kentleşme olgusu, işsizlik, terör, mahremiyet duygusunun tam kazandırılamamış olmasının, dini duyarlılığın hızla düşmesine paralel bireylerde iç kontrol mekanizmalarının zayıflaması gibi” dedi.
“TÜM DÜNYADA HIZLA ARTIYOR”
TİB’in de ifade ettiği gibi internette porno aramanın yalnız Diyarbakır’a özgü olmadığını ve tüm dünyada hızla arttığını anlatan Eyigün, “Nitekim 2005’te yüzde 30’lardayken, 2013’te yüzde 100’e yaklaştığı belirtiliyor. Demek ki, sorunun öncelikli olarak evrensel bir boyutu var. Ancak Diyarbakır da dünyanın bir parçası olduğu için daha fazla porno izlemeye neden olan etkenlerin tümünü için de barındırmaktadır. İnternet ve internet kafeler boş zaman geçirme aracı ve mekanı olarak algılanıyor.
Öncelikle internet kullanımının çok yaygın olması ve ayrıca denetimsiz ve amaçsız kullanılmasının daha fazla porno izlenmesinde büyük bir etkisi var. Evlerde her bireyin kullanımına hazır olan bilgisayarlar yanında, şehirde sıkça açılan internet kafeler gençler için boş zaman geçirme ve eğlenme araçları gibi algılanmaktadır. Özellikle internet kafeler, herhangi bir konuda bilgi edinme veya haberleşme için değil de canı sıkılanın zaman geçirmek ve eğlenmek için gittiği mekanlar haline gelmiştir. Böyle algılanınca da internetlerde ilk önce aranan sayfalar maalesef porno veya benzeri sayfalar olmaktadır” diye konuştu.
“İNTERNET KAFELERİN DENETLENMEMESİ ETKİLİ”
Diyarbakır ve Adana gibi illerde, neredeyse her mahallede bir veya iki internet kafe bulunması ve buraların yeterince denetlenememesinin de daha fazla porno izlenmesini kolaylaştırdığını düşündüğüne işaret eden Eyigün, şunları kaydetti:
“Özellikle düşük gelir grubuna mensup ailelerin çocukları veya göçle gelen ailelerin çocukları için internet kafeye gitme ve o ortamda bulunma moderleşme ve şehirli olmanın bir özelliği gibi algılandığı için para ve imkân bulduklarında buralara gidiyorlar. Akıllı telefonlar, gençler ve çocuklar için evdeki veya internet kafedeki bilgisayarlardan daha tehlikelidir. Çünkü buralarda hiçbir denetim söz konusu değildir.
Öncelikle internete ve internet kafeler bakışın değişmesi gerekiyor. Bu konuda başta Milli Eğitim olmak üzere tüm kurumların yoğun bir çaba sarf etmesi gerekiyor.”
“BÖLGENİN GÖÇ ALMASI EN BÜYÜK NEDEN”
Sorunun bölgeye özgü en temel nedenin yoğun göç alması olduğuna vurgu yapan Eyigün, şunları söyledi:
“Bu sorun tüm dünyayı ilgilendirse de, Türkiye’de internette en çok porno arayan iller içinde ilk üç sırada Diyarbakır, Adana ve Erzurum’un bulunması, sorunun bu şehirlerin ortak özelliğinde yattığını göstermektedir. Diyarbakır, Erzurum ve Adana’nın ortak özelliklerine ve sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına baktığımızda ilk göze çarpan şey, hızlı göç almaları, aynı hızda geleneksel yaşam biçiminde modern yaşama geçme çabası içinde olmaları ve her iki olgunun da getirdiği her türlü sosyal sorunla boğuşmuş olmalarıdır. Bilindiği gibi göç, hızlı nüfus artışını, işsizliği, ekonomik sıkıntıları, aile yapısında parçalanmayı, kuşaklar arası çatışmayı, kimlik şoku ve kimlik bunalımını da beraberinde getirir. Bu etkenler, bireyi sorunlardan kaçacak bir yer aramaya, içindeki psikolojik boşluğu dolduracak ve gerilimlerinden kurtulacak bir yer arayama itebilir. Kişi bu amaç doğrultusunda, varsa evinde, odasında, yoksa internet kafelerde sanal âlemde sığınacak yer arar. İstatistiklerden de anlaşıldığı gibi insanların gerçeklerden kaçıp da sığındığı bu âlemde en çok aradığı şeylerin başında porno siteleri gelmektedir.”
“YAPTIRIM GÜCÜNÜN AZALMASIYLA ANOMİ ORTAYA ÇIKAR”
Sorunun Diyarbakır’a özgü bir diğer nedeninin ise hızlı kentleşme olduğunu aktaran Eyigün, Diyarbakır’da göç olgusuna bağlı olarak hızlı bir kentleşmenin söz konusu olduğunu, bunun olduğu yerlerin temel bir özelliğinin ise anomi olduğuna dikkat çekti. “Yani kuralsızlık ve değerlerin zayıflamasıdır, sosyal kontrolün azalmasıdır. Böylesi ortamlar her türlü sapmalara zemin hazırlamaktadır” diyen Eyigün, şu ifadelerde bulundu:
“Durkheim, Anomiyi, bir davranışta bulunması gerektiğinde hangi normu ölçüt alacaklarını bilemez duruma gelen bireylerin toplumla bütünleşmelerini engelleyen düzensizlik durumu olarak tanımlamıştır. Eski normların yürürlükten kalkması ve yeni normların kabul edilmesi süresinde boşluklar ortaya çıkar. Normların geçerliliğini yitirmesi ve yaptırım gücünün azalması durumunda anomi ortaya çıkar. Ayrıca bölgenin kendine özgü grup, aşiret, geniş aile yapısı, bireyleri sürekli olarak bu yapılara vurgu yaparak kontrol altında tutmaktaydı. Yani kişi, şehre gelmeden önce kırsal bölgede hangi yasağa uyuyorsa, ailenin ve aşiretin şerefi ve onurunu korumak için uyuyordu veya neyi de yapıyorsa bunun için yapıyordu. Köy gibi birincil ilişkilerin düzenleyici olduğu yerlerden Diyarbakır gibi bir metropole gelen bir kişi üzerinde bu kontrolü görmeyince değerlere ve normlara uyma zorunluluğu hissetmiyor.
Yine hızlı kentleşme çerçevesinde altyapının ve özellikle yetişkinler ve gençler rahatlıkla gidebilecekleri sosyal ortamların, eğlence mekanları, spor alanlarının ve diğer cazip uğraşların fazla olmaması da kişileri internet kafelere yöneltmektedir.”
“BÖLGEDE YAŞANAN ŞİDDET ATMOSFERİNİN ETKİSİ”
Bunun yanında bölgede yaşanan şiddet olayları ve buna bağlı olarak toplumun yaşadığı gerilimli atmosferin, özellikle gençleri gerilimli çeşitli bunalımlara ittiğine değinen Eyigün, “Şiddet ve siyasal gerilimin getirdiği sıkıntılar ise kişileri, içinde bulundukları dünyadan ve onun sıkışıklığından uzaklaşmaya götürüyor. Bu aslında bir kaçıştır. Psikolojide bunun adı realiteden kaçış eğilimidir. İşte bu kaçış gençleri, ciddi olaylardan ziyade porno sitelerine yöneltmiş olabilir. Buralarda bir anlamda psikolojik bir boşalma yaşamaktadırlar. Ayrıca son dönemde yaşanan çözüm sürecinde bölge insanı barış ve huzur içinde yaşama konusunda her ne kadar yeniden ümitlenmiş ise de, altı ay öncesine kadar bölgede hakim olan psikoloji çaresizlikti. Sıkıntıları aşma konusunda kendisini çaresiz hisseden kişinin ilk yapacağı işlerden birisi de ona bu sıkıntıları unutturacak şeyler aramaktır. Burada da yine realiteden bir kaçış söz konusudur. Bu kaçış uyuşturucuya olabileceği gibi, kumara, içkiye veya Diyarbakır örneğinde olduğu gibi porno filmler izlemeye de olabilmektedir” şeklinde konuştu.
“BÖLGEDEKİ SİYASİ ANLAYIŞ DEĞERİ OLMAYAN GENÇLİK ÜRETTİ”
Bölgede yaşanan olaylara paralel olarak özellikle gençler arasında dindarlık düzeyinin düştüğü anlaşıldığını da anlatan Eyigün, “Özellikle burada hakim olan siyasal ve ideolojik anlayış, neredeyse Kürt milliyetçiliği dışında hiçbir değeri olmayan bir gençlik üretti. Dindarlık düzeyinin düşmesine bağlı olarak bireylerde oto kontrol, iç denetim zayıfladı. Bu da genelde muhafazakar bir yapıya sahip olan bölgede değerlerin erozyonuna neden olmaktadır” dedi.
“İŞSİZLER ZAMANLARI PORNO SİTELERİNİN BAŞINDA GEÇİRİYOR”
Söz konusu şehirlerde, göçten ve hızlı nüfus artışından kaynaklanan ciddi bir işsizliğin de söz konusu olduğuna dikkat çeken Eyigün, “Bu işsizlerin çok büyük bir kısmının vasıfsız olması veya en fazla normal bir liseden mezun olması istihdam edilme imkanlarını da sınırlıyor. Bundan dolayı büyük oranda fazla bir gelecek beklentisi olmayan bu kişiler hedefsiz olmakta ve zamanlarının büyük bir kısmını internet kafelerde veya kendi evlerinde porno sitelerinin başında geçirmektedirler” diye konuştu.
“ERKEN YAŞLARDA CİNSEL YAŞAMA TANIK OLUNUYOR”
En çok porno izlenen bu üç ilde, kırsal kesimlerden göçle gelen ailelerde çocuk sayısının da oldukça fazla olduğunu ve Diyarbakır’da yaptıkları bir kamuoyu araştırması sırasında 9 ile 11 çocuklu ve hepsinin de aynı evde yaşadığı çok sayıda ailenin bulunduğunu dile getiren Eyigün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu aileler genelde ekonomik olarak en alt gelir grubuna dâhil oldukları için de oda sayısı bir iki olan küçük evlerde yaşamaktadırlar. Bu durumda çok sayıda kardeş bir arada yattığı gibi, bir kısmı da anne ve babasının yatak odasında yatmaktadır. Bazı ailelerde büyük baba ve anneler, hala ve amcalar da bu ailelerle birlikte yaşamaktadırlar. Ergenlik döneminde anne ve babasıyla veya evli abisi ve yengesiyle aynı yatak odasını paylaşmak zorunda olan gençler, çok erken yaşlarda cinsel yaşama tanık olmaktadırlar. Bu durum da onların normal yaşlardan önce cinsel yönden uyarılmalarına neden olmaktadır. Bu da gençleri, bazen cinsel sapmalara, kendilerinden daha büyük yaştaki kişilerle beraber olmaya veya Diyarbakır, Adana ve Erzurum örneğinde olduğu gibi internette porno izlemeye götürmektedir. Adana’da ise çok sıcak geçen yaz döneminde evin tüm kapı ve pencerelerinin açık olması bu anlamda aile içindeki mahremiyeti ortadan kaldırabilmektedir. Çocukların anne ve babalarıyla aynı odada yatmasını, yalnızca oda sayısının sınırlı olmasıyla açıklamak yeterli değil. Çünkü gözlemlerimizde dayanarak şunu söyleyebilirim ki, bölgede özellikle de kırsal kesimden gelen ailelerde cinsel yaşamla ilgili mahremiyete fazla bir önem verilmemektedir. Kırsal kesimin sınırlı imkânlarından ve kendine özgü rahatlığından kaynaklandığını düşündüğüm bu özensizlik ve duyarsızlık zamanla kalıcı bir kültüre dönüşmüştür. Bu kırsal kesimde farklı sapmalara neden olurken, kentlerde daha çok pornografik filmler izlemeye neden olabilmektedir.”
Kaynak: İHA
“TÜM DÜNYADA HIZLA ARTIYOR”
TİB’in de ifade ettiği gibi internette porno aramanın yalnız Diyarbakır’a özgü olmadığını ve tüm dünyada hızla arttığını anlatan Eyigün, “Nitekim 2005’te yüzde 30’lardayken, 2013’te yüzde 100’e yaklaştığı belirtiliyor. Demek ki, sorunun öncelikli olarak evrensel bir boyutu var. Ancak Diyarbakır da dünyanın bir parçası olduğu için daha fazla porno izlemeye neden olan etkenlerin tümünü için de barındırmaktadır. İnternet ve internet kafeler boş zaman geçirme aracı ve mekanı olarak algılanıyor.
Öncelikle internet kullanımının çok yaygın olması ve ayrıca denetimsiz ve amaçsız kullanılmasının daha fazla porno izlenmesinde büyük bir etkisi var. Evlerde her bireyin kullanımına hazır olan bilgisayarlar yanında, şehirde sıkça açılan internet kafeler gençler için boş zaman geçirme ve eğlenme araçları gibi algılanmaktadır. Özellikle internet kafeler, herhangi bir konuda bilgi edinme veya haberleşme için değil de canı sıkılanın zaman geçirmek ve eğlenmek için gittiği mekanlar haline gelmiştir. Böyle algılanınca da internetlerde ilk önce aranan sayfalar maalesef porno veya benzeri sayfalar olmaktadır” diye konuştu.
“İNTERNET KAFELERİN DENETLENMEMESİ ETKİLİ”
Diyarbakır ve Adana gibi illerde, neredeyse her mahallede bir veya iki internet kafe bulunması ve buraların yeterince denetlenememesinin de daha fazla porno izlenmesini kolaylaştırdığını düşündüğüne işaret eden Eyigün, şunları kaydetti:
“Özellikle düşük gelir grubuna mensup ailelerin çocukları veya göçle gelen ailelerin çocukları için internet kafeye gitme ve o ortamda bulunma moderleşme ve şehirli olmanın bir özelliği gibi algılandığı için para ve imkân bulduklarında buralara gidiyorlar. Akıllı telefonlar, gençler ve çocuklar için evdeki veya internet kafedeki bilgisayarlardan daha tehlikelidir. Çünkü buralarda hiçbir denetim söz konusu değildir.
Öncelikle internete ve internet kafeler bakışın değişmesi gerekiyor. Bu konuda başta Milli Eğitim olmak üzere tüm kurumların yoğun bir çaba sarf etmesi gerekiyor.”
“BÖLGENİN GÖÇ ALMASI EN BÜYÜK NEDEN”
Sorunun bölgeye özgü en temel nedenin yoğun göç alması olduğuna vurgu yapan Eyigün, şunları söyledi:
“Bu sorun tüm dünyayı ilgilendirse de, Türkiye’de internette en çok porno arayan iller içinde ilk üç sırada Diyarbakır, Adana ve Erzurum’un bulunması, sorunun bu şehirlerin ortak özelliğinde yattığını göstermektedir. Diyarbakır, Erzurum ve Adana’nın ortak özelliklerine ve sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına baktığımızda ilk göze çarpan şey, hızlı göç almaları, aynı hızda geleneksel yaşam biçiminde modern yaşama geçme çabası içinde olmaları ve her iki olgunun da getirdiği her türlü sosyal sorunla boğuşmuş olmalarıdır. Bilindiği gibi göç, hızlı nüfus artışını, işsizliği, ekonomik sıkıntıları, aile yapısında parçalanmayı, kuşaklar arası çatışmayı, kimlik şoku ve kimlik bunalımını da beraberinde getirir. Bu etkenler, bireyi sorunlardan kaçacak bir yer aramaya, içindeki psikolojik boşluğu dolduracak ve gerilimlerinden kurtulacak bir yer arayama itebilir. Kişi bu amaç doğrultusunda, varsa evinde, odasında, yoksa internet kafelerde sanal âlemde sığınacak yer arar. İstatistiklerden de anlaşıldığı gibi insanların gerçeklerden kaçıp da sığındığı bu âlemde en çok aradığı şeylerin başında porno siteleri gelmektedir.”
“YAPTIRIM GÜCÜNÜN AZALMASIYLA ANOMİ ORTAYA ÇIKAR”
Sorunun Diyarbakır’a özgü bir diğer nedeninin ise hızlı kentleşme olduğunu aktaran Eyigün, Diyarbakır’da göç olgusuna bağlı olarak hızlı bir kentleşmenin söz konusu olduğunu, bunun olduğu yerlerin temel bir özelliğinin ise anomi olduğuna dikkat çekti. “Yani kuralsızlık ve değerlerin zayıflamasıdır, sosyal kontrolün azalmasıdır. Böylesi ortamlar her türlü sapmalara zemin hazırlamaktadır” diyen Eyigün, şu ifadelerde bulundu:
“Durkheim, Anomiyi, bir davranışta bulunması gerektiğinde hangi normu ölçüt alacaklarını bilemez duruma gelen bireylerin toplumla bütünleşmelerini engelleyen düzensizlik durumu olarak tanımlamıştır. Eski normların yürürlükten kalkması ve yeni normların kabul edilmesi süresinde boşluklar ortaya çıkar. Normların geçerliliğini yitirmesi ve yaptırım gücünün azalması durumunda anomi ortaya çıkar. Ayrıca bölgenin kendine özgü grup, aşiret, geniş aile yapısı, bireyleri sürekli olarak bu yapılara vurgu yaparak kontrol altında tutmaktaydı. Yani kişi, şehre gelmeden önce kırsal bölgede hangi yasağa uyuyorsa, ailenin ve aşiretin şerefi ve onurunu korumak için uyuyordu veya neyi de yapıyorsa bunun için yapıyordu. Köy gibi birincil ilişkilerin düzenleyici olduğu yerlerden Diyarbakır gibi bir metropole gelen bir kişi üzerinde bu kontrolü görmeyince değerlere ve normlara uyma zorunluluğu hissetmiyor.
Yine hızlı kentleşme çerçevesinde altyapının ve özellikle yetişkinler ve gençler rahatlıkla gidebilecekleri sosyal ortamların, eğlence mekanları, spor alanlarının ve diğer cazip uğraşların fazla olmaması da kişileri internet kafelere yöneltmektedir.”
“BÖLGEDE YAŞANAN ŞİDDET ATMOSFERİNİN ETKİSİ”
Bunun yanında bölgede yaşanan şiddet olayları ve buna bağlı olarak toplumun yaşadığı gerilimli atmosferin, özellikle gençleri gerilimli çeşitli bunalımlara ittiğine değinen Eyigün, “Şiddet ve siyasal gerilimin getirdiği sıkıntılar ise kişileri, içinde bulundukları dünyadan ve onun sıkışıklığından uzaklaşmaya götürüyor. Bu aslında bir kaçıştır. Psikolojide bunun adı realiteden kaçış eğilimidir. İşte bu kaçış gençleri, ciddi olaylardan ziyade porno sitelerine yöneltmiş olabilir. Buralarda bir anlamda psikolojik bir boşalma yaşamaktadırlar. Ayrıca son dönemde yaşanan çözüm sürecinde bölge insanı barış ve huzur içinde yaşama konusunda her ne kadar yeniden ümitlenmiş ise de, altı ay öncesine kadar bölgede hakim olan psikoloji çaresizlikti. Sıkıntıları aşma konusunda kendisini çaresiz hisseden kişinin ilk yapacağı işlerden birisi de ona bu sıkıntıları unutturacak şeyler aramaktır. Burada da yine realiteden bir kaçış söz konusudur. Bu kaçış uyuşturucuya olabileceği gibi, kumara, içkiye veya Diyarbakır örneğinde olduğu gibi porno filmler izlemeye de olabilmektedir” şeklinde konuştu.
“BÖLGEDEKİ SİYASİ ANLAYIŞ DEĞERİ OLMAYAN GENÇLİK ÜRETTİ”
Bölgede yaşanan olaylara paralel olarak özellikle gençler arasında dindarlık düzeyinin düştüğü anlaşıldığını da anlatan Eyigün, “Özellikle burada hakim olan siyasal ve ideolojik anlayış, neredeyse Kürt milliyetçiliği dışında hiçbir değeri olmayan bir gençlik üretti. Dindarlık düzeyinin düşmesine bağlı olarak bireylerde oto kontrol, iç denetim zayıfladı. Bu da genelde muhafazakar bir yapıya sahip olan bölgede değerlerin erozyonuna neden olmaktadır” dedi.
“İŞSİZLER ZAMANLARI PORNO SİTELERİNİN BAŞINDA GEÇİRİYOR”
Söz konusu şehirlerde, göçten ve hızlı nüfus artışından kaynaklanan ciddi bir işsizliğin de söz konusu olduğuna dikkat çeken Eyigün, “Bu işsizlerin çok büyük bir kısmının vasıfsız olması veya en fazla normal bir liseden mezun olması istihdam edilme imkanlarını da sınırlıyor. Bundan dolayı büyük oranda fazla bir gelecek beklentisi olmayan bu kişiler hedefsiz olmakta ve zamanlarının büyük bir kısmını internet kafelerde veya kendi evlerinde porno sitelerinin başında geçirmektedirler” diye konuştu.
“ERKEN YAŞLARDA CİNSEL YAŞAMA TANIK OLUNUYOR”
En çok porno izlenen bu üç ilde, kırsal kesimlerden göçle gelen ailelerde çocuk sayısının da oldukça fazla olduğunu ve Diyarbakır’da yaptıkları bir kamuoyu araştırması sırasında 9 ile 11 çocuklu ve hepsinin de aynı evde yaşadığı çok sayıda ailenin bulunduğunu dile getiren Eyigün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu aileler genelde ekonomik olarak en alt gelir grubuna dâhil oldukları için de oda sayısı bir iki olan küçük evlerde yaşamaktadırlar. Bu durumda çok sayıda kardeş bir arada yattığı gibi, bir kısmı da anne ve babasının yatak odasında yatmaktadır. Bazı ailelerde büyük baba ve anneler, hala ve amcalar da bu ailelerle birlikte yaşamaktadırlar. Ergenlik döneminde anne ve babasıyla veya evli abisi ve yengesiyle aynı yatak odasını paylaşmak zorunda olan gençler, çok erken yaşlarda cinsel yaşama tanık olmaktadırlar. Bu durum da onların normal yaşlardan önce cinsel yönden uyarılmalarına neden olmaktadır. Bu da gençleri, bazen cinsel sapmalara, kendilerinden daha büyük yaştaki kişilerle beraber olmaya veya Diyarbakır, Adana ve Erzurum örneğinde olduğu gibi internette porno izlemeye götürmektedir. Adana’da ise çok sıcak geçen yaz döneminde evin tüm kapı ve pencerelerinin açık olması bu anlamda aile içindeki mahremiyeti ortadan kaldırabilmektedir. Çocukların anne ve babalarıyla aynı odada yatmasını, yalnızca oda sayısının sınırlı olmasıyla açıklamak yeterli değil. Çünkü gözlemlerimizde dayanarak şunu söyleyebilirim ki, bölgede özellikle de kırsal kesimden gelen ailelerde cinsel yaşamla ilgili mahremiyete fazla bir önem verilmemektedir. Kırsal kesimin sınırlı imkânlarından ve kendine özgü rahatlığından kaynaklandığını düşündüğüm bu özensizlik ve duyarsızlık zamanla kalıcı bir kültüre dönüşmüştür. Bu kırsal kesimde farklı sapmalara neden olurken, kentlerde daha çok pornografik filmler izlemeye neden olabilmektedir.”