2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı Odunpazarı'nda Anıldı
Odunpazarı Belediyesi ve 22 sivil toplum kuruluşu, sendika ve siyasi parti, 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan Sivas Katliamı’nda hayatını kaybedenler geniş bir programla andı.
Katliama dönük düzenlenen panele Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Eskişehir CHP Milletvekilleri Gaye Usluer ve Utku Çakırözer, sendika ve siyasi parti başkanları, sivil toplum örgütleri başkanları ve çok sayıda misafir katıldı.
Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panelde, Menderes Samancılar, Sadık Gürbüz, İsmail Kaya ve Mazlum Çimen konuşmacı olarak yer aldı. Panelde Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden aydınlar anılırken, 2 Temmuz 1993’te yaşanan vahşet detaylarıyla anlatıldı.
“IRKÇILIK KAVGALARI DÜNYANIN GERİ KALMIŞ ÜLKELERİNDE YAŞANIYOR”
Panelin açılışını “Irkçılık kavgaları dünyanın geri kalmış ülkelerinde yaşanıyor” diyerek Sadık Gürbüz yaptı. Gürbüz, “Dünyanın diğer yerlerinde ırk sormak bile suç sayılıyor. Çünkü iç barış öyle sağlanıyor. Bizi birbirimize kırdırmaya çalışan dış mihraklar deniliyor ya, dış mihrakların iç beslemeleri bunları daha çok kullanıyorlar. Sizin düşüncenizi, inancınızı baskı altına alıyorlar. Siz özgürlüğünüzü arıyorsunuz, düşüncenizi söyleyebilme, inancınızı yapabilme, dilinizi kullanabilme, istediğiniz şekilde yaşayabilme özgürlüğü arıyorsunuz. Bunları bulamadığınız zaman en doğal insan hakkınız, onurunuz olan tepkiyi gösteriyorsunuz. Tepkiyi gösterdiğinizde karşınıza bu faşist anlayış çıkıyor. Laiklik boş bir kelime değildir. Laikliği rafa kaldırdılar. Anayasada var ama uygulamada yok. Laiklikte insanların dini, dili, kökeni sorulmaz. Bunun hiçbir önemi yoktur. Anayasa’nın ilk maddesi din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanlar anayasa önünde eşittir. Siz bu eşitliği bozduğunuz zaman eşitlikte kaybeden tarafın tepki göstermesi en onurlu davranıştır. İnsan o tepkiyi göstermezse onursuzlaşır. Bu tepkiyi göstermezseler onurlarını yitirirler” dedi.
"TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜK"
Sivas’ta katledilen 12 yaşındaki Koray’ın babası İsmail Kaya, 2 Temmuz 1993’te yaşanılan vahşeti anlatırken duygulu anlar yaşandı. Kaya, olaylar yaşandığı sırada orada olduğunu ve bunları anlatmanın çok zor olduğunu belirtti.
Sivas’a giderken tedirgin olduklarını, şenlik için gittiklerini ancak bu şenliği gerçekleştiremediklerini söyleyen Kaya, “Biz oraya şenliklere gittik ama 1 ay öncesinde başlayan hazırlıkları bilemedik. Oraya yığılan taşları, mahalli gazetelerin dağıtıldığını bilmiyoruz. Bunlardan hiçbirinden bizim haberimiz yok. Yani uyuyarak gittik diyebiliriz. Sonuçlarını çok kötü yaşadık. Çocuklarımızı, canlarımızı kaybettik. Tuzağa düşürüldük. Bir oyuna, bir tezgaha, derin devletin oyununa geldiğimizi hepimiz biliyoruz. Bunlardan ders alınmalı. Bunları bir daha yaşamamak adına örgütlülüğümüzü güçlendirmeliyiz. Birbirimize kenetlenmeliyiz. Bunun yollarını aramalıyız” ifadelerini kullandı.
"MADIMAK KATLİAMI, ÇOCUK KATLİAMIDIR"
"Madımak vahşeti, Madımak katliamı aslında bir çocuk katliamıdır" diyen Mazlum Çimen, şöyle devam etti:
“12 yaşındaki Koray ve yaş ortalamaları 18-21 yaş arası bunlar genç ve çocuk. Bu yönüyle düşünüldüğünde olay daha da vahşileşiyor gözümde. Umutsuzluğa düşüyor olabilirim konuştuklarımdan ama öyle bir dert içinde değilim. Buraya yürürken atılan sloganları dinledim Sivas’ın hesabı sorulacak, AKP hesap verecek. Bunlar güzel sloganlar da kendi gerçeğimizden baktığımız zaman 22 yıldır biz neredeyiz, ne olduk diye baktığımda bir şey göremiyorum. Sivas olayından 5 yıl sonra "Sivas’ı unutma unutturma" diye bir slogan çıktı ve o zaman dedim bu olay tıkandı. Sivas acıların içerisinde yer bulmaya çalışıyor. Çünkü bu ülke acıların gündemi ile yoğrulan bir ülke. Her gelen gündem öbür gündemin üzerine oturuyor ve unutuyoruz. Madımak katliamı olduğu zaman doğan bir arkadaşımız şuan 22 yaşında. Onlara bunu anlatamıyorsunuz. Bu ülkede böyle bir şey olduğunu anlatmaya çalıştığınızda ise anlamıyor. Sivas’ın hesabı sorulacak denildiğinde, bu slogan atılmaya başlandıktan 10 yıl sonra AKP tek başına iktidar oldu. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir utançtır” şeklinde konuştu.
"BİZ KATİL DEĞİLİZ"
Menderes Samancılar ise, Sivas’ı yakanlarla Işid arasında bir fark olmadığını kaydederek, "Ali İsmail’i katledenler de Erdal Eren’i öldürenler arasında bir fark bulabilir misiniz? Bulamazsınız. Ülkemiz faili meçhuller ülkesi oldu. Hiçbir şeyden hesap soramadık ve vardığımız noktada içimizdeki kanlarla oturuyoruz hala. Ben diyorum ki, bu düzen değişecek, bu saltanat er geç yıkılacak. Bu halk bir gün her şeyin hesabını soracak. Halkın adaleti soracak. Biz ne asiyiz ne isyankarız. Halkız sadece. Halk olarak sorulacak bu hesaplarda. Kimsenin canını yakmayacağız hesap soracağız sadece. Biz katil değiliz. Bizim elimize silah yakışmaz. Biz kalemimizle, kağıdımızla, sanatımızla, yüreğimizle soracağız bu hesabı. Soracağız ve onları utandıracağız. Koray yeğen oradaki çiçeklerin en tomurcuk olanıydı. Çocuklarımızı vurdular. Diri diri yaktılar. Bunların hesabı sorulacak. Berkin’inde, Ali İsmail’inde hesabı sorulacak. Sivas’ı yakanlardan da hesap sorulacak. Tarih ve halk bu hesabı soracak hiç endişeniz olmasın. Umutsuzluk bizim işimiz değil. Bu bir savaşsa, bir demokrasi mücadelesi ise biz bu mücadeleyi er geç kazanacağız” şeklinde konuştu.
Panel katılımcılara plaket takdimi ile sona erdi.
Kaynak: İHA
Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panelde, Menderes Samancılar, Sadık Gürbüz, İsmail Kaya ve Mazlum Çimen konuşmacı olarak yer aldı. Panelde Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden aydınlar anılırken, 2 Temmuz 1993’te yaşanan vahşet detaylarıyla anlatıldı.
“IRKÇILIK KAVGALARI DÜNYANIN GERİ KALMIŞ ÜLKELERİNDE YAŞANIYOR”
Panelin açılışını “Irkçılık kavgaları dünyanın geri kalmış ülkelerinde yaşanıyor” diyerek Sadık Gürbüz yaptı. Gürbüz, “Dünyanın diğer yerlerinde ırk sormak bile suç sayılıyor. Çünkü iç barış öyle sağlanıyor. Bizi birbirimize kırdırmaya çalışan dış mihraklar deniliyor ya, dış mihrakların iç beslemeleri bunları daha çok kullanıyorlar. Sizin düşüncenizi, inancınızı baskı altına alıyorlar. Siz özgürlüğünüzü arıyorsunuz, düşüncenizi söyleyebilme, inancınızı yapabilme, dilinizi kullanabilme, istediğiniz şekilde yaşayabilme özgürlüğü arıyorsunuz. Bunları bulamadığınız zaman en doğal insan hakkınız, onurunuz olan tepkiyi gösteriyorsunuz. Tepkiyi gösterdiğinizde karşınıza bu faşist anlayış çıkıyor. Laiklik boş bir kelime değildir. Laikliği rafa kaldırdılar. Anayasada var ama uygulamada yok. Laiklikte insanların dini, dili, kökeni sorulmaz. Bunun hiçbir önemi yoktur. Anayasa’nın ilk maddesi din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanlar anayasa önünde eşittir. Siz bu eşitliği bozduğunuz zaman eşitlikte kaybeden tarafın tepki göstermesi en onurlu davranıştır. İnsan o tepkiyi göstermezse onursuzlaşır. Bu tepkiyi göstermezseler onurlarını yitirirler” dedi.
"TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜK"
Sivas’ta katledilen 12 yaşındaki Koray’ın babası İsmail Kaya, 2 Temmuz 1993’te yaşanılan vahşeti anlatırken duygulu anlar yaşandı. Kaya, olaylar yaşandığı sırada orada olduğunu ve bunları anlatmanın çok zor olduğunu belirtti.
Sivas’a giderken tedirgin olduklarını, şenlik için gittiklerini ancak bu şenliği gerçekleştiremediklerini söyleyen Kaya, “Biz oraya şenliklere gittik ama 1 ay öncesinde başlayan hazırlıkları bilemedik. Oraya yığılan taşları, mahalli gazetelerin dağıtıldığını bilmiyoruz. Bunlardan hiçbirinden bizim haberimiz yok. Yani uyuyarak gittik diyebiliriz. Sonuçlarını çok kötü yaşadık. Çocuklarımızı, canlarımızı kaybettik. Tuzağa düşürüldük. Bir oyuna, bir tezgaha, derin devletin oyununa geldiğimizi hepimiz biliyoruz. Bunlardan ders alınmalı. Bunları bir daha yaşamamak adına örgütlülüğümüzü güçlendirmeliyiz. Birbirimize kenetlenmeliyiz. Bunun yollarını aramalıyız” ifadelerini kullandı.
"MADIMAK KATLİAMI, ÇOCUK KATLİAMIDIR"
"Madımak vahşeti, Madımak katliamı aslında bir çocuk katliamıdır" diyen Mazlum Çimen, şöyle devam etti:
“12 yaşındaki Koray ve yaş ortalamaları 18-21 yaş arası bunlar genç ve çocuk. Bu yönüyle düşünüldüğünde olay daha da vahşileşiyor gözümde. Umutsuzluğa düşüyor olabilirim konuştuklarımdan ama öyle bir dert içinde değilim. Buraya yürürken atılan sloganları dinledim Sivas’ın hesabı sorulacak, AKP hesap verecek. Bunlar güzel sloganlar da kendi gerçeğimizden baktığımız zaman 22 yıldır biz neredeyiz, ne olduk diye baktığımda bir şey göremiyorum. Sivas olayından 5 yıl sonra "Sivas’ı unutma unutturma" diye bir slogan çıktı ve o zaman dedim bu olay tıkandı. Sivas acıların içerisinde yer bulmaya çalışıyor. Çünkü bu ülke acıların gündemi ile yoğrulan bir ülke. Her gelen gündem öbür gündemin üzerine oturuyor ve unutuyoruz. Madımak katliamı olduğu zaman doğan bir arkadaşımız şuan 22 yaşında. Onlara bunu anlatamıyorsunuz. Bu ülkede böyle bir şey olduğunu anlatmaya çalıştığınızda ise anlamıyor. Sivas’ın hesabı sorulacak denildiğinde, bu slogan atılmaya başlandıktan 10 yıl sonra AKP tek başına iktidar oldu. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir utançtır” şeklinde konuştu.
"BİZ KATİL DEĞİLİZ"
Menderes Samancılar ise, Sivas’ı yakanlarla Işid arasında bir fark olmadığını kaydederek, "Ali İsmail’i katledenler de Erdal Eren’i öldürenler arasında bir fark bulabilir misiniz? Bulamazsınız. Ülkemiz faili meçhuller ülkesi oldu. Hiçbir şeyden hesap soramadık ve vardığımız noktada içimizdeki kanlarla oturuyoruz hala. Ben diyorum ki, bu düzen değişecek, bu saltanat er geç yıkılacak. Bu halk bir gün her şeyin hesabını soracak. Halkın adaleti soracak. Biz ne asiyiz ne isyankarız. Halkız sadece. Halk olarak sorulacak bu hesaplarda. Kimsenin canını yakmayacağız hesap soracağız sadece. Biz katil değiliz. Bizim elimize silah yakışmaz. Biz kalemimizle, kağıdımızla, sanatımızla, yüreğimizle soracağız bu hesabı. Soracağız ve onları utandıracağız. Koray yeğen oradaki çiçeklerin en tomurcuk olanıydı. Çocuklarımızı vurdular. Diri diri yaktılar. Bunların hesabı sorulacak. Berkin’inde, Ali İsmail’inde hesabı sorulacak. Sivas’ı yakanlardan da hesap sorulacak. Tarih ve halk bu hesabı soracak hiç endişeniz olmasın. Umutsuzluk bizim işimiz değil. Bu bir savaşsa, bir demokrasi mücadelesi ise biz bu mücadeleyi er geç kazanacağız” şeklinde konuştu.
Panel katılımcılara plaket takdimi ile sona erdi.