Gezi Parkı Olaylarını Adliyede Protesto Eden Avukatlara Dava

Taksim Gezi Parkı protestolarında yaşanan olayları, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda protesto eden ve polislerce zor kullanılarak dağıtılan 41'i avukat 44 kişiyle ilgili hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Taksim'deki Gezi Parkı olaylarıyla ilgili protesto sürecinin yaşandığı 11 Haziran 2013'te, öğlen saatlerinde, gösteri yürüyüşü yapılması kanunen yasak olan Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın C girişinde, heykellerin bulunduğu alanda toplanan, bir kısmının üzerinde avukat cübbesi bulunan yaklaşık 50-60 kişilik grubun alkışlarla, "Her yer Taksim, her yer direniş, yaşasın mücadelemiz, kahrolsun faşizm ve polis dışarı" sloganları attığı belirtildi.

Adliyede görevli polis memurları ve özel güvenlik görevlilerince grubun etrafında tedbir alındığı ve protestocu topluluğa, "eylemin yasal olmadığı, sonlandırmaları ve bina dışına çıkmaları gerektiği" uyarısı yapıldığı aktarılan iddianamede, defalarca ihtar edilmesine rağmen topluluğun uyarılara uymayıp protesto gösterisine ve slogan atmaya devam ettiği ifade edildi.

- Zekeriya Öz'ün talimatı

Dönemin güvenlikten sorumlu Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün, dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Ateş'i telefonla aradığı ve "protestocu grubun gösteriye devam etmesi halinde yakalanması ve müracaattan sorumlu cumhuriyet savcısının vereceği talimat doğrultusunda hareket edilmesi" talimatını verdiği kaydedilen iddianamede, protesto gösterisinin devam ettiği sırada takviye olarak gelen İstanbul Çevik Kuvvet ve Güvenlik Şube Müdürlüğü görevlilerinin, önceki görevlilerle birlikte protestocu grubu çember altına aldığı ve adliye sarayı dışına çıkartmak, dağıtmak istediği anlatıldı.

İddianamede, protestocu grupla, etrafını çeviren görevliler arasında zor kullanılması sırasında kargaşa meydana geldiği, şüphelilerin görevlilere karşı koydukları ve İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 27 Ocak 2014'te alınan rapora göre bazı mağdur-şikayetçilerin yaralanmasına neden olunduğu öne sürülerek, şüphelilerin dağılmamaları nedeniyle orantılı güç kullanıldığı ve yakalanan bu kişilerin otobüslerle İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğüne götürüldükleri bilgisi verildi.

Bu müdahale sırasında şüphelilerin, İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan rapora göre yaralandıkları ve kimlik bilgilerini ibraz etmeleri üzerine son olarak saat 22.05'te serbest bırakıldıkları aktarılan iddianamede, şüphelilerle ilgili olarak gerek Başsavcıvekili Zekeriya Öz ve gerekse müracaat savcısı Abdülrezzak Aydın tarafından gözaltına alınmalarına ilişkin herhangi bir talimat verilmediği dile getirildi.

- "Protestonun avukatlık göreviyle ilgisi yok"

Yakalanmalarının ardından yapılan kimlik tespitlerine göre 3 şüphelinin avukatlıkla ilgilerinin olmadığı, 4 kişinin stajyer avukat olduğu ve geri kalan 37 şüphelinin ise avukat olduklarının anlaşıldığı belirtilen iddianamede, şöyle denildi:

"1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58/1 maddesinde, avukatların görevleri sırasında işledikleri veya görevlerinden doğan suçlardan dolayı soruşturmalarının Adalet Bakanlığının iznine tabi olduğu belirtilmektese de iddianameye konu protesto gösterisinin Taksim Gezi Parkı hadiseleri olarak bilinen ve çeşitli gruplarca devam ettirilen protesto gösterilerine destek amaçlı olup, avukatlık göreviyle ilgisinin bulunmaması nedeniyle soruşturmanın genel hükümler uyarınca yürütüldüğü, soruşturma neticesinde şüphelilerin Taksim Gezi Parkı protesto gösterilerine destek amacıyla kamu binası olan İstanbul Adliye Sarayı'ndaki boşluk alanında toplanarak slogan atmaları ve görevlilerce gösterinin kanunsuz olduğu yönünde defalarca ihtar edilmesine rağmen dağılmamakta ısrar etmek suretiyle 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçunu işledikleri anlaşılmıştır."

İddianamede, şüphelilerin, "2911 sayılı kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerinde, ihtara ve zor kullanmaya karşın dağılmamakta ısrar etmek" suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Kaynak: AA