'Her Hastalık Oruç Tutmaya Engel Değil'
Her hastalığın oruç tutmaya engel olmadığını söyleyen Dr. Mustafa Eraslan, oruçta birçok hastalığın da tedavisi olduğunu söyledi.
İnsanın oruç tuttuğu zaman sağlığına kavuştuğuna Peygamber Efendimiz’in ‘’Oruç tutun sıhhat bulun’’ sözünü hatırlatarak değinen Dr. Mustafa Eraslan her hastalığın oruç tutmaya engel olmadığını belirtti.
Çok zaruri olmadığı müddetçe oruç tutulabileceğini söyleyen Eraslan, ‘’Oruçta bizim bilmediğimiz birçok hastalığın tedavisi vardır. Ben genel olarak herkesin ve her hastanın oruç tutabileceğine inanıyorum. Şeker hastası, kalp ve damar hastası, kanser hastası veya karaciğerle böbrekle ilgili hastalığı olan insanlar eğer diyetlerini, iftar ve sahur yemeklerini iyi ayarlarsa oruçlarını rahatlıkla tutabilirler’’ diye konuştu.
‘’ORUÇ TUTAMAMAK PSİKOLOJİK OLARAK DA KİŞİYE ZARAR VEREBİLİR’’
‘’Toplumumuzun büyük kısmı Müslüman olduğu için kişilerin oruç tutamaması psikolojik olarak da kötü etkilenmesine ve sıkıntıya girmesine sebep olur’’ diyen Dr. Mustafa Eraslan oruç tutamayan kişinin bunun fidyesini verse bile mutlu olmadığını belirtti.
Kişinin oruç tuttuğu zaman vücudunda da olumlu değişiklikler olduğunu söyleyen Eraslan hastalığı olan kişilerin iftar ve sahurda doğru düzenlemeler yaparak oruç tutabileceğini belirtti.
İFTARDA VE SAHURDA HANGİ BESİNLER TÜKETİLMELİ?
Ramazan ayını rahat geçirmek için sahurda ve iftarda ağırlık verilmesi gereken besinlerle ilgili de konuşan Dr. Mustafa Eraslan, vücutta uzun sürede emilecek ve kişiyi tok tutacak yiyecekler ile vücudun su kaybını engelleyecek besinler tercih etmek gerektiğini söyledi.
Bunlara dikkat edildiği takdirde rahat bir şekilde oruç tutulabileceğini belirten Eraslan, ‘’ Sahurda tam buğday ekmeği yenmeli. Çünkü tam buğday ekmeği beyaz ekmek gibi hemen kana karışmaz, kan şekerini etkilemez, uzun sürede emilir ve kişiyi tok tutar. Vücudumuzun enerji ihtiyacını biz şekerden değil yağdan karşılıyoruz. O yüzden yavaş yavaş emilen bir yağ kullanmamız gerekir. Yenilecek bir parça tereyağı kişiyi sahurdan iftara kadar rahat ettirebilir. Et yavaş emildiği ve kişiyi uzun süre tok tuttuğu için tercih edilecek bir başka yiyecek olmalı. Bu nedenle her sahurda bir parça et yenebilir’’ diye konuştu.
SUSUZLUĞA KARŞI MADEN SUYU İLE YAPILMIŞ CACIK
Sahur ile iftar arasında yaklaşık 16-17 saatlik uzun bir zaman dilimi olduğunu ve havaların çok sıcak olması sebebiyle susuzluk hissinin fazla olabileceğini söyleyen Eraslan, ‘’Susuzluğu ise maden suyu ile yapılmış cacık sayesinde engelleyebiliriz. Sıcak havalarda suyun yanı sıra tuz ve mineral kaybediyoruz. Bunu engellemek için cacığı maden suyu ile yaparak tuz ve mineral kaybına karşı uzun süre terlesek bile dinç ve sağlıklı kalabiliriz. Cacığın içinde yer alan salatalık ise büyük bir bölümü su olmasına rağmen yavaş yavaş emilen bir besindir. Maden suyu ile birlikte cacığı tükettiğimiz zaman bütün günü hem susuzluk çekmeden hem de yorgunluk çekmeden rahatça geçirebiliriz’’ dedi ve ekledi: ‘’Sahurda yenilecek 2-3 tane hurma da vücutta yavaş emilerek ve kan şekerini düzenleyerek kişinin günü rahat geçirmesini sağlar.’’
‘’İFTARDA AĞIR YİYECEKLERDEN KAÇINILMALI’’
İftarda uzun süre aç kalındığı için ağır yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini söyleyen Dr. Mutafa Eraslan, ‘’İftar ve sahur arası 6-7 saatlik çok kısa bir zaman. İftarda çorbayla yemeğe başlanabilir ardından 5-10 dakika ara verilip sebze yemeği ile devam edilebilir. Tatlı tercih etmek isteyenlere tavsiyem ise şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih etmeleri. Örneğin, güllaç tatlısının Ramazan ayında çok fazla tercih edilmesinin sebebi mideyi çok fazla yormaması, yavaş emilmesi ve kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltmemesidir’’ dedi.
Kişilerin iftar ve sahur arasında geçen sürede bolca sıvı tüketmesi gerektiğini de belirten Eraslan, bu şekilde bir beslenme düzeni ile Ramazan ayının hem hastalar hem de sağlıklı insanlar için rahat ve sıkıntısız bir şekilde geçebileceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: İHA
Çok zaruri olmadığı müddetçe oruç tutulabileceğini söyleyen Eraslan, ‘’Oruçta bizim bilmediğimiz birçok hastalığın tedavisi vardır. Ben genel olarak herkesin ve her hastanın oruç tutabileceğine inanıyorum. Şeker hastası, kalp ve damar hastası, kanser hastası veya karaciğerle böbrekle ilgili hastalığı olan insanlar eğer diyetlerini, iftar ve sahur yemeklerini iyi ayarlarsa oruçlarını rahatlıkla tutabilirler’’ diye konuştu.
‘’ORUÇ TUTAMAMAK PSİKOLOJİK OLARAK DA KİŞİYE ZARAR VEREBİLİR’’
‘’Toplumumuzun büyük kısmı Müslüman olduğu için kişilerin oruç tutamaması psikolojik olarak da kötü etkilenmesine ve sıkıntıya girmesine sebep olur’’ diyen Dr. Mustafa Eraslan oruç tutamayan kişinin bunun fidyesini verse bile mutlu olmadığını belirtti.
Kişinin oruç tuttuğu zaman vücudunda da olumlu değişiklikler olduğunu söyleyen Eraslan hastalığı olan kişilerin iftar ve sahurda doğru düzenlemeler yaparak oruç tutabileceğini belirtti.
İFTARDA VE SAHURDA HANGİ BESİNLER TÜKETİLMELİ?
Ramazan ayını rahat geçirmek için sahurda ve iftarda ağırlık verilmesi gereken besinlerle ilgili de konuşan Dr. Mustafa Eraslan, vücutta uzun sürede emilecek ve kişiyi tok tutacak yiyecekler ile vücudun su kaybını engelleyecek besinler tercih etmek gerektiğini söyledi.
Bunlara dikkat edildiği takdirde rahat bir şekilde oruç tutulabileceğini belirten Eraslan, ‘’ Sahurda tam buğday ekmeği yenmeli. Çünkü tam buğday ekmeği beyaz ekmek gibi hemen kana karışmaz, kan şekerini etkilemez, uzun sürede emilir ve kişiyi tok tutar. Vücudumuzun enerji ihtiyacını biz şekerden değil yağdan karşılıyoruz. O yüzden yavaş yavaş emilen bir yağ kullanmamız gerekir. Yenilecek bir parça tereyağı kişiyi sahurdan iftara kadar rahat ettirebilir. Et yavaş emildiği ve kişiyi uzun süre tok tuttuğu için tercih edilecek bir başka yiyecek olmalı. Bu nedenle her sahurda bir parça et yenebilir’’ diye konuştu.
SUSUZLUĞA KARŞI MADEN SUYU İLE YAPILMIŞ CACIK
Sahur ile iftar arasında yaklaşık 16-17 saatlik uzun bir zaman dilimi olduğunu ve havaların çok sıcak olması sebebiyle susuzluk hissinin fazla olabileceğini söyleyen Eraslan, ‘’Susuzluğu ise maden suyu ile yapılmış cacık sayesinde engelleyebiliriz. Sıcak havalarda suyun yanı sıra tuz ve mineral kaybediyoruz. Bunu engellemek için cacığı maden suyu ile yaparak tuz ve mineral kaybına karşı uzun süre terlesek bile dinç ve sağlıklı kalabiliriz. Cacığın içinde yer alan salatalık ise büyük bir bölümü su olmasına rağmen yavaş yavaş emilen bir besindir. Maden suyu ile birlikte cacığı tükettiğimiz zaman bütün günü hem susuzluk çekmeden hem de yorgunluk çekmeden rahatça geçirebiliriz’’ dedi ve ekledi: ‘’Sahurda yenilecek 2-3 tane hurma da vücutta yavaş emilerek ve kan şekerini düzenleyerek kişinin günü rahat geçirmesini sağlar.’’
‘’İFTARDA AĞIR YİYECEKLERDEN KAÇINILMALI’’
İftarda uzun süre aç kalındığı için ağır yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini söyleyen Dr. Mutafa Eraslan, ‘’İftar ve sahur arası 6-7 saatlik çok kısa bir zaman. İftarda çorbayla yemeğe başlanabilir ardından 5-10 dakika ara verilip sebze yemeği ile devam edilebilir. Tatlı tercih etmek isteyenlere tavsiyem ise şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih etmeleri. Örneğin, güllaç tatlısının Ramazan ayında çok fazla tercih edilmesinin sebebi mideyi çok fazla yormaması, yavaş emilmesi ve kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltmemesidir’’ dedi.
Kişilerin iftar ve sahur arasında geçen sürede bolca sıvı tüketmesi gerektiğini de belirten Eraslan, bu şekilde bir beslenme düzeni ile Ramazan ayının hem hastalar hem de sağlıklı insanlar için rahat ve sıkıntısız bir şekilde geçebileceğini söyleyerek sözlerini noktaladı.