HDP Muş Milletvekili Özkan'ın Sözlerine Tepkiler

HDP'den Muş milletvekili seçilen Burcu Çelik Özkan'ın köy korucularına yönelik sözleri, Van, Bitlis ve Muş'ta görev yapan köy korucuları tarafından tepkiyle karşılandı.

HDP Muş Milletvekili Özkan'ın Sözlerine Tepkiler
Bitlis Köy Korucuları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Behçet Kandemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, korucuların hiçbir zaman kimseden çekinmediğini ve kimseye boyun eğmeyeceğini söyledi.

Seçimden önce köy korucularının teröristler tarafından tek tek tehdit edildiğini, can güvenliği olmayan bazı korucuların da hem tehditler nedeniyle hem de Çözüm Süreci'ne zarar gelmemesi için 7 Haziran seçimlerinde HDP'ye oy verdiğini bildiren Kandemir, şöyle konuştu:

"HDP Muş Milletvekili, 'buradan defolup gideceksiniz' sözleriyle korucuları tehdit etmiştir. Biz, ne bu milletvekilini ne de HDP'yi Kürt olarak görüyoruz. Kürt de olamazlar. Korucuların sabrını taşırmasınlar. Korucu her zaman sözünün arkasındadır. Eğer HDP'ye oy verilmişse de korucu sadece süreç ve tehditlerden dolayı tercihte bulunmuştur. Bu söylemlerinden dolayı Muş milletvekilini kınıyorum."

Bölgede yaklaşık 30 yıldır korucuların görev yaptığını ve bu sürede özlük haklarında iyileştirme yapılmadığını anlatan Kandemir, korucuların mağduriyetinin giderilmesi için devletin koruculara sahip çıkması gerektiğini ifade etti.

Kandemir, ülkede 100 bin dolayında gönüllü ve geçici köy korucusu bulunduğuna dikkati çekerek, Bitlis genelinde de 3 bin 342'si geçici, 2 bin 414'ü de gönüllü olmak üzere 5 bin 756 köy korucusunun görev yaptığını dile getirdi

Şimdiye kadar bin 165 korucunun da emekli olduğunu anlatan Kandemir, 30 yıllık süre zarfında terörle mücadelede 87 şehit verdiklerini, 75 korucunun da gazi olduğunu bildirdi.

- Van

Van Geçici Köy Korucuları Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ayhan Kahraman da HDP Milletvekili Özkan'ın sözlerini "küstahça" olarak nitelendirdi.

Özkan'ın sözlerinin haddini ve maksadını aştığını belirten Kahraman, hiç kimsenin, 'bu memleketten defolup gideceksin' deme hakkına ve haddine sahip olmadığını söyledi.

"Bu memleket atalarımızın canlarıyla, kanlarıyla bizlere emanet ettiği kutsal topraklardır. Bu memleket ne senin babanın ne de HDP'lilerin tapulu malıdır. Bu memleketten defolacak biri varsa o da kendisidir" diyen Kahraman, şunları kaydetti:

"Bizler dün olduğu gibi yarın da bu memlekette yaşayacak, kanımızın son damlasına kadar mücadelemizi sürüdüreceğiz ve devletimizin yanında yer alacağız. Bunun aksini iddia edenler hak ettikleri cevabı alacaklardır. Daha düne kadar meydan meydan dolaşan HDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş barış ve kardeşlik mesajları veriyordu. Hani bu ülkede herkes kardeşti ve herkes kardeşçe yaşayacaktı? Hani herkes barış ve huzur içerisinde yaşayacaktı? Sizin barışınız, kardeşliğiniz oyları alıp barajı aşana kadar mıydı? Biz sizin samimiyetinize hiçbir zaman güvenmedik, inanmadık ve bundan sonra da inanmayacağız. Halkımızın, bunların iki yüzlü olduğunu görmesi gerekir. Bunlar hükumetin bunlara haddinden fazla yüz vermesinden kaynaklanmıştır. Yarın kendilerine oy vermeyen diğer parti mensuplarına da 'defolun, gidin buradan' diyecek kadar küstah ve alçaktırlar. Çünkü bunların Allah'tan korkusu yoktur.

Allah'tan korkmayan, halkına her türlü zulmü ve işkenceyi yapar. Bunlar oy alma uğruna kendi yandaşlarını öldürecek kadar insanlıktan uzaktırlar. Daha birkaç gün önce örgütün sözde lideri çocuk katili Murat Karayılan, 'bizler bundan sonra korucuları öldürmeyeceğiz' şeklinde açıklama yaparken, bugün küstah kadın kalkmış, 'bu memleketten defolun, gidin' diyor. Bunların her şeyi yalan. Bu vatanı, memleketi böldürmek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar."

- "Tehditle, zorla oy aldılar"

Kahraman, korucuların defalarca seslerini duyurmaya çalışmasına rağmen özlük haklarının ve yaşadıkları birçok sıkıntının görmezlikten gelindiğini savunarak, şöyle devam etti:

"Çözüm Süreci'nde köylerde, şehir merkezinde zorla, silahla vatandaşlarımızı tehdit ederek oy aldılar. Kırsalda, şehir merkezlerinde AK Parti'nin hiçbir tane müşahidi ve sandık görevlisi yoktu. 'Gitmediğin yer senin değildir' sözü manidardır. Çünkü 2 yıllık Çözüm Süreci ile elleri kolları tamamen bağlandı. PKK terör örgütü ve siyasi uzantıları istedikleri şekilde cirit attılar. Bölgedeki bütün dengeler örgütün lehine gelişti. 2012 yılında bitme noktasına gelen örgüt giderek sayısal ve silah, teçhizat bakımından oldukça güçlendi. Eskiden dağ kadrosu 5 bin iken şu an 20 bine ulaşmıştır. Bugün bölgede siyasi dengenin hükumet aleyhine değişmesinin altında yatan nedenler bunlardır. Çünkü şu an bölge, PKK ve siyasi uzantılarının elindedir. Halkımız psikolojik baskı yüzünden güçlüden yana yer almak istemiştir. Yarın bu yanlışlardan vazgeçilirse, bölgede kamu güvenliği sağlanırsa, halkımızın devlete yeniden güveni tesis edilir, korucularımıza gereken değer verilir, özlük hakları iyileştirilip yeni korucu alımı yapılırsa, kendilerini savunacak imkanlar verilirse, HDP'nin bugün bölgedeki üstünlük psikolojisi eriyip gidecek ve bu durum bütün ülkeye yansıyacaktır. Yok eğer hükümet bu yanlış politikalara devam ederse ülke olarak, millet olarak kötü günler bizi beklemektedir."

Kahraman, 30 yıldır bölgede ülkenin ve milletin menfaati için görev yaptıklarını bildirerek, şimdiye kadar bin 661 şehit, binlerce gazi verdiklerini fakat her şeye rağmen devletin lehine olacak her türlü çalışmanın arkasında durduklarını sözlerine ekledi.

- Muş

Üçevler köyü korucubaşı Cahit Subaşı ise HDP'den Muş milletvekili seçilen Burcu Çelik Özkan'ın sözlerine ilişkin, "Türkiye partisiyiz diyerek barajı aştılar ama zihniyetleri aynı devam ediyor. Korucular bölgede barış ve huzur istiyor. Bizim de sabrımızı taşırmasınlar" ifadelerini kullandı.

Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan korucuların aylık 992 lira maaş aldığını ve hiçbir sosyal güvencelerinin olmadığını ifade eden Subaşı, şöyle dedi:

"Kelle koltukta çalışıyoruz. Yıllarca bu bölgenin güvenliği için canla başla çalıştık. Muş'ta 30 yılda 12 korucu şehit verdik. Bunların çocukları geride kaldı. Şehre indiğimizde kendimizi koruyacağımız taşıma ruhsatlı beylik silahımız yok. Büyük silahlarla şehirde dolaşamıyoruz. Tarafımıza yönelik şehirde olası bir saldırı olsa kendimizi koruyacak silahımız yok. Çözüm Süreci döneminde 13 korucu arkadaşımız şehir merkezlerinde uğradıkları silahlı saldırılarda hayatını kaybetti."

Kaynak: AA