Alevilik-Bektaşilik Sempozyumu
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, "Dilekçeyle geçmek mümkün olsaydı bir dilekçe verir, Alevi-Bektaşi olurdum" dedi.
Cem Vakfı, Yunanistan Seyyid Ali Sultan Ocağı ve Edirne Belediyesi işbirliğiyle Edirne Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda, 3. Horasan'dan Balkanlara Alevilik Bektaşilik Sempozyumu düzenlendi.
Sempozyumda konuşan Gürkan, Alevilik ve Bektaşilik'in yaşayışı, davranışı, örfü ve adetiyle topluma yakıştığını söyledi.
Siyasi duruşu ve dünya görüşü dolayısıyla hep insandan yana olduğunu vurgulayan Gürkan, "Hep 'Bizim Kabemiz insandır' felsefesinden yana oldum. Çünkü bu dünyadan insanı çıkarırsanız geriye hiçbir şey kalmıyor. Bu dünyada yaptığınız şeyin önüne insanı koymazsanız bir anlamı kalmıyor, ifade bulmuyor" diye konuştu.
Alevi-Bektaşi kültürünün Horasan'dan Türkiye'ye, oradan da Balkanlara geçenler sayesinde yüzyıllardır yaşadığını anlatan Gürkan, şunları kaydetti:
"Alevi-Bektaşilik; Alevi olsun, Sünni olsun, Bektaşi olsun, ne olursa olsun, Trakya insanının genlerine, kromozomlarına, yaşam tarzına ve konuşmasına yansımıştır. O yüzden Trakya, Türkiye'nin her yerinden, her bölgesinden daha da farklıdır. Ben Sünni'yim, ailem öyle. Ama bana sorarsınız 'Sen nesin?' diye ben Alevi-Bektaşi felsefesiyle yaşayan bir Ademoğluyum, bir insanım, bir garip kulum, bir canım. Peki ne yapardım seçme şansım olsaydı. Dilekçeyle geçmek mümkün olsaydı bir dilekçe verir, Alevi-Bektaşi olurdum."
Gürkan, Trakya, Rumeli ve Balkan insanının tarih boyunca bayrak, anavatan, İslam dini, Türkçe ve Mustafa Kemal Atatürk'ten vazgeçmediğini, vazgeçmeyeceğini dile getirdi.
- AİHM'deki dava
Cem Vakfı Temsilcisi Sevinç Ilgın ise vakfın Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan'ın, cem evlerinin resmi ibadethane statüsünde sayılması istemiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtıkları davanın 3 Haziran'daki duruşmasına katılacağı için sempozyumda bulunamadığını söyledi.
Ilgın, hukuki mücadelelerinin başarıyla sonuçlanacağına inandığını ifade etti.
Sempozyuma, Yunanistan ve Türkiye'den Alevi-Bektaşi temsilcileri katıldı.
Kaynak: AA
Sempozyumda konuşan Gürkan, Alevilik ve Bektaşilik'in yaşayışı, davranışı, örfü ve adetiyle topluma yakıştığını söyledi.
Siyasi duruşu ve dünya görüşü dolayısıyla hep insandan yana olduğunu vurgulayan Gürkan, "Hep 'Bizim Kabemiz insandır' felsefesinden yana oldum. Çünkü bu dünyadan insanı çıkarırsanız geriye hiçbir şey kalmıyor. Bu dünyada yaptığınız şeyin önüne insanı koymazsanız bir anlamı kalmıyor, ifade bulmuyor" diye konuştu.
Alevi-Bektaşi kültürünün Horasan'dan Türkiye'ye, oradan da Balkanlara geçenler sayesinde yüzyıllardır yaşadığını anlatan Gürkan, şunları kaydetti:
"Alevi-Bektaşilik; Alevi olsun, Sünni olsun, Bektaşi olsun, ne olursa olsun, Trakya insanının genlerine, kromozomlarına, yaşam tarzına ve konuşmasına yansımıştır. O yüzden Trakya, Türkiye'nin her yerinden, her bölgesinden daha da farklıdır. Ben Sünni'yim, ailem öyle. Ama bana sorarsınız 'Sen nesin?' diye ben Alevi-Bektaşi felsefesiyle yaşayan bir Ademoğluyum, bir insanım, bir garip kulum, bir canım. Peki ne yapardım seçme şansım olsaydı. Dilekçeyle geçmek mümkün olsaydı bir dilekçe verir, Alevi-Bektaşi olurdum."
Gürkan, Trakya, Rumeli ve Balkan insanının tarih boyunca bayrak, anavatan, İslam dini, Türkçe ve Mustafa Kemal Atatürk'ten vazgeçmediğini, vazgeçmeyeceğini dile getirdi.
- AİHM'deki dava
Cem Vakfı Temsilcisi Sevinç Ilgın ise vakfın Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan'ın, cem evlerinin resmi ibadethane statüsünde sayılması istemiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtıkları davanın 3 Haziran'daki duruşmasına katılacağı için sempozyumda bulunamadığını söyledi.
Ilgın, hukuki mücadelelerinin başarıyla sonuçlanacağına inandığını ifade etti.
Sempozyuma, Yunanistan ve Türkiye'den Alevi-Bektaşi temsilcileri katıldı.