Emin Çınar, Şeker Fabrikasını Ziyaret Etti

Kastamonu Şeker Fabrikası Müdürü Uğur Karabaltaoğlu’nu makamında ziyaret ettikten sonra her birimi tek tek dolaşarak çalışanlarla bir araya gelen Emin Çınar, çalışanların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Öğle yemeğini işçilerle birlikte yemekhanede yiyen Çınar, yemek sonrası işçilerle sendika çay ocağında bir araya geldi.

Çalışanların sorularını dinleyen ve bir süre sohbet eden Emin Çınar, “Değişik zamanlarda fabrikamızı en çok ziyaret edenlerden biriyim. Sizlerden aldığım yetki çerçevesinde, özellikle dört yıldır o parlamentoda görev yaptığım süre içerisinde her daim yanınızda olmaya çalıştım. Şeker Pancarının sorunları ile alakalı araştırma önergesi veren Milletvekillerinden bir tanesiyim. Özellikle bu dönem içerisinde 17 tane fabrikamızda yaşanan üreticimizi ilgilendiren şeker prim oranlarının polar değerlerinin düşük çıkmasından dolayı Tarım Bakanlığına önerge verip bu 17 fabrikamızın üreticisinin bu dönem için afet kapsamı içerisine alınması ve taban fiyat uygulaması verilmesi talebinde bulunan bir Milletvekili arkadaşınızım” dedi.

MHP’nin hükümeti bıraktığı 2002 döneminde şeker fabrikasının 450 bin ton şeker pancarı işlediğini söyleyen Emin Çınar, “Bizim dönemimizde bu fabrika 450 bin ton şeker pancarı işliyordu. Çiftçi kotalar arttırılsın diye yürüyüş yapmıştı. Bugüne geldiğimizde geçen yıl 230 bin ton, bu sene hedeflenen rakam 200 bin ton, yaklaşık işlenecek pancar 170 bin ton. Bizim bölgemizde her geçen yıl üretim bir şekilde düşmekte. Birileri sizler üzerinden lütfen siyaset yapmasın” diye konuştu.

“Geçmiş dönemlerde kim ne konuşursa konuşsun 57. Hükümetin özellikle başta kadro alamayan işçilerimiz tarafından Milliyetçi Hareket Partisine tepki konulmasının sebebi, o gün itibari ile Bakanlığın bizde olduğu siz çalışanların arkasında durmamızdır” diyen Emin Çınar, “Biz o gün ormana verilecek kadronun Şeker Fabrikası çalışan personeline de verilmesi gerektiğini ortaya koyan bir siyasi iradeyiz. Bunun üzerinden farklı bir siyaset algısı oluşturmak çok yanlış bir hadisedir. 2002 yılında Türkiye genelinde birçok kuruluşumuz devletin özelleştirme kapsamına dâhil edildi. Bu demek değildir ki bu fabrikaların özelleştirilmesi söz konusu. Sadece özelleştirme idaresi devletin yine bünyesi içerisinde çalışan fabrikalarımızın o gün ki ortamı içerisindeki fizibilite değerlendirmelerinin yapılacağı merkezlerdir. Özelleştirme bütün genel itibari ile değerlendirmedir. Özelleştirme idaresi devletin şuandaki kuruluşudur. Biz hata yapmış olabiliriz, o zaman sen bizim hatamızı doğrultacaksın. Özelleştirme kapsamına alınması bizim dönemimiz içerisinde alınmış olsa bile 13 yıldır tek başına iktidar olan bu irade neden özelleştirme kapsamından çıkarmadı. Bu zor bir şey mi? Sonuç itibari ile bunu bir kararla alırsınız, bu işletmeleri özelleştirme kapsamından çıkartırsınız. Bu kadar basit. İstedikleri zaman, istedikleri kanunun bir gece bir araya gelerek çıkartıyorlar. Çağırıyorlar Bakanlar Kurulunu toplanın kardaşım, sonra şunu şöyle yaptık. Sabah bir bakıyoruz şu kanunu çıkarttık hadi hayırlı uğurlu olsun demiyorlar mı? Bu fabrika özelleştirme düşüncesi olsa da olmasa da beş yıl sonra ağrı şeker fabrikası durumuna gelecek. Şuan da Kastamonu Şeker Fabrikası kampanya dönemlerinde diğer şeker fabrikalarından gelen personelle ayakta duruyor. Eğer bu fabrikamız yaşatılmak isteniyorsa önce muvaffaklarımıza kadro oluşturulup kadroya alınması ve fabrikanın bacasının tütmesinin sağlanması lazım. Devlet böylesine özel kuruluşları süspanse etmek mecburiyetinde. Çünkü çok ciddi manada insanımız kazanç elde ediyor. Çiftçi kazanıyor, üretici kazanıyor, çalışan kazanıyor, nakliyatçı kazanıyor. Kastamonu’da bütün alanlara hükmeden bir fabrika burası. Toplamında bu fabrikanın aylık yaklaşık 150 trilyon lira Kastamonu’ya katkısı var. Bu fabrikalar sosyal yaşantının parçaları yani buraları kapattığınız zaman sadece işçiyi, çalışanı mağdur etmiyorsunuz. O bölge insanının tamamını mağdur ediyorsunuz. Örneği var, Seka özelleşti ne oldu? Taşköprü de yaşam biranda değişti.

Şunu ifade etmek istiyorum özellikle bu dönem Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan bu seçimlerde MHP seçim beyannamesinde birçok konuyu ele aldı. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi taşeron sisteminden vazgeçilip kadro istihdamı yaratılmasıdır. Bu bizim seçim beyannamemizin taahhüdüdür. Biz bunun sonuna kadar mücadelecisi olacağız” diye konuştu.