Prof. Dr. Nevin Şanlıer Açıklaması Zayıflarken Sağlığınızı Kaybetmeyin
Prof. Dr. Nevin Şanlıer, bilinçsizce yapılan diyetler hakkında konuştu. Şanlıer, açıklamasında, “Uygulanacak diyetlerin ve beslenme programlarının parmak izi gibi kişiye özel olması gerekmektedir. Hızlı verilen kilolar ileriki dönemlerde sağlık sorunlarına yol açmaktadır” dedi.
Şişmanlık durumunda genetik faktörler kadar çevresel faktörlerin de etkili olduğuna dikkati çeken Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nevin Şanlıer, enerji alımının fazlalığı ve enerji harcamasının azlığının, şişmanlığın oluşmasında en temel etken olduğuna vurgu yaptı.
Prof. Dr. Şanlıer enerji alımını artıran nedenleri ise şöyle sıralıyor: “Aşırı yeme, tüketilen yiyecek ve içeceklerin porsiyonlarının büyümesinin yanında öğün atlama, hızlı yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları enerji alımının artıran nedenlerdendir. Enerji harcamasının azlığı ise pek çok işin çalışma koşullarından kaynaklı özellikle masa başı şeklinde olması, ulaşım koşullarının değişmesi, şehirleşmenin artmasıyla birlikte fiziksel aktivitenin azalarak hareketsiz yaşam tarzının artmasından kaynaklanmaktadır.”
Uygulanacak diyetlerin ve beslenme programlarının parmak izi gibi kişiye özel olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Şanlıer, hızlı verilen kiloların ileriki dönemlerde sağlık sorunlarına yol açtığına vurgu yapıyor. Zayıflamak uğruna uygulanacak her yanlış yöntemin sadece geçici bir ağırlık kaybı sağlayacağını açıklayan Prof. Dr. Şanlıer sözlerini şöyle sürdürdü: “Uygulanan şok diyetlerin sinirlilik, kalp atışında bozukluk, bulantı, kusma, kabızlık, ishal, tansiyon düşüklüğü, kuru cilt, saç incelmesi-dökülmesi, yorgunluk, uyuşukluk, mineral ve elektrolit dengesinde bozukluk gibi olumsuz etkileri bulunmaktadır. Tek besine dayalı diyetler kısa sürede etkili olmasına rağmen vücut ağırlığındaki kayıp kalıcı olmamakta tam tersine bazı besin öğeleri yetersiz ve dengesiz kalmaktadır. Medyatik, popüler ve mucizevi gibi diyetlerle yağ dokusu kaybı yerine kas kaybı gerçekleşmekte, böylece istenilenin aksine vücut suyu azalırken vücut yağ yüzdesi artmaktadır. Doktor kontrolünden geçen hastaya, diyetisyeni tarafından yaşı, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite, özel durumlar, hastalıklar ve beslenme alışkanlığı dikkate alınarak kişiye özel oluşturulmalı ve mutlaka haftalık kontrollerle hastanın durumu değerlendirilerek diyet programlarında gereken düzenlemeler yapılmalıdır.” (EFE)
Kaynak: İHA
Prof. Dr. Şanlıer enerji alımını artıran nedenleri ise şöyle sıralıyor: “Aşırı yeme, tüketilen yiyecek ve içeceklerin porsiyonlarının büyümesinin yanında öğün atlama, hızlı yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları enerji alımının artıran nedenlerdendir. Enerji harcamasının azlığı ise pek çok işin çalışma koşullarından kaynaklı özellikle masa başı şeklinde olması, ulaşım koşullarının değişmesi, şehirleşmenin artmasıyla birlikte fiziksel aktivitenin azalarak hareketsiz yaşam tarzının artmasından kaynaklanmaktadır.”
Uygulanacak diyetlerin ve beslenme programlarının parmak izi gibi kişiye özel olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Şanlıer, hızlı verilen kiloların ileriki dönemlerde sağlık sorunlarına yol açtığına vurgu yapıyor. Zayıflamak uğruna uygulanacak her yanlış yöntemin sadece geçici bir ağırlık kaybı sağlayacağını açıklayan Prof. Dr. Şanlıer sözlerini şöyle sürdürdü: “Uygulanan şok diyetlerin sinirlilik, kalp atışında bozukluk, bulantı, kusma, kabızlık, ishal, tansiyon düşüklüğü, kuru cilt, saç incelmesi-dökülmesi, yorgunluk, uyuşukluk, mineral ve elektrolit dengesinde bozukluk gibi olumsuz etkileri bulunmaktadır. Tek besine dayalı diyetler kısa sürede etkili olmasına rağmen vücut ağırlığındaki kayıp kalıcı olmamakta tam tersine bazı besin öğeleri yetersiz ve dengesiz kalmaktadır. Medyatik, popüler ve mucizevi gibi diyetlerle yağ dokusu kaybı yerine kas kaybı gerçekleşmekte, böylece istenilenin aksine vücut suyu azalırken vücut yağ yüzdesi artmaktadır. Doktor kontrolünden geçen hastaya, diyetisyeni tarafından yaşı, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite, özel durumlar, hastalıklar ve beslenme alışkanlığı dikkate alınarak kişiye özel oluşturulmalı ve mutlaka haftalık kontrollerle hastanın durumu değerlendirilerek diyet programlarında gereken düzenlemeler yapılmalıdır.” (EFE)