Eski Adalet Bakanı Bozdağ Nevşehir'de Başkanlık İstemini Anlattı
Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başkanlık isteminin kaybedenlerin sistemi olmadığını ve bu yüzden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin bu istemi istemediklerini belirterek, “Başkanlık sistemini Türkiye bir gün mutlaka benimseyecek. Ben Türk halkının bu sistemle bir sorunu olduğuna inanmıyorum ama Türk halkına bunu anlatmak gerekiyor” dedi.
Bozdağ, AK Parti Nevşehir İl Başkanlığı tarafından Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘Yeni Türkiye Buluşmaları. Başkanlık Sistemi’ adlı konferansa katıldı.
Konferansta katılımcılara başkanlık istemi hakkında bilgiler veren Bozdağ, muhalefet partilerinin başkanlık isteminin Türkiye’yi bölüp, parçalayacağı gibi yanlış düşüncelere sahip olduğunu ifade etti.
Başkanlık isteminin Türkiye’de çeşitli kesimler tarafından mutlaka tartışılması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, “Muhalefete başkanlık sistemine neden karşı oldukları sorulduğunda cevap vermekten kaçınarak ‘biz tek adamlığa karşıyız, diktatörlüğe karşıyız’ diyorlar ve başkanlık sistemini tek adamlık, diktatörlük gibi lanse ediyor. Ama sistem nedir, artısı, eksisi nedir, kime karşısın bunu detaylandırmıyor. Sanki sistem diktatörlükmüş, tek adamlıkmış gibi bir algı oluşturuyor. Sayın Bahçeli’ye soruyorlar ‘siz başkanlık sistemi hakkında ne diyorsunuz?’ diye sayın Bahçeli ‘Biz Türkiye’nin eyaletlere bölünmesine karşıyız. Bu sistem Türkiye’yi böler, parçalar. Biz Türkiye’nin bölünmesine karşıyız’ diyor. Onun cephesinden baktığımızda başkanlık sistemi eyalet idare yapısı demek, Türkiye’nin bölünmesi demek. Bir başkasına sorulduğunda başkanlık sistemi ‘özgürlüklerin kısıtlanması demek’ diyor. Herkes kendi bulunduğu noktadan bu sistemi kötülemek için bir duruş ortaya koyuyor. Bu sistemi tartışmak istemiyorlar. Üniversite çevreleri de tartışmak istemiyor, medya çevreleri de tartışmak istemiyor. Bütün herkes bunu konuşuyor ve gazetelere bakıyoruz sanki Türkiye’nin gündeminde böyle bir tartışma yokmuş gibi davranıyorlar. Ne siyasilerden ne akademisyenlerden ne de konunun uzmanlarından görüş alma yolunu tercih etmiyorlar. Üniversitelere bakıyorsunuz onlarda sessişz, onlarda bu konuyu konuşmuyor. Peki neden konuşmuyorlar? Ona da bakmakta fayda var. Konuşmamalarının ana nedeni bu çevrelerin millet tarafından başkanlık sisteminin öğrenilmesinin istenmemesi. Ana korku budur. Çünkü tartışırsa, bu sistemin artısı eksisi üzerinde kafa yorarsak o zaman vatandaş bize der ki, ‘Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu, ey falan gazete, ey falan hoca neden bu kadar doğru ve yararlı olan bu sisteme karşı çıkıyorsunuz? diye bizi hesaba çekerler’ diye tartışmıyorlar. Onun için milletin gözünden, milletin gündeminden onu kaçırmak istiyorlar. Türkiye’nin artık başkanlık sistemini tartışmaktan kaçışı yoktur. Türkiye’nin ana muhalefetinin de, yavru muhalefetinin de, diğer muhalefetinin de, medyasının da, hocasının da, akademik çevrelerinde bu sistemi tartışmak, değerlendirmek, kendi noktamızdan görüşlerimizi ortaya koymak mecburiyeti var. Çünkü Türkiye bundan sonra bu tartışmayı yoğun bir şekilde yaşayacak” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ BAŞKAN OLMAZ”
Başkanlık sisteminde kaybedenlerin yerinin olmadığını ve bu nedenle Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nun sürekli seçim kaybettikleri için bu sistemi istemediklerini söyleyen Bozdağ, her iki liderinde iktidar olma gibi bir düşüncelerinin olmadığını savundu. Bozdağ, “Başkanlık sistemi Türkiye’ye gelse Bahçeli’yi bu ülke başkan seçer mi? Kılıçdaroğlu’nu başkan seçer mi? Seçmez. Yani akıl var mantık var bunu net söylüyorum seçmez. Onun için adamlar niye istesin.Bir başka şey; başkanlık sistemi kaybedenlerin sistemi değil kazananların sistemi. Çünkü başkanlık sistemi kaybedenlerin kaybettiği kaybedenlerin beslenmediği bir sistemdir. Kaybeden gider. Amerika’da bakın bunun bir çok örneği var. Türkiye’de Bahçeli 12 seçim kaybetmesine rağmen gitmiyor. Kılıçdaroğlu 4 seçimdir kaybediyor hatta beşincisini de kaybedecek ama gene gitmeyecek. Çünkü parlamenter sistem kaybedenleri koruyan, kollayan bir sistem. Sonuçta iktidar derdi yok. Diyor ki; ‘ben parlamento da oluyum. Üç beş milletvekilim de olsun. Ben düşüncelerimi söyleyeyim bu bana yeter’ Başkan olma rüyasını görmüyor. Onun peşine koşamıyor. Ama başkanlık sistemi olduğu zaman başkan olma iddiası ile piyasaya çıkıyor. Onun için güçlü liderler gerekiyor. Kaybeden de gidiyor. En fazla duran sekiz veya on yıl kalıyor” şeklinde konuştu.
“BAŞKANLIK İSTEMİNİ ÖZAL, DEMİREL, TÜRKEŞ VE ERBAKAN DA İSTEDİ”
Başkanlık istemini Türk siyasi tarihinde isteyen birçok lider olduğunu ifade eden Bozdağ, MHP’nin merhum lideri Alparslan Türkeş’in de bu sistemi istemesine karşın Bahçeli’nin buna karşı çıktığını kaydetti.
Bahçeli’yi eleştiren Bozdağ şöyle konuştu:
“Türkiye tarihine baktığınızda başkanlık istemini önce merhum Necmettin Erbakan istemiş. Bu 1977 seçim beyannamesinde var. Sonra Özal istemiş, Demirel istemiş. Alparslan Türkeş’te istemiş ve ‘Dokuz Işık’ adlı kitabında belirtmiş. Başkanlık isteminin Türk tarihi ve geleneğine en uygun ve doğru sistem olduğunu dile getirmiş. Tek meclis, tek başkan, güçlü yasama, güçlü yürütme, hızlı karar alma, güçlü Türkiye demek. Şimdi Bahçeli’ye soruyorlar ‘Başkanlık sistemine karşısınız ama merhum Türkeş kitabında başkanlık istemini sayfalarca öve öve anlatıyor. Nasıl oluyor?’ diyince sayın Bahçeli ‘Merhum Türkeş eğer bugün yaşasaydı o da bizim gibi düşünürdü’ diyor. Bence sayın Bahçeli belikli başkanlık istemi konusunda dokuz ışığın aydınlığında yürümüyor altı okun karanlığında yürüyor.”
“ATATÜRK VE İNÖNÜ FİİLEN BAŞKAN GİBİ GÖREV YAPTI”
Başkanlık sistemini Türkiye’nin bir gün mutlaka benimseyeceğini vurgulayan Bozdağ, Türk halkının bu sistemle bir sorunu olduğuna inanmadığını ancak Türk halkına bunu anlatmanın gerektiğini söyledi.
Türk siyaset tarihinde başkanlık sisteminin örneklerinin olduğunu belirten Bozdağ, “Türkiye fiilen başkanlık istemi ile yönetilen dönemlere sahne olmuştur. Atatürk ve İnönü dönemlerinin başbakanlarını sorsak bu gün birçok kimse isimleri bilmeyebilir. Çünkü Atatürk’te fiilen başkan gibi görev yapmıştır. İnönü’de fiilen başkan gibi görev yapmıştır, başkan gibi ülkeyi yönetmiştir. Menderes dönemine gelince Cumhurbaşkanı sembolik hale geliyor başbakan daha güçlü hale geliyor. Başbakan fiili başkan gibi yönetmiştir. 2008’den sonra da AK Parti döneminde fiilen başkan gibi Türkiye yönetilmiştir. Ülke ne zarar gördü?” dedi.
Kaynak: İHA
Konferansta katılımcılara başkanlık istemi hakkında bilgiler veren Bozdağ, muhalefet partilerinin başkanlık isteminin Türkiye’yi bölüp, parçalayacağı gibi yanlış düşüncelere sahip olduğunu ifade etti.
Başkanlık isteminin Türkiye’de çeşitli kesimler tarafından mutlaka tartışılması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, “Muhalefete başkanlık sistemine neden karşı oldukları sorulduğunda cevap vermekten kaçınarak ‘biz tek adamlığa karşıyız, diktatörlüğe karşıyız’ diyorlar ve başkanlık sistemini tek adamlık, diktatörlük gibi lanse ediyor. Ama sistem nedir, artısı, eksisi nedir, kime karşısın bunu detaylandırmıyor. Sanki sistem diktatörlükmüş, tek adamlıkmış gibi bir algı oluşturuyor. Sayın Bahçeli’ye soruyorlar ‘siz başkanlık sistemi hakkında ne diyorsunuz?’ diye sayın Bahçeli ‘Biz Türkiye’nin eyaletlere bölünmesine karşıyız. Bu sistem Türkiye’yi böler, parçalar. Biz Türkiye’nin bölünmesine karşıyız’ diyor. Onun cephesinden baktığımızda başkanlık sistemi eyalet idare yapısı demek, Türkiye’nin bölünmesi demek. Bir başkasına sorulduğunda başkanlık sistemi ‘özgürlüklerin kısıtlanması demek’ diyor. Herkes kendi bulunduğu noktadan bu sistemi kötülemek için bir duruş ortaya koyuyor. Bu sistemi tartışmak istemiyorlar. Üniversite çevreleri de tartışmak istemiyor, medya çevreleri de tartışmak istemiyor. Bütün herkes bunu konuşuyor ve gazetelere bakıyoruz sanki Türkiye’nin gündeminde böyle bir tartışma yokmuş gibi davranıyorlar. Ne siyasilerden ne akademisyenlerden ne de konunun uzmanlarından görüş alma yolunu tercih etmiyorlar. Üniversitelere bakıyorsunuz onlarda sessişz, onlarda bu konuyu konuşmuyor. Peki neden konuşmuyorlar? Ona da bakmakta fayda var. Konuşmamalarının ana nedeni bu çevrelerin millet tarafından başkanlık sisteminin öğrenilmesinin istenmemesi. Ana korku budur. Çünkü tartışırsa, bu sistemin artısı eksisi üzerinde kafa yorarsak o zaman vatandaş bize der ki, ‘Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu, ey falan gazete, ey falan hoca neden bu kadar doğru ve yararlı olan bu sisteme karşı çıkıyorsunuz? diye bizi hesaba çekerler’ diye tartışmıyorlar. Onun için milletin gözünden, milletin gündeminden onu kaçırmak istiyorlar. Türkiye’nin artık başkanlık sistemini tartışmaktan kaçışı yoktur. Türkiye’nin ana muhalefetinin de, yavru muhalefetinin de, diğer muhalefetinin de, medyasının da, hocasının da, akademik çevrelerinde bu sistemi tartışmak, değerlendirmek, kendi noktamızdan görüşlerimizi ortaya koymak mecburiyeti var. Çünkü Türkiye bundan sonra bu tartışmayı yoğun bir şekilde yaşayacak” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ BAŞKAN OLMAZ”
Başkanlık sisteminde kaybedenlerin yerinin olmadığını ve bu nedenle Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nun sürekli seçim kaybettikleri için bu sistemi istemediklerini söyleyen Bozdağ, her iki liderinde iktidar olma gibi bir düşüncelerinin olmadığını savundu. Bozdağ, “Başkanlık sistemi Türkiye’ye gelse Bahçeli’yi bu ülke başkan seçer mi? Kılıçdaroğlu’nu başkan seçer mi? Seçmez. Yani akıl var mantık var bunu net söylüyorum seçmez. Onun için adamlar niye istesin.Bir başka şey; başkanlık sistemi kaybedenlerin sistemi değil kazananların sistemi. Çünkü başkanlık sistemi kaybedenlerin kaybettiği kaybedenlerin beslenmediği bir sistemdir. Kaybeden gider. Amerika’da bakın bunun bir çok örneği var. Türkiye’de Bahçeli 12 seçim kaybetmesine rağmen gitmiyor. Kılıçdaroğlu 4 seçimdir kaybediyor hatta beşincisini de kaybedecek ama gene gitmeyecek. Çünkü parlamenter sistem kaybedenleri koruyan, kollayan bir sistem. Sonuçta iktidar derdi yok. Diyor ki; ‘ben parlamento da oluyum. Üç beş milletvekilim de olsun. Ben düşüncelerimi söyleyeyim bu bana yeter’ Başkan olma rüyasını görmüyor. Onun peşine koşamıyor. Ama başkanlık sistemi olduğu zaman başkan olma iddiası ile piyasaya çıkıyor. Onun için güçlü liderler gerekiyor. Kaybeden de gidiyor. En fazla duran sekiz veya on yıl kalıyor” şeklinde konuştu.
“BAŞKANLIK İSTEMİNİ ÖZAL, DEMİREL, TÜRKEŞ VE ERBAKAN DA İSTEDİ”
Başkanlık istemini Türk siyasi tarihinde isteyen birçok lider olduğunu ifade eden Bozdağ, MHP’nin merhum lideri Alparslan Türkeş’in de bu sistemi istemesine karşın Bahçeli’nin buna karşı çıktığını kaydetti.
Bahçeli’yi eleştiren Bozdağ şöyle konuştu:
“Türkiye tarihine baktığınızda başkanlık istemini önce merhum Necmettin Erbakan istemiş. Bu 1977 seçim beyannamesinde var. Sonra Özal istemiş, Demirel istemiş. Alparslan Türkeş’te istemiş ve ‘Dokuz Işık’ adlı kitabında belirtmiş. Başkanlık isteminin Türk tarihi ve geleneğine en uygun ve doğru sistem olduğunu dile getirmiş. Tek meclis, tek başkan, güçlü yasama, güçlü yürütme, hızlı karar alma, güçlü Türkiye demek. Şimdi Bahçeli’ye soruyorlar ‘Başkanlık sistemine karşısınız ama merhum Türkeş kitabında başkanlık istemini sayfalarca öve öve anlatıyor. Nasıl oluyor?’ diyince sayın Bahçeli ‘Merhum Türkeş eğer bugün yaşasaydı o da bizim gibi düşünürdü’ diyor. Bence sayın Bahçeli belikli başkanlık istemi konusunda dokuz ışığın aydınlığında yürümüyor altı okun karanlığında yürüyor.”
“ATATÜRK VE İNÖNÜ FİİLEN BAŞKAN GİBİ GÖREV YAPTI”
Başkanlık sistemini Türkiye’nin bir gün mutlaka benimseyeceğini vurgulayan Bozdağ, Türk halkının bu sistemle bir sorunu olduğuna inanmadığını ancak Türk halkına bunu anlatmanın gerektiğini söyledi.
Türk siyaset tarihinde başkanlık sisteminin örneklerinin olduğunu belirten Bozdağ, “Türkiye fiilen başkanlık istemi ile yönetilen dönemlere sahne olmuştur. Atatürk ve İnönü dönemlerinin başbakanlarını sorsak bu gün birçok kimse isimleri bilmeyebilir. Çünkü Atatürk’te fiilen başkan gibi görev yapmıştır. İnönü’de fiilen başkan gibi görev yapmıştır, başkan gibi ülkeyi yönetmiştir. Menderes dönemine gelince Cumhurbaşkanı sembolik hale geliyor başbakan daha güçlü hale geliyor. Başbakan fiili başkan gibi yönetmiştir. 2008’den sonra da AK Parti döneminde fiilen başkan gibi Türkiye yönetilmiştir. Ülke ne zarar gördü?” dedi.