MHP'nin Düzce Mitingi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, " 7 Haziran'a 19 gün kala, sokak temelli kan ve ölüm yatırımı yapan karanlık ellerin, kanlı emellerin ardında kimler vardır? Davutoğlu, MHP'yle HDP'yi aynı çizgide gösterecek kadar küçülüyorsa, doğruları söyleyecek ve meselenin iç yüzünü aydınlatacak kadar büyümeyi denemelidir" dedi.
Bahçeli, partisince Anıtpark Meydanı'nda düzenlenen mitingde, seçimlere 19 gün kaldığını hatırlatarak, Düzce'nin kardeşçe yaşamın simgesi olduğunu, ayrımcılığın buraya gelmediğini söyledi.
Kentte insanların birbirlerinin etnik sorgulamasını yapmadığını dile getiren Bahçeli, barış ve hoşgörü duygularının Güzeldere Şelalesi gibi çağladığını vurguladı.
Düzce'nin "aldatma ve kandırmada ustalaşan siyasi dolandırıcılara müsamahasının olmayacağını" belirten Bahçeli, "Takiye ve taassup kadrolarına tahammülü kalmamıştır. Düzce AKP'yle beraber hep kaybetmiştir. Başbakan'ın, dün burada, toplu konut sayısını 6 bin 377'ye çıkaracaklarını söylemesi desteksiz atıştır" görüşünü savundu.
- "Fındık üreticisi mağdur"
Bahçeli, fındık üreticisinin mağdur edildiğini iddia ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Nisan ayında yaşanan don afetinden dolayı üreticilerimiz, geçimini fındıktan sağlayan kardeşlerimiz olumsuz etkilenmiştir. Tarım, hayvancılık ve ormancılık çıkmazdadır, devamlı tökezlemektedir. Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini karşılamaktadır fakat son yıllarda özellikle Gürcistan'da yaygınlaşan fındık ekimi, üreticilerimizi doğal olarak tehdit ve tedirgin etmektedir. Düzce'nin sokakları işsiz, ümitsiz gençlerimizle doludur. Sizler hak ettiğinizi alamıyor, layık olduğunuz kazanç ve hayat seviyesine ulaşamıyorsunuz. Buna neden AKP'dir, bunun müsebbibi 17-25 Erdoğan ve Serok Ahmet'tir."
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Düzce mitingine değinen Bahçeli, " Başbakan dün buraya gelerek Düzce'nin huzuruna çıktı. Hepiniz gördünüz veya duydunuz. Esti, gürledi, mesnetsiz konuştu, devamlı atıp tuttu. Davutoğlu'nun sözlerinden bir şey anladınız mı? Düzce için herkesin ittifakla benimseyip 'tamam' diyeceği bir vaat işittiniz mi? Başbakan'ın Düzce'nin derinleşen sosyal ve ekonomik yaralarını tedavi edecek umutlu bir söz ağzından çıkmadı. Çünkü AKP'de söz bitmiş, icraat suyunu çekmiş, heyecan dip yapmış, metal yorgunluğu vahim noktalara gelmiştir. Davutoğlu ise son dakikalarını oynayan yorgun bir saray kuklasıdır. Başbakan tükenmiş, hırpalanmış ve omurgalı olmaktan iyice uzaklaşmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Biz yaşanmış Türk tarihinden süzülerek geldik"
Bahçeli, AK Parti'nin millete vereceği hiçbir şeyin kalmadığını savunarak, şöyle devam etti:
"AKP geriye sarmaya başlamış, kendi kendini yiyen siyasi bir organizmaya dönüşmüştür. Düzce'ye AKP'den hayır yoktur, hizmet olmayacaktır. Başbakan dün diyor ki 'bizim tarihimiz yokmuş, kimliğimiz sınırlıymış. Kendi tarihi de Akçakoca'ya, Konuralp'e, Şeyh Edebali'ye kadar gidiyormuş'. AKP'deki keskin düşüş, ne yazık ki Davutoğlu'nun akıl sağlığını tehdit etmeye başlamıştır. Davutoğlu'nun bilmesi gereken bir hususu özellikle kendisine Düzce'den hatırlatıyorum, bizim tarihimizle kendilerinin tarihi aynı değildir, zaten de olması beklenmemelidir. Çünkü, biz yaşanmış Türk tarihinden süzülerek geldik. Biz milli tarihin sayfalarına destanları, şan ve şerefi kan mürekkebiyle yazarak bugünlere ulaştık. Ya Davutoğlu ve zihniyeti ne yaptı? Kimliğimizin sınırlı olduğunu söyleyecek kadar aklı ve gönlü kararan kimliksizler şimdiye kadar nelere yol açtı? Davutoğlu tarihlerini incelerse yollarının Konuralp'e değil düşman tekfurlara, Akçakoca'ya değil, Anadolu toprakları üzerinde plan yapan Bizans artıklarına çıktığını gayet net olarak görecektir."
Başbakan Davutoğlu'nun dün kentte "Onlar Düzce'ye geldiklerinde böyle bir topluluğa hitap edemezler ki" dediğini aktaran Bahçeli, "Sayın Davutoğlu, gel de coşku gör, gel de meydan gör, gel de Düzce'nin dosta nasıl güven verdiğine, düşmana nasıl korku saldığına tanıklık et. Bizim mitinglerimize devletin araçları insan taşımıyor. Valiler, kaymakamlar ve diğer memurlar destek vermiyor. Kiralık alkışçılar getirilmiyor, bindirilmiş kıtalar yerleştirilmiyor. Bizim mitinglerimize zorla, tehditle ve hatta parayla insan da gelmiyor" ifadesini kullandı.
-"Başbakan'ın sanıyorum ateşi yüksektir"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Davutoğlu Düzce'de de tekrarladığı ahlaksız bir iftirayı her gittiği yerde konuşmaktadır. Buna göre bir ihanet şebekesi varmış ve Davutoğlu bizi, CHP-HDP ve sözde paralel yapılanmayla aynı karede göstermeye kalkarak bu şebekeye dahil olduğumuzu hayasızca söylemiştir. İhanet AKP'ye has bir rezilliktir. Şebeke kurmak, Kandil'e şebeklik yapmak, rüşvet ve ihanet kervanına katılmak, hatta başı çekmek AKP'nin ve Davutoğlu'nun uzmanlık alanlarıdır. Başbakan'ın sanıyorum ateşi yüksektir. Zira tehlikeli hayaller görmeye başlamıştır. Demiştir ki birileri, dört yanlış bir doğruyu, yani AKP'yi götürmesi için planlar yapmıştır. Davutoğlu'nun birileri dediklerinin kimliği, dört yanlıştan kastının ne olduğu esasen bizim meselemiz ve gündemimiz değildir. Başbakan unutmasın, dört yanlış bir doğruyu ancak imtihanlarda götürür. Fakat dört hırsız bir ülkeyi ancak AKP'yle götürür ve götürmüştür. Davutoğlu ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilmekten acizdir ve kendisi acınacak haldedir. Niyazım odur ki Allah hiçbir kulunu Ahmet Davutoğlu'nun durumuna düşürmesin."
"AKP-PKK-HDP-İmralı dörtlüsü Davutoğlu'nun kafasını allak bullak etmiş, hararetini yükseltmiştir" görüşünü savunan Bahçeli, " Bizim HDP'yle aynı çizgiye geldiğimizi iddia eden Serok Ahmet, asıl ipleri Kandil'de olan terör elçileriyle hangi tezgah ve tuzakları kurduklarını açıklamalıdır" dedi.
Devlet Bahçeli, "Adana ve İçel'deki bombalamaların altında kimler vardır?" sorusunu yönelterek, "Hangi siyasi hedefler gözetilmiştir? Saray ve Davutoğlu'nun yönettiği devlet içindeki bazı mahfiller bu suikast teşebbüsünün neresinde, HDP ve PKK hangi roldedir? 7 Haziran'a 19 gün kala sokak temelli kan ve ölüm yatırımı yapan karanlık ellerin, kanlı emellerin ardında kimler vardır? Davutoğlu, MHP'yle HDP'yi aynı çizgide gösterecek kadar küçülüyorsa, doğruları söyleyecek ve meselenin iç yüzünü aydınlatacak kadar büyümeyi denemelidir. Kandan geçinen esasen bellidir. Ölümden geçinen de ortadadır. Felaketlerden siyasi rant uman vicdansızlık da Erdoğan ve Davutoğlu'na has bir kepazeliktir" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Kentte insanların birbirlerinin etnik sorgulamasını yapmadığını dile getiren Bahçeli, barış ve hoşgörü duygularının Güzeldere Şelalesi gibi çağladığını vurguladı.
Düzce'nin "aldatma ve kandırmada ustalaşan siyasi dolandırıcılara müsamahasının olmayacağını" belirten Bahçeli, "Takiye ve taassup kadrolarına tahammülü kalmamıştır. Düzce AKP'yle beraber hep kaybetmiştir. Başbakan'ın, dün burada, toplu konut sayısını 6 bin 377'ye çıkaracaklarını söylemesi desteksiz atıştır" görüşünü savundu.
- "Fındık üreticisi mağdur"
Bahçeli, fındık üreticisinin mağdur edildiğini iddia ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Nisan ayında yaşanan don afetinden dolayı üreticilerimiz, geçimini fındıktan sağlayan kardeşlerimiz olumsuz etkilenmiştir. Tarım, hayvancılık ve ormancılık çıkmazdadır, devamlı tökezlemektedir. Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini karşılamaktadır fakat son yıllarda özellikle Gürcistan'da yaygınlaşan fındık ekimi, üreticilerimizi doğal olarak tehdit ve tedirgin etmektedir. Düzce'nin sokakları işsiz, ümitsiz gençlerimizle doludur. Sizler hak ettiğinizi alamıyor, layık olduğunuz kazanç ve hayat seviyesine ulaşamıyorsunuz. Buna neden AKP'dir, bunun müsebbibi 17-25 Erdoğan ve Serok Ahmet'tir."
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Düzce mitingine değinen Bahçeli, " Başbakan dün buraya gelerek Düzce'nin huzuruna çıktı. Hepiniz gördünüz veya duydunuz. Esti, gürledi, mesnetsiz konuştu, devamlı atıp tuttu. Davutoğlu'nun sözlerinden bir şey anladınız mı? Düzce için herkesin ittifakla benimseyip 'tamam' diyeceği bir vaat işittiniz mi? Başbakan'ın Düzce'nin derinleşen sosyal ve ekonomik yaralarını tedavi edecek umutlu bir söz ağzından çıkmadı. Çünkü AKP'de söz bitmiş, icraat suyunu çekmiş, heyecan dip yapmış, metal yorgunluğu vahim noktalara gelmiştir. Davutoğlu ise son dakikalarını oynayan yorgun bir saray kuklasıdır. Başbakan tükenmiş, hırpalanmış ve omurgalı olmaktan iyice uzaklaşmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Biz yaşanmış Türk tarihinden süzülerek geldik"
Bahçeli, AK Parti'nin millete vereceği hiçbir şeyin kalmadığını savunarak, şöyle devam etti:
"AKP geriye sarmaya başlamış, kendi kendini yiyen siyasi bir organizmaya dönüşmüştür. Düzce'ye AKP'den hayır yoktur, hizmet olmayacaktır. Başbakan dün diyor ki 'bizim tarihimiz yokmuş, kimliğimiz sınırlıymış. Kendi tarihi de Akçakoca'ya, Konuralp'e, Şeyh Edebali'ye kadar gidiyormuş'. AKP'deki keskin düşüş, ne yazık ki Davutoğlu'nun akıl sağlığını tehdit etmeye başlamıştır. Davutoğlu'nun bilmesi gereken bir hususu özellikle kendisine Düzce'den hatırlatıyorum, bizim tarihimizle kendilerinin tarihi aynı değildir, zaten de olması beklenmemelidir. Çünkü, biz yaşanmış Türk tarihinden süzülerek geldik. Biz milli tarihin sayfalarına destanları, şan ve şerefi kan mürekkebiyle yazarak bugünlere ulaştık. Ya Davutoğlu ve zihniyeti ne yaptı? Kimliğimizin sınırlı olduğunu söyleyecek kadar aklı ve gönlü kararan kimliksizler şimdiye kadar nelere yol açtı? Davutoğlu tarihlerini incelerse yollarının Konuralp'e değil düşman tekfurlara, Akçakoca'ya değil, Anadolu toprakları üzerinde plan yapan Bizans artıklarına çıktığını gayet net olarak görecektir."
Başbakan Davutoğlu'nun dün kentte "Onlar Düzce'ye geldiklerinde böyle bir topluluğa hitap edemezler ki" dediğini aktaran Bahçeli, "Sayın Davutoğlu, gel de coşku gör, gel de meydan gör, gel de Düzce'nin dosta nasıl güven verdiğine, düşmana nasıl korku saldığına tanıklık et. Bizim mitinglerimize devletin araçları insan taşımıyor. Valiler, kaymakamlar ve diğer memurlar destek vermiyor. Kiralık alkışçılar getirilmiyor, bindirilmiş kıtalar yerleştirilmiyor. Bizim mitinglerimize zorla, tehditle ve hatta parayla insan da gelmiyor" ifadesini kullandı.
-"Başbakan'ın sanıyorum ateşi yüksektir"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Davutoğlu Düzce'de de tekrarladığı ahlaksız bir iftirayı her gittiği yerde konuşmaktadır. Buna göre bir ihanet şebekesi varmış ve Davutoğlu bizi, CHP-HDP ve sözde paralel yapılanmayla aynı karede göstermeye kalkarak bu şebekeye dahil olduğumuzu hayasızca söylemiştir. İhanet AKP'ye has bir rezilliktir. Şebeke kurmak, Kandil'e şebeklik yapmak, rüşvet ve ihanet kervanına katılmak, hatta başı çekmek AKP'nin ve Davutoğlu'nun uzmanlık alanlarıdır. Başbakan'ın sanıyorum ateşi yüksektir. Zira tehlikeli hayaller görmeye başlamıştır. Demiştir ki birileri, dört yanlış bir doğruyu, yani AKP'yi götürmesi için planlar yapmıştır. Davutoğlu'nun birileri dediklerinin kimliği, dört yanlıştan kastının ne olduğu esasen bizim meselemiz ve gündemimiz değildir. Başbakan unutmasın, dört yanlış bir doğruyu ancak imtihanlarda götürür. Fakat dört hırsız bir ülkeyi ancak AKP'yle götürür ve götürmüştür. Davutoğlu ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilmekten acizdir ve kendisi acınacak haldedir. Niyazım odur ki Allah hiçbir kulunu Ahmet Davutoğlu'nun durumuna düşürmesin."
"AKP-PKK-HDP-İmralı dörtlüsü Davutoğlu'nun kafasını allak bullak etmiş, hararetini yükseltmiştir" görüşünü savunan Bahçeli, " Bizim HDP'yle aynı çizgiye geldiğimizi iddia eden Serok Ahmet, asıl ipleri Kandil'de olan terör elçileriyle hangi tezgah ve tuzakları kurduklarını açıklamalıdır" dedi.
Devlet Bahçeli, "Adana ve İçel'deki bombalamaların altında kimler vardır?" sorusunu yönelterek, "Hangi siyasi hedefler gözetilmiştir? Saray ve Davutoğlu'nun yönettiği devlet içindeki bazı mahfiller bu suikast teşebbüsünün neresinde, HDP ve PKK hangi roldedir? 7 Haziran'a 19 gün kala sokak temelli kan ve ölüm yatırımı yapan karanlık ellerin, kanlı emellerin ardında kimler vardır? Davutoğlu, MHP'yle HDP'yi aynı çizgide gösterecek kadar küçülüyorsa, doğruları söyleyecek ve meselenin iç yüzünü aydınlatacak kadar büyümeyi denemelidir. Kandan geçinen esasen bellidir. Ölümden geçinen de ortadadır. Felaketlerden siyasi rant uman vicdansızlık da Erdoğan ve Davutoğlu'na has bir kepazeliktir" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)