Artvin'e Boğalı Tanıtım
Bu yıl 4'üncüsü düzenlenen ''Artvin Tanıtım Günleri'' kapsamında Ankara'ya getirilen Kafkasör Yaylası'nın şampiyon boğaları ''Bankamatik'' ve ''Ejder'' ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Artvin'in bin 200 rakımlı ve doğal güzelliğiyle ünlü Kafkasör Yaylası'nda her yıl geleneksel olarak düzenlenen güreş festivalinde derece alan boğalar, bu kez kentin ve festivalin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla Başkente getirildi.
Atatürk Kültür Merkezi'nin girişinde yer alan boğalar, fuar alanına gelen vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Özellikle çocukların dikkatini çeken boğalar, güreş meydanındaki sinirli tavırlarının aksine sakin durarak ziyaretçilerin kendilerine dokunmalarına izin verdi. Boğaları besleyen vatandaşlar, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
Boğaların sahibi Ardanuçlu Levent Yavuz, ''Bankamatik'' adını verdikleri boğanın 9 yaşında olduğunu ve bugüne kadar hiç yenilmediğini söyledi.
-2 asırdır devam eden gelenek
Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe de boğa güreşlerinin Artvinliler için çok önemli bir gelenek olduğunu ifade ederek, bu kültürü tüm Ankaralılara göstermek amacıyla 2 boğayı kente getirdiklerini belirtti.
Türkiye'nin en sarp ve engebeli arazi yapısına sahip illerinden Artvin'de yöre halkının havaların ısınmasının ardından yaylalara göç ettiğini anımsatan Kocatepe, ''Boğaların sarp arazide güreşip uçurumdan yuvarlanmaması için yaylaya çıkılan ilk gün düz alanda güreştirilip ardından barıştırılarak baş boğa belirleniyor. Yaklaşık 2 asırdır devam eden gelenek, günümüzde sosyal bir etkinliğe dönüştü'' dedi.
-Boğalara çocukları gibi bakıyorlar
Boğalar hakkında bilgi veren Kocatepe, şunları söyledi:
''Yayla zamanlarında farklı köylerden gelen hayvanların otlaklardan eşit yararlanabilmesi için köylüler önceden anlaşırlar. O yüzden ayrı tarihte çıkılır yaylalara. Yayla zamanı farklı köylerden gelen boğalar ilk kez yayla yollarında birbirleriyle karşılaşırlar. Boğalar karşılaştıklarında içgüdüleri devreye girer ve sürünün dolayısıyla da yaylanın lideri olmaya çalışırlar. Liderliklerini ya heybetli duruşlarıyla ya da güçlü böğürmeleriyle diğer boğalara meydan okuyarak kabul ettirecekler ya da kıyasıya güreş yapacaklardır. Boğa güreşlerinin bir festival halini almasıyla birlikte güreşecek boğaların yetiştirilmesi de gün geçtikçe önemli bir hal almıştır. O kadar ki boğa sahipleri festivalde güreşecek boğalarına gözü gibi bakar ve onları çocukları yerine koyarlar.
Köylüler tek geçim kaynağı olan ve sütü bile ileride boğa olacak ve güreşecek buzağılarına içirirler. Gözü gibi baktıkları boğalarını bal, pekmez, üzüm kurusu, incir kurusu, fındık içi gibi özel vitamin değeri yüksek gıdalarla beslerler. Bir annenin kızının saçlarını taradığı şefkatle her gün tımar eder, güreşler esnasında yaralanmasınlar diye düzenli olarak bakımlarını yapalar."
Kaynak: AA
Atatürk Kültür Merkezi'nin girişinde yer alan boğalar, fuar alanına gelen vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Özellikle çocukların dikkatini çeken boğalar, güreş meydanındaki sinirli tavırlarının aksine sakin durarak ziyaretçilerin kendilerine dokunmalarına izin verdi. Boğaları besleyen vatandaşlar, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
Boğaların sahibi Ardanuçlu Levent Yavuz, ''Bankamatik'' adını verdikleri boğanın 9 yaşında olduğunu ve bugüne kadar hiç yenilmediğini söyledi.
-2 asırdır devam eden gelenek
Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe de boğa güreşlerinin Artvinliler için çok önemli bir gelenek olduğunu ifade ederek, bu kültürü tüm Ankaralılara göstermek amacıyla 2 boğayı kente getirdiklerini belirtti.
Türkiye'nin en sarp ve engebeli arazi yapısına sahip illerinden Artvin'de yöre halkının havaların ısınmasının ardından yaylalara göç ettiğini anımsatan Kocatepe, ''Boğaların sarp arazide güreşip uçurumdan yuvarlanmaması için yaylaya çıkılan ilk gün düz alanda güreştirilip ardından barıştırılarak baş boğa belirleniyor. Yaklaşık 2 asırdır devam eden gelenek, günümüzde sosyal bir etkinliğe dönüştü'' dedi.
-Boğalara çocukları gibi bakıyorlar
Boğalar hakkında bilgi veren Kocatepe, şunları söyledi:
''Yayla zamanlarında farklı köylerden gelen hayvanların otlaklardan eşit yararlanabilmesi için köylüler önceden anlaşırlar. O yüzden ayrı tarihte çıkılır yaylalara. Yayla zamanı farklı köylerden gelen boğalar ilk kez yayla yollarında birbirleriyle karşılaşırlar. Boğalar karşılaştıklarında içgüdüleri devreye girer ve sürünün dolayısıyla da yaylanın lideri olmaya çalışırlar. Liderliklerini ya heybetli duruşlarıyla ya da güçlü böğürmeleriyle diğer boğalara meydan okuyarak kabul ettirecekler ya da kıyasıya güreş yapacaklardır. Boğa güreşlerinin bir festival halini almasıyla birlikte güreşecek boğaların yetiştirilmesi de gün geçtikçe önemli bir hal almıştır. O kadar ki boğa sahipleri festivalde güreşecek boğalarına gözü gibi bakar ve onları çocukları yerine koyarlar.
Köylüler tek geçim kaynağı olan ve sütü bile ileride boğa olacak ve güreşecek buzağılarına içirirler. Gözü gibi baktıkları boğalarını bal, pekmez, üzüm kurusu, incir kurusu, fındık içi gibi özel vitamin değeri yüksek gıdalarla beslerler. Bir annenin kızının saçlarını taradığı şefkatle her gün tımar eder, güreşler esnasında yaralanmasınlar diye düzenli olarak bakımlarını yapalar."