Ak Parti'de Aday Adaylığı Listesi Şekilleniyor
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "Sayın Başbakan 81 il başkanıyla görüşmeler yapıyor.
Biterse bugün üst komisyon yapacak. Ondan sonra slaytlarla milletvekili aday adayı arkadaşlarımızın değerlendirilmesi gündeme gelecek" dedi.
TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sunduğu "Neler Oluyor?" programına, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş konuk oldu. 8 yıldır AK Parti'de Grup Başkanvekili olarak görev yapan Elitaş, AK Parti'nin seçim çalışmalarından İç Güvenlik Paketi'ne, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki tartışmadan çözüm sürecine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin açıklama yapan Elitaş, tasarıdan çıkarılan 63 maddenin çok önemli maddeler olduğunu anlattı. Elitaş, "İç Tüzük miç tüzük hak getire çünkü itiraz ediyorlar, kavga çıkarıyorlar ve Sayın Kılıçdaroğlu da 'biz önemli muhalefet yapıyoruz, bunun gerekçesi de bizim arkadaşlarımız dayak yiyorlar' diyor. İnanın 'kavga çıkmasın', 'milletvekili arkadaşlar yarın birbirinin yüzüne bakacak' diye İç Tüzükte olmayan şeylere 'eyvallah' diyoruz. Bugün 705 sıra sayılı kanun teklifi görüşülüyor. Bunun içerisinde 47 bin öğretmen ataması var, kredi garanti fonu ve diğer konular var. Toplam 30 madde, 15'inci maddesini bitirdik, ikinci bölüme başlayacağız. Bugün ve yarın kalan maddeleri bitireceğiz. Arkasından İç Güvenlik Paketi'nin İçişleri Komisyonu'nun raporunu görüşeceğiz. 2 madde kaldı, yürürlük yürütme maddesi. İç Güvenlik Paketi bugün bitecek" açıklamasında bulundu.
AK Parti'nin bu hafta TBMM Genel Kurulu'ndaki gündemini açıklayan Elitaş, şöyle devam etti:
"Şu anda görüştüğümüz 705 Sıra Sayılı Torba Kanun Teklifi, İç Güvenlik Paketi'nin yürürlük yürütme maddesi, 688 Sayılı Torba Kanun Teklifi'nin bir geçici maddeyle yürürlük yürütme maddesi ve Japonya'yla ilgili uluslararası sözleşmeyle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın onaylandığı bir sözleşmeyi bitirip bu haftayı kapatmak istiyoruz. Bu pazartesinden itibaren 5 Nisan Pazartesi gününe kadar çalışma kararımız var, gündemimizdeki konuları bitirene kadar. Eğer muhalefet bu konuda bir centilmenlik gösterip yaklaşım yaparsa perşembe günü bittiği takdirde Genel Kurulu kapatacağız, pazartesi günü devam edeceğiz. Yok bitmezse CHP bize diyor ki '29'unda bizim ön seçimlerimiz var, ne olur ön seçimler için TBMM'yi çalıştırmayalım.' Tamam kardeşim, saygı duyuyoruz. Ama onlara 'grup başkanvekillerinize, parti yöneticilerinize rica edin, her türlü uzlaşma tarzını bizden beklemeyin' diyoruz. Uzlaşmaz tavırları devam ederse, programımızı cuma günü bitiremediğimiz takdirde aldığımız karar gereğince, üzülerek ifade ediyorum CHP'nin 29'unda ön seçimi olmasına rağmen programı cumartesi ve pazar günü tamamlama kanaatindeyiz, azmindeyiz, kararındayız. İnşallah bitireceğiz."
PARTİ KAPATMAYLA İLGİLİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ GENEL KURUL'A GELECEK
AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, son günlerin tartışılan konularından olan parti kapatmayla anayasa değişikliği teklifinin önümüzdeki hafta Genel Kurul'da görüşüleceğini açıkladı.
Elitaş, "Pazartesi veya salı günü parti kapatmayla ilgili anayasa değişikliği teklifini TBMM Genel Kurulu'nda göreceğiz. Kim mağdur edebiyatı yapıp o senaryonun figüranı olarak rol almış hem MHP hem CHP'yi hem de HDP'yi göreceğiz. 'Parti kapatmayı engelleyen önergeye açığız' dedik. Yani beceriksiz, amatör mahalle takımı dedim ya. Yahu korkuyorsun parti kapatmadan 'hadi, nasıl bir madde istiyorsan buyur' diyoruz. Bu maddeden sonra milletvekili seçilme yaşının 25'den, 18 yaşa indirilmesi konusunda anayasa değişikliği teklifi salı günü 15.30'da gündeme alınacak. 'Ey gençlik, sizin aradığınız parti biziz' diyenler, salı günü aradıkları parti hangisi olduğunu oradaki savunmalarla beraber görecekler. 18 yaşa, gençlere kim değer veriyorlarmış salı günü Anayasa Komisyonu'nda görecekler. Parti kapatmayla ilgili twitterdan esinlenerek korku duyan, mağdur edebiyatı ortaya çıkaranlara pazartesi veya salı günü TBMM'de anayasa değişikliğiyle ilgili teklifi göreceğiz. Eğer ilk turda maddelerine geçilmesi oylamasıyla ilgili kısımda baktık 330'un altındaysa devam etmeyeceğiz, geçiyorsa o anayasa değişikliğini bitireceğiz" açıklamalarında bulundu.
11 KİŞİDEN OLUŞAN ÜST KURUL ADAY ADAYLARINI BELİRLEYECEK
AK Parti'nin 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi'ne yönelik yürüttüğü aday adaylığı çalışmalarını anlatan Elitaş, "6 bin 200 aday adayını mülakat komisyonu 3 bine indirdi, ara komisyon bin 550'ye indirdi, üst komisyon da bunu görüşecek. Pazartesi günü MYK'da aldığımız prensip kararına göre 23 Mart tarihinden itibaren Sayın Başbakanın başkanlığında üst komisyon oluşacaktı. Üst komisyon henüz tebliğ edilmedi ama Siyasi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı, Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı, üç grup başkanvekili, seçim koordinasyon merkezi ve Sayın Başbakanla birlikte 11 kişiden oluşan bir üst kurul var" dedi.
Elitaş sözlerine şöyle devam etti:
"Biz grup başkanvekilleri olarak 8 yıldır birlikte çalıştığımız arkadaşların hukukunu korumak anlamında ordayız. Çünkü mülakatta 4 dakikayla tanımak yerine 4 yılda tanıdığımız arkadaşların hangi şeyde olduğunu orada anlatacağız. Çünkü biz bu arkadaşlarımızın AK Partililik konusundaki hangi noktada olduklarını test ettik, belirli aşamalar, belirli badireler yaşadık. En iyi tanıdıklarımız, arkadaşlarımız. Hem 22 hem 23 hem de 24. dönem milletvekili arkadaşlarımızı sesinden, ensesinden tanırız yani yüzlerini görmemize gerek yok. Biz bu arkadaşlarımızla içiçe yaşadık. Bu arkadaşlarımızla ilgili meseleyi değerlendirme yapmak üzere Sayın Başbakan tahmin ediyorum bugün 81 il başkanıyla görüşmeler yapıyor. Belki bugün biterse yarın üst komisyon yapacak. Ondan sonra slaytlarla milletvekili aday adayı arkadaşlarımızın değerlendirilmesi gündeme gelecek.
Partinin en yetkili organı MYK'dır. Genel kurul MKYK'ya görev verir, MKYK'da MYK'yı yetkilendirir. Biz toplumun kanaat önderlerine sandık koyuyoruz da Allah aşkına birilerinin de herhalde bu partiyi kurmuş, liderlik etmiş kişilerin de görüşlerini almak kadar doğru bir şey olmaz. Bu abes bir şey değil. Biz bizim partili olmayan görüşlerine ehemmiyet verirken, onların görüşlerini çok önemli bulup ciddiye alırken bu partiyi kurmuş olanların -bir kişiyi tarif etmiyorum- muhakkak görüşleri önemlidir. En son Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) MYK'nın verdiği yetki çerçevesinde Seçim İşleri Başkanı arkadaşımız, Genel Başkanın imzasıyla teslim edecek. Siz Pensilvanya'dan aldığınız taktikle çatı aday çıkaracaksınız hiçbir şey olmayacak ama biz bu partinin kurucuları olanlardan, bu partinin olmasında milletvekilliği yapmış, cumhurbaşkanlığı yapmış, partinin bu noktaya gelmesine fikirleriyle dualarıyla katkı sağlamış ve bu partinin lideri olan bir kişiden de görüş almamızı abes karşılayacaksınız. Olmaz o iş. İstişare sünnettir. Son söz Sayın Genel Başkanın başkanlığındaki heyettedir. Biz hatim indirmiyoruz, bizim için de bir başlangıç. Onun için aday adayı arkadaşlarıma ve milletvekili listesine giremeyen arkadaşlarıma şunu ifade ediyorum: Bu bir hatime değil Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'yeni bir yolda Fatiha'dır."
"SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİNİN MİMARLARINDANDIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izleme heyetine yönelik açıklamalarını hatırlatan Elitaş, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan çözüm sürecinin mimarlarından birisidir. Konuya en hakim ve 2005 yılından bugüne gelene kadar hem başbakanlık yaptığı dönemde hem cumhurbaşkanı seçildiği dönemde bu konudan zerre kadar uzaklaşmamış, bu konuya kendisini adamış, bu meseleyi çözmek için ne gerekiyorsa karar beyan etmiştir" ifadelerini kullandı.
Elitaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya siyasetini yakından takip etmesinin yanı sıra Türkiye'deki gelişmeleri değerlendirme kabiliyeti olan bir insan olduğuna dikkat belirtti.
"SAYIN BÜLENT ARINÇ SİYASETTE DUAYEN BİR KİŞİDİR"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın izleme heyetine yönelik açıklamalarını değerlendiren Elitaş, "Çözüm süreci şu anda hem devlet politikası hem de milletin arzusu haline geldi. Milletin isteği bu. 'Artık ben kardeş kavgası istemiyorum', söylemde 'biz bin yıllık kardeşiz' diye geçiştirenleri değil 'bunu hayata geçirenleri istiyorum' diyenleri milletin sahiplendiği bir iş. Hükümetin sözcüsü Sayın Bülent Arınç da siyasette duayen bir kişidir. O da farklı anlama gelebilecek, bugünlerde bazı kelimelerin içini boşaltarak ya da yorum yaparak başka bir anlam yüklenebilecek şekilde konuşmalara dikkat etmek gerekir. Sayın Arınç dün ve bugünkü açıklamasında bunu ifade etti.
Sayın Cumhurbaşkanına bir kastı olmadığını, Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda ne kadar nitelikli ve önemli bir kişi olduğunu ifade ederken, 'Sayın Cumhurbaşkanımıza biz istediği manada, tam anlamıyla hükümet olarak bilgi vermemiş olabiliriz' diyerek düzeltme yaptı" şeklinde konuştu.
ARINÇ-GÖKÇEK TARTIŞMASI
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında yaşanan tartışmayı da değerlendiren Elitaş, "Karşı karşıya gelmeleri üzücü bir hadiseydi, hepimizi üzdü, incitti. Bizim gördüğümüz kadarıyla o öyle bir noktada ki bir hissi çatışmanın var olduğunu gösteriyor. Hislerin çarpışmasından bir infilak ortaya çıktı ama Sayın Başbakanımızın konuya anında müdahalesiyle birlikte iki arkadaşımızın bundan sonra bu konuyla ilgili herhangi bir kırıcı, incitici bir beyanat içinde bulunmayacakları yönünde açıklamaları olmuştur. Artık bu bizim iç meselemizdir, aile meselemizdir. Hiç kimse bundan nemalanmaya kalkmasın, hiç kimse burdan AK Parti içerisinde bir çatlak, çatırdama, farklılaşma gibi var olan bir düşünce içerisine girmesin. Fitneciler, fitne yapmak isteyenler buradan nemalanmak istiyorlarsa farklı olur" dedi.
"AÇ TAVUK KENDİNİ DARI AMBARINDA SANIR"
"Muhalefetin haline de acıyorum" diye konuşan Elitaş, "Aç tavuk kendini darı ambarında sanır. AK Parti'nin içerisindeki iki değerli arkadaşımızın birbirlerine hissi olarak vurdukları sesten nemalanmaya çalışan zavallı bir siyaset. Bunun üzerine atlamaya çalıştı ama beceremedi. En büyük sıkıntı, Süper Lig takımıyla mahalle takımı arasında oluyor bu iş, heyecan da vermiyor. İnanın şu anda muhalefetin durumu bu. Biz kendi heyecanımızı kendimiz üretmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ CEVHERLERİNİ KARANLIK ODAYA KİLİTLEYEN BİR ANLAYIŞ DEĞİL"
Son günlerden en çok dile getirilen konulardan olan ve üç dönemlikler üzerinden dillendirilen "AK Parti içerisinde karışıklık olduğu" iddialarına da cevap veren Elitaş, "Bazı arkadaşlar geliyorlar, 'Sayın milletvekilim siz üç dönemliksiniz, sabah 07.30'da biz sizi Meclis TV'de görüyoruz' diyorlar. Yani buradan AK Parti aidiyetinin içinde bulunmayan kişilerin kabul edemediği bir durumla karşı karşıyayız. Ama AK Parti'de siyaset sadece milletvekili olarak yapılmaz. AK Parti'de siyaset her tarafta yapılır. Bu bir dava, sevda ve aşk işidir" dedi.
AK Parti'de üç dönem kuralına takılanların sayısının 70 olduğunu belirten Elitaş, şöyle devam etti:
"Siyaset öyle bir iş ki bir girdi mi bir daha çıkması zor bir iş. Yani girmesi de zor, çıkabilmesi de zor bir iş. Milletvekili olarak hizmet etmenin ötesinde siyaset de hizmetin en önemli unsurlarından birisidir. Şu anda AK Parti tarihinde benden başka 8 yıl grup başkanvekilliği yapmış hiç kimse yok. O süreç içerisinde eğer televizyonlar açarsa o konuyla ilgili görüşlerimizi ifade etmemize imkan verirlerse muhakkak ki parti politikamız çerçevesinde, partinin yetkili kurullarının çizdiği doğrultuda bu televizyonlarda siyaset görevimizi, vatandaşa hizmet görevimizi yerine getireceğiz. Siyaset milletvekilliği olarak önemli bir noktadadır ama mahalle temsilciliği de siyasette önemli noktalardan birisidir. Bir heyecanla, şevkle sonuna kadar çalışıyoruz... AK Parti cevherlerini bir karanlık odaya kilitleyen bir anlayış değildir. AK Parti cevherlerinden faydalanmayı ortaya koyabilen bir partidir, bir misyon hareketidir, bir birlik ve ortak akıl hareketidir. Yani siyaset okuyarak değil yaşanarak öğrenilir. Yaşanılan meseleler kitaplarda okunacak meseleler değil."
"FİTNECİLER AVUÇLARINI YALAR"
"Fitneciler avuçlarını yalar" diyen Elitaş, "AK Parti kendi içinde sorunu neyse kendisi çözer. Dışarıdakilerin yardımına ihtiyacımız yok. Biz dışarıda meselelerimizi çözmeyiz, yetkili kurumlarımızla konuşuruz. Bizim MYK toplantılarımız, grup yönetimi toplantılarımız oluyor. Bu toplantılarda bir konu tartışılıyor. O konuyla ilgili MYK üyesi 18 kişinin aynı fikirde olduğunu iddia etmek mümkün değil. Biz robot değiliz, fikirlerimizi beyan edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Elitaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En son geçen pazar günü Sayın Başbakanımızın söylediği, bana göre de mükemmel bir iş olduğu, olup olamayacağı konusunda endişe duyduğumuz sivil toplum örgütlerinin AK Parti milletvekili aday adaylarını hangi partili olursa olsun bir ilde gelip 'AK Parti'nin sandığına milletvekili aday adaylığında kimi görmek istiyorsunuz?' diye işaretlemesi bile çok önemli bir hadiseydi. Siyasette yeni bir çizgi ortaya çıkarıldı... Bu işle MYK'da 18 kişi toplantı halindeydik, herhalde 8-9 kişinin 'acaba yanlış mı' diye endişesi vardı. Sonra AK Parti MYK'sı ben diyelim ki bu işe karşı çıktıysam orda aldığımız karar çerçevesinde sahiplendik. Niye, benden bir fazla arkadaşım o konuda karar verdiği için, o şekilde kanaat oluştuğu için, mesele bu. İşte bunu AK Parti misyonun kavrayamayanlar AK Parti içerisindeki farklı görüşleri sanki düşman saflarıymış gibi değerlendirdiklerinden yanılıyorlar. Ama diğer parti MYK'larında, o partinin yetkili organlarında yapılan görüşmeler TBMM Genel Kurulu'nda aynı şekilde devam ediyor. Bunun parti disipliniyle uyuşmayan bir durumdur. Onlar bunu demokrasi olarak söylüyorlar ama bu çok sesli bir karmaşa oluyor. Yani çok seslilik belki iyidir ama bunun sonucunda tek bir ses veya karar ortaya çıkarmak gerekiyor. Her kafadan bir sesin çıktığı yerde sonuç ortaya çıkmaz. Yani AK Parti'yle ilgili senaryo üretmeye çalışanlar 12 yıldır, bu davayla ilgili çeşitli senaryolar ürettiler, hiçbirinde de başarılı olamadılar bunda da başarılı olamayacaklar."
"SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN FİTİLİNİ ATEŞLİYORLAR"
Çözüm süreci üzerinden yürütülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümet arasında sorun olduğu yönündeki açıklamaları değerlendiren Elitaş, "Sayın Demirtaş bir projenin ürünüdür. Sayın Demirtaş, açıkçası Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinden AK Parti'nin bu dönemi içerisinde 330 ve üzeri milletvekili çıkarabilmesini engellemek üzerinden ortaya konulmuş projenin adıdır. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermeyen CHP'nin sol tüfekleri başka tarafa oy vermek yerine Selahattin Demirtaş'a oy vererek, kendi çatı adaylarının çatırdamasına sebebiyet veren bir hareket içerisinde bulundular" dedi.
"Yaygın medya içerisinde AK Parti iktidarından rahatsız olanların, AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesini istemeyen tuzu kuruların, Selahattin Demirtaş'ı pohpohlayarak o kanaat içerisinde yeni bir lider üretmeye çalıştıklarını" ifade eden Elitaş, "Açıkçası Selahattin Demirtaş bir projedir, o proje İmralı'dakine karşı çıkarılmaya çalışılan, İmralı'ya da getirilmeyen, oraya da konuşmayan, İmralı tarafından da istenilmeyen biridir diye tahmin ediyorum. Kandil de eğer çözüm süreci olursa bütün elindeki maddi kaynaklarını ortadan kaldırabilecek yani baronluğu ortadan kalkacak bir durumlar karşı karşıya. Kandil niye istesin. Eğer Kandil çözüm sürecine, milletin sahiplendiği sürece engel olmaya çalıştığı takdirde yakın bir gelecekte basit bir mafya örgütü haline gelecek. Öyle değerlendirmemiz gerekiyor. Selahattin Demirtaş Sayın Cumhurbaşkanına laf söyleyecek pozisyonda değil ama birileri onun fitilini ateşliyorlar, maytap gibi -havai fişek bile demiyorum- kız kaçıran gibi zıplayıp duruyor" açıklamasında bulundu.
KILIÇDAROĞLU'NUN İKİ MAAŞ İKRAMİYE TAAHHÜTNAMESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun emeklilere yönelik iki maaş ikramiye vaadini noter tasdikli taahhütnameyle belgelendirmesini yorumlayan Elitaş, "Sayın Kılıçdaroğlu Türk milletinin çok akıllı olduğunun farkında değil. Sayın Kılıçdaroğlu, ortalama Türk vatandaşının akıl seviyesinde olsa notere gidip bu işi yapmaz. Enteresan bir şey yani noterden aldığı taahhütname devleti bağlar mı. Sayın Kılıçdaroğlu 'hadi onu yapmıyorum' dese ne olacak. Araba mı alıp satıyoruz, ev mi alıp mı satıyoruz, bir akit mi imzalıyoruz, bir ticari ortaklık mı kuruyoruz. Yani bu milletin çocukları güler bu işe. Allah aşkına böyle şey mi olur. Yani Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'ey ahali, ben güvenilmez bir insanım ama noterler güvenilir insanlardır. Bak sen bana güvenmiyorsun ama noteri şahit tutuyorum' diyor. Böyle zavallı bir siyaset olur mu, Allah akıl fikir versin" ifadelerini kullandı.
MHP LİDERİ BAHÇELİ'NİN ÇÖZÜM SÜRECİNE YÖNELİK SERT ELEŞTİRİLERİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çözüm sürecine yönelik sert eleştirilerine ilişkin açıklama yapan Elitaş, "Kavgadan oy devşirmeye çalışan zihniyettir bu iş. Hiçbir projesi olmayan 'kardeş kavgasından nasıl oy devşiririm' diye gayret gösteren bir zihniyet. Bir taraftan HDP'nin Selahattin Demirtaş'ın yaptığı gibi 'Kürt halkının sorunlarını ben çözeceğim' diye ortaya çıkarak kavgayı ileri sürüp, Sayın Cumhurbaşkanına saldırıp Kandil'in silahları bırakmada yani kendine göre bazı şartlar öne sürerek ordan nemalanmaya çalıştığı gibi Sayın Bahçeli de çözüm sürecinin sonuca ulaşmasından kendisinin bütün oy kaynaklarının kaybolacağı hissiyle yaptığı bir harekettir bu iş" dedi.
"MHP'NİN ÇÖZÜM SÜRECİNE KATKI SAĞLAMASINI GÖNÜLDEN ARZU EDİYORUZ"
Çözüm süreci konusunda muhatabın Türk milleti olduğunu anlatan Elitaş, "Biz MHP'nin de çözüm sürecine katkı sağlamasını gönülden arzu ediyoruz. Eğer Sayın Bahçeli 21 Mart'ta yapılan kongrede oy devşirme adına öylesine şiddetli bir açıklama yapmasaydı 'bu milletin anaları ağlamasın, ocaklar sönmesin, bağırlara ateş düşmesin' diye bir konuşma yapıp çözüm sürecine destek olsaydı, belki oyları daha da artabilirdi ama mesele oy meselesi değil. Bu ülkede 30 yıldır yaşadığımız kardeş kavgası, uzun zamandır yaptığımız ret ve asimilasyon politikasının artık inkar edildiği bir süreç içerisinde bizim buna katkı sağlamamız gerekiyor. CHP dostlar alışverişte görsün diye artık çözüm süreciyle ilgili 'bizim bu konuda bir şeyler söylememiz gerekiyor' diye olayın içerisine girmek yerine doğrudan doğruya buna katılması gerekir... HDP de kendisi üzerine biçilen misyonu Kandil'in sözcüsüymüş gibi İmralı'nın noter memuruymuş, aracısıymış, postacısıymış gibi davranmayıp kendi iradesiyle fikir üretebilsinler. HDP siyasi bir parti olma rüştünü ispat edebilse zaten izleme komitesi onlar olur. HDP rüştünü ıspat edemediği için problem buradan kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.
KPSS SORUŞTUMASINDA BİR NUMARALI ZANLI GÜLEN
Bir numaralı zanlı olarak Fethullah Gülen yer aldığı KPSS soruşturmasına yönelik konuşan Elitaş, "Yani insanın aklına gelip şeytanın dahi düşünemeyeceği bir şekilde KPSS'de yapılan meseleler eğer doğruysa hayret. O gün yapılan operasyon twitterda bizim arkadaşlarımız arasındaki hoş olmayan hadiseden dolayı gündemin en önemli maddesi arkaya gitti. Çok önemli bir meseleydi bu iş. Binlerce, yüzbinlerce insan alın teri döküp, kimisi dershaneye gidiyor, kimisi duayla o sınavlara girip kendisine bir iş sahası bulmak için gayret gösterirken yazılanlar doğruysa bir dini örgüt kisvesi altında bulunup da hakka hukuka, adalet, inancımıza tamamen ters bir şekilde bunu yapıyorsa yazıklar olsun" dedi
Kaynak: İHA
TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sunduğu "Neler Oluyor?" programına, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş konuk oldu. 8 yıldır AK Parti'de Grup Başkanvekili olarak görev yapan Elitaş, AK Parti'nin seçim çalışmalarından İç Güvenlik Paketi'ne, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki tartışmadan çözüm sürecine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin açıklama yapan Elitaş, tasarıdan çıkarılan 63 maddenin çok önemli maddeler olduğunu anlattı. Elitaş, "İç Tüzük miç tüzük hak getire çünkü itiraz ediyorlar, kavga çıkarıyorlar ve Sayın Kılıçdaroğlu da 'biz önemli muhalefet yapıyoruz, bunun gerekçesi de bizim arkadaşlarımız dayak yiyorlar' diyor. İnanın 'kavga çıkmasın', 'milletvekili arkadaşlar yarın birbirinin yüzüne bakacak' diye İç Tüzükte olmayan şeylere 'eyvallah' diyoruz. Bugün 705 sıra sayılı kanun teklifi görüşülüyor. Bunun içerisinde 47 bin öğretmen ataması var, kredi garanti fonu ve diğer konular var. Toplam 30 madde, 15'inci maddesini bitirdik, ikinci bölüme başlayacağız. Bugün ve yarın kalan maddeleri bitireceğiz. Arkasından İç Güvenlik Paketi'nin İçişleri Komisyonu'nun raporunu görüşeceğiz. 2 madde kaldı, yürürlük yürütme maddesi. İç Güvenlik Paketi bugün bitecek" açıklamasında bulundu.
AK Parti'nin bu hafta TBMM Genel Kurulu'ndaki gündemini açıklayan Elitaş, şöyle devam etti:
"Şu anda görüştüğümüz 705 Sıra Sayılı Torba Kanun Teklifi, İç Güvenlik Paketi'nin yürürlük yürütme maddesi, 688 Sayılı Torba Kanun Teklifi'nin bir geçici maddeyle yürürlük yürütme maddesi ve Japonya'yla ilgili uluslararası sözleşmeyle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın onaylandığı bir sözleşmeyi bitirip bu haftayı kapatmak istiyoruz. Bu pazartesinden itibaren 5 Nisan Pazartesi gününe kadar çalışma kararımız var, gündemimizdeki konuları bitirene kadar. Eğer muhalefet bu konuda bir centilmenlik gösterip yaklaşım yaparsa perşembe günü bittiği takdirde Genel Kurulu kapatacağız, pazartesi günü devam edeceğiz. Yok bitmezse CHP bize diyor ki '29'unda bizim ön seçimlerimiz var, ne olur ön seçimler için TBMM'yi çalıştırmayalım.' Tamam kardeşim, saygı duyuyoruz. Ama onlara 'grup başkanvekillerinize, parti yöneticilerinize rica edin, her türlü uzlaşma tarzını bizden beklemeyin' diyoruz. Uzlaşmaz tavırları devam ederse, programımızı cuma günü bitiremediğimiz takdirde aldığımız karar gereğince, üzülerek ifade ediyorum CHP'nin 29'unda ön seçimi olmasına rağmen programı cumartesi ve pazar günü tamamlama kanaatindeyiz, azmindeyiz, kararındayız. İnşallah bitireceğiz."
PARTİ KAPATMAYLA İLGİLİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ GENEL KURUL'A GELECEK
AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, son günlerin tartışılan konularından olan parti kapatmayla anayasa değişikliği teklifinin önümüzdeki hafta Genel Kurul'da görüşüleceğini açıkladı.
Elitaş, "Pazartesi veya salı günü parti kapatmayla ilgili anayasa değişikliği teklifini TBMM Genel Kurulu'nda göreceğiz. Kim mağdur edebiyatı yapıp o senaryonun figüranı olarak rol almış hem MHP hem CHP'yi hem de HDP'yi göreceğiz. 'Parti kapatmayı engelleyen önergeye açığız' dedik. Yani beceriksiz, amatör mahalle takımı dedim ya. Yahu korkuyorsun parti kapatmadan 'hadi, nasıl bir madde istiyorsan buyur' diyoruz. Bu maddeden sonra milletvekili seçilme yaşının 25'den, 18 yaşa indirilmesi konusunda anayasa değişikliği teklifi salı günü 15.30'da gündeme alınacak. 'Ey gençlik, sizin aradığınız parti biziz' diyenler, salı günü aradıkları parti hangisi olduğunu oradaki savunmalarla beraber görecekler. 18 yaşa, gençlere kim değer veriyorlarmış salı günü Anayasa Komisyonu'nda görecekler. Parti kapatmayla ilgili twitterdan esinlenerek korku duyan, mağdur edebiyatı ortaya çıkaranlara pazartesi veya salı günü TBMM'de anayasa değişikliğiyle ilgili teklifi göreceğiz. Eğer ilk turda maddelerine geçilmesi oylamasıyla ilgili kısımda baktık 330'un altındaysa devam etmeyeceğiz, geçiyorsa o anayasa değişikliğini bitireceğiz" açıklamalarında bulundu.
11 KİŞİDEN OLUŞAN ÜST KURUL ADAY ADAYLARINI BELİRLEYECEK
AK Parti'nin 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi'ne yönelik yürüttüğü aday adaylığı çalışmalarını anlatan Elitaş, "6 bin 200 aday adayını mülakat komisyonu 3 bine indirdi, ara komisyon bin 550'ye indirdi, üst komisyon da bunu görüşecek. Pazartesi günü MYK'da aldığımız prensip kararına göre 23 Mart tarihinden itibaren Sayın Başbakanın başkanlığında üst komisyon oluşacaktı. Üst komisyon henüz tebliğ edilmedi ama Siyasi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı, Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı, üç grup başkanvekili, seçim koordinasyon merkezi ve Sayın Başbakanla birlikte 11 kişiden oluşan bir üst kurul var" dedi.
Elitaş sözlerine şöyle devam etti:
"Biz grup başkanvekilleri olarak 8 yıldır birlikte çalıştığımız arkadaşların hukukunu korumak anlamında ordayız. Çünkü mülakatta 4 dakikayla tanımak yerine 4 yılda tanıdığımız arkadaşların hangi şeyde olduğunu orada anlatacağız. Çünkü biz bu arkadaşlarımızın AK Partililik konusundaki hangi noktada olduklarını test ettik, belirli aşamalar, belirli badireler yaşadık. En iyi tanıdıklarımız, arkadaşlarımız. Hem 22 hem 23 hem de 24. dönem milletvekili arkadaşlarımızı sesinden, ensesinden tanırız yani yüzlerini görmemize gerek yok. Biz bu arkadaşlarımızla içiçe yaşadık. Bu arkadaşlarımızla ilgili meseleyi değerlendirme yapmak üzere Sayın Başbakan tahmin ediyorum bugün 81 il başkanıyla görüşmeler yapıyor. Belki bugün biterse yarın üst komisyon yapacak. Ondan sonra slaytlarla milletvekili aday adayı arkadaşlarımızın değerlendirilmesi gündeme gelecek.
Partinin en yetkili organı MYK'dır. Genel kurul MKYK'ya görev verir, MKYK'da MYK'yı yetkilendirir. Biz toplumun kanaat önderlerine sandık koyuyoruz da Allah aşkına birilerinin de herhalde bu partiyi kurmuş, liderlik etmiş kişilerin de görüşlerini almak kadar doğru bir şey olmaz. Bu abes bir şey değil. Biz bizim partili olmayan görüşlerine ehemmiyet verirken, onların görüşlerini çok önemli bulup ciddiye alırken bu partiyi kurmuş olanların -bir kişiyi tarif etmiyorum- muhakkak görüşleri önemlidir. En son Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) MYK'nın verdiği yetki çerçevesinde Seçim İşleri Başkanı arkadaşımız, Genel Başkanın imzasıyla teslim edecek. Siz Pensilvanya'dan aldığınız taktikle çatı aday çıkaracaksınız hiçbir şey olmayacak ama biz bu partinin kurucuları olanlardan, bu partinin olmasında milletvekilliği yapmış, cumhurbaşkanlığı yapmış, partinin bu noktaya gelmesine fikirleriyle dualarıyla katkı sağlamış ve bu partinin lideri olan bir kişiden de görüş almamızı abes karşılayacaksınız. Olmaz o iş. İstişare sünnettir. Son söz Sayın Genel Başkanın başkanlığındaki heyettedir. Biz hatim indirmiyoruz, bizim için de bir başlangıç. Onun için aday adayı arkadaşlarıma ve milletvekili listesine giremeyen arkadaşlarıma şunu ifade ediyorum: Bu bir hatime değil Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'yeni bir yolda Fatiha'dır."
"SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİNİN MİMARLARINDANDIR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izleme heyetine yönelik açıklamalarını hatırlatan Elitaş, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan çözüm sürecinin mimarlarından birisidir. Konuya en hakim ve 2005 yılından bugüne gelene kadar hem başbakanlık yaptığı dönemde hem cumhurbaşkanı seçildiği dönemde bu konudan zerre kadar uzaklaşmamış, bu konuya kendisini adamış, bu meseleyi çözmek için ne gerekiyorsa karar beyan etmiştir" ifadelerini kullandı.
Elitaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya siyasetini yakından takip etmesinin yanı sıra Türkiye'deki gelişmeleri değerlendirme kabiliyeti olan bir insan olduğuna dikkat belirtti.
"SAYIN BÜLENT ARINÇ SİYASETTE DUAYEN BİR KİŞİDİR"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın izleme heyetine yönelik açıklamalarını değerlendiren Elitaş, "Çözüm süreci şu anda hem devlet politikası hem de milletin arzusu haline geldi. Milletin isteği bu. 'Artık ben kardeş kavgası istemiyorum', söylemde 'biz bin yıllık kardeşiz' diye geçiştirenleri değil 'bunu hayata geçirenleri istiyorum' diyenleri milletin sahiplendiği bir iş. Hükümetin sözcüsü Sayın Bülent Arınç da siyasette duayen bir kişidir. O da farklı anlama gelebilecek, bugünlerde bazı kelimelerin içini boşaltarak ya da yorum yaparak başka bir anlam yüklenebilecek şekilde konuşmalara dikkat etmek gerekir. Sayın Arınç dün ve bugünkü açıklamasında bunu ifade etti.
Sayın Cumhurbaşkanına bir kastı olmadığını, Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda ne kadar nitelikli ve önemli bir kişi olduğunu ifade ederken, 'Sayın Cumhurbaşkanımıza biz istediği manada, tam anlamıyla hükümet olarak bilgi vermemiş olabiliriz' diyerek düzeltme yaptı" şeklinde konuştu.
ARINÇ-GÖKÇEK TARTIŞMASI
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında yaşanan tartışmayı da değerlendiren Elitaş, "Karşı karşıya gelmeleri üzücü bir hadiseydi, hepimizi üzdü, incitti. Bizim gördüğümüz kadarıyla o öyle bir noktada ki bir hissi çatışmanın var olduğunu gösteriyor. Hislerin çarpışmasından bir infilak ortaya çıktı ama Sayın Başbakanımızın konuya anında müdahalesiyle birlikte iki arkadaşımızın bundan sonra bu konuyla ilgili herhangi bir kırıcı, incitici bir beyanat içinde bulunmayacakları yönünde açıklamaları olmuştur. Artık bu bizim iç meselemizdir, aile meselemizdir. Hiç kimse bundan nemalanmaya kalkmasın, hiç kimse burdan AK Parti içerisinde bir çatlak, çatırdama, farklılaşma gibi var olan bir düşünce içerisine girmesin. Fitneciler, fitne yapmak isteyenler buradan nemalanmak istiyorlarsa farklı olur" dedi.
"AÇ TAVUK KENDİNİ DARI AMBARINDA SANIR"
"Muhalefetin haline de acıyorum" diye konuşan Elitaş, "Aç tavuk kendini darı ambarında sanır. AK Parti'nin içerisindeki iki değerli arkadaşımızın birbirlerine hissi olarak vurdukları sesten nemalanmaya çalışan zavallı bir siyaset. Bunun üzerine atlamaya çalıştı ama beceremedi. En büyük sıkıntı, Süper Lig takımıyla mahalle takımı arasında oluyor bu iş, heyecan da vermiyor. İnanın şu anda muhalefetin durumu bu. Biz kendi heyecanımızı kendimiz üretmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ CEVHERLERİNİ KARANLIK ODAYA KİLİTLEYEN BİR ANLAYIŞ DEĞİL"
Son günlerden en çok dile getirilen konulardan olan ve üç dönemlikler üzerinden dillendirilen "AK Parti içerisinde karışıklık olduğu" iddialarına da cevap veren Elitaş, "Bazı arkadaşlar geliyorlar, 'Sayın milletvekilim siz üç dönemliksiniz, sabah 07.30'da biz sizi Meclis TV'de görüyoruz' diyorlar. Yani buradan AK Parti aidiyetinin içinde bulunmayan kişilerin kabul edemediği bir durumla karşı karşıyayız. Ama AK Parti'de siyaset sadece milletvekili olarak yapılmaz. AK Parti'de siyaset her tarafta yapılır. Bu bir dava, sevda ve aşk işidir" dedi.
AK Parti'de üç dönem kuralına takılanların sayısının 70 olduğunu belirten Elitaş, şöyle devam etti:
"Siyaset öyle bir iş ki bir girdi mi bir daha çıkması zor bir iş. Yani girmesi de zor, çıkabilmesi de zor bir iş. Milletvekili olarak hizmet etmenin ötesinde siyaset de hizmetin en önemli unsurlarından birisidir. Şu anda AK Parti tarihinde benden başka 8 yıl grup başkanvekilliği yapmış hiç kimse yok. O süreç içerisinde eğer televizyonlar açarsa o konuyla ilgili görüşlerimizi ifade etmemize imkan verirlerse muhakkak ki parti politikamız çerçevesinde, partinin yetkili kurullarının çizdiği doğrultuda bu televizyonlarda siyaset görevimizi, vatandaşa hizmet görevimizi yerine getireceğiz. Siyaset milletvekilliği olarak önemli bir noktadadır ama mahalle temsilciliği de siyasette önemli noktalardan birisidir. Bir heyecanla, şevkle sonuna kadar çalışıyoruz... AK Parti cevherlerini bir karanlık odaya kilitleyen bir anlayış değildir. AK Parti cevherlerinden faydalanmayı ortaya koyabilen bir partidir, bir misyon hareketidir, bir birlik ve ortak akıl hareketidir. Yani siyaset okuyarak değil yaşanarak öğrenilir. Yaşanılan meseleler kitaplarda okunacak meseleler değil."
"FİTNECİLER AVUÇLARINI YALAR"
"Fitneciler avuçlarını yalar" diyen Elitaş, "AK Parti kendi içinde sorunu neyse kendisi çözer. Dışarıdakilerin yardımına ihtiyacımız yok. Biz dışarıda meselelerimizi çözmeyiz, yetkili kurumlarımızla konuşuruz. Bizim MYK toplantılarımız, grup yönetimi toplantılarımız oluyor. Bu toplantılarda bir konu tartışılıyor. O konuyla ilgili MYK üyesi 18 kişinin aynı fikirde olduğunu iddia etmek mümkün değil. Biz robot değiliz, fikirlerimizi beyan edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Elitaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En son geçen pazar günü Sayın Başbakanımızın söylediği, bana göre de mükemmel bir iş olduğu, olup olamayacağı konusunda endişe duyduğumuz sivil toplum örgütlerinin AK Parti milletvekili aday adaylarını hangi partili olursa olsun bir ilde gelip 'AK Parti'nin sandığına milletvekili aday adaylığında kimi görmek istiyorsunuz?' diye işaretlemesi bile çok önemli bir hadiseydi. Siyasette yeni bir çizgi ortaya çıkarıldı... Bu işle MYK'da 18 kişi toplantı halindeydik, herhalde 8-9 kişinin 'acaba yanlış mı' diye endişesi vardı. Sonra AK Parti MYK'sı ben diyelim ki bu işe karşı çıktıysam orda aldığımız karar çerçevesinde sahiplendik. Niye, benden bir fazla arkadaşım o konuda karar verdiği için, o şekilde kanaat oluştuğu için, mesele bu. İşte bunu AK Parti misyonun kavrayamayanlar AK Parti içerisindeki farklı görüşleri sanki düşman saflarıymış gibi değerlendirdiklerinden yanılıyorlar. Ama diğer parti MYK'larında, o partinin yetkili organlarında yapılan görüşmeler TBMM Genel Kurulu'nda aynı şekilde devam ediyor. Bunun parti disipliniyle uyuşmayan bir durumdur. Onlar bunu demokrasi olarak söylüyorlar ama bu çok sesli bir karmaşa oluyor. Yani çok seslilik belki iyidir ama bunun sonucunda tek bir ses veya karar ortaya çıkarmak gerekiyor. Her kafadan bir sesin çıktığı yerde sonuç ortaya çıkmaz. Yani AK Parti'yle ilgili senaryo üretmeye çalışanlar 12 yıldır, bu davayla ilgili çeşitli senaryolar ürettiler, hiçbirinde de başarılı olamadılar bunda da başarılı olamayacaklar."
"SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN FİTİLİNİ ATEŞLİYORLAR"
Çözüm süreci üzerinden yürütülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümet arasında sorun olduğu yönündeki açıklamaları değerlendiren Elitaş, "Sayın Demirtaş bir projenin ürünüdür. Sayın Demirtaş, açıkçası Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinden AK Parti'nin bu dönemi içerisinde 330 ve üzeri milletvekili çıkarabilmesini engellemek üzerinden ortaya konulmuş projenin adıdır. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vermeyen CHP'nin sol tüfekleri başka tarafa oy vermek yerine Selahattin Demirtaş'a oy vererek, kendi çatı adaylarının çatırdamasına sebebiyet veren bir hareket içerisinde bulundular" dedi.
"Yaygın medya içerisinde AK Parti iktidarından rahatsız olanların, AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesini istemeyen tuzu kuruların, Selahattin Demirtaş'ı pohpohlayarak o kanaat içerisinde yeni bir lider üretmeye çalıştıklarını" ifade eden Elitaş, "Açıkçası Selahattin Demirtaş bir projedir, o proje İmralı'dakine karşı çıkarılmaya çalışılan, İmralı'ya da getirilmeyen, oraya da konuşmayan, İmralı tarafından da istenilmeyen biridir diye tahmin ediyorum. Kandil de eğer çözüm süreci olursa bütün elindeki maddi kaynaklarını ortadan kaldırabilecek yani baronluğu ortadan kalkacak bir durumlar karşı karşıya. Kandil niye istesin. Eğer Kandil çözüm sürecine, milletin sahiplendiği sürece engel olmaya çalıştığı takdirde yakın bir gelecekte basit bir mafya örgütü haline gelecek. Öyle değerlendirmemiz gerekiyor. Selahattin Demirtaş Sayın Cumhurbaşkanına laf söyleyecek pozisyonda değil ama birileri onun fitilini ateşliyorlar, maytap gibi -havai fişek bile demiyorum- kız kaçıran gibi zıplayıp duruyor" açıklamasında bulundu.
KILIÇDAROĞLU'NUN İKİ MAAŞ İKRAMİYE TAAHHÜTNAMESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun emeklilere yönelik iki maaş ikramiye vaadini noter tasdikli taahhütnameyle belgelendirmesini yorumlayan Elitaş, "Sayın Kılıçdaroğlu Türk milletinin çok akıllı olduğunun farkında değil. Sayın Kılıçdaroğlu, ortalama Türk vatandaşının akıl seviyesinde olsa notere gidip bu işi yapmaz. Enteresan bir şey yani noterden aldığı taahhütname devleti bağlar mı. Sayın Kılıçdaroğlu 'hadi onu yapmıyorum' dese ne olacak. Araba mı alıp satıyoruz, ev mi alıp mı satıyoruz, bir akit mi imzalıyoruz, bir ticari ortaklık mı kuruyoruz. Yani bu milletin çocukları güler bu işe. Allah aşkına böyle şey mi olur. Yani Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'ey ahali, ben güvenilmez bir insanım ama noterler güvenilir insanlardır. Bak sen bana güvenmiyorsun ama noteri şahit tutuyorum' diyor. Böyle zavallı bir siyaset olur mu, Allah akıl fikir versin" ifadelerini kullandı.
MHP LİDERİ BAHÇELİ'NİN ÇÖZÜM SÜRECİNE YÖNELİK SERT ELEŞTİRİLERİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çözüm sürecine yönelik sert eleştirilerine ilişkin açıklama yapan Elitaş, "Kavgadan oy devşirmeye çalışan zihniyettir bu iş. Hiçbir projesi olmayan 'kardeş kavgasından nasıl oy devşiririm' diye gayret gösteren bir zihniyet. Bir taraftan HDP'nin Selahattin Demirtaş'ın yaptığı gibi 'Kürt halkının sorunlarını ben çözeceğim' diye ortaya çıkarak kavgayı ileri sürüp, Sayın Cumhurbaşkanına saldırıp Kandil'in silahları bırakmada yani kendine göre bazı şartlar öne sürerek ordan nemalanmaya çalıştığı gibi Sayın Bahçeli de çözüm sürecinin sonuca ulaşmasından kendisinin bütün oy kaynaklarının kaybolacağı hissiyle yaptığı bir harekettir bu iş" dedi.
"MHP'NİN ÇÖZÜM SÜRECİNE KATKI SAĞLAMASINI GÖNÜLDEN ARZU EDİYORUZ"
Çözüm süreci konusunda muhatabın Türk milleti olduğunu anlatan Elitaş, "Biz MHP'nin de çözüm sürecine katkı sağlamasını gönülden arzu ediyoruz. Eğer Sayın Bahçeli 21 Mart'ta yapılan kongrede oy devşirme adına öylesine şiddetli bir açıklama yapmasaydı 'bu milletin anaları ağlamasın, ocaklar sönmesin, bağırlara ateş düşmesin' diye bir konuşma yapıp çözüm sürecine destek olsaydı, belki oyları daha da artabilirdi ama mesele oy meselesi değil. Bu ülkede 30 yıldır yaşadığımız kardeş kavgası, uzun zamandır yaptığımız ret ve asimilasyon politikasının artık inkar edildiği bir süreç içerisinde bizim buna katkı sağlamamız gerekiyor. CHP dostlar alışverişte görsün diye artık çözüm süreciyle ilgili 'bizim bu konuda bir şeyler söylememiz gerekiyor' diye olayın içerisine girmek yerine doğrudan doğruya buna katılması gerekir... HDP de kendisi üzerine biçilen misyonu Kandil'in sözcüsüymüş gibi İmralı'nın noter memuruymuş, aracısıymış, postacısıymış gibi davranmayıp kendi iradesiyle fikir üretebilsinler. HDP siyasi bir parti olma rüştünü ispat edebilse zaten izleme komitesi onlar olur. HDP rüştünü ıspat edemediği için problem buradan kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.
KPSS SORUŞTUMASINDA BİR NUMARALI ZANLI GÜLEN
Bir numaralı zanlı olarak Fethullah Gülen yer aldığı KPSS soruşturmasına yönelik konuşan Elitaş, "Yani insanın aklına gelip şeytanın dahi düşünemeyeceği bir şekilde KPSS'de yapılan meseleler eğer doğruysa hayret. O gün yapılan operasyon twitterda bizim arkadaşlarımız arasındaki hoş olmayan hadiseden dolayı gündemin en önemli maddesi arkaya gitti. Çok önemli bir meseleydi bu iş. Binlerce, yüzbinlerce insan alın teri döküp, kimisi dershaneye gidiyor, kimisi duayla o sınavlara girip kendisine bir iş sahası bulmak için gayret gösterirken yazılanlar doğruysa bir dini örgüt kisvesi altında bulunup da hakka hukuka, adalet, inancımıza tamamen ters bir şekilde bunu yapıyorsa yazıklar olsun" dedi