İstanbul'daki Kütahyalılar 'Çanakkale Şehitleri'Ni Andı
Kütahya İlinden Yetişenler Derneği (KİYD) İstanbul Şubesi'nde, İstiklal Marşı'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabulünün 94'üncü yıl dönümü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla anma etkinliği yapıldı.
Şubeden yapılan yazılı açıklamaya göre, Fatih ilçesindeki dernek binasında gerçekleştirilen etkinlik, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Şube Başkanı Metin Bedir, açılış konuşmasında, "Bu topraklarda doğan herkes, bu toprakları kanları ve canları pahasına bizlere bırakan yiğitlere borçlu doğar. Bugün biz de burada ödenmesi çok zor ve ağır olan bu borcun bilincinde olan şüheda torunları olarak, dualarımızla hem şehitlerimizi rahmetle anacağız hem de milli duygularımızla İstiklal Marşımızı haykıracağız" görüşlerini dile getirdi.
Bedir, Balkan Harbi sırasında Edirne Müdafi'ı (savunma kuvvetleri komutanı) olan Müşir Şükrü Paşa'nın savaş başlamadan önce ettiği vasiyetini, "Düşman savunduğumuz hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehit kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın, etimi kuşlar ve itler çeke çeke yesinler fakat savunma hattımız bozulmadan şehit olursam kefenim, lifim ve sabunum çantamdadır. Beni bu yere gömeceksiniz ve gelecek nesiller üzerime bir abide dikecekler" ifadeleriyle aktardı.
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi Ergun Bakar, Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na nasıl girdiğini ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin nasıl kazanıldığını görüntülü sunum eşliğinde anlattı.
Çanakkale Savaşları'nda 57'nci Alay'ın, Seyit Onbaşı'nın, Ezineli Yahya Çavuş'un, 7 Mart'ı 8 Mart'a bağlayan gece Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey komutasında düşman gemilerinin projektörlerine aldırmadan Anadolu yakasında Erenköy'deki Karanlık Liman'a mayınlarını bırakan Nusrat mayın dökücü gemisinin kahramanlıklarıyla ilgili bilgi veren Bakar, "Çanakkale'de vatan için canını feda eden 186 bin 869 şehidimizin içinde 1915'lerin lise, üniversite öğrencileri büyük yekun tutar. O yıllarda Galatasaray Lisesinin, Tıp Fakültesinin mezun vermediğini biliyoruz. Conkbayırı'nda askerlerine, 'Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum' emrini veren Atatürk'ün ifadesiyle Çanakkale'de bir darülfünun (üniversite toprağa gömülmüştür" ifadesini kullandı.
Çanakkale ruhu ile tüm şehitlerin de anıldığı programda, Kütahya Valiliği ve Dumlupınar Üniversitesinin sembolü olan, bayrağı yere düşürmeyen "şehit meçhul sancaktar"ın ruhunu yüreğinde hisseden Kütahyalı gençler ve Bedir, şiirler okudu.
Programda, İstiklal Marşı'nı Türk Ordusuna ithaf eden milli şair Mehmed Akif Ersoy'un o dönemde milli marş için belirlenen para ödülünü üstüne giyecek paltosu yokken geri çevirmesi ve "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın" ifadesi de hatırlatıldı.
Aziz şehitlerin ruhlarına Hırka-i Şerif Camii İmam Hatibi Mustafa Uyar tarafından Kur'an-ı Kerim okundu ve katılımcılara Çanakkale Cephesi'nde Türk askerinin öğün yemeği olan üzüm hoşafı ve bir dilim ekmek ikram edildi.
Bedir, özellikle İstanbul'da yükseköğrenimine devam eden Kütahyalı gençlerin yoğun katılımının olduğu anma etkinliğinin sonunda teşekkür ederek, Mehmed Akif Ersoy'un "Sahipsiz olan memleketin batması haktır / Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır" beyitiyle programı bitirdi.
Kaynak: AA
Şube Başkanı Metin Bedir, açılış konuşmasında, "Bu topraklarda doğan herkes, bu toprakları kanları ve canları pahasına bizlere bırakan yiğitlere borçlu doğar. Bugün biz de burada ödenmesi çok zor ve ağır olan bu borcun bilincinde olan şüheda torunları olarak, dualarımızla hem şehitlerimizi rahmetle anacağız hem de milli duygularımızla İstiklal Marşımızı haykıracağız" görüşlerini dile getirdi.
Bedir, Balkan Harbi sırasında Edirne Müdafi'ı (savunma kuvvetleri komutanı) olan Müşir Şükrü Paşa'nın savaş başlamadan önce ettiği vasiyetini, "Düşman savunduğumuz hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehit kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın, etimi kuşlar ve itler çeke çeke yesinler fakat savunma hattımız bozulmadan şehit olursam kefenim, lifim ve sabunum çantamdadır. Beni bu yere gömeceksiniz ve gelecek nesiller üzerime bir abide dikecekler" ifadeleriyle aktardı.
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi Ergun Bakar, Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na nasıl girdiğini ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin nasıl kazanıldığını görüntülü sunum eşliğinde anlattı.
Çanakkale Savaşları'nda 57'nci Alay'ın, Seyit Onbaşı'nın, Ezineli Yahya Çavuş'un, 7 Mart'ı 8 Mart'a bağlayan gece Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey komutasında düşman gemilerinin projektörlerine aldırmadan Anadolu yakasında Erenköy'deki Karanlık Liman'a mayınlarını bırakan Nusrat mayın dökücü gemisinin kahramanlıklarıyla ilgili bilgi veren Bakar, "Çanakkale'de vatan için canını feda eden 186 bin 869 şehidimizin içinde 1915'lerin lise, üniversite öğrencileri büyük yekun tutar. O yıllarda Galatasaray Lisesinin, Tıp Fakültesinin mezun vermediğini biliyoruz. Conkbayırı'nda askerlerine, 'Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum' emrini veren Atatürk'ün ifadesiyle Çanakkale'de bir darülfünun (üniversite toprağa gömülmüştür" ifadesini kullandı.
Çanakkale ruhu ile tüm şehitlerin de anıldığı programda, Kütahya Valiliği ve Dumlupınar Üniversitesinin sembolü olan, bayrağı yere düşürmeyen "şehit meçhul sancaktar"ın ruhunu yüreğinde hisseden Kütahyalı gençler ve Bedir, şiirler okudu.
Programda, İstiklal Marşı'nı Türk Ordusuna ithaf eden milli şair Mehmed Akif Ersoy'un o dönemde milli marş için belirlenen para ödülünü üstüne giyecek paltosu yokken geri çevirmesi ve "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın" ifadesi de hatırlatıldı.
Aziz şehitlerin ruhlarına Hırka-i Şerif Camii İmam Hatibi Mustafa Uyar tarafından Kur'an-ı Kerim okundu ve katılımcılara Çanakkale Cephesi'nde Türk askerinin öğün yemeği olan üzüm hoşafı ve bir dilim ekmek ikram edildi.
Bedir, özellikle İstanbul'da yükseköğrenimine devam eden Kütahyalı gençlerin yoğun katılımının olduğu anma etkinliğinin sonunda teşekkür ederek, Mehmed Akif Ersoy'un "Sahipsiz olan memleketin batması haktır / Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır" beyitiyle programı bitirdi.