'Osmanlı'da Güzel Koku Kültürü Konferansı'

Koku eksperi ve sosyolog Bihter Türkan Ergül, "Osmanlı hanedanının önemli temsilcilerinde etkili olan koku kültürü İslamiyet'le bize ulaşmış. Zamanla birçok maneviyatımızı geride bırakmışız ama şimdi bu maneviyatlarımızı yeniden gün ışığına çıkartıyoruz" dedi.

Dolmabahçe Sarayı Saray Koleksiyonları Müzesi'nde düzenlenen "Osmanlı'da Güzel Koku Kültürü Konferansı"nda konuşan Ergül, dünyanın yeniden Osmanlı kokularını kullanmaya ve konuşmaya başlayacağına inandığını söyledi.

Ergül, Kanuni Sultan Süleyman'dan Hürrem Sultan'a, IV. Murat'tan Kösem Sultan'a, Fatih Sultan Mehmet'ten Nurbanu Sultan'a kadar yüzyıllarca hüküm süren Osmanlı kokularının yeniden gün yüzüne çıktığını aktardı.
Osmanlı arşivlerinde yaptığı araştırmalar sonrası Osmanlı hanedanının kullandığı kokuları yeniden yapmaya başladıklarını belirten Ergül, şöyle konuştu:
"Orta Çağ'da İslam dünyasında koku ve esanslar Müslümanların hayatında öyle yer tutmaktaydı ki onlarla ilgili övgüler, formüller, sağlık reçeteleri, hadisler, sözler, darb-ı meseller ve şiirler dile getirilmekteydi. Hz. Muhammed'in güzel kokulara ve özellikle miske çok düşkün olması nedeniyle İslam dini güzel kokuların kullanımını sünnet olarak kabul eder. Peygamber Efendimiz, günlük hayatında, yanında 'sükke' tabir edilen bir koku kutusu bulundurur ve ondan sürünürdü. Özellikle yolculuklarında birlikte götürülmesi gereken eşyası arasında bir de koku şişesi yer almaktaydı."
Ergül, Osmanlı'da her şeyin kayıt altına alındığını ve yaptığı araştırmalara göre o dönemlerde gündelik hayatta en çok kullanılan kokuların gül, misk ve amber olduğunu söyledi.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde hastaların tedavisinde bile kokuların kullanıldığını vurgulayan Ergül, kokuların sırları hakkında programa katılanlara kısa bilgiler verdi.
Yeniden yapmaya başladıkları Osmanlı kokularının tarihçesini çok iyi araştırdıklarını dile getiren Ergül, şöyle devam etti:
"O dönemlerden Osmanlı saraylarına kadar uzanan koku, aslında bizim kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Tanzimat'tan evvel İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda, fetihten beri devam eden bir gelenek olarak, her yıl ramazanın 15'inci günü geçtikten sonra padişaha bir koku takdim olunurdu. Enderun'da Seferli Odası'nda imal edilen bu kokunun imalatı ve dağıtımı büyük bir ciddiyetle yürütülür, kayıt altına alınırdı. Osmanlı hanedanının önemli temsilcilerinde etkili olan koku kültürü İslamiyet'le bize ulaşmış. Zamanla birçok maneviyatımızı geride bırakmışız ama şimdi bu maneviyatlarımızı yeniden gün ışığına çıkartıyoruz."
Konferansın sonunda Ergül, salonda bulunan Sultan 2. Abdülhamid Han'ın torunu Şehzade Abdülkerim Harun Osmanoğlu'na, Abdülhamid Han'ın kullandığı kokuyu takdim etti.
Ergül, yeniden ortaya çıkartılan Abdülhamid Han'ın kullandığı kokunun manevi değeri olduğunu ve piyasaya sürülmeyeceğini söyledi.

Kaynak: AA