'Yılda 7 Bin Böbrek Nakli, Diyaliz Hastası Sayısını Düşürür'
Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, Türkiye'de yılda 7 bin böbrek nakli yapılması halinde diyalize giren hasta sayısının düşeceğini bildirdi.
Demirbaş, düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de bu yıl yapılan organ nakli sayısında geçen yıla oranla yüzde 3'lük artış yaşandığını söyledi. Son 7 yıldır böbrek nakillerinde 3 bin rakamını aşamadıklarını ifade eden Demirbaş, bu yılki artışla Türkiye'de yapılan böbrek nakli sayısının 3 bin 158 olduğunu dile getirdi.
Organ naklinin devlet politikası olarak kabul edilmesinin bu rakamlara ulaşılmasında önemli bir rol oynadığına değinen Demirbaş, "3-4 gün önce Eskişehir'de bir organ bağışı oldu. Sağlık Bakanlığı'nın ambulans uçakları malum olaylardan dolayı Güneydoğu Bölgesi'ndeydi. Organları almamız gerekiyordu. Silahlı Kuvvetler'in sağladığı uçak sayesinde oraya ulaştık ve organları aldık. Devlet desteğinin önemini bir kez daha gördük" dedi.
- "Başarı oranı yüzde 99,1"
Hastane olarak, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerindeki organ nakli merkezleri arasında en fazla nakli gerçekleştiren merkez olduklarına dikkati çeken Demirbaş, "Bu yıl 457 böbrek nakil gerçekleştirdik. Böbrek nakillerinde başarı oranımız yüzde 99,1'dir. Bu oran Sağlık Bakanlığı'nın resmi sisteminde bildirilen orandır. Bu oran ABD'de yüzde 95'tir, AB ülkelerinde ise yüzde 94'tür. Bu yıl 37 de karaciğer nakli yaptık. Karaciğerde başarı oranımız ise yüzde 80,1'dir. Bu oranı önümüzdeki yıllarda yüzde 85-90'lara çıkartmak istiyoruz" diye konuştu.
Demirbaş, merkezlerinde yapılan böbrek nakli sayısının Finlandiya, İsveç, İsviçre ve Norveç'te yapılan toplam nakillerden fazla olduğunun altını çizdi.
Amaçlarının daha fazla hayat kurtarmak olduğunu belirten Demirbaş, "İnsan hayatının hiçe sayıldığı, kitleler halinde insanların öldürüldüğü bugünlerde organ bağışı ile hayata dönen insanların bu karanlığın içinde bir mum olarak insanlığa ışık verdiğini düşünüyoruz" dedi.
- Canlı verici mi kadavra mı?
Bir gazetecinin, "Kadavradan bağışı artırmak için neler yapılmalı?" sorusuna Demirbaş, şu yanıtı verdi:
"Kadavradan bağış artırılmalı ama canlı vericiden yapılan nakiller de yanlış değil. 'Canlı verici mi kadavra mı' çok gereksiz, insanları korkutan bir tartışmadır. Canlı vericinin olmadığı 2 binli yıllarda her yıl 2-3 bin diyaliz hastası ekleniyordu. Yılda yapılan nakiller 3 bini bulunca diyalize giren hastası sayısı artmamaya başladı. Türkiye'de yılda 7 bin böbrek nakli yapılırsa, diyalize giren hasta sayısı düşer. Diyaliz de bir sektördür, hasta kaybetmek istemeyebilir. Türkiye'nin diyalize harcadığı para yılda 5 milyar dolardır. Yılda 7 bin böbrek nakli yapabilirsek bu payı 1 milyar dolara düşürebiliriz. Bir diyaliz hastasının sağlık bütçesinden aldığı pay 70 normal insana harcanan pay kadardır. Bir böbrek nakli olan hastanın aldığı pay ise 10 normal insana harcanan pay kadardır. Önemli olan nakil ile hayat kurtarmaktır."
- "Böbrek nakli gençleştiriyor"
Nefroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Asuman Yavuz ise nakil olan bir hastanın sağlıklı bir insandan farkı olmadığını söyledi. Nakilli hastaların bol bol yürümesi ve su içmesi gerektiğini anlatan Yavuz, "Nakil olmadan 50 yaşındaki bir hasta 70-80 yaşında gibi görünüyor. Bir, iki ay sonra normal yaşına geri dönüyor" dedi.
Böbrek naklinin kişileri gençleştirdiğini anlatan Yavuz, "Nakilli hastalar için ilk 3 ay çok önemli. Savunma sistemini baskılayan ilaç aldıkları için enfeksiyona karşı korunmaları gerekiyor. Onun dışında bir kısıtlama yok. En önemli sadakatleri de ilaçlarına karşı olan sadakatleri. Saati saatine almaları çok önemli" diye konuştu.
Kaynak: AA
Organ naklinin devlet politikası olarak kabul edilmesinin bu rakamlara ulaşılmasında önemli bir rol oynadığına değinen Demirbaş, "3-4 gün önce Eskişehir'de bir organ bağışı oldu. Sağlık Bakanlığı'nın ambulans uçakları malum olaylardan dolayı Güneydoğu Bölgesi'ndeydi. Organları almamız gerekiyordu. Silahlı Kuvvetler'in sağladığı uçak sayesinde oraya ulaştık ve organları aldık. Devlet desteğinin önemini bir kez daha gördük" dedi.
- "Başarı oranı yüzde 99,1"
Hastane olarak, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerindeki organ nakli merkezleri arasında en fazla nakli gerçekleştiren merkez olduklarına dikkati çeken Demirbaş, "Bu yıl 457 böbrek nakil gerçekleştirdik. Böbrek nakillerinde başarı oranımız yüzde 99,1'dir. Bu oran Sağlık Bakanlığı'nın resmi sisteminde bildirilen orandır. Bu oran ABD'de yüzde 95'tir, AB ülkelerinde ise yüzde 94'tür. Bu yıl 37 de karaciğer nakli yaptık. Karaciğerde başarı oranımız ise yüzde 80,1'dir. Bu oranı önümüzdeki yıllarda yüzde 85-90'lara çıkartmak istiyoruz" diye konuştu.
Demirbaş, merkezlerinde yapılan böbrek nakli sayısının Finlandiya, İsveç, İsviçre ve Norveç'te yapılan toplam nakillerden fazla olduğunun altını çizdi.
Amaçlarının daha fazla hayat kurtarmak olduğunu belirten Demirbaş, "İnsan hayatının hiçe sayıldığı, kitleler halinde insanların öldürüldüğü bugünlerde organ bağışı ile hayata dönen insanların bu karanlığın içinde bir mum olarak insanlığa ışık verdiğini düşünüyoruz" dedi.
- Canlı verici mi kadavra mı?
Bir gazetecinin, "Kadavradan bağışı artırmak için neler yapılmalı?" sorusuna Demirbaş, şu yanıtı verdi:
"Kadavradan bağış artırılmalı ama canlı vericiden yapılan nakiller de yanlış değil. 'Canlı verici mi kadavra mı' çok gereksiz, insanları korkutan bir tartışmadır. Canlı vericinin olmadığı 2 binli yıllarda her yıl 2-3 bin diyaliz hastası ekleniyordu. Yılda yapılan nakiller 3 bini bulunca diyalize giren hastası sayısı artmamaya başladı. Türkiye'de yılda 7 bin böbrek nakli yapılırsa, diyalize giren hasta sayısı düşer. Diyaliz de bir sektördür, hasta kaybetmek istemeyebilir. Türkiye'nin diyalize harcadığı para yılda 5 milyar dolardır. Yılda 7 bin böbrek nakli yapabilirsek bu payı 1 milyar dolara düşürebiliriz. Bir diyaliz hastasının sağlık bütçesinden aldığı pay 70 normal insana harcanan pay kadardır. Bir böbrek nakli olan hastanın aldığı pay ise 10 normal insana harcanan pay kadardır. Önemli olan nakil ile hayat kurtarmaktır."
- "Böbrek nakli gençleştiriyor"
Nefroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Asuman Yavuz ise nakil olan bir hastanın sağlıklı bir insandan farkı olmadığını söyledi. Nakilli hastaların bol bol yürümesi ve su içmesi gerektiğini anlatan Yavuz, "Nakil olmadan 50 yaşındaki bir hasta 70-80 yaşında gibi görünüyor. Bir, iki ay sonra normal yaşına geri dönüyor" dedi.
Böbrek naklinin kişileri gençleştirdiğini anlatan Yavuz, "Nakilli hastalar için ilk 3 ay çok önemli. Savunma sistemini baskılayan ilaç aldıkları için enfeksiyona karşı korunmaları gerekiyor. Onun dışında bir kısıtlama yok. En önemli sadakatleri de ilaçlarına karşı olan sadakatleri. Saati saatine almaları çok önemli" diye konuştu.