Avusturya'daki 'Yüksel Yılmaz' Davası
VİYANA - Viyana İş Mahkemesi, 6 yıl boyunca disiplin cezası almadığı işinden sebep gösterilmeden atılan eski tren şefi Yüksel Yılmaz'ın "iş yerinde ayrımcılık" ve "sebepsiz işten çıkarma" suçlamasıyla açtığı davayı reddetti.
Mahkeme, geçen ay aldığı karara gerekçe olarak Yılmaz'ın "kurumun imajını zedelemesini", "kurum içerisinde gizli kalması gereken bilgileri sızdırmasını" ve "kadınlara karşı ayrımcı tutum ve söylemlerde bulunmasını" gösterdi.
- "Mahkemeye siyasi baskı yapıldığını düşünüyorum"
Karara tepki gösteren Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın "siyasi" olduğunu savundu. Yılmaz, "Viyana İş Mahkemesi'nin verdiği kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum. Çünkü devletin en önemli kurumlarından bir tanesi ile davalık oldum. Yargı, birey yerine devletin çıkarlarını korumak yönünde karar verdi. Mahkemeye, siyasi baskı yapıldığını düşünüyorum. Yoksa böyle bir karar çıkması imkansız" dedi.
Normal şartlarda benzer davaların 1 yıl içinde bittiğini, kendi davasının ise tam 2,5 yıl sürdüğünü hatırlatan Yılmaz, "Avusturya Devlet Demir Yolları sadece 3 ay boyunca mahkemeye savunma vermedi. Daha sonra yalancı şahitlerle ve uydurma belgelerle davanın seyrini değiştirmeye çalıştılar. Bu karar, Avusturya yargı tarihine kara bir leke olarak geçmiştir" diye konuştu.
- "Hakkımı alana kadar bu davayı sürdüreceğim"
Çalıştığı 6 yıl boyunca hiç disiplin cezası almadığını kaydeden Yılmaz, işten atıldıktan sonra hakkında şikayetleri gösteren bazı sahte belgeler üretildiğini ileri sürdü.
Yılmaz, mahkemenin söz konusu sahte belgeler üzerinden karar verdiğini düşündüğünü belirterek, şunları söyledi: "Ayrımcılık iddialarının gündeme gelmesini engellemek için beni 'dinci' ve 'kadın karşıtı' gibi göstermeye çalıştılar. Bu kapsamda psikolojik olarak beni pes ettirmek, gücümün bitmesini ve umudumun tükenmesini sağlama stratejisi uyguladılar. Ben dava açtığım halde sanki davalıymışım gibi kendimi savunmak mecburiyetinde kaldım. Hakkımı alana kadar bu davayı sürdüreceğim. Bu dava bütün haksızlığa ve ayrımcılığa uğrayanların davasıdır. Adalet yerini buluncaya kadar davanın takipçisi olacağım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar yolu var."
Yılmaz, Avusturya'da bütün ayrımcılıkla mücadele eden kurumlar, dernekler ve işçi haklarını savunan sendikalara başvurmasına rağmen ilgi görmediğini ifade etti.
- Kararın iptali istendi
Yılmaz'ın avukatı Ingo Riss ise 17 sayfadan oluşan itiraz dilekçesini temyiz mahkemesine sundu. Riss, dilekçede "Kararda bazı şahitlerin dolaylı yollardan duyduklarını ifade ettikleri iddialar delil gibi gösterilirken, davacı lehine olan şahitlerin ifadeleri hiç dikkate alınmadı" ifadelerini kullandı.
Şahitlerin davacı lehindeki ifadeleri dikkate alınmadığı için kararın reddedilmesi gerektiğini savunan Riss, müvekkili Yüksel Yılmaz'ın iş yerinde ırkçılık, ayrımcılık, alkol ve cinsel içerikli yazı ve resimleri şikayet ettiği için çalışanların kendisine cephe aldığını ve öç alma duygusuyla yalan beyanlarda bulunduğunu ileri sürdü.
Yılmaz'a yöneltilen suçlamalarla ilgili zamanında rapor tutulmamış olmasının iddiaları çürüttüğünü kaydeden Riss, dava açıldıktan sonra bazı belgelerin tanzim edilmesinin bunu doğruladığını ifade etti. Avukat Riss, kararın düzeltilmesini veya davanın iptal edilerek yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini istedi.
Avusturya Devlet Demiryolları ise Yılmaz'ın "gizliliği ihlal ettiği" gerekçesiyle işten attıklarını savunuyor. Yılmaz ise gizliliği ihlal etmediğini, sadece iş yerindeki ayrımcılık vakalarını yönetime bildirdiğini ileri sürüyor.
- Yüksel Yılmaz davası
Avusturya'da doğan Yüksel Yılmaz, Avusturya Devlet Demiryolları’nda (ÖBB) tren şefi olarak çalışırken yaşadığı ve tanık olduğu ayrımcılık ve ırkçılık vakalarını belgeleyerek üstlerine bildirdikten sonra Temmuz 2013'de sebep gösterilmeden işten çıkarıldı.
Yaşadığı haksızlıklara ve yapılan ayrımcılıklara sessiz kalmayan Yılmaz, "iş yerinde ayrımcılık" ve "sebepsiz işten çıkarma" suçlamasıyla Viyana İş Mahkemesi'nde dava açtı.
Yılmaz, dava dilekçesinde, tren seferlerinde Türkler, Afrikalılar ve Romanlara kötü muamele yapıldığını ve iş yerinde çalışan yabancı kökenlilerin ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını ileri sürdü.
Mahkemeye delil olarak sunulan belgelerde, "Pis yabancı olmaktansa Nazi olmayı tercih ederim", "Hitler’e selam", "Hayvanlar üzerindeki deneyi bırakın, yabancılar üzerinde yapın" ve "Pislikler geldiğiniz yere dönün" şeklinde ifadeler mevcut.
Kaynak: AA
- "Mahkemeye siyasi baskı yapıldığını düşünüyorum"
Karara tepki gösteren Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın "siyasi" olduğunu savundu. Yılmaz, "Viyana İş Mahkemesi'nin verdiği kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum. Çünkü devletin en önemli kurumlarından bir tanesi ile davalık oldum. Yargı, birey yerine devletin çıkarlarını korumak yönünde karar verdi. Mahkemeye, siyasi baskı yapıldığını düşünüyorum. Yoksa böyle bir karar çıkması imkansız" dedi.
Normal şartlarda benzer davaların 1 yıl içinde bittiğini, kendi davasının ise tam 2,5 yıl sürdüğünü hatırlatan Yılmaz, "Avusturya Devlet Demir Yolları sadece 3 ay boyunca mahkemeye savunma vermedi. Daha sonra yalancı şahitlerle ve uydurma belgelerle davanın seyrini değiştirmeye çalıştılar. Bu karar, Avusturya yargı tarihine kara bir leke olarak geçmiştir" diye konuştu.
- "Hakkımı alana kadar bu davayı sürdüreceğim"
Çalıştığı 6 yıl boyunca hiç disiplin cezası almadığını kaydeden Yılmaz, işten atıldıktan sonra hakkında şikayetleri gösteren bazı sahte belgeler üretildiğini ileri sürdü.
Yılmaz, mahkemenin söz konusu sahte belgeler üzerinden karar verdiğini düşündüğünü belirterek, şunları söyledi: "Ayrımcılık iddialarının gündeme gelmesini engellemek için beni 'dinci' ve 'kadın karşıtı' gibi göstermeye çalıştılar. Bu kapsamda psikolojik olarak beni pes ettirmek, gücümün bitmesini ve umudumun tükenmesini sağlama stratejisi uyguladılar. Ben dava açtığım halde sanki davalıymışım gibi kendimi savunmak mecburiyetinde kaldım. Hakkımı alana kadar bu davayı sürdüreceğim. Bu dava bütün haksızlığa ve ayrımcılığa uğrayanların davasıdır. Adalet yerini buluncaya kadar davanın takipçisi olacağım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar yolu var."
Yılmaz, Avusturya'da bütün ayrımcılıkla mücadele eden kurumlar, dernekler ve işçi haklarını savunan sendikalara başvurmasına rağmen ilgi görmediğini ifade etti.
- Kararın iptali istendi
Yılmaz'ın avukatı Ingo Riss ise 17 sayfadan oluşan itiraz dilekçesini temyiz mahkemesine sundu. Riss, dilekçede "Kararda bazı şahitlerin dolaylı yollardan duyduklarını ifade ettikleri iddialar delil gibi gösterilirken, davacı lehine olan şahitlerin ifadeleri hiç dikkate alınmadı" ifadelerini kullandı.
Şahitlerin davacı lehindeki ifadeleri dikkate alınmadığı için kararın reddedilmesi gerektiğini savunan Riss, müvekkili Yüksel Yılmaz'ın iş yerinde ırkçılık, ayrımcılık, alkol ve cinsel içerikli yazı ve resimleri şikayet ettiği için çalışanların kendisine cephe aldığını ve öç alma duygusuyla yalan beyanlarda bulunduğunu ileri sürdü.
Yılmaz'a yöneltilen suçlamalarla ilgili zamanında rapor tutulmamış olmasının iddiaları çürüttüğünü kaydeden Riss, dava açıldıktan sonra bazı belgelerin tanzim edilmesinin bunu doğruladığını ifade etti. Avukat Riss, kararın düzeltilmesini veya davanın iptal edilerek yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini istedi.
Avusturya Devlet Demiryolları ise Yılmaz'ın "gizliliği ihlal ettiği" gerekçesiyle işten attıklarını savunuyor. Yılmaz ise gizliliği ihlal etmediğini, sadece iş yerindeki ayrımcılık vakalarını yönetime bildirdiğini ileri sürüyor.
- Yüksel Yılmaz davası
Avusturya'da doğan Yüksel Yılmaz, Avusturya Devlet Demiryolları’nda (ÖBB) tren şefi olarak çalışırken yaşadığı ve tanık olduğu ayrımcılık ve ırkçılık vakalarını belgeleyerek üstlerine bildirdikten sonra Temmuz 2013'de sebep gösterilmeden işten çıkarıldı.
Yaşadığı haksızlıklara ve yapılan ayrımcılıklara sessiz kalmayan Yılmaz, "iş yerinde ayrımcılık" ve "sebepsiz işten çıkarma" suçlamasıyla Viyana İş Mahkemesi'nde dava açtı.
Yılmaz, dava dilekçesinde, tren seferlerinde Türkler, Afrikalılar ve Romanlara kötü muamele yapıldığını ve iş yerinde çalışan yabancı kökenlilerin ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını ileri sürdü.
Mahkemeye delil olarak sunulan belgelerde, "Pis yabancı olmaktansa Nazi olmayı tercih ederim", "Hitler’e selam", "Hayvanlar üzerindeki deneyi bırakın, yabancılar üzerinde yapın" ve "Pislikler geldiğiniz yere dönün" şeklinde ifadeler mevcut.