Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Cankesen Açıklaması
"Taşerondan ziyade devletin himayesinde iş güvencesi olmak şartıyla arkadaşların çalışmasını istiyoruz, hükümet de bunun sözünü vermiştir"
Ulaştırma Çalışanları Memur Sendikası (Ulaştırma Memur-Sen) Genel Başkanı Can Cankesen, taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin çalışmaları değerlendirirken "Taşerondan ziyade devletin himayesinde iş güvencesi olmak şartıyla arkadaşların çalışmasını istiyoruz, hükümet de bunun sözünü vermiştir" dedi.
Cankesen, Kastamonu Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, çalışanların birçok sorunu bulunduğunu söyledi.
Havalimanlarında temizlik ve güvenlik, demiryollarında da gişelerin taşerona verildiğini dile getiren Cankesen, son günlerde gündemde bulunan taşeronların kadroya alınmasıyla ilgili hükümet ile görüşmelerinin sürdüğünü anlattı.
"Asli" ve "Yardımcı iş" gibi görüşler ortaya atıldığını, bunların akılları bulandırdığını ifade eden Cankesen, şöyle konuştu:
"Bunları nasıl düzenleyecekleri ile ilgili görüşmeler net değil. Buradaki arkadaşlarımızın kadro almasını istiyoruz. Devlet çalışanı taşeronun eline bırakmamalı. Hesaba baktığınız zaman, bin lira ücret alıp devlete maliyeti 2-3 bin lirayı geçen insanlar var. Burada birileri zengin oluyor, birileri de hakikaten rezil oluyor. O yüzden taşerondan ziyade devletin himayesinde iş güvencesi olmak şartıyla arkadaşların çalışmasını istiyoruz, hükümet de bunun sözünü vermiştir."
Cankesen, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "1965 model" bir kanun olduğunu, 1970'li yıllardan sonra üzerinde defalarca oynama yapıldığını anımsatarak "Bu kanunun içerisinde birçok madde var. Binlerce madde içerisinden nereye gidersek gidelim, bize sorulan şu oluyor, 'Çalışanların iş güvencesi ne olacak?' Yani bir defa çalışanların iş güvencesinin anayasal garanti altına alınması lazım" ifadelerini kullandı.
İş güvencesinin "olmazsa olmazları" olduğunu, bunu sendikalarının kırmızı çizgisi gördüklerini vurgulayan Cankesen, "Bu, çalışanların çalışma hayatının anayasasıdır. Bu bizim kırmızı çizgimizdir, memur camiası adına buna karşı geleceğimizi belirtiyoruz. Bunun yanında çalışanlara performans getirmek gibi bir sistemin öncelikle Mecliste uygulanmasını istiyoruz. Eğer Mecliste milletvekilleri performansı kendilerine uyguluyorlarsa bize de uygulasınlar. Onun aksini getirip memura performans uygulamanın manası yoktur" görüşünü savundu.
Kaynak: AA
Cankesen, Kastamonu Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, çalışanların birçok sorunu bulunduğunu söyledi.
Havalimanlarında temizlik ve güvenlik, demiryollarında da gişelerin taşerona verildiğini dile getiren Cankesen, son günlerde gündemde bulunan taşeronların kadroya alınmasıyla ilgili hükümet ile görüşmelerinin sürdüğünü anlattı.
"Asli" ve "Yardımcı iş" gibi görüşler ortaya atıldığını, bunların akılları bulandırdığını ifade eden Cankesen, şöyle konuştu:
"Bunları nasıl düzenleyecekleri ile ilgili görüşmeler net değil. Buradaki arkadaşlarımızın kadro almasını istiyoruz. Devlet çalışanı taşeronun eline bırakmamalı. Hesaba baktığınız zaman, bin lira ücret alıp devlete maliyeti 2-3 bin lirayı geçen insanlar var. Burada birileri zengin oluyor, birileri de hakikaten rezil oluyor. O yüzden taşerondan ziyade devletin himayesinde iş güvencesi olmak şartıyla arkadaşların çalışmasını istiyoruz, hükümet de bunun sözünü vermiştir."
Cankesen, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "1965 model" bir kanun olduğunu, 1970'li yıllardan sonra üzerinde defalarca oynama yapıldığını anımsatarak "Bu kanunun içerisinde birçok madde var. Binlerce madde içerisinden nereye gidersek gidelim, bize sorulan şu oluyor, 'Çalışanların iş güvencesi ne olacak?' Yani bir defa çalışanların iş güvencesinin anayasal garanti altına alınması lazım" ifadelerini kullandı.
İş güvencesinin "olmazsa olmazları" olduğunu, bunu sendikalarının kırmızı çizgisi gördüklerini vurgulayan Cankesen, "Bu, çalışanların çalışma hayatının anayasasıdır. Bu bizim kırmızı çizgimizdir, memur camiası adına buna karşı geleceğimizi belirtiyoruz. Bunun yanında çalışanlara performans getirmek gibi bir sistemin öncelikle Mecliste uygulanmasını istiyoruz. Eğer Mecliste milletvekilleri performansı kendilerine uyguluyorlarsa bize de uygulasınlar. Onun aksini getirip memura performans uygulamanın manası yoktur" görüşünü savundu.