Kasım Ayı İhracat Rakamları Açıklandı (3)
NİĞDE - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, hukukun üstünlüğü, hukuk devletinin ve hukukun bağımsızlığını teminat altına alan yeni bir anayasa yapılmasını, ihracat odaklı bir büyüme modelinin kurgulanmasını temenni ettiklerini söyledi.
Büyükekşi, 2015'in kasım ayına ilişkin ihracat verilerini Niğde'de düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı.
Mehmet Büyükekşi, genel seçimin ardından Türkiye'nin yeniden siyasi istikrar ortamına kavuşmasını büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tek parti iktidarının getirdiği siyasi ve ekonomik istikrarla, huzur ortamında geçen yıllarda çok büyük atılımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Büyükekşi, siyasi istikrarın yeniden sağlanmasıyla geleceğe yönelik umutlarını yeniden yeşerttiklerini kaydetti.
Büyükekşi, ekonomik güven endeksinin kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 6,7 artış gösterdiğini anımsatarak, beklentilerin iyileşmesinin, morallerin düzelmesinin geleceğe yönelik motivasyonlarını artırdığını anlattı.
Gelecek dönemde yüksek katma değerli üretim ve ihracata dayalı bir büyüme modeli için yapısal reformların hızla hayata geçirilmesini hükümetten istediklerini dile getiren Büyükekşi, dün akşam güvenoyu olan hükümetin, ülkeye hayırlı olmasını diledi.
Büyükekşi, hukukun üstünlüğü, hukuk devletinin ve hukukun bağımsızlığını teminat altına alan yeni bir anayasa yapılması, ihracat odaklı bir büyüme modelinin kurgulanmasını temenni ettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ayrıca, eğitimden teşvik politikalarına, inovasyondan markalaşma süreçlerine topyekun bir reform programının hayata geçirilmesini, ihracata yönelik devlet desteklerinin ihracatımıza oranının yüzde 1'e çıkarılmasını, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin kararlılıkla sürdürülmesini bekliyoruz. Önceki gün Başbakanımızın Brüksel'de katıldığı AB toplantısı adeta bahar havası estirdi. Biz de ziyadesiyle memnun olduk. Bunların yanı sıra çözüm sürecinin yeniden canlanmasını, kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin devam etmesini, ileri teknoloji üretim ve yüksek katma değerli yatırımların teşviki için alım garantisi uygulamalarını, inovasyon ve AR-GE'de desteğin süreç aşaması yanında, aynı zamanda nihai ürün ve hizmete de dönüşmesine verilmesini, teşvik programları mevzuatlarının sadeleştirilerek tek bir tebliğde birleştirilmesini bekliyoruz."
Türkiye'nin yeni bir reform hamlesi başlatarak tüm sektörlerin rekabet gücünü artırıcı adımlar atacağına inandıklarını vurgulayan Büyükekşi, TİM olarak bu reform sürecinin en büyük takipçisi ve destekçisi olacaklarının altını çizdi.
- "Çin'den zayıf veriler gelmeye devam ediyor"
Büyükekşi, küresel merkez bankalarının para politikalarında ayrışma ve Çin'deki yavaşlamanın küresel piyasada ana riskler olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Son olarak IMF küresel ekonomi için büyüme beklentilerini yüzde 3,1'e, 2016 beklentisini ise yüzde 3.6'ya indirdi. IMF'nin 2016 için ABD'de yüzde 2,6, avro bölgesinde yüzde 1,6, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 4 büyüme beklentisi var. Göstergeler ve yetkililerden gelen güçlü mesajlar FED'in faiz artırımının artık çok kısa sürede gerçekleşeceğini bize söylüyor. FED'in faiz artırım süreci ve en önemlisi de faiz artırımlarının hızı dış finansman ihtiyacı yüksek olan gelişmekte olan ülkeler için soru işaretlerini gündeme getiriyor. Çin'den ise zayıf veriler gelmeye devam ediyor. Ekim ayı sanayi üretimi Çin'de yüze 5,6 arttı. Bu 2008'den beri Çin'deki en düşük rakam. Avro bölgesindeki toparlanmanın yavaş da olsa devam ettiğini ve deflasyon riskinin azaldığını görüyoruz. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi'nin aralık ayında teşvik politikasını gözden geçireceklerini belirtmesiyle avro/dolar'da yıl sonu parite tahmini 1,06'ya düştü. İhracatçılarımızın avro bölgesine ilişkin bu olumlu beklentiyi yakından takip etmesi ve bu büyümeden istifade etmesi büyük önem taşıyor."
- "Neredeyse tüm ülkelerin ihracatı ve ithalatı geriliyor"
Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, tüm dünyada yılın ilk 9 ayında yüzde 13'e yakın ihracat düşüşü gerçekleştiğini anımsatan Büyükekşi, "IMF 2015'te mal ihracatının 2014'e göre yüzde 11 gerilediğini ve 2 trilyon dolar azalarak 16,5 trilyon dolara inmesini bekliyor. Neredeyse tüm ülkelerin ihracatı ve ithalatı geriliyor. Bu bağlamda Türkiye'nin ihracatının belli başlı pek çok ülkenin ihracatından daha az düştüğünü görüyoruz. İlk 9 ayda AB'nin ihracatında yüzde 12,6, Almanya'nın yüzde 11,9, Brezilya'nın yüzde 16,8, Hindistan'ın yüzde 13.2 düşüş gerçekleşti" dedi.
ABD dolarının diğer para birimlerine göre değer kazanmaya devam ettiğine dikkati çeken Büyükekşi, bu nedenle ülkelerin miktar olarak daha fazla ihracat yapmış olsa da dış ticaret verileri dolar cinsinden açıklandığı için ihracatta bütün ülkelerde gerilemeler gözüktüğünü bildirdi.
Büyükekşi, ham madde fiyatlarında da düşüş olduğuna işaret ederek, "Burada en güzel örneği herkesin yakından takip ettiği Brent petrolün fiyatı 110 dolarlardan 50 dolarlara geriledi. Özellikle Türkiye'nin haricinde diğer ülkelerin de ihracatı düşüyor. Bizimki onlara göre nispeten daha az düşmüş durumda" dedi.
Kasım ayında avro/dolar paritesinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8, ilk 11 ayda ise 16,9 gerilediğine dikkati çeken Büyükekşi, bu gerilemenin ihracata etkisinin kasım ayında 750 milyon dolar, 11 ayda ise 11,9 milyar dolar olduğunu söyledi.
- Türkiye-Rusya ilişkileri
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk hava sahasının ihlal edilmesiyle Türkiye ile Rusya arasında üzücü bir olay yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu gelişmenin ardından Rusya'dan gelen olumsuz tepkiler tabii ki hepimizi son derece rahatsız etti ama bu konuyla ilgili gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Sayın Başbakanımızın yapıcı ve itidalli açıklamalarını biz de destekliyoruz, son derece olumlu buluyoruz. Türkiye ve Rusya iki güçlü stratejik ortaktır ve iki ülke arasında yıllara dayanan güçlü ilişkiler var. Yıllık 30 milyar doları aşan bir ticaret hacmine sahibiz. Ayrıca önemli turizm ve müteahhitlik ilişkilerimiz var. Böylesine çok yönlü ekonomik ve ticari ilişkiler içinde olduğumuz bir ülke ile bağlarımızı zayıflatmak mümkün değil. İşte bu yüzden Rusya tarafından, ticaret ile siyasetin birbirine karıştırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ne onların dış ticaretinin ne de bizim dış ticaretimizin bu olaydan etkilenmesi doğru değil. Şunu unutmayalım ki köklü devletler siyaset ve ticareti birbirine karıştırmaz. Zaman zaman sorun yaşasak da ticareti artırarak devam ettiğimiz ülkeler var. Doğru olan da budur. Rusya’dan da bunu bekliyoruz."
- "Rusya'ya çok büyük bir ihracatımız yok"
2014 yılında 5.9 milyar dolar olan Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının bu yılın ilk 10 ayında yüzde 39 düşüşle 3,1 milyar dolara gerilediğini vurgulayan Büyükekşi, şu bilgileri verdi:
"Türkiye’nin Rusya’dan ithalatı ise 2014 yılında 25 milyar dolar iken, ilk 10 ayda bu rakam yüzde 18 düşüşle 17,3 milyar dolara indi. Dolayısıyla iki ülke arasındaki dış ticarette Rusya’nın ağırlığı daha fazla. Ayrıca Türkiye’nin ihracatında Rusya’nın payı ise ilk 11 aylık rakamlara göre yüzde 2,8 seviyesinde. Yani herkesin tahmin ettiği gibi çok büyük bir ihracatımız yok. Bu bağlamda iş adamlarının hep kazan-kazan ilkesine göre hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Her iki ülkenin ihracatçıları ve iş dünyası temsilcilerinin bu gerilimi en az hasarla atlatmasını diliyoruz."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Mehmet Büyükekşi, genel seçimin ardından Türkiye'nin yeniden siyasi istikrar ortamına kavuşmasını büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tek parti iktidarının getirdiği siyasi ve ekonomik istikrarla, huzur ortamında geçen yıllarda çok büyük atılımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Büyükekşi, siyasi istikrarın yeniden sağlanmasıyla geleceğe yönelik umutlarını yeniden yeşerttiklerini kaydetti.
Büyükekşi, ekonomik güven endeksinin kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 6,7 artış gösterdiğini anımsatarak, beklentilerin iyileşmesinin, morallerin düzelmesinin geleceğe yönelik motivasyonlarını artırdığını anlattı.
Gelecek dönemde yüksek katma değerli üretim ve ihracata dayalı bir büyüme modeli için yapısal reformların hızla hayata geçirilmesini hükümetten istediklerini dile getiren Büyükekşi, dün akşam güvenoyu olan hükümetin, ülkeye hayırlı olmasını diledi.
Büyükekşi, hukukun üstünlüğü, hukuk devletinin ve hukukun bağımsızlığını teminat altına alan yeni bir anayasa yapılması, ihracat odaklı bir büyüme modelinin kurgulanmasını temenni ettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ayrıca, eğitimden teşvik politikalarına, inovasyondan markalaşma süreçlerine topyekun bir reform programının hayata geçirilmesini, ihracata yönelik devlet desteklerinin ihracatımıza oranının yüzde 1'e çıkarılmasını, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin kararlılıkla sürdürülmesini bekliyoruz. Önceki gün Başbakanımızın Brüksel'de katıldığı AB toplantısı adeta bahar havası estirdi. Biz de ziyadesiyle memnun olduk. Bunların yanı sıra çözüm sürecinin yeniden canlanmasını, kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin devam etmesini, ileri teknoloji üretim ve yüksek katma değerli yatırımların teşviki için alım garantisi uygulamalarını, inovasyon ve AR-GE'de desteğin süreç aşaması yanında, aynı zamanda nihai ürün ve hizmete de dönüşmesine verilmesini, teşvik programları mevzuatlarının sadeleştirilerek tek bir tebliğde birleştirilmesini bekliyoruz."
Türkiye'nin yeni bir reform hamlesi başlatarak tüm sektörlerin rekabet gücünü artırıcı adımlar atacağına inandıklarını vurgulayan Büyükekşi, TİM olarak bu reform sürecinin en büyük takipçisi ve destekçisi olacaklarının altını çizdi.
- "Çin'den zayıf veriler gelmeye devam ediyor"
Büyükekşi, küresel merkez bankalarının para politikalarında ayrışma ve Çin'deki yavaşlamanın küresel piyasada ana riskler olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Son olarak IMF küresel ekonomi için büyüme beklentilerini yüzde 3,1'e, 2016 beklentisini ise yüzde 3.6'ya indirdi. IMF'nin 2016 için ABD'de yüzde 2,6, avro bölgesinde yüzde 1,6, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 4 büyüme beklentisi var. Göstergeler ve yetkililerden gelen güçlü mesajlar FED'in faiz artırımının artık çok kısa sürede gerçekleşeceğini bize söylüyor. FED'in faiz artırım süreci ve en önemlisi de faiz artırımlarının hızı dış finansman ihtiyacı yüksek olan gelişmekte olan ülkeler için soru işaretlerini gündeme getiriyor. Çin'den ise zayıf veriler gelmeye devam ediyor. Ekim ayı sanayi üretimi Çin'de yüze 5,6 arttı. Bu 2008'den beri Çin'deki en düşük rakam. Avro bölgesindeki toparlanmanın yavaş da olsa devam ettiğini ve deflasyon riskinin azaldığını görüyoruz. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi'nin aralık ayında teşvik politikasını gözden geçireceklerini belirtmesiyle avro/dolar'da yıl sonu parite tahmini 1,06'ya düştü. İhracatçılarımızın avro bölgesine ilişkin bu olumlu beklentiyi yakından takip etmesi ve bu büyümeden istifade etmesi büyük önem taşıyor."
- "Neredeyse tüm ülkelerin ihracatı ve ithalatı geriliyor"
Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, tüm dünyada yılın ilk 9 ayında yüzde 13'e yakın ihracat düşüşü gerçekleştiğini anımsatan Büyükekşi, "IMF 2015'te mal ihracatının 2014'e göre yüzde 11 gerilediğini ve 2 trilyon dolar azalarak 16,5 trilyon dolara inmesini bekliyor. Neredeyse tüm ülkelerin ihracatı ve ithalatı geriliyor. Bu bağlamda Türkiye'nin ihracatının belli başlı pek çok ülkenin ihracatından daha az düştüğünü görüyoruz. İlk 9 ayda AB'nin ihracatında yüzde 12,6, Almanya'nın yüzde 11,9, Brezilya'nın yüzde 16,8, Hindistan'ın yüzde 13.2 düşüş gerçekleşti" dedi.
ABD dolarının diğer para birimlerine göre değer kazanmaya devam ettiğine dikkati çeken Büyükekşi, bu nedenle ülkelerin miktar olarak daha fazla ihracat yapmış olsa da dış ticaret verileri dolar cinsinden açıklandığı için ihracatta bütün ülkelerde gerilemeler gözüktüğünü bildirdi.
Büyükekşi, ham madde fiyatlarında da düşüş olduğuna işaret ederek, "Burada en güzel örneği herkesin yakından takip ettiği Brent petrolün fiyatı 110 dolarlardan 50 dolarlara geriledi. Özellikle Türkiye'nin haricinde diğer ülkelerin de ihracatı düşüyor. Bizimki onlara göre nispeten daha az düşmüş durumda" dedi.
Kasım ayında avro/dolar paritesinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8, ilk 11 ayda ise 16,9 gerilediğine dikkati çeken Büyükekşi, bu gerilemenin ihracata etkisinin kasım ayında 750 milyon dolar, 11 ayda ise 11,9 milyar dolar olduğunu söyledi.
- Türkiye-Rusya ilişkileri
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk hava sahasının ihlal edilmesiyle Türkiye ile Rusya arasında üzücü bir olay yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu gelişmenin ardından Rusya'dan gelen olumsuz tepkiler tabii ki hepimizi son derece rahatsız etti ama bu konuyla ilgili gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Sayın Başbakanımızın yapıcı ve itidalli açıklamalarını biz de destekliyoruz, son derece olumlu buluyoruz. Türkiye ve Rusya iki güçlü stratejik ortaktır ve iki ülke arasında yıllara dayanan güçlü ilişkiler var. Yıllık 30 milyar doları aşan bir ticaret hacmine sahibiz. Ayrıca önemli turizm ve müteahhitlik ilişkilerimiz var. Böylesine çok yönlü ekonomik ve ticari ilişkiler içinde olduğumuz bir ülke ile bağlarımızı zayıflatmak mümkün değil. İşte bu yüzden Rusya tarafından, ticaret ile siyasetin birbirine karıştırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ne onların dış ticaretinin ne de bizim dış ticaretimizin bu olaydan etkilenmesi doğru değil. Şunu unutmayalım ki köklü devletler siyaset ve ticareti birbirine karıştırmaz. Zaman zaman sorun yaşasak da ticareti artırarak devam ettiğimiz ülkeler var. Doğru olan da budur. Rusya’dan da bunu bekliyoruz."
- "Rusya'ya çok büyük bir ihracatımız yok"
2014 yılında 5.9 milyar dolar olan Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının bu yılın ilk 10 ayında yüzde 39 düşüşle 3,1 milyar dolara gerilediğini vurgulayan Büyükekşi, şu bilgileri verdi:
"Türkiye’nin Rusya’dan ithalatı ise 2014 yılında 25 milyar dolar iken, ilk 10 ayda bu rakam yüzde 18 düşüşle 17,3 milyar dolara indi. Dolayısıyla iki ülke arasındaki dış ticarette Rusya’nın ağırlığı daha fazla. Ayrıca Türkiye’nin ihracatında Rusya’nın payı ise ilk 11 aylık rakamlara göre yüzde 2,8 seviyesinde. Yani herkesin tahmin ettiği gibi çok büyük bir ihracatımız yok. Bu bağlamda iş adamlarının hep kazan-kazan ilkesine göre hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Her iki ülkenin ihracatçıları ve iş dünyası temsilcilerinin bu gerilimi en az hasarla atlatmasını diliyoruz."
(Sürecek)