Doğulu İş Adamları Çözüm Süreci'nin Canlandırılmasını İstiyor
Doğu ve Güneydoğulu iş adamları 1 Kasım'daki seçimlerin ardından başlayan tek parti döneminde, bölge ekonomisinin canlandırılması için huzur, güven ve barış ortamının önemine işaret etti.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7 Haziran seçimlerinde halkın koalisyon kurulması yönünde oy kullandığını belirterek, koalisyon görüşmeleri sürecinde siyasi partilerin "uzlaşmama" yönünde tavır sergilediklerini ifade etti. Bir önceki seçimlerin ardından seçmenin özellikle muhalefet partilerinde ülkeyi yönetme iradesi göremediğini kaydeden Sayar, bu yüzden 1 Kasım seçimlerinde vatandaşın yeniden AK Parti'nin tek başına iktidarını tercih ettiğini dile getirdi.
AK Parti'nin 13 yıl boyunca Türkiye'yi tek başına yönettiğini anımsatan Sayar, yeni dönemde AK Parti'nin kendisine oy vermeyenleri de kucaklamasının önemine dikkati çekti.
Seçim sonuçlarının Çözüm Süreci'ne etkisini değerlendiren Sayar, şöyle konuştu:
"Çatışmasızlık döneminin 2,5 yıl boyunca bölgeye ne kadar katkı sağladığını gördük. Bölgede ekonominin yeniden konuşulabilmesi için barış ortamının sağlanması olmazsa olmaz koşuldur. Tam sıçrama yapılacağı bir noktada yeniden çatışma süreci başladı. Ülke ve bölge ekonomisine katkı sağlaması açısından 7 Haziran öncesine dönülmesi önemli."
- "Bölgenin huzuru, ülkenin huzuru demek"
Ağrılı olan IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen de Türkiye'nin gelecek 4 yılda yeniden istikrarlı bir döneme gireceğini ifade ederek, söz konusu dönemde ekonomide yeni bir başlangıç yapılacağını, yapısal reformların gerçekleştirileceğini, yatırımların hız kazandırılacağını ve ekonominin yeniden büyüme trendine gireceğini umduğunu söyledi.
Yeni dönemin "büyük çaplı kalkınma ve büyüme dönemi" olacağını kaydeden Çeçen, "Yeni hükümetin, Güneydoğu ve Doğu'da tekrar huzur ve güveni sağlayacağını, kamu güvenliğini teessüs edeceğini, barış sürecini sürdüreceğini ve böylece kalıcı barışın başarıyla sağlanacağını ümit ediyorum. Zira bu bölgede barış ve huzur demek, ülkenin tümünde barış ve huzur demektir. Halkın beklentisi budur, yatırımcının beklentisi budur. 2,5 yıllık barış sürecinde bölgedeki gelişmeler de bunu bize göstermiştir. Ülkenin birinci sorunu barış sürecidir. İkinci sorunu ekonomidir. Birinci sorunu çözmeden diğer sorunlarımızı çözemeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
- "Huzur ve barış ortamı Türkiye'nin önünü açacak"
Diyarbakırlı Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de seçim sonuçlarının ülkeye ve millete hayırlı olması dileğinde bulunurken, seçim gündeminin sona ermesi ve siyasi belirsizliğin ortadan kalkmış olmasının iş dünyası açısından önemine dikkati çekti.
Şu anda siyasi açıdan Türkiye'nin önünün açıldığını dile getiren Özdemir, "Bunun tabii ki ekonomiye çok olumlu faydaları olacaktır. Türkiye, seçim tartışmaları ve belirsizlik nedeniyle 2015 yılını maalesef kaybetmiştir. Bundan sonra Türkiye'nin hızlı bir büyüme trendine gireceğini ve kaybettiği zamanı telafi edeceğini düşünüyorum" dedi.
Limak Grubu'nun yatırımlarının önemli bir bölümünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer aldığını vurgulayan Özdemir, Çözüm Süreci'nin tekrar gündeme alınması ve sonuca ulaştırılmasının en büyük arzuları olduğunu ifade etti.
Çözüm Süreci'ne sadece yatırımcılar açısından bakılmaması gerektiğini belirten Özdemir, "Biz, Türkiye'deki herkesin huzur ve güven içinde yaşamasını arzu ediyoruz. Bölgeye daha fazla yatırım gelebilmesi için huzur, güven ve barış ortamının tesis edilmesi lazım. Bunun başarılması durumunda sadece Doğu ve Güneydoğu'ya daha fazla yatırım gelmeyecek, Türkiye'nin de büyümesinin önü açılacaktır. Bizim yeni hükümetten beklentimiz bir an önce bölgede huzur ve güven ortamının tesis edilebilmesi için gerekli adımların atılmasıdır" diye konuştu.
Kaynak: AA
AK Parti'nin 13 yıl boyunca Türkiye'yi tek başına yönettiğini anımsatan Sayar, yeni dönemde AK Parti'nin kendisine oy vermeyenleri de kucaklamasının önemine dikkati çekti.
Seçim sonuçlarının Çözüm Süreci'ne etkisini değerlendiren Sayar, şöyle konuştu:
"Çatışmasızlık döneminin 2,5 yıl boyunca bölgeye ne kadar katkı sağladığını gördük. Bölgede ekonominin yeniden konuşulabilmesi için barış ortamının sağlanması olmazsa olmaz koşuldur. Tam sıçrama yapılacağı bir noktada yeniden çatışma süreci başladı. Ülke ve bölge ekonomisine katkı sağlaması açısından 7 Haziran öncesine dönülmesi önemli."
- "Bölgenin huzuru, ülkenin huzuru demek"
Ağrılı olan IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen de Türkiye'nin gelecek 4 yılda yeniden istikrarlı bir döneme gireceğini ifade ederek, söz konusu dönemde ekonomide yeni bir başlangıç yapılacağını, yapısal reformların gerçekleştirileceğini, yatırımların hız kazandırılacağını ve ekonominin yeniden büyüme trendine gireceğini umduğunu söyledi.
Yeni dönemin "büyük çaplı kalkınma ve büyüme dönemi" olacağını kaydeden Çeçen, "Yeni hükümetin, Güneydoğu ve Doğu'da tekrar huzur ve güveni sağlayacağını, kamu güvenliğini teessüs edeceğini, barış sürecini sürdüreceğini ve böylece kalıcı barışın başarıyla sağlanacağını ümit ediyorum. Zira bu bölgede barış ve huzur demek, ülkenin tümünde barış ve huzur demektir. Halkın beklentisi budur, yatırımcının beklentisi budur. 2,5 yıllık barış sürecinde bölgedeki gelişmeler de bunu bize göstermiştir. Ülkenin birinci sorunu barış sürecidir. İkinci sorunu ekonomidir. Birinci sorunu çözmeden diğer sorunlarımızı çözemeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
- "Huzur ve barış ortamı Türkiye'nin önünü açacak"
Diyarbakırlı Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de seçim sonuçlarının ülkeye ve millete hayırlı olması dileğinde bulunurken, seçim gündeminin sona ermesi ve siyasi belirsizliğin ortadan kalkmış olmasının iş dünyası açısından önemine dikkati çekti.
Şu anda siyasi açıdan Türkiye'nin önünün açıldığını dile getiren Özdemir, "Bunun tabii ki ekonomiye çok olumlu faydaları olacaktır. Türkiye, seçim tartışmaları ve belirsizlik nedeniyle 2015 yılını maalesef kaybetmiştir. Bundan sonra Türkiye'nin hızlı bir büyüme trendine gireceğini ve kaybettiği zamanı telafi edeceğini düşünüyorum" dedi.
Limak Grubu'nun yatırımlarının önemli bir bölümünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer aldığını vurgulayan Özdemir, Çözüm Süreci'nin tekrar gündeme alınması ve sonuca ulaştırılmasının en büyük arzuları olduğunu ifade etti.
Çözüm Süreci'ne sadece yatırımcılar açısından bakılmaması gerektiğini belirten Özdemir, "Biz, Türkiye'deki herkesin huzur ve güven içinde yaşamasını arzu ediyoruz. Bölgeye daha fazla yatırım gelebilmesi için huzur, güven ve barış ortamının tesis edilmesi lazım. Bunun başarılması durumunda sadece Doğu ve Güneydoğu'ya daha fazla yatırım gelmeyecek, Türkiye'nin de büyümesinin önü açılacaktır. Bizim yeni hükümetten beklentimiz bir an önce bölgede huzur ve güven ortamının tesis edilebilmesi için gerekli adımların atılmasıdır" diye konuştu.