'Karadeniz'de 5 Bölge Koruma Altına Alınmalı'
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, Avrupa Birliği (AB) destekli CoCoNet Projesi kapsamında, İğneada, Şile-Kefken, Cide-Doğanyurt, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirleri ve deltaları, Trabzon'daki Mezgit Kayalığı'nın koruma alanı olarak belirlenmesinin önerildiğini bildirdi.
Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan'ın üye olduğu Karadeniz Çevre Komisyonu'nca İstanbul'da düzenlenen "Uluslararası Karadeniz Günü" etkinliği kapsamında, Avrupa Birliği (AB) 7. çerçeve programı tarafından desteklenen CoCoNet Projesi bilgilendirme toplantısı yapıldı.
CoCoNet İş Paketi Başkanı, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı da olan Prof. Dr. Öztürk, 2012'de, "Cebelitarık Boğazı'ndan Azak Denizi'ne kadar olan büyük bir alanda acaba nereler koruma alanı ilan edilebilir" diye bir soruyla başlayan projenin, ciddi tehlike altında olan Türkiye'nin Karadeniz kıyıları için de koruma alanı aradığını anlattı.
Karadeniz kıyılarının ciddi tehdit altında olduğunu ifade eden Öztürk, Karadeniz denilince akla turizm, yatçılık, yelkencilik, dalış, mavi tur yerine sadece balıkçılık gelmesini doğru bulmadığını söyledi.
Gökova ve Saros körfezleri, Foça, Fethiye, Patara gibi özel çevre koruma bölgelerinin Akdeniz ve Ege'de bulunduğunu ama Karadeniz ve Marmara Denizi'nde herhangi bir koruma alanı olmadığını aktaran Öztürk, deniz ürünleri avcılığının neredeyse yüzde 75'ini oluşturan Karadeniz'de son zamanlarda balık stoklarında azalma olduğunu kaydetti.
Öztürk, AB destekli 4 yıl sürecek projeye Türkiye'den İstanbul, Sinop ve Ortadoğu Teknik üniversitelerinin ortak olduğunu belirterek, Türkiye'nin 2020'ye kadar en az yüzde 10'luk bir alanı koruma altına alacağına dair imza attığını ve bu sürecin 2 aya kadar biteceğini hatırlattı.
- 5 alan dikkati çekiyor
Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin 2008 yılı dünya koruma alanları veri tabanı kayıtlarına göre, toplamda 125 koruma alanı bulunduğu aktaran Bayram Öztürk, Türk karasularına bağlı Karadeniz kıyılarında şu anda herhangi bir koruma alanı bulunmadığını, CoCoNet Projesi kapsamında uzmanların 5 bölge üzerinde durduğunu belirtti.
Prof. Dr. Öztürk, bu bölgeleri, "İğneada, Şile-Kefken, Cide-Doğanyurt, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirleri ve deltaları, Trabzon'daki Mezgit Kayalığı" olarak sıraladı.
Bu bölgelerin önemli sulak alanlar olmasının yanı sıra oksijen üretimi bakımından ormanlar kadar önemli olduğunu vurgulayan Öztürk, "Daha önce gerçekleştirilmiş Misis Projesi'nde de yer alan İğneada, projede yine önemli bir yer taşırken, Türkiye'deki pilot bölge olarak Şile düşünülüyor" dedi.
- "Cevabım 'yüzde 100 korunmalı, buraya santral kurulmamalı' olurdu"
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Öztürk, bir gazetecinin "İğneada'da yapılması planlanan nükleer santral, projeyi etkiler mi?" sorusuna "Engelleyip engellemediğini bilemem. Çünkü bir ülke isterse nükleer santral kurabilir, bunun için hiç kimseye sormasına gerek yok ama bana 'buraya nükleer santral mı kurulsun, koruma altına mı alınsın' diye sorsalardı, cevabım 'yüzde 100 korunmalı, buraya santral kurulmamalı' olurdu" cevabını verdi.
Bir başka soru üzerine Öztürk, koruma kapsamında yasa dışı balıkçılığın, düzensiz turizmin, gemi ve kara kökenli kirlenmenin, kıyıların tahrip edilmesinin, sahillere yol yapılmasının, müteahhitlerin kıyılara gereğinden fazla müdahale etmesinin önüne geçileceğini söyledi.
Bayram Öztürk, yapılmak istenenlerin kurulacak hükümete bildirileceğini ve bakanlıklarla beraber sivil toplum kuruluşlarının da desteklerini beklediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
CoCoNet İş Paketi Başkanı, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı da olan Prof. Dr. Öztürk, 2012'de, "Cebelitarık Boğazı'ndan Azak Denizi'ne kadar olan büyük bir alanda acaba nereler koruma alanı ilan edilebilir" diye bir soruyla başlayan projenin, ciddi tehlike altında olan Türkiye'nin Karadeniz kıyıları için de koruma alanı aradığını anlattı.
Karadeniz kıyılarının ciddi tehdit altında olduğunu ifade eden Öztürk, Karadeniz denilince akla turizm, yatçılık, yelkencilik, dalış, mavi tur yerine sadece balıkçılık gelmesini doğru bulmadığını söyledi.
Gökova ve Saros körfezleri, Foça, Fethiye, Patara gibi özel çevre koruma bölgelerinin Akdeniz ve Ege'de bulunduğunu ama Karadeniz ve Marmara Denizi'nde herhangi bir koruma alanı olmadığını aktaran Öztürk, deniz ürünleri avcılığının neredeyse yüzde 75'ini oluşturan Karadeniz'de son zamanlarda balık stoklarında azalma olduğunu kaydetti.
Öztürk, AB destekli 4 yıl sürecek projeye Türkiye'den İstanbul, Sinop ve Ortadoğu Teknik üniversitelerinin ortak olduğunu belirterek, Türkiye'nin 2020'ye kadar en az yüzde 10'luk bir alanı koruma altına alacağına dair imza attığını ve bu sürecin 2 aya kadar biteceğini hatırlattı.
- 5 alan dikkati çekiyor
Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin 2008 yılı dünya koruma alanları veri tabanı kayıtlarına göre, toplamda 125 koruma alanı bulunduğu aktaran Bayram Öztürk, Türk karasularına bağlı Karadeniz kıyılarında şu anda herhangi bir koruma alanı bulunmadığını, CoCoNet Projesi kapsamında uzmanların 5 bölge üzerinde durduğunu belirtti.
Prof. Dr. Öztürk, bu bölgeleri, "İğneada, Şile-Kefken, Cide-Doğanyurt, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirleri ve deltaları, Trabzon'daki Mezgit Kayalığı" olarak sıraladı.
Bu bölgelerin önemli sulak alanlar olmasının yanı sıra oksijen üretimi bakımından ormanlar kadar önemli olduğunu vurgulayan Öztürk, "Daha önce gerçekleştirilmiş Misis Projesi'nde de yer alan İğneada, projede yine önemli bir yer taşırken, Türkiye'deki pilot bölge olarak Şile düşünülüyor" dedi.
- "Cevabım 'yüzde 100 korunmalı, buraya santral kurulmamalı' olurdu"
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Öztürk, bir gazetecinin "İğneada'da yapılması planlanan nükleer santral, projeyi etkiler mi?" sorusuna "Engelleyip engellemediğini bilemem. Çünkü bir ülke isterse nükleer santral kurabilir, bunun için hiç kimseye sormasına gerek yok ama bana 'buraya nükleer santral mı kurulsun, koruma altına mı alınsın' diye sorsalardı, cevabım 'yüzde 100 korunmalı, buraya santral kurulmamalı' olurdu" cevabını verdi.
Bir başka soru üzerine Öztürk, koruma kapsamında yasa dışı balıkçılığın, düzensiz turizmin, gemi ve kara kökenli kirlenmenin, kıyıların tahrip edilmesinin, sahillere yol yapılmasının, müteahhitlerin kıyılara gereğinden fazla müdahale etmesinin önüne geçileceğini söyledi.
Bayram Öztürk, yapılmak istenenlerin kurulacak hükümete bildirileceğini ve bakanlıklarla beraber sivil toplum kuruluşlarının da desteklerini beklediklerini sözlerine ekledi.