Merkez Bankası Başkanı Başçı Soruları Yanıtladı Açıklaması (2)

İSTANBUL - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, ticari kredilerin büyüme hızında arzu etmedikleri bir yavaşlama olursa, onunla ilgili bazı tedbirler alabileceklerini belirterek, "O konu ile ilgili enflasyon raporunda bir senaryo analizi var" dedi.

Başçı, yılın dördüncü Enflasyon Raporu'nu açıklamasının ardından ekonomistlerin ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Fed'in faiz artırımlarını ötelemesi durumunda TCMB'nin politikasındaki sadeleştirmeyi geciktirip geciktirmeyeceği yönünde bir soru üzerine Başçı, 18 Ağustos'ta yayınladıkları yol haritasında küresel para politikaları nasıl bir şekil alırsa alsın Türkiye ekonomisi ve finans sektörünün bundan en az etkilenmesini sağlayacaklarını belirttiklerini dile getirdi.

Sadeleşme konusundaki duyuruda "normalleşmenin başlaması ile birlikte" diye bir ifadenin yer aldığını anımsatan Başçı, "Onu okuyanlar genellikle şu şekilde yorumladı: Faiz koridorumuzun aşağısı 7,5'te, yukarısı 10,75'te. Bankalararası Para Piyasası (İnterbank) 10,75 civarında oluşuyor şu anda ve bankalara ağırlıklı ortalama fonlama maliyetimiz de en son dönem itibariyle 8,75 etrafında dalgalanıyor. Bu şu şekilde okundu; 'TCMB, Fed harekete geçtikten sonra 7,50'yi yukarıya yönlü revize eder'. Mesela 'Eylül ayında artırım yapsaydı bir sonraki toplantıda TCMB bu şekilde adım atardı' şeklinde bir yorum var. Bu yorum çok yanlış değil. Çünkü enflasyon görünümüne bağlı olarak bu yönde hareket etme ihtimalimiz var tabi" şeklinde konuştu.

Fakat birden bire sermaye akımlarının tekrar hızlı bir şekilde başlayabileceği, Fed artışının korkulan bir şey olmadığının ortaya çıkabileceği ve portföy akımlarının tekrar giriş şeklinde gelebileceğine işaret eden Başçı, o zaman her iki uçtan da kademeli bir şekilde, orta noktada buluşma şeklinde adımlar atılabileceğini söyledi.

Başçı, orada her türlü duruma karşı esnekliklerinin olduğunu belirterek, "Buradaki tek taahhüdümüz o koridorun daraltılıp fonlama faizi etrafında, tek bir faiz olarak kısa vadeli faizin özetlenmesi" dedi.

Bundan sonra Fed'in faiz artırımını iyice geciktirmesi senaryosunu arkadaşlarıyla PPK'da konuşmaya başladıklarını aktaran Başçı, sözlerine şöyle devam etti:

"Eğer Fed çok geciktirirse, mesela önümüzdeki 6 ay yapmaktan vaz geçerse ya da sıkılaştırıcı değil de ekonomiyi destekleyici bir adım atma ihtiyacı hissetmeye başlarsa, bu az bir ihtimal ama olursa o zaman ne yapacağız? Onu o zaman düşünürüz ve iletişimini o noktadan sonra yaparız şeklinde bir durum var. İletişim için şu an erken. Şu an bizim baz senaryomuz Fed'in önümüzdeki aylarda normalleşmeye başlaması yönünde. Ama farklı bir mesaj verirlerse, o zaman biz de kendi iletişimimizi tekrar gözden geçirip sizlerle paylaşabiliriz."

- "Tüketici kredileri için yüzde 10 civarındaki bir büyüme sürdürülebilir"

Başçı, kredi/mevduat oranının yataylaştığı, hane halkının borçluluğunun daha sürdürülebilir hale geldiği bir dönemde bundan sonraki seyrin nasıl olacağına yönelik soruları da yanıtladı.

Enflasyon Raporu'nda buna vurgu yaptıklarına dikkati çeken Başçı, rapordaki bir çalışmada özellikle hane halkının borçlanma seviyesinin şu an itibariyle nominal GSMH'nın büyüme hızıyla uyumlu bir noktaya işaret ettiğini söyledi.

Tüketici kredilerinin nominal büyüme hızının yüzde 10 civarında seyredebilecek gibi göründüğünü aktaran Başçı, "O zaman tüketicilerin borç yükü GSMH'ya oranla artık bundan sonra artmayacak demektir, orada aslında istikrara kavuşmuş olacak" dedi.

Tüketicilerin borç yükünün artmamasının pek çok açıdan faydalı olduğunu vurgulayan Başçı, bunun dış dengenin düzelmesi ve cari açıktaki iyileşme açısından en önemli faktörlerden birisi olduğunu dile getirdi.

İlerde büyümenin daha güçlü olabilmesi için ticari kredilerin bankacılık sektörü açısından desteklenmesinin daha faydalı olduğuna dikkati çeken Başçı, büyümenin üretim kanalından daha iyi olabileceğini ifade etti.

Konut hariç tüketici kredilerinin 1-1,5 yıllık bir gecikme ile enflasyonu düşürücü yönde, çok hızlı artarsa artırıcı, yavaş artarsa düşürücü yönde etki yaptığını aktaran Başçı, o yüzden burada sonuçtan memnun olduklarını, ancak buradaki büyüme hızının yüzde 10'nun altına düşmesini çok da arzu etmediklerini, öyle bir durumda arzu edilmeyen başka etkilerin olabileceğinin altını çizdi.

Başçı, tüketici kredileri için yüzde 10 civarındaki bir büyümenin sürdürülebilir ve pek çok açıdan faydalı gibi göründüğünü söyledi.

Kur etkisinden arındırılmış ticari kredilerin büyüme hızının halen yüzde 15 civarında olduğuna işaret eden Başçı, burada da trend olarak son haftalarda gözle görülür bir yavaşlama olduğunu kaydetti.

Yakın dönemde artan iç ve dış belirsizlikler nedeniyle hem talep tarafında, hem de bankaların davranışlarında bir miktar daha ilave sıkılaşmanın söz konusu olduğunu aktaran Başçı, konuşmasına şöyle devam etti:

"Onu da yakından izliyoruz. Ticari kredilerin büyüme hızında arzu etmediğimiz bir yavaşlama olursa, onunla ilgili bazı tedbirler alabiliriz. O konu ile ilgili enflasyon raporunda bir senaryo analizi var. Dolayısıyla onu yakından izliyoruz ve ilave sıkılaşmanın iç belirsizlikler ve küresel belirsizlikler nedeniyle geçici olduğunu düşünüyoruz. Kalıcı olursa o zaman orada ilave bazı tedbirlerimiz olabilir. Şu an itibariyle burada bir sorun görmüyoruz."

- "Enflasyon risklerine karşı TL likiditesindeki sıkı duruşumuzun piyasa tarafından doğru okunduğu anlaşılıyor"

Başçı, getiri eğrisi referansının kaldırılması ile ilgili, bunun sadeleşmeye bir hazırlık gibi okunabileceğini, sadeleşme tamamlandığında getiri eğrisinin de normal bir hal alacağını söyledi.

Normal bir getiri eğrisinin hafif yukarı yönde, eğimli bir getiri eğrisi olduğunu belirten Başçı, "Bütün dünyada tek kısa vadeli faiziniz varsa getiri eğrisi bir miktar vade primi olması suretiyle hafif yukarı doğru eğimlidir. Dolayısıyla ilerde şartlar normalleştiğinde bizim getiri eğrimiz de normal bir getiri eğrisi halini alacak. Onun için henüz erken" dedi.

Uzun vadeli faizlerin bugünlerde yüzde 10 civarında olduğunu anımsatan Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bazen yüzde 10'un altında, 9-10 arasında olabiliyor. Yüzde 9-10 arasında uzun vadeli faiz düşünün, ondan vade primi düşerseniz kısa uç nerede oluşması gerekir normal şartlarda onu bulabilirsiniz. Burada acele etmeyeceğiz. Küresel ve iç şartları burada yoklayarak, takip ederek, dikkatli bir şekilde, fiyat istikrarını gözeterek burada ilerlemeye devam edeceğiz. Böyle özetleyebiliriz. Ama orada vurguyu sıkı kısma yaptık. Yani para politikası sıkı. Likidite politikası açısından bakıldığında bir önceki çeyrekte, raporda da var, yüzde 8,5 civarında ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti iken en son çeyrekte 8,75 civarında ağırlıklı ortalama bir fonlama maliyeti oluştu. Orada gereken politikayı mevcut çerçevede kullanabiliyoruz. Çok acele etmiyoruz. Emin olmadan adım atmıyoruz, emin oluyoruz, emin olduktan sonra adım atıyoruz. O şekilde okuyabilirsiniz."

Başçı, enflasyon risklerine karşı TL likiditesindeki sıkı duruşlarının piyasa tarafından doğru okunduğunun anlaşıldığını söyledi.

Türkiye'nin güçlü yanlarının bilindiğini ve takdir edildiğini belirten Başçı, cari açığın GSMH'ye oranının yüzde 5’in altında olsa bile, gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'den daha düşük cari açık verenler olduğunu dile getirdi.

Bankaların uzun vadeli borçlanma imkanlarının mevcut olduğuna işaret eden Başçı, uzun borçlanma konusunda bankaları kendilerinin de teşvik ettiklerini, bankaların bunu yapmaları halinde o zaman bankacılıktan kaynaklanan kısa vadeli borçların payının azalmaya devam edeceğini ifade etti.

Uzun vadeli borçlanmanın cazip hale geldiğini, bunun daha önce görülmeyen bir durum olduğuna dikkati çeken Başçı, nitekim bankaların 3 yıl vadeli sendikasyon kredisi aldığını belirterek, "Bankalarımızın 1 yıla kadar olan bütün kısa vadeli borçlarının tamamını gidip merkez bankasından borç almaları için orada bir pencere açtık. Dolayısıyla borcu döndürmeleri ile ilgili hiç bir sorun yok" dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA