Ekonomi Dünyası Reformlar İçin Seçim Sonrasını Bekliyor
Ekonomi dünyası, seçim süreci nedeniyle ara verilen reformların seçimin ardından ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyor.
Ekonomi dünyası, seçimlerin ardından özellikle hukuk sistemi ile yeni bir üretim ve büyüme modeline geçişe ilişkin reformların, politikacılar tarafından desteklendiği kabul edilen bir takvim ile hayata geçirilmesinin acil olduğunu ifade ediyor.
Ekonomistler, uzun zamandır dile getirilen ancak girilen seçim süreçleri nedeniyle gündemde üst sıralara çıkamayan reformlara, seçim sonrasında ivedilikle başlanması gerektiğini kaydederek, kısa vadeli ve uzun vadeli sonuç getirecek reformların belirli bir takvimle ve tüm detayları ile paylaşılarak toplumun güveninin kazanılmasının önemli olduğunu belirtiyor.
En az reformların içeriği kadar seçim sonrasında oluşacak ekonomi yönetiminin reform isteği ve desteğinin de önemli olduğunu dile getiren ekonomistler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım sürecine girecek olmasının reformların önündeki zorlayıcı etkenlerden biri olduğunu söylüyor. Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan da hafta içinde yaptığı açıklamalarda reformlar için seçim sonrası kurulacak hükümetin altın değerinde bir 90 günü olacağını, bunun reformlarla değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
- “Yeni bir üretim ve büyüme modeline geçtiğimizi kabul etmeliyiz”
AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, uzun vade ve kısa vadede yapılması gereken reformları ayırmak gerektiğini belirterek, kısa vadede öncelikle bir ekonomi yönetimi ve buna bağlı olarak bekleyen acil konuların gündeme gelebileceğini kaydetti.
Para ve faiz politikasında yapılabileceklerin de ister istemez seçim sonucundan etkileneceğine değinen Saltoğlu, "Reformlar konusunda, yeni bir büyüme ve üretim modeline geçtiğimizi kabul edip ona uygun detay ve uygulamaların inandırıcı bir şekilde paylaşılması gerekmektedir" dedi.
Saltoğlu, acil olanın, bu reformlara olan bağlılık ve yapılabilirliğini kamuoyu ile paylaşmak olduğunu, yoksa seçim sonrasında başlayacak reformlardan hemen bir yılda büyük umutların beklenmemesi gerektiğini kaydetti.
Özellikle en önemli reformların gerektiği insan kaynağı ve eğitim gibi konularda sonuç almanın bir nesil sürebildiğini ifade eden Saltoğlu, değerlendirmesine şöyle devam etti:
"İthal girdilerin tekrar yerli girdilerle ikame edilmesi konusunda iyi düşünülmüş teşvik tedbirleri gerekiyor. Tüketimin daha az özendirilip yatırımın teşvik edilmesi de yine önemli ancak hemen sonuç alınabilecek şeyler değil. Piyasa beklentisi de reformlar yarın oldu cari açık indi ekonomi hemen büyüdü gibi basit ve kısa vadeli olmamalı. Ekonominin önünü tıkamayacak sürdürülebilir ve kaliteli bir büyüme için gerekli önlemlerin alındığını ve bunların yapılabilmesi için politik iradenin de destek verdiğini göstermek ilk yapılacak iş bence" dedi.
- “İlk yapılacak reformların başında hukuk reformu geliyor”
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selva Demiralp ise seçim sonrasında acil olarak uygulamaya konulması gereken yapısal reformların başında hukuk reformunun geldiğini söyledi. Hukuk sistemindeki zayıflıkların insani boyutunu bir kenara bırakıp tamamen iktisadi etkilerine yoğunlaşması durumunda sistemdeki aksaklıklar, gecikmeler ve opaklığın uzun vadeli dış yatırımların önünde önemli bir engel olduğunu dile getiren Demiralp, “Fed’in normalleşme sürecinin başlayacağı ve gelişen ülkelere olan risk iştahının azalacağı dönem göz önünde bulundurulduğunda doğrudan dış yatırımların önemi iyice artıyor" dedi.
Demiralp, Fed'in normalleşme surecinin, Türkiye'de uzun bir süre daha güçlü dolar ve bunun enflasyona geçişkenliğinin konuşulacağı bir dönem olacağına değinerek, kurdan enflasyona olan geçişkenliğin para politikasını tıkanma noktasına getirdiğini kaydetti.
- “Faizlerin seviyesi ne enflasyonu düşürmeye ne de büyümeye yarıyor”
Maliyet şokunu bertaraf etmek için uygulanması gereken sıkı para politikasının talebi daha da geriye çekeceği için uygulanamadığını aktaran Demiralp, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Faizler ne enflasyonu düşürecek kadar yüksek, ne de büyümeyi destekleyecek kadar düşük bir noktada kalıyor. Bu sarmaldan kurtulabilmenin tek yolu ithalata bağımlı üretim yapımızın değiştirilmesi yolunda atılacak adımlar olacaktır. Ancak o zaman kur geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisi azalacaktır."
Demiralp, üretim alanında yapılacak reform çalışmalarının daha uzun süreli olduğunu ve meyvelerinin hukuk reformu kadar hızlı alınamayacağına değinerek, ancak bunun konunun önemini ve aciliyetini azaltmadığını ifade etti. Seçim sonrası dönemde TCMB'nin global baskılar nedeni ile faiz indirimine gitmesinin mümkün olmayacağı için yapısal reformlar kapsamında yapılacak devlet harcamalarının büyümeye de destek vereceğini söyleyen Demiralp, ancak bu tür bir kombinasyonla (sıkı para politikası ve gevşek maliye politikası) içinde bulunulan yüksek enflasyon-düşük büyüme sarmalından kurtulunabileceğini kaydetti.
- "Seçim sonrası kurulacak hükümet için altın değerinde 90 gün"
Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan hafta içinde yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin potansiyel büyümesinin ülkenin reform yapma kapasitesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söylemişti. Reformların amacının potansiyel büyümeyi artırmak olduğunu ifade eden Babacan, seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ilk 90 gününün bu anlamda çok önemli ve altın değerinde olacağını, iyi değerlendirilirse Türkiye'nin önünün açılacağını vurguladı.
Babacan, ilk 90 günde bazı şeyler yapılamazsa hiçbir zaman yapılamayacak duruma düşülebileceğini ve 2019 seçimlerinin beklemeye geçilebileceğini ifade ederek, "Özellikle işgücü piyasaları, ürün piyasaları ile ilgili olsun, yolsuzlukla mücadele, rekabet, şeffaflıkla ilgili reformlar olsun, bunlar çok hızlı yapılması gereken konular. Belirlenecek etik kurallar ve etik kurallara uymayanlarla ilgili yaptırımları Meclis açıldıktan hemen sonra birkaç hafta içinde yaptınız yaptınız; yapamazsanız uygulamanın kendisi artık benimseniyor" dedi.
Kaynak: AA
Ekonomistler, uzun zamandır dile getirilen ancak girilen seçim süreçleri nedeniyle gündemde üst sıralara çıkamayan reformlara, seçim sonrasında ivedilikle başlanması gerektiğini kaydederek, kısa vadeli ve uzun vadeli sonuç getirecek reformların belirli bir takvimle ve tüm detayları ile paylaşılarak toplumun güveninin kazanılmasının önemli olduğunu belirtiyor.
En az reformların içeriği kadar seçim sonrasında oluşacak ekonomi yönetiminin reform isteği ve desteğinin de önemli olduğunu dile getiren ekonomistler, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım sürecine girecek olmasının reformların önündeki zorlayıcı etkenlerden biri olduğunu söylüyor. Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan da hafta içinde yaptığı açıklamalarda reformlar için seçim sonrası kurulacak hükümetin altın değerinde bir 90 günü olacağını, bunun reformlarla değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
- “Yeni bir üretim ve büyüme modeline geçtiğimizi kabul etmeliyiz”
AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, uzun vade ve kısa vadede yapılması gereken reformları ayırmak gerektiğini belirterek, kısa vadede öncelikle bir ekonomi yönetimi ve buna bağlı olarak bekleyen acil konuların gündeme gelebileceğini kaydetti.
Para ve faiz politikasında yapılabileceklerin de ister istemez seçim sonucundan etkileneceğine değinen Saltoğlu, "Reformlar konusunda, yeni bir büyüme ve üretim modeline geçtiğimizi kabul edip ona uygun detay ve uygulamaların inandırıcı bir şekilde paylaşılması gerekmektedir" dedi.
Saltoğlu, acil olanın, bu reformlara olan bağlılık ve yapılabilirliğini kamuoyu ile paylaşmak olduğunu, yoksa seçim sonrasında başlayacak reformlardan hemen bir yılda büyük umutların beklenmemesi gerektiğini kaydetti.
Özellikle en önemli reformların gerektiği insan kaynağı ve eğitim gibi konularda sonuç almanın bir nesil sürebildiğini ifade eden Saltoğlu, değerlendirmesine şöyle devam etti:
"İthal girdilerin tekrar yerli girdilerle ikame edilmesi konusunda iyi düşünülmüş teşvik tedbirleri gerekiyor. Tüketimin daha az özendirilip yatırımın teşvik edilmesi de yine önemli ancak hemen sonuç alınabilecek şeyler değil. Piyasa beklentisi de reformlar yarın oldu cari açık indi ekonomi hemen büyüdü gibi basit ve kısa vadeli olmamalı. Ekonominin önünü tıkamayacak sürdürülebilir ve kaliteli bir büyüme için gerekli önlemlerin alındığını ve bunların yapılabilmesi için politik iradenin de destek verdiğini göstermek ilk yapılacak iş bence" dedi.
- “İlk yapılacak reformların başında hukuk reformu geliyor”
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selva Demiralp ise seçim sonrasında acil olarak uygulamaya konulması gereken yapısal reformların başında hukuk reformunun geldiğini söyledi. Hukuk sistemindeki zayıflıkların insani boyutunu bir kenara bırakıp tamamen iktisadi etkilerine yoğunlaşması durumunda sistemdeki aksaklıklar, gecikmeler ve opaklığın uzun vadeli dış yatırımların önünde önemli bir engel olduğunu dile getiren Demiralp, “Fed’in normalleşme sürecinin başlayacağı ve gelişen ülkelere olan risk iştahının azalacağı dönem göz önünde bulundurulduğunda doğrudan dış yatırımların önemi iyice artıyor" dedi.
Demiralp, Fed'in normalleşme surecinin, Türkiye'de uzun bir süre daha güçlü dolar ve bunun enflasyona geçişkenliğinin konuşulacağı bir dönem olacağına değinerek, kurdan enflasyona olan geçişkenliğin para politikasını tıkanma noktasına getirdiğini kaydetti.
- “Faizlerin seviyesi ne enflasyonu düşürmeye ne de büyümeye yarıyor”
Maliyet şokunu bertaraf etmek için uygulanması gereken sıkı para politikasının talebi daha da geriye çekeceği için uygulanamadığını aktaran Demiralp, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Faizler ne enflasyonu düşürecek kadar yüksek, ne de büyümeyi destekleyecek kadar düşük bir noktada kalıyor. Bu sarmaldan kurtulabilmenin tek yolu ithalata bağımlı üretim yapımızın değiştirilmesi yolunda atılacak adımlar olacaktır. Ancak o zaman kur geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisi azalacaktır."
Demiralp, üretim alanında yapılacak reform çalışmalarının daha uzun süreli olduğunu ve meyvelerinin hukuk reformu kadar hızlı alınamayacağına değinerek, ancak bunun konunun önemini ve aciliyetini azaltmadığını ifade etti. Seçim sonrası dönemde TCMB'nin global baskılar nedeni ile faiz indirimine gitmesinin mümkün olmayacağı için yapısal reformlar kapsamında yapılacak devlet harcamalarının büyümeye de destek vereceğini söyleyen Demiralp, ancak bu tür bir kombinasyonla (sıkı para politikası ve gevşek maliye politikası) içinde bulunulan yüksek enflasyon-düşük büyüme sarmalından kurtulunabileceğini kaydetti.
- "Seçim sonrası kurulacak hükümet için altın değerinde 90 gün"
Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan hafta içinde yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin potansiyel büyümesinin ülkenin reform yapma kapasitesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söylemişti. Reformların amacının potansiyel büyümeyi artırmak olduğunu ifade eden Babacan, seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ilk 90 gününün bu anlamda çok önemli ve altın değerinde olacağını, iyi değerlendirilirse Türkiye'nin önünün açılacağını vurguladı.
Babacan, ilk 90 günde bazı şeyler yapılamazsa hiçbir zaman yapılamayacak duruma düşülebileceğini ve 2019 seçimlerinin beklemeye geçilebileceğini ifade ederek, "Özellikle işgücü piyasaları, ürün piyasaları ile ilgili olsun, yolsuzlukla mücadele, rekabet, şeffaflıkla ilgili reformlar olsun, bunlar çok hızlı yapılması gereken konular. Belirlenecek etik kurallar ve etik kurallara uymayanlarla ilgili yaptırımları Meclis açıldıktan hemen sonra birkaç hafta içinde yaptınız yaptınız; yapamazsanız uygulamanın kendisi artık benimseniyor" dedi.
