'Esaret Altında Geçen Günler Çok Zordu'
Ekmek parası kazanmak için gittikleri Irak'ta kaldıkları şantiyenin kapıları kırılarak silahlı kişilerce kaçırılan, gözleri ve elleri bağlı olarak sürekli yer değiştirmek zorunda bırakılan işçiler, silahların gölgesinde geçen 28 günün ardından evlerine ve ailelerine kavuştu.
Bağdat'ta 28 gün alıkonulan 16 Türk işçi, geçen zorlu günlerini yurda dönüş yolunda AA muhabirine anlattı.
İnşaat mühendisi Ali Orçun Topaloğulları, yaklaşık 3 yıldır 30 bin kişilik bir stadyumun inşası için Bağdat'ta çalıştıklarını söyledi.
2 Eylül gecesi sabaha karşı yüzleri maskeli, eli silahlı kişilerin, bulundukları şantiyeyi bastığını, şantiyede görevli güvenlik güçlerini etkisiz hale getirdiğini anlatan Topaloğulları, "Kapılarımızı kırdılar, bizi aldılar. Arabalara bindirilerek bir yere götürüldük" diye konuştu.
Kendilerini kaçıranların hakaret etmediklerini ve kötü davranmadıklarını vurgulayan Topaloğulları, "Esaret altında geçen günler çok zordu" dedi.
Topaloğulları, hangi örgüt veya kimler tarafından kaçırıldıklarını bilmediklerini ifade ederek, yüzleri maskeli kişilerin kendilerine iyi davrandığını, yemek ikramında bulunduğunu söyledi.
"Korktuğumuz günler de çok rahat geçirdiğimiz günler de oldu" diyen Topaloğulları, serbest bırakılmalarının ardından büyük mutluluk yaşadıklarını belirtti.
16 aydır şantiyede çalışan mühendis Coşkun Yılmaz da kendilerini alıkoyanlar ile yakalanmamak için bir çok defa yer değiştirdiklerini aktardı.
-"Çalışmak için yurt dışına çıkmayı artık düşünmüyorum"
İlk gittikleri evde 5, sonraki yerde ise 3 gün kaldıklarını anlatan Yılmaz, son götürüldükleri evde ise 20 gün alıkonulduklarını söyledi.
Kaçırıldıkları ilk anlarda geri dönmelerine yönelik umutsuzluk içine girdiklerini ifade eden Yılmaz, "Türkiye Cumhuriyetimizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın, yetkililerimizin haberinin olduğuna yönelik duyumları aldıktan sonra zaten gönlümüz çok rahatladı" dedi.
Yılmaz, "Tekrar şartlar oluşsa çalışmak için Irak'a döner misiniz" sorusuna "Çalışmak için yurt dışına çıkmayı artık düşünmüyorum" yanıtını verdi.
-Aynı aileden 3 kişi
Babası ve ağabeyi ile alıkonulan işçi Oğuzhan Yılmaz da Irak'ta sadece 3 ay çalıştığını ve bu olayın başına geldiğini söyledi.
Ağabeyi Coşkun ve babası Necdet Yılmaz ile şantiyede çalıştığını ifade eden Yılmaz, "Şantiyeye gelen silahlı adamları gördüğümde korktum. Aynı aileden 3 kişi oradaydık. Bu nedenle korkum, üzüntüm iki katına çıktı" diye konuştu.
Babasının kendilerinden çok daha önce serbest bırakıldığını ancak bundan çok geç haberleri olduğunu aktaran Yılmaz, "Babamızla ilgili bu süreçte hiçbir bilgi alamadık. Ne olacağını biz de bilmiyorduk. Babamızı da götürdüklerinde ister istemez ağabeyimle sürekli korku içinde olduk. Başına kötü bir şey de iyi bir şey de gelmiş olabilirdi. Sürekli bunun endişesini yaşadık" dedi.
Serbest kaldıklarında yoğun duygular yaşadıklarını dile getiren Yılmaz, "Bayramı ailelerimizle birlikte geçiremedik. Serbest kalmamızla çifte bayram yaşadık" ifadesini kullandı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile diğer yetkililere teşekkür etti.
-"Kapıları kırdılar"
Irak'ta 3 senedir çalışan Hasan Türkmen de 2 Eylül gecesi silahlı kişilerin kapıları kırarak kendilerini aldığını belirtti.
Ellerini ve gözleri bağlandıktan sonra araçlara alındıklarını ve bilmedikleri bir yere götürüldüklerini kaydeden Türkmen, "Dediler ki, 'Biz istihbaratız, askeriz, hükümetteniz. Hiç korkmanıza gerek yok. Bizim misafirimizsiniz.' Gerçekten bize iyi davrandılar" diye konuştu.
Kendilerine yemek olarak genellikle tavuk verildiğini ifade eden Türkmen, kaçıranlarla çok fazla konuşmadıklarını söyledi.
Kaçırılma sebeplerine ilişkin kendilerine hiçbir şey söylenmediğini anlatan Türkmen, "Birkaç gün sonra bizi kameraya aldılar, video çektiler. Hazırladıkları metni bize zorla okuttular" dedi.
-"O mutluluğu ifade etmek çok zor"
Türkmen, kendilerini kaçıranların yakalanmamak için birçok defa yer değiştirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"En son 4. yerde bir gün sabah getirdiler bizi yolun kenarına bıraktılar. Dediler ki '15 dakikaya bir araç gelecek sizi alacak, ailelerinize götürecek'. Biz bir süre bekledikten sonra kendi çabalarımızla gitmeye karar verdik. Arkadaşlarımız çalıların arkasına saklandı. Biz iki kişi taksiye binerek bir telefon bulduk. Oradan büyükelçiliği aradık ardından gelip bizi aldılar. Büyükelçilik yetkililerini görünce sevinçten uçtuk. O mutluluğu ifade etmek çok zor."
Serbest kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerini telefonla aradığını ifade eden Türkmen, "Cumhurbaşkanımız bizi aradığında çok sevindik" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile diğer yetkililere teşekkür eden Türkmen, imkan olduğunda çalışmak için tekrar Irak'a dönüp dönmeyeceği sorusuna "Dönerim" yanıtını verdi.
Kaynak: AA
İnşaat mühendisi Ali Orçun Topaloğulları, yaklaşık 3 yıldır 30 bin kişilik bir stadyumun inşası için Bağdat'ta çalıştıklarını söyledi.
2 Eylül gecesi sabaha karşı yüzleri maskeli, eli silahlı kişilerin, bulundukları şantiyeyi bastığını, şantiyede görevli güvenlik güçlerini etkisiz hale getirdiğini anlatan Topaloğulları, "Kapılarımızı kırdılar, bizi aldılar. Arabalara bindirilerek bir yere götürüldük" diye konuştu.
Kendilerini kaçıranların hakaret etmediklerini ve kötü davranmadıklarını vurgulayan Topaloğulları, "Esaret altında geçen günler çok zordu" dedi.
Topaloğulları, hangi örgüt veya kimler tarafından kaçırıldıklarını bilmediklerini ifade ederek, yüzleri maskeli kişilerin kendilerine iyi davrandığını, yemek ikramında bulunduğunu söyledi.
"Korktuğumuz günler de çok rahat geçirdiğimiz günler de oldu" diyen Topaloğulları, serbest bırakılmalarının ardından büyük mutluluk yaşadıklarını belirtti.
16 aydır şantiyede çalışan mühendis Coşkun Yılmaz da kendilerini alıkoyanlar ile yakalanmamak için bir çok defa yer değiştirdiklerini aktardı.
-"Çalışmak için yurt dışına çıkmayı artık düşünmüyorum"
İlk gittikleri evde 5, sonraki yerde ise 3 gün kaldıklarını anlatan Yılmaz, son götürüldükleri evde ise 20 gün alıkonulduklarını söyledi.
Kaçırıldıkları ilk anlarda geri dönmelerine yönelik umutsuzluk içine girdiklerini ifade eden Yılmaz, "Türkiye Cumhuriyetimizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın, yetkililerimizin haberinin olduğuna yönelik duyumları aldıktan sonra zaten gönlümüz çok rahatladı" dedi.
Yılmaz, "Tekrar şartlar oluşsa çalışmak için Irak'a döner misiniz" sorusuna "Çalışmak için yurt dışına çıkmayı artık düşünmüyorum" yanıtını verdi.
-Aynı aileden 3 kişi
Babası ve ağabeyi ile alıkonulan işçi Oğuzhan Yılmaz da Irak'ta sadece 3 ay çalıştığını ve bu olayın başına geldiğini söyledi.
Ağabeyi Coşkun ve babası Necdet Yılmaz ile şantiyede çalıştığını ifade eden Yılmaz, "Şantiyeye gelen silahlı adamları gördüğümde korktum. Aynı aileden 3 kişi oradaydık. Bu nedenle korkum, üzüntüm iki katına çıktı" diye konuştu.
Babasının kendilerinden çok daha önce serbest bırakıldığını ancak bundan çok geç haberleri olduğunu aktaran Yılmaz, "Babamızla ilgili bu süreçte hiçbir bilgi alamadık. Ne olacağını biz de bilmiyorduk. Babamızı da götürdüklerinde ister istemez ağabeyimle sürekli korku içinde olduk. Başına kötü bir şey de iyi bir şey de gelmiş olabilirdi. Sürekli bunun endişesini yaşadık" dedi.
Serbest kaldıklarında yoğun duygular yaşadıklarını dile getiren Yılmaz, "Bayramı ailelerimizle birlikte geçiremedik. Serbest kalmamızla çifte bayram yaşadık" ifadesini kullandı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile diğer yetkililere teşekkür etti.
-"Kapıları kırdılar"
Irak'ta 3 senedir çalışan Hasan Türkmen de 2 Eylül gecesi silahlı kişilerin kapıları kırarak kendilerini aldığını belirtti.
Ellerini ve gözleri bağlandıktan sonra araçlara alındıklarını ve bilmedikleri bir yere götürüldüklerini kaydeden Türkmen, "Dediler ki, 'Biz istihbaratız, askeriz, hükümetteniz. Hiç korkmanıza gerek yok. Bizim misafirimizsiniz.' Gerçekten bize iyi davrandılar" diye konuştu.
Kendilerine yemek olarak genellikle tavuk verildiğini ifade eden Türkmen, kaçıranlarla çok fazla konuşmadıklarını söyledi.
Kaçırılma sebeplerine ilişkin kendilerine hiçbir şey söylenmediğini anlatan Türkmen, "Birkaç gün sonra bizi kameraya aldılar, video çektiler. Hazırladıkları metni bize zorla okuttular" dedi.
-"O mutluluğu ifade etmek çok zor"
Türkmen, kendilerini kaçıranların yakalanmamak için birçok defa yer değiştirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"En son 4. yerde bir gün sabah getirdiler bizi yolun kenarına bıraktılar. Dediler ki '15 dakikaya bir araç gelecek sizi alacak, ailelerinize götürecek'. Biz bir süre bekledikten sonra kendi çabalarımızla gitmeye karar verdik. Arkadaşlarımız çalıların arkasına saklandı. Biz iki kişi taksiye binerek bir telefon bulduk. Oradan büyükelçiliği aradık ardından gelip bizi aldılar. Büyükelçilik yetkililerini görünce sevinçten uçtuk. O mutluluğu ifade etmek çok zor."
Serbest kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerini telefonla aradığını ifade eden Türkmen, "Cumhurbaşkanımız bizi aradığında çok sevindik" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile diğer yetkililere teşekkür eden Türkmen, imkan olduğunda çalışmak için tekrar Irak'a dönüp dönmeyeceği sorusuna "Dönerim" yanıtını verdi.