Chp Genel Başkan Yardımcısı Şenatalar Açıklaması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar, "Başbakan Tayyip Erdoğan dedi ki, 'başkanlık sistemi lazım.' Onu destekleyen 8-10 milletvekili de dedi ki 'başkanlık sistemi olsa bu memleket uçar.' Bu memleket uçar da uçak gibi havada mı uçar, uçurumdan aşağıya mı uçar, çok önemli bir soru" dedi.
Şenatalar, Kışla Parkı'nda bir kafede halka hitaben yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanı seçiminin Türkiye açısından hayati önem taşıdığını söyledi.
Bu seçimin 2014'ten sonra Türkiye'nin 10 yıllarını belirleyecek bir seçim olduğunu ifade eden Şenatalar, şöyle konuştu:
"Seçilmesi güçlü görünen 2 aday var. Bunlardan birisi kazanırsa Türkiye bir tarafa gidecek. Öbürü kazanırsa Türkiye başka bir tarafa gidecek. Bugünkü anayasamızda cumhurbaşkanının yetkileri hiç de az değildir. Cumhurbaşkanının yetkileri olması gerekenin üstündedir. Çok iyi hatırlarsınız, bir darbe anayasasıdır. Cumhurbaşkanı dendiğinde akla gelen Kenan Evren'dir. Cumhurbaşkanının yetkileri çok geniştir derken, ne demek istiyorum. Bakın, cumhurbaşkanının yetkileri arasında, örneğin Danıştay'ın yani Yüksek İdare Mahkemesi'nin üyelerinin dörtte birini seçmek vardır. Anayasa Mahkemesi'nin 17 üyesinden 4'ünü doğrudan seçer, kendi kafasına göre. 10 tanesini kendisine sunulan 3 aday arasından birini belirleyerek seçer. Demek ki 17 Anayasa Mahkemesi üyesinden 14'ünü sonuçta cumhurbaşkanı belirler. Aynı zamanda Cumhuriyet Başsavcısını, Cumhuriyet Başsavcısı Vekilini, Yargıtay üyelerini belirlerken geniş bir yetkisi vardır."
- Başkanlık sistemi
Şenatalar, başkanlık sisteminde, başkanın her konuda karar verme yetkisine sahip olmadığını dile getirerek, senato, meclis ve yargı organlarına hesap verdiğini bildirdi.
"Türkiye'de başkanlık sisteminin taraftarı olan bir baro var mıdır, ben olduğunu duymadım" diyen Şenatalar, şöyle dedi:
"Türkiye'de başkanlık sistemi gelmesi gerekir diyen herhangi bir hukuk fakültesi hocaları var mıdır, ben duymadım. Türkiye'de başkanlık sistemi gelsin diye biz kendi aramızda tartıştık mı? Nereden çıktı bu ihtiyaç, hangi derdimize deva olacak? Neden biz bugünkü sistemi daha olgunlaştırmak ve geliştirmek varken bambaşka bir sisteme geçmek istiyoruz. Sadece bir açıklaması var? Başbakan Tayyip Erdoğan dedi ki, 'başkanlık sistemi lazım.' Onu destekleyen 8-10 milletvekili de dedi ki 'başkanlık sistemi olsa bu memleket uçar.' Bu memleket uçar da uçak gibi havada mı uçar, uçurumdan aşağıya mı uçar, çok önemli bir soru. Şimdi bakın, başkanlık sisteminin istenmesinin anlamı şudur. Her zaman şikayet ettiğimiz bir konu var Türkiye'de. İşe göre adam aranmıyor, adama göre iş yaratılıyor diye. Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemini istemesinin nedeni de budur. Türkiye'nin başkanlık sistemine ihtiyacı yoktur, ama Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemine ihtiyacı vardır."
- "TRT Kanunu ihlal ediliyor"
Şenatalar, seçim kampanyasının adaletsiz bir şekilde yürütüldüğünü savunarak, Erdoğan'ın devlet imkanlarıyla, İhsanoğlu ve Demirtaş'ın gittiği her yere kendi olanaklarıyla gittiğini belirtti.
Seçimin adaletsiz yürümesinin ikinci kanıtının TRT'nin kanuna aykırı hareket etmesi olduğunu ve Recep Tayyip Erdoğan'a 300 dakika zaman ayırmasına ragmen Ekmeleddin İhsanoğlu'na 30 dakika bile ayırmadığını öne süren Şenatalar, şöyle devam etti:
"Hem TRT Kanunu ihlal ediliyor hem de eşitlik ve adalet duygusu zedeleniyor. Başka bir örnek, adaylara yapılacak yardımlar. Adaylara yapılacak yardımlarla ilgili 9 bin lira kadar bir sınır kondu, güzel. Herkes gönlünden kopanı sevdiği adaya bağışlasın. Ekmeleddin İhsanoğlu dedi ki, 'ben bana yapılan bağışları açıklayacağım.' Selahattin Demirtaş dedi ki, 'ben bana yapılan bağışları açıklayacağım.' Herkes bekliyor ki, sayın başbakan da böyle bir açıklama yapsın. Böyle bir açıklama yapmadı. Şimdi aslında elimizi vicdanımıza koyalım. Esas açıklamaktan korkması gereken başbakan mıdır yoksa rakipleri midir? Rakiplerin korkmasına gerek yok ama, onlara bağış yapacak iş adamları bugünkü Türkiye'de korkar mı korkmaz mı? Cevabını siz verin. Yani, benim ismim Ekmeleddin İhsanoğlu'na 5 bin lira verdi diye gözükmesin der birçok iş adamı."
Şenatalar, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin liderlerinin büyük bir sorumluluk alarak bir araya geldiğini ve risk aldıklarını bildirdi.
Bugüne kadar bir araya gelmesi düşünülemeyecek iki partinin liderinin bir araya gelerek bir aday üzerinde mutabık kaldıklarını anımsatan Şenatalar, şunları söyledi:
"Birinci adımda 5 partiye çıkarttılar mutabakatı, arkasından yeni katılan partilerle 13 partiye çıktılar, Şimdi denebilir ki, 13 partinin birçoğu küçük partiler. Ama çok önemli bir nokta var. Brbirlerinden çok farklı görüşleri savunan partiler, birbirinden çok farklı dünya görüşüne sahip partiler. Bununla ne demek istiyorum, birbirinden bu kadar farklı noktalarda bulunanlar, bir noktada mutabakatta buluşuyorlarsa, bu çok anlamlı bir mutabakattır. Bu, aslında tehlikenin büyüklüğünü çok iyi anladıklarını gösterir. Tayyip Erdoğan'ın başkanlık projesi bir tehlikedir, büyük bir risktir, bunu önlemek zorundayız diye düşündükleri için Ekmeleddin İhsanoğlu'nu desteklemeye karar verdiler."
Şenatalar, İhsanoğlu'nun olgun, mütevazı, bilgili bir insan olduğunu, demokrasiye inanan, cumhuriyet ve laiklikle çelişen bir dünya görüşüyle çelişen bir insan olmadığını savundu.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tanımak için, kendisinin "Yeni Yüzyılda İslam Dünyası" kitabının okunduğu zaman İslam İşbirliği Teşkilatı'nda nelere önem verdiğinin çok açık şekilde görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunlardan bir tanesi şu. Diyor ki, İslam ülkelerinin toplumsal barışa kavuşmasının ön şartı, laikliktir. Laiklik olmadığı takdirde mezhep çatışmasından kurtulmak çok zorlaşır. Laiklik, dinin devlete baskı yapmaması, devletin de dine baskı yapmaması demektir ve devletin bütün inançlara eşit davranması ve mesafede durması demektir."
Konuşma, soru cevap bölümüyle sona erdi.
Konuşmayı, CHP İl Başkanı Mehmet Salih Karasalihoğlu, MHP İl Başkanı İlhan Engin, diğer partililer ve vatandaşlar dinledi.
Şenatalar, konuşmasının ardından, Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) ile Kastamonu Ticaret Borsası'nı ziyaret etti.
Kaynak: AA
Bu seçimin 2014'ten sonra Türkiye'nin 10 yıllarını belirleyecek bir seçim olduğunu ifade eden Şenatalar, şöyle konuştu:
"Seçilmesi güçlü görünen 2 aday var. Bunlardan birisi kazanırsa Türkiye bir tarafa gidecek. Öbürü kazanırsa Türkiye başka bir tarafa gidecek. Bugünkü anayasamızda cumhurbaşkanının yetkileri hiç de az değildir. Cumhurbaşkanının yetkileri olması gerekenin üstündedir. Çok iyi hatırlarsınız, bir darbe anayasasıdır. Cumhurbaşkanı dendiğinde akla gelen Kenan Evren'dir. Cumhurbaşkanının yetkileri çok geniştir derken, ne demek istiyorum. Bakın, cumhurbaşkanının yetkileri arasında, örneğin Danıştay'ın yani Yüksek İdare Mahkemesi'nin üyelerinin dörtte birini seçmek vardır. Anayasa Mahkemesi'nin 17 üyesinden 4'ünü doğrudan seçer, kendi kafasına göre. 10 tanesini kendisine sunulan 3 aday arasından birini belirleyerek seçer. Demek ki 17 Anayasa Mahkemesi üyesinden 14'ünü sonuçta cumhurbaşkanı belirler. Aynı zamanda Cumhuriyet Başsavcısını, Cumhuriyet Başsavcısı Vekilini, Yargıtay üyelerini belirlerken geniş bir yetkisi vardır."
- Başkanlık sistemi
Şenatalar, başkanlık sisteminde, başkanın her konuda karar verme yetkisine sahip olmadığını dile getirerek, senato, meclis ve yargı organlarına hesap verdiğini bildirdi.
"Türkiye'de başkanlık sisteminin taraftarı olan bir baro var mıdır, ben olduğunu duymadım" diyen Şenatalar, şöyle dedi:
"Türkiye'de başkanlık sistemi gelmesi gerekir diyen herhangi bir hukuk fakültesi hocaları var mıdır, ben duymadım. Türkiye'de başkanlık sistemi gelsin diye biz kendi aramızda tartıştık mı? Nereden çıktı bu ihtiyaç, hangi derdimize deva olacak? Neden biz bugünkü sistemi daha olgunlaştırmak ve geliştirmek varken bambaşka bir sisteme geçmek istiyoruz. Sadece bir açıklaması var? Başbakan Tayyip Erdoğan dedi ki, 'başkanlık sistemi lazım.' Onu destekleyen 8-10 milletvekili de dedi ki 'başkanlık sistemi olsa bu memleket uçar.' Bu memleket uçar da uçak gibi havada mı uçar, uçurumdan aşağıya mı uçar, çok önemli bir soru. Şimdi bakın, başkanlık sisteminin istenmesinin anlamı şudur. Her zaman şikayet ettiğimiz bir konu var Türkiye'de. İşe göre adam aranmıyor, adama göre iş yaratılıyor diye. Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemini istemesinin nedeni de budur. Türkiye'nin başkanlık sistemine ihtiyacı yoktur, ama Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemine ihtiyacı vardır."
- "TRT Kanunu ihlal ediliyor"
Şenatalar, seçim kampanyasının adaletsiz bir şekilde yürütüldüğünü savunarak, Erdoğan'ın devlet imkanlarıyla, İhsanoğlu ve Demirtaş'ın gittiği her yere kendi olanaklarıyla gittiğini belirtti.
Seçimin adaletsiz yürümesinin ikinci kanıtının TRT'nin kanuna aykırı hareket etmesi olduğunu ve Recep Tayyip Erdoğan'a 300 dakika zaman ayırmasına ragmen Ekmeleddin İhsanoğlu'na 30 dakika bile ayırmadığını öne süren Şenatalar, şöyle devam etti:
"Hem TRT Kanunu ihlal ediliyor hem de eşitlik ve adalet duygusu zedeleniyor. Başka bir örnek, adaylara yapılacak yardımlar. Adaylara yapılacak yardımlarla ilgili 9 bin lira kadar bir sınır kondu, güzel. Herkes gönlünden kopanı sevdiği adaya bağışlasın. Ekmeleddin İhsanoğlu dedi ki, 'ben bana yapılan bağışları açıklayacağım.' Selahattin Demirtaş dedi ki, 'ben bana yapılan bağışları açıklayacağım.' Herkes bekliyor ki, sayın başbakan da böyle bir açıklama yapsın. Böyle bir açıklama yapmadı. Şimdi aslında elimizi vicdanımıza koyalım. Esas açıklamaktan korkması gereken başbakan mıdır yoksa rakipleri midir? Rakiplerin korkmasına gerek yok ama, onlara bağış yapacak iş adamları bugünkü Türkiye'de korkar mı korkmaz mı? Cevabını siz verin. Yani, benim ismim Ekmeleddin İhsanoğlu'na 5 bin lira verdi diye gözükmesin der birçok iş adamı."
Şenatalar, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin liderlerinin büyük bir sorumluluk alarak bir araya geldiğini ve risk aldıklarını bildirdi.
Bugüne kadar bir araya gelmesi düşünülemeyecek iki partinin liderinin bir araya gelerek bir aday üzerinde mutabık kaldıklarını anımsatan Şenatalar, şunları söyledi:
"Birinci adımda 5 partiye çıkarttılar mutabakatı, arkasından yeni katılan partilerle 13 partiye çıktılar, Şimdi denebilir ki, 13 partinin birçoğu küçük partiler. Ama çok önemli bir nokta var. Brbirlerinden çok farklı görüşleri savunan partiler, birbirinden çok farklı dünya görüşüne sahip partiler. Bununla ne demek istiyorum, birbirinden bu kadar farklı noktalarda bulunanlar, bir noktada mutabakatta buluşuyorlarsa, bu çok anlamlı bir mutabakattır. Bu, aslında tehlikenin büyüklüğünü çok iyi anladıklarını gösterir. Tayyip Erdoğan'ın başkanlık projesi bir tehlikedir, büyük bir risktir, bunu önlemek zorundayız diye düşündükleri için Ekmeleddin İhsanoğlu'nu desteklemeye karar verdiler."
Şenatalar, İhsanoğlu'nun olgun, mütevazı, bilgili bir insan olduğunu, demokrasiye inanan, cumhuriyet ve laiklikle çelişen bir dünya görüşüyle çelişen bir insan olmadığını savundu.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tanımak için, kendisinin "Yeni Yüzyılda İslam Dünyası" kitabının okunduğu zaman İslam İşbirliği Teşkilatı'nda nelere önem verdiğinin çok açık şekilde görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunlardan bir tanesi şu. Diyor ki, İslam ülkelerinin toplumsal barışa kavuşmasının ön şartı, laikliktir. Laiklik olmadığı takdirde mezhep çatışmasından kurtulmak çok zorlaşır. Laiklik, dinin devlete baskı yapmaması, devletin de dine baskı yapmaması demektir ve devletin bütün inançlara eşit davranması ve mesafede durması demektir."
Konuşma, soru cevap bölümüyle sona erdi.
Konuşmayı, CHP İl Başkanı Mehmet Salih Karasalihoğlu, MHP İl Başkanı İlhan Engin, diğer partililer ve vatandaşlar dinledi.
Şenatalar, konuşmasının ardından, Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) ile Kastamonu Ticaret Borsası'nı ziyaret etti.