Sait Gürsoy’dan Üniversite Tercihi Konusunda Altın Öneriler

Eğitimci ve yazar Sait Gürsoy, Avrupa Yakası Ortaöğretim Kurumlarının Rehber öğretmenleriyle Nişantaşı Üniversitesi Merkez Kampüsü’nün Konferans Salonu’nda bir araya geldi. Seminere Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin, Bayrampaşa Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Halil İbrahim Danış, Nişantaşı Üniversitesi Genel Sekreteri Can Uysal ve Avrupa Yakası Ortaöğretim Kurumlarının Rehber öğretmenleri katıldı.

Seminerin açılışp konuşmasını yapan Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin eğitim sistemine bütüncül bir model olarak gördüklerini ifade etti.

Prof. Dr. Alkin, ‘’Eğitimdeki tüm unsurlara, bir trenin kompartımanları arasındaki ilişkiler gibi birbirini tamamlayan bir sistem olarak bakıyoruz’’ dedi.

Günümüzde Türkiye’de yüksek öğretimdeki öğrenci sayısının 5,5 milyon Olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alkin, ‘’Yaklaşık 15 yıllık bir dönem içerisinde bu rakam 9 milyonu geçecek. Bu 9 milyon öğrencinin çok büyük bir bölümünün 4 yıllık programlarda okutmaya devam edip, iki yıllık programları geliştiremezsek Türkiye, zaman içerisinde ara kademe yönetim ve teknik alanda büyük bir sıkıntı yaşayabilir’’ diye konuştu.

Konuşmasında eğitim alanında verilen hizmetlerin önemine vurgu yapan Bayrampaşa Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Halil İbrahim Danış ise, ‘’ Eğitim konusunda çok önemli çalışmaları olan ve yurdun her yerinde bu konu adına uğraşlar veren, bizlere katkılar sağlayıp, ülkemize değerler katan Sait Hocamıza ve eğitime olan katkılarından dolayı da Nişantaşı Üniversitesi yönetimine yürekten teşekkür ediyorum’’ dedi.

Üniversite tercihi yaparken dikkat edilmesi gereken konular ile ilgili bilgiler veren Eğitimci ve yazar Sait Gürsoy, ‘’Bugün gençler ile bir araya geldiğimizde, gerek psikologlarla gerekse rehber öğretmenlerle üniversite seçimi konusunda konuştuk. Tabii ki üniversite tercihlerinin, puan sıralamasına dikkat ederek yapılması gerekiyor. Ancak günümüz iş dünyasında donanıma önem veren bir sektör söz konusu olduğu için üniversite tercihi yapacak olan öğrenci, çok dikkatli olmalıdır. Tercih edilen üniversitenin akademik kadrosunun yanı sıra, profesyonel kadrosunun da araştırılması lazım. Ayrıca tercih edilecek olan üniversitedeki burs durumu, bursların ne şekilde verildiği ve ne şekilde devamlılığı olduğu gibi unsurlar da araştırılmalıdır’’ İfadelerini kullandı.

Üniversitelerde verilen yabancı dil eğitimin de bir diğer önemli husus olduğunu söyleyen Gürsoy özellikle İngilizce eğitimi artık üniversitelerde çok ciddi bir platform haline geldiğinin altını çizdi.

Ortak ders konusuna da değinen Gürsoy; ‘’ Üniversiteler de ortak ders olarak okutulup okutulmadığı da çok önemli bir husustur. Üniversitelerdeki ortak ders uygulaması birinci sınıfı okuduktan sonra seçtiği bölümden memnun olmayan ve bölüm değiştirmek isteyen öğrenciler için çok önemli’’ dedi.

Günümüzde, artık 4 yıllık bir fakülte mezunu olmanın yanı sıra gençlerin eğitimlerini sürekli olarak beslemeleri gerektiğini dile getiren Gürsoy, ‘’ Gençlerin, üniversite birinci sınıftan itibaren seçtikleri bölümü destekleyen ikinci bir bölümün de derslerini alıp çift anadal yapması gerekiyor. Eğer gençler bunu yapamıyorlar ise yan dal yapabilirler ancak, olmuyorsa da serfitikalarla eğitimlerini besleyebilirler. Bu gibi imkanları da olmuyorsa başka bölümlerden dersler almaları gerekiyor. Günümüzde global anlamda bir gelişim söz konusu olduğu için gençlerin kendileriyle ilgili olan bölüme dair başka bir ülkeden bilgi almak isteyebilir, bu yüzden de seçtikleri üniversitenin yurt dışı bağlantılarına bakmaları gerekiyor’’ ifadelerine yer verdi.

Okul bittiğinde istihdam ile ilgili yaşayabilecekleri problemleri de hesaba katamaları gerektiğini söyleyen Gürsoy, ’’Seçilen üniversite ile iş dünyası arasında sıkı bir diyalog olması gerekir. Gençler üniversite seçerken, seçtikleri üniversitenin kariyer merkezinin onları hayata hazırlayıp hazırlamadığını araştırmalılar’’ diye konuştu.

Üniversite tercih döneminde, öğrenciler kadar ailelerin yaklaşımlarının da önemli olduğunu dile getiren Gürsoy, ‘’Şüphesiz ki ailelerin en değerli varlıkları çocukları ve çocuklarının bir üniversiteye girmesini istiyorlar. Türk aile yapısı son derece mukaddestir, ebeveynler çocukları için her türlü fedakârlığı yaparlar. Ancak ebeveynlerin çocuklarına destek olmaya çalışırken köstek olmaması gerekiyor. Ebeveynler hayallerinde olan ancak gerçekleştiremedikleri meslekleri çocuklarına empoze etmesinler. Kendi çocuklarını en yetenekli çocuk olarak da görmemeleri gerekiyor çünkü, beş parmağın beşi de nasıl aynı değil ise çocukların ilgi, istek ve yetenekleri de farklılıklar gösterecektir’’ dedi.