Kktc Cumhurbaşkanı Eroğlu’na Fahri Doktora Unvanı Verildi

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kıbrıs’ın Dünü, Bugünü ve Yarını” adlı konferansa katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programda Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık tarafından Cumhurbaşkanı Eroğlu’na ‘fahri doktor unvanı’ verildi.

Özel Mahir Sevim Özduman Ortaokulu öğrencileri ve Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencilerinin mini konserinin ardından konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kıbrıs Türk halkı Anadolu’daki kardeşlerinin verdiği kurtuluş savaşını candan desteklemiş ve öyle yapmış. Ana vatan Türkiye’ye güvenmiş, müzakere etmiş ve özgürlüğüne kavuşarak kendi devletini kurmuştur” dedi.

“4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi’nde alınan kararların izleri Kıbrıs Türk halkının mücadelesinde de görülmektedir” diyen Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sivas Kongresi’nde alınan kararlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toparlanmasında ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasında rol olduğu kadar bizde bizim mücadelemize de rehber olmuştur. Kuzey Kıbrıs davası, sadece Kıbrıs Türk halkının değil ana vatan Türkiye’nin ve Türk halkının birlik davasıdır. Ayrıca bugüne kadar el ele gönül gönüle vermiş olduğumuz mücadeleyle kurduğumuz devletin bugünde Cumhurbaşkanı olarak sizlere hitap etme fırsatı buluyorum.”

“KIBRIS’TA BARIŞ ANLAŞMASI SAĞLAMAK İÇİN MÜZAKERELERİ SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
“Kıbrıs en önemli enerjilerin geçtiği güzergahtır büyük enerji kaynaklarına yakındır miktarı kesin olmamakla birlikte belki de kendi etrafında çok önemli doğal kaynaklara da sahiptir” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Enerji kaynaklarının günümüz dünyasında barışa değil daha ziyade çatışmaya ulaştığı gerçeğini bu noktada dikkatinize getirmeden de edemeyeceğim. Ancak biz dün olduğu gibi bugün de barıştan, iş birliğinden daha mutlu adil ve güven içinde bir dünya arzusundayız. Bunun için çalışıyor ve Kıbrıs’la bir barış anlaşması sağlamak için saygılı bir şekilde müzakereleri sürdürmeye çalışıyoruz. Kıbrıs’ımız 1950-1960 Londra-Zürih anlaşmasıyla Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. 21 Aralık 1963’teyse Rumların bizi silahla cumhuriyetin dışarı itmesiyle ortalık kalkmıştır. Ortam kalkmış olmasına rağmen maalesef bugün Güney Kıbrıs Rum yönetimi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varisi ilan edilmiş ve Kıbrıs Cumhuriyeti olarak anılan devlet Kıbrıs Rum Devleti’dir. Bu o zaman miras 4 Mart 1964 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 186 sayılı bir karar almıştır. O zaman Kıbrıs’a barış gücü gönderilecek ve barış gücünün gönderilmesi için bir muhatap olması gerekirmiş gibilerden Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varisi olarak Rumları kabul etmiştir. Bugün yapılan o tarihi hata bugün hala devam ediyor. O zamanlar bize merak etmeyin akan kan Türk kanı olduğu için Birleşmiş Milletler’in Barış Gücü’nü göndereceğiz, dolayısıyla böyle bir muhatap seçtik ama bu geçici bir karardır. Maalesef geçici karar dedikleri hala devam ediyor. Yani Kıbrıs olayları Rumların dediği gibi 1974’de başlamamıştır. Türkiye’nin müdahalesiyle Kıbrıs olayları başlamıştır diyen Rumlar bütün dünyayı aldatmaktadır ve maalesef bütün dünya devletlerinin büyük bir kısmı da bile bile bu yalana inanmaktadır maalesef. Dolayısıyla müzakereler 1959-1960 Londra-Zürih anlaşmalarıyla müzakereler başladı.

Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu, 63’den devletten dışlandıktan sonra 5 yıl bize bakan olmadı Türkiye’nin dışında ve 1969 yılında nihayet o zaman Klepris üst kademedeydi, Denktaş Bey’le 5 yıl görüştüler. Son görüşmelerini Beyrut’ta tamamladılar ve federal bir cumhuriyet kurulması için karara vardılar. Ama maalesef Maccarles bu ortaklık anlaşmasını, bu yeni devlet yapısının kurulmasını reddetmiştir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE KIBRIS’A MÜDAHALE ETMEK ZORUNDA KALDI”
Kıbrıs’taki duruma Türkiye’nin müdahale etmek zorunda kaldığını ifade eden Eroğlu, “Kıbrıs’ın anayasal düzeni bozulduğu takdirde, bu üç garantör ülke müdahale etme hakkına sahiptir. Eğer bu garantörlerden müdahaleye katılmak istemeyen olursa Türkiye veya herhangi bir ülke o üç garantörden tek başına müdahale edebilir diye maddeler vardır. İşte Türkiye Başbakanı, o zaman ki Başbakan rahmetli Ecevit, Londra’ya kadar gitti İngiltere’yi ortak müdahaleye davet etti ama maalesef biliyorsunuz İngiltere bunu reddettiği için Türkiye müdahale etme durumunda kaldı yalnız başına. Tabi ki o müdahale olmasaydı ne olacaktı, herhalde onu söylemeye gerek yok, çünkü Vakridas planı ile Kıbrıs Türk’ünün tümünü imha etmek. Önce kendi içinde ki komünistleri temizlemek, papaza yakın olanları temizlemek daha sonra Türkleri toplu imha planlarıyla tüketmekti. İşte Türkiye müdahalesi bu şartlar altında Türkiye’nin müdahale etmek mecburiyetinde kalışını tarih olarak Kıbrıs sorununun başladığı tarih olarak Rumlar dünyaya anlatmaya çalışıyor maalesef başarılı da oluyorlar” diye konuştu.

“RUMLAR 5 DAKİKADA KARARLARINDAN VAZGEÇİYOR”
Rumlar’ın müzakere masasındaki alınan kararlardan 5 dakikada vazgeçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Beni ziyaret eden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Yardımcısı bile müdahaleden bahsetmiştir. Sonra biz dedik bu müdahale değildir, darbeye karşı Kıbrıs Türk ve Rum halkını toplu imhadan kurtarmak için yapılan bir barış harekâtıydı. Ama hala dünya sanki Kıbrıs olaylarının 1974’te başlamış anlayışı yakınlaşması içerisinde ama hep suçlanan Türk tarafı oldu. Sanki Rumlar antlaşma istiyor, Türk tarafı reddediyor gibi bir propagandayı maalesef dünya devletlerinin aklına, fikrine yerleştiriyor. Amerikan Başkan Yardımcısının geçen sene bize verdiği yemekte Anastasyadis’in nasıl böyle alınan bir kararda 5 dakikada caydığını görmüştür” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, daha sonra Sivas Belediyesi’ni ziyaret ederek Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın’dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Başkan Aydın, ziyaret anısına Eroğlu’na üzerinde Çifte Minare kabartması bulunan plaket takdim etti. Eroğlu, daha sonra Sivas Valiliği tarafından onuruna düzenlenen akşam yemeğine katıldı.