Ombudsmanın Adı Yetti
Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış, vatandaşın başvurusu üzerine ele aldıkları konularda kamu kurumlarının birçoğunun henüz ilk görüşmede sorunu çözdüğünü ifade ederek, "Kamunun ilgilendiğimiz dosyalara uyma oranı yüzde 50'nin çok üzerinde. Bir çok kurum görüşmeye dahi çağırmadan 'tamam yanlış yapmışız' diyerek kararını hemen değiştiriyor ve problem çözülüyor" dedi.
Kamu Denetçisi Elkatmış, kamuoyunda "ombudsmanlık" olarak da bilinen ve vatandaşın kamu otoriteleriyle yaşadığı sorunların çözümünde uzlaştırma görevi yapan Kamu Denetçiliği Kurumu'nun performans ve hedefleriyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Ombudsmanlığın, batı ülkelerine Osmanlı'dan geçtiğini ancak bu kurumun Türkiye'de yeniden yerleşmesi için 300 yıl geçmesinin önemli bir eksiklik olduğunu ifade eden Elkatmış, kurumun henüz tesis ve kadro sorunlarını tam olarak çözemediğini, bu nedenle kamuoyuna tanıtım yönünde istedikleri adımları atamadıklarını ifade etti.
Kurumun 29 Mart 2012'den bu yana şikayet almaya başladığını, yerel yönetimlerle ilgili şikayetlere ise henüz 2-3 ay önce başladıklarını, buna rağmen kuruma yönelik çok olumlu bir algılamanın oluştuğunu anlatan Elkatmış, bu süreçte idarenin de kendisine çeki düzen verdiğini gördüklerini ifade etti.
"Biz tarafsız bir kurumuz, her ne kadar ismimizde 'kamu denetim kurumu' yazsa da biz hem kamunun hem bireyin menfaatini koruyoruz ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde haklarını koruyoruz" diyen Elkatmış, kamuoyunda Kamu Denetçiliği Kurumu isminin yanlış algılandığını, bu nedenle "ombudsmanlık" kavramının yabancı bir kelime olsa da daha doğru olduğunu, başka ülkelerde "Halkın Avukatı", "Hakem" ve "Arabulucu" gibi isimlerin de kullanıldığını ifade etti.
Kamuyu denetleyen diğer kurumların işlemlerin sadece hukuka uygun olup olmadığına baktığını, ombudsmanın ise hukukun yanı sıra insan haklarına, iyi yönetişim ilkelerine ve hakkaniyete uygun olup olmadığını göz önünde bulundurduğunu kaydeden Elkatmış, idarenin sadece işlemlerinin değil tutum ve davranışlarının da dikkate alındığını dile getirdi.
Türkiye için çok yeni bir konu olan ombudsmanlıkta kısa sürede önemli mesafe kaydettiklerine inandıklarını aktaran Elkatmış, şöyle konuştu:
"Kamu kurumların tavsiye kararlarımıza uyma oranının yüzde 14 olduğu yönünde açıklamalarımız oldu. Ancak bu oran tavsiye kararı verildikten sonra karara uyma oranıdır. Oysa biz tavsiye kararı vermeden bize intikal eden bir çok konuyu karşılıklı görüşmeyle çözüyoruz, neticeye bağlıyoruz. Bir çok kamu kurumu, biz görüşmeye dahi çağırmadan, yazdığımız yazıyı görüp, 'tamam yanlış yapmışız' diyerek kararını hemen değiş ve problem çözülüyor. Bu rakamlara baktığımızda kamunun kararlarımıza uyma oranı yüzde 50'nin çok üzerinde bir rakama ulaşıyor. Aslında kurumun adı yetiyor. Kurumlar artık bunu kabullenmeye başladı.
Örneğin vatandaş bize müracaat ediyor, 'benim hakkımı gaspettiler' diyor. Uzmanlarımız bunu değerlendiriyor ve ilgili kuruma yazı yazıyoruz. '30 gün içinde bilgi belge gönder' diyoruz. Kurumların çoğu bu aşamada hatasını, yarattığı haksızlığı anlıyor, bunu çözeceğini söylüyor. Vatandaş da şikayetini geri alıyor. Bu açıklanan yüzde 14'lük uyma oranına dahil değil. Ancak esas olan zaten bu. Arabuluculuk yapmak. Tavsiye kararı almak en son nokta. Diyalogla işi çözmemiz tavsiye kararlarımızdan daha önemli."
Kamu idarelerinin genelde işlemlerine yönelik eleştirilere "ne yapalım kanun böyle" yanıtını verdiğini, yasayı kendisine göre yorumlayan idarelerin bulunduğunu belirten Elkatmış, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun olaya müdahil olmasıyla birlikte kurumların da artık olayları ulusal mevzuatın yanı sıra insan hakları ve AİHM kararları çerçevesinde yorumlamaya başladığına da dikkati çekti.
"Bir eksiğimiz var o da kamuoyunda yeterince tanınmıyoruz" diyen Elkatmış, halen şikayet başvurularının genellikle büyükşehirlerden, bu işi bilen kültürlü insanlardan ve kamu çalışanlarından geldiğini, zaman içinde tabana inildiğinde daha yoğun bir şikayet mekanizmasıyla karşılaşılacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.
- "Direkt başvuru olmalı"
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun yargının iş yükünü azaltacağını, mahkeme kararlarının daha seri ve doğru çıkmasına katkıda bulunacağını ifade eden Elkatmış, Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuru için gereken idari yolların tüketilmesi şartının kaldırılması için çalışma yaptıklarını bildirdi.
Vatandaşın sorunuyla ilgili idareye başvurusuna red cevabı almasından hemen sonra, herhangi bir cevap alamaması halinde ise 60 gün sonra ombudsmana başvurabildiğini anlatan Elkatmış, "Bu, işi uzatmaktan başka bir işe yaramıyor. Direkt başvuru olmalı" dedi.
Vatandaşın sadece kamu kurumları değil kamu otoritesini kullanan özel teşebbüslerle ilgili de başvuruda bulunabileceğine vurgu yapan Elkatmış, "Mesela özel okullar, özel sağlık kuruluşları, telekom, özelleştirilen ve bu otoriteyi kullanan diğer kurumlarla ilgili şikayetleri alabiliyoruz. Şikayetleri mektupla, bizzat kuruma gelerek şifahen veya elektronik ortamdan gönderebilirler. Vatandaşımız şikayetini kaymakamlık veya valiliğe verirse 3 gün içinde hiçbir masraf almadan bize intikal ettirirler. Biz de 6 ay içinde bunu neticelendiririz" diye konuştu.
Kaynak: AA
Ombudsmanlığın, batı ülkelerine Osmanlı'dan geçtiğini ancak bu kurumun Türkiye'de yeniden yerleşmesi için 300 yıl geçmesinin önemli bir eksiklik olduğunu ifade eden Elkatmış, kurumun henüz tesis ve kadro sorunlarını tam olarak çözemediğini, bu nedenle kamuoyuna tanıtım yönünde istedikleri adımları atamadıklarını ifade etti.
Kurumun 29 Mart 2012'den bu yana şikayet almaya başladığını, yerel yönetimlerle ilgili şikayetlere ise henüz 2-3 ay önce başladıklarını, buna rağmen kuruma yönelik çok olumlu bir algılamanın oluştuğunu anlatan Elkatmış, bu süreçte idarenin de kendisine çeki düzen verdiğini gördüklerini ifade etti.
"Biz tarafsız bir kurumuz, her ne kadar ismimizde 'kamu denetim kurumu' yazsa da biz hem kamunun hem bireyin menfaatini koruyoruz ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde haklarını koruyoruz" diyen Elkatmış, kamuoyunda Kamu Denetçiliği Kurumu isminin yanlış algılandığını, bu nedenle "ombudsmanlık" kavramının yabancı bir kelime olsa da daha doğru olduğunu, başka ülkelerde "Halkın Avukatı", "Hakem" ve "Arabulucu" gibi isimlerin de kullanıldığını ifade etti.
Kamuyu denetleyen diğer kurumların işlemlerin sadece hukuka uygun olup olmadığına baktığını, ombudsmanın ise hukukun yanı sıra insan haklarına, iyi yönetişim ilkelerine ve hakkaniyete uygun olup olmadığını göz önünde bulundurduğunu kaydeden Elkatmış, idarenin sadece işlemlerinin değil tutum ve davranışlarının da dikkate alındığını dile getirdi.
Türkiye için çok yeni bir konu olan ombudsmanlıkta kısa sürede önemli mesafe kaydettiklerine inandıklarını aktaran Elkatmış, şöyle konuştu:
"Kamu kurumların tavsiye kararlarımıza uyma oranının yüzde 14 olduğu yönünde açıklamalarımız oldu. Ancak bu oran tavsiye kararı verildikten sonra karara uyma oranıdır. Oysa biz tavsiye kararı vermeden bize intikal eden bir çok konuyu karşılıklı görüşmeyle çözüyoruz, neticeye bağlıyoruz. Bir çok kamu kurumu, biz görüşmeye dahi çağırmadan, yazdığımız yazıyı görüp, 'tamam yanlış yapmışız' diyerek kararını hemen değiş ve problem çözülüyor. Bu rakamlara baktığımızda kamunun kararlarımıza uyma oranı yüzde 50'nin çok üzerinde bir rakama ulaşıyor. Aslında kurumun adı yetiyor. Kurumlar artık bunu kabullenmeye başladı.
Örneğin vatandaş bize müracaat ediyor, 'benim hakkımı gaspettiler' diyor. Uzmanlarımız bunu değerlendiriyor ve ilgili kuruma yazı yazıyoruz. '30 gün içinde bilgi belge gönder' diyoruz. Kurumların çoğu bu aşamada hatasını, yarattığı haksızlığı anlıyor, bunu çözeceğini söylüyor. Vatandaş da şikayetini geri alıyor. Bu açıklanan yüzde 14'lük uyma oranına dahil değil. Ancak esas olan zaten bu. Arabuluculuk yapmak. Tavsiye kararı almak en son nokta. Diyalogla işi çözmemiz tavsiye kararlarımızdan daha önemli."
Kamu idarelerinin genelde işlemlerine yönelik eleştirilere "ne yapalım kanun böyle" yanıtını verdiğini, yasayı kendisine göre yorumlayan idarelerin bulunduğunu belirten Elkatmış, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun olaya müdahil olmasıyla birlikte kurumların da artık olayları ulusal mevzuatın yanı sıra insan hakları ve AİHM kararları çerçevesinde yorumlamaya başladığına da dikkati çekti.
"Bir eksiğimiz var o da kamuoyunda yeterince tanınmıyoruz" diyen Elkatmış, halen şikayet başvurularının genellikle büyükşehirlerden, bu işi bilen kültürlü insanlardan ve kamu çalışanlarından geldiğini, zaman içinde tabana inildiğinde daha yoğun bir şikayet mekanizmasıyla karşılaşılacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.
- "Direkt başvuru olmalı"
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun yargının iş yükünü azaltacağını, mahkeme kararlarının daha seri ve doğru çıkmasına katkıda bulunacağını ifade eden Elkatmış, Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuru için gereken idari yolların tüketilmesi şartının kaldırılması için çalışma yaptıklarını bildirdi.
Vatandaşın sorunuyla ilgili idareye başvurusuna red cevabı almasından hemen sonra, herhangi bir cevap alamaması halinde ise 60 gün sonra ombudsmana başvurabildiğini anlatan Elkatmış, "Bu, işi uzatmaktan başka bir işe yaramıyor. Direkt başvuru olmalı" dedi.
Vatandaşın sadece kamu kurumları değil kamu otoritesini kullanan özel teşebbüslerle ilgili de başvuruda bulunabileceğine vurgu yapan Elkatmış, "Mesela özel okullar, özel sağlık kuruluşları, telekom, özelleştirilen ve bu otoriteyi kullanan diğer kurumlarla ilgili şikayetleri alabiliyoruz. Şikayetleri mektupla, bizzat kuruma gelerek şifahen veya elektronik ortamdan gönderebilirler. Vatandaşımız şikayetini kaymakamlık veya valiliğe verirse 3 gün içinde hiçbir masraf almadan bize intikal ettirirler. Biz de 6 ay içinde bunu neticelendiririz" diye konuştu.