Erdoğan Almanya'da yaşayan Türklere seslendi...

Berlin'de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'da yaşayan Türklere seslendi.

Erdoğan Almanya'da yaşayan Türklere seslendi...
 Konuşmasının gündemine 'yolsuzluk' iddialarını alan Erdoğan, 'Bu akşam Berlin başka. Berlin'den bir yerlere bazı sinyalleri vermemiz lazım' diyerek iktidarları dönemindeki icraatlarını anlattı, 'Yolsuzluk olan bir ülkede bunlar yapılabilir miydi?' diye sordu.

Berlin'de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'da yaşayan Türklere seslendi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

'Türkiye emin ellerde. Türkiye emniyet içinde. Türkiye istikrarla büyümeye, huzuruna huzur katarak, kardeşliğini pekiştirerek, umudunu çoğaltarak geleceğe emin adımlarla koşmaya devam ediyor.

Türkiye engelleri aşarak, barikatları yıkarak, zincirlerini, prangalarını söküp atarak, 2023'e doğru kararlı şekilde yükselmeyi sürdürüyor. Almanya'da yaşayan Türkler olarak bayrağınızdan, ülkenizden, milletinizden gurur duymanızı istiyorum.

Bugün sizin geride bıraktığınızdan çok daha farklı bir Türkiye var. Buraya gelmeden önce ocak ayının ihracat rakamları açıklandı. Ellerini ovuşturanlara sesleniyorum. Türkiye ocak ayında tüm zamanların rekorunu kırmış ve yüzde 10 artarak 12 milyar dolar oldu.

Göreve geldiğimizde ihracat yıllık 36 milyar dolardı. Nereden nereye. Bizim ihracatçımızın dünyada ulaşmadığı yer kalmadı. Bir yeri kapattılar, başka tarafa gittiler. Dediğimiz gibi, fellik fellik dolaşacağız, her yere ulaşacağız.

İhracatçılarımız gittikleri her yerde büyük itibar görüyor. 2013 yılının ilk 9 ayında Türkiye ekonomisinin büyümesi yüzde 4 büyüme kaydetti. Türkiye'de ekonominin küçüldüğünü iddia edenler bunu görmek zorundadırlar.

Üzümü yenen ağaç taşlanır. Unutmayın ki biz küllerinden ayağa kalkan bir milletiz. 230 milyar dolardan milli geliri devraldık. Biz bu rakamı, 10 senede şu an itibariyle 800 milyar dolara ulaştırmışız.

Bu akşam Berlin başka. Berlin'den bir yerelere bazı sinyalleri vermemiz lazım. Birileri ahkam kesiyor. Efendim Türkiye'de yolsuzluk varmış diyorlar. Bizim en güçlü olduğumuz nokta burası. Yolsuzluğun olduğu ülkede milli geliri 230'dan 800 milyar dolara nasıl çıkaracaksın.

Yolsuzluğun olduğu bir ülkede 17 bin 500 kilometre yol ilave edilir mi? Ünivesite öğrencileri bizden önce 45 lira alıyordu. Son olarak bu rakam 550 liraya çıktı. Kim müracaat ederse ya burs ya kredi mutlaka alıyor. Yolsuzluğun olduğu üllede bunları yapabilir misiniz?

Tüm okullarda kitapları ücretsiz olarak veriyoruz. Geldiğimizden bu yana böyle. Bunların yanında attığımız çok önemli bir adım daha var. Sağlıkta hastanesiz ilimiz kalmadığı gibi şimdi ilçelerimizde bu adımı atıyoruz.

Hastalarımız, anneler, kızaklarla doğuma yetiştiriliyordu. Şimdi paletli ambulanslarla gidip alıyoruz. Bunun yanında 17 ambulans helikopter ve 4 jet ambulans ile Türkiye'ye ve uluslararası hizmet veriyoruz. Yolsuzlukların olduğu ülkede siz bunları nasıl yapacaksınız.

Eskiden hastane kapılarında kuyruğa giriyorduk. tedavi için doktor hak getire. Bir röntgen için 6 ay sonraya gün veriliyordu. Şimdi ultrasondan MR'a tüm imkanlar her ilimizde var. Artık insanını insan yerine koyan bir anlayış var. Hatırlarsanız ilacımızı alamıyorduk.

Şu anda ana muhalefetin bir genel müdürü var. Bu genel müdür bir zamanlar SSK'nın genel müdürüydü. Onun zamanında ilaç bulamıyorduk. Bunlara bu ülke teslim edilir mi? Zaten milletim ondan bunlara teslim etmiyor.

Bunların en önemli sanatı iftiradır. Öyle yetiştiler, iftira at, tutmasa da iz bırakır. Ama unutmayın güneş balçıkla sıvanmaz. Adalet saraylarının sayısını çoğalttık. Artık merdivenaltı yargı yok. Emniyet sarayları yaptık. Bir zamanlar karakol denince insanın aklına korku tünelleri gelirdi. İşkenceye son dedik, o dönemleri geride bıraktık.

KÖYDES projeleriyle tüm köylere ulaştık. Barajlar ve göletler yaptık, yapılmaya devam ediyor. 3. havalimanını yapıyoruz. Cebimizden para çıkmıyor, sadece 20 yıllık kullanım hakkını veriyoruz. Üçüncü köprüyü inşa etmeye başladık. İnşa bedeli 2.5 milyar dolar. Yıllık yolcu kapasitesi asgari 10 milyon yolcu.

Üçüncü köprünün hedefi birinci ve ikincinin yükünü almak. Bunun yanında Marmaray'ı bitirdik. Şu anda ortalama yolcu sayısı günde 100 ila 150 bin arasında değişiyor. Bunu da biz yaptık. Bizim fiilimizin ulaştığı yere bunların hayali bile ulaşamaz.

Bitti mi, bitmedi. Şimdi Marmaray'ın biraz daha güneyinde denizin altından çift katlı bir tünel daha yapıyoruz. İnanın ki denizin altından yapmak çok daha kolay, çünkü denizin üstünde yaptığımız zaman sandallarla provoke etmeye çalışıyorlar. Denizin altında olunca göremiyorlar biz de yolumuza devam ediyoruz.

İzmir - İstanbul arasını 3 saate indiriyoruz. İzmit geçişinde dünyanın sayılı asma köprülerinden birini yapıyoruz. Zemin denizin altında. Bununla birlikte artık araçlar körfezi dolaşmayacak. Direk köprüden geçip İzmir yolculuğuna devam edecek. Hızla devam ediyoruz, biz zamanla yarışıyoruz. Bizim bu millete sevdamız var.

Ama bunların böyle bir derdi yok, biz dertliyiz. Biz efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Hiç endişeniz olmasın, dik duracağız, dikleşmeyeceğiz.

İnşallah Türkiye istikrarla büyümeye devam edecek. Şu anda biz kendi uydularımızı inşa ediyoruz. Uzak Doğu seyahatimizde yerinde inceledik ve bu ay fırlatılıyor. Ardından dördüncüsü geliyor, o da fırlatılacak. İnşallah beşincisini Ankara'da inşa edeceğiz.

Dünyada kendi savaş gemilerini inşa eden 10 ülkeden biriyiz. Demokratikleşme adına önemli adımlar attık. Çetelerin, örgütlerin sultasına son verdik. İnançların üzerindeki baskıları kaldırdık. Başörtüsü yasağına son verdik.

Başörtüsünü serbest bırakarak toplumsal barışın önünü açtık. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttık ve imam hatiplerin kapılarındaki kilitleri kırdık. İfade özgürlüğünün düşünce özgürlüğünün önünü açtık. Anlamsız yasakları kaldırdık.

Terörle mücadelede çok iyi bir noktaya geldik. Bir yılı aşkın süredir terör nedeniyle kimse hayatını kaybetmedi. Hiçbir ocağa ateş düşmedi. Kardeşliğimizi yücelttik. Birliğimizi daha da büyükttük. Dünyanın her yerinde mazlumların sesi olduk.

Somali'nin yoksulluğuna çare olmaya çalıştık. Mısır'da askeri darbeye herkesin sustuğu noktada karşı çıkmaya çalıştık. Dik durduk, haklıyı savunduk. Suriye'de yaşanan insanlık dramına karşı ses yükselttik. Şu anda Suriye'den bizim ülkemize gelen insan sayısı 700 bine ulaştı. Avrupa BM'nin öngördüğü 30 bin kişiyi alamıyor. Biz Türkiye olarak 700 bin kişiyi misafir ediyoruz. Bütün dünyanın sessiz kaldığı trajediyi kaldırmak için mücadele ediyoruz.

İşte bütün bunlar için ülkenizle gurur duymanızı istiyorum. Kardeşlerim sizler büyük bir ülkenin evlatlarısınız. Sizin başınız asla öne eğilmeyecek. Sizin özgüveniniz asla eksilmeyecek. Umudunuzu kaybetmeyeceksiniz.

Burada kendinizi asla yalnız hissetmeyeceksiniz. Ülkenizden milletinizden dualarınızı eksik etmeyeceksiniz. Sizlerden bir isteğim var, Almanya veya başka ülkelerde uyum konusunda pürüze neden olmayacaksınız. Uyumun sigortası olacaksınız, buna inanıyorum.

Şunu da bilmenizi istiyorum. Biz 11 yıl boyunca nice tuzaklarla, kirli senaryolarla karşılaştık. Nice sabotajlara maruz kaldık. Partimizi kapatmak istediler, sonuç alamadılar. Ekonomiyi sarsmak istediler başarısız oldular.

Şimdi de aynısını yapmak istiyorlar. Önce Gezi olaylarıyla denemek istediler. Şimdi de 17 Aralık darbe girişimiyle çok sayıda milli değerimizi hedef aldılar yine sonuç alamadılar. Yolsuzluk ve rüşvet adı altında Türkiye'nin milli değerlerine, kurumlarına politikalarına saldırı düzenlediler. MİT'i yıpratmak istediler.

Kardeşlik projemizi sabote etmek istediler. Havaalanı, köprü, Kanalistanbul, Marmaray projesini engellemek istediler. Bunların müteahhitlerinin mal varlıklarına tedbir getirdiler. Neden, işler dursun. Ekonomiyi hedef alarak kaos oluşturmak istediler. Bunlarda zerre kadar vatan sevgisi yok, zerre kadar millet sevdası yok.

Kendi ülkesini farklı ülkelerde karalayan insanlarda vatan millet sevgisi olabilir mi? Eğer yapacağın varsa gel ülkenin içinde yap, gücün yetiyorsa burada yap. Ama gücünün yetmeyeceğini bilerek farklı yerlerde dezenformasyon yapmak suretiyle ne yazık ki bu tür takiyye yalan her yol var bunlarda. İşte bu saldırıların da önünü kestik. Türkiye üzerinde kirli hesaplar yapanların, bu hesapları yaparken kullanılan maşaların heveslerini kursaklarında bıraktık.

27 Mayıs 1960'ta Türkiye'de demokrasiye darbe vuruldu. Türkiye yoksullaştı. Binlerce vatandaşımız başta Almanya olmak üzere gurbete düştü. 1980'de de aynısı oldu. 28 Şubat'ta da binlerce genç okumak için ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Hırsızlıklaırn en büyüğü milli irade hırsızlığıdır. Şu anda da milli iradeyi çalmak ve Türkiye'yi eski günlere götürmek istiyorlar. Hiç kuşkunuz olmasın, milli iradeye en güçlü şekilde sahip çıkan bir iktidar var. Kim olursa olsun, yolsuzluğa izin vermeyen bir iktidar var.

Yaptıkları planlar tek tek deşifre oluyor. Çok enteresan, milletvekillerine istifa et talimatı vererek, yeni parti hesapları yaparak, bakanları atamaya heveslenerek Türkiye üzerine kurdukları çirkin senaryo net bir şekilde görülüyor.

Kusura bakmasınlar geçti o günler, Türkiye'de artık demokrasi var, sandık var. Türkiye'de artık hükümetleri millet kuruyor, millet görevden alıyor. Şuna 'istifa et', buna 'istifa et' diyenler çok uzaklarda kalmasınlar, siyasetin yeri Türkiye. Gelsinler Türkiye'ye siyaseti Türkiye'de yapsınlar. Unutmasınlar, Türkiye'de millet ne derse o olacak. 17 Aralık sürecinden Türkiye güçlü çıkacak.'