Chp’li Baydar, Milli Eğitim Komisyonunda Konuştu

Milli Eğitim’de köklü değişiklikler getiren kanun tasarısının görüşmeleri Milli Eğitim Komisyonunda başladı.

Chp’li Baydar, Milli Eğitim Komisyonunda Konuştu

Görüşmelerde söz alan CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, yaptığı konuşmada; “Çalışmalar sırasında Sayın Bakan bir hafta öncesine kadar bu yasayı 30 Mart sonrasında getireceklerini ifade etmiştiler. Ne oldu? Bu yasanın hemen gündeme gelmesinin, alelacele 30 Mart seçimleri öncesi bunun yasalaşma isteğinin arkasındaki temel nedeni öğrenmek istiyoruz. Acaba AKP Hükûmeti 30 Mart seçimlerinde çok ciddi bir hüsran mı beklemektedir? Esasında bugün yaşadıklarımız bir devrin kapandığının, bir dönemin tamamen bittiğinin belirtileri. Nedir o belirtiler? 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında adli kolluk kuvvetlerinin işlerini yapmaları engellendi. Polis savcının talimatını uygulamadı. Kanuna aykırı olarak adli kolluk yönetmeliği çıkarıldı. Sayısı binlerle ifade edilen emniyet mensuplarının yerleri değiştirildi. Savcılar dosyalardan el çektirildi yerine yeni savcılar atandı, onlar da el çektirildi. Gelinen noktada tutuklu olarak sadece bakanların çocukları kaldı. Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı kaçma şüphesi var diye içeride tutuluyor. Halk Bankası Genel Müdürünün evinden 4,5 milyon para çıkıyor, o serbest bırakılıyor, onun kaçma şüphesi yok mu? 17 Aralık operasyonundan sonra kaç rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı hatırlayan var mı? Ortaya saçılan resmî bilgi ve belgeler ne oldu? İzmir Liman İşletmesindeki yolsuzluk iddiaları ne oldu? TÜRGEV vakfıyla ilgili konulara ne oldu? Askerler, bilim adamları, aydınlar. Ergenekon, balyoz, casusluk ve benzeri gibi birçok davada suçlanırken, intihar ederken Hükûmetiniz neredeydi? İşte getirilmek istenen değişikliklerin özünde bu anlattıklarım yatmaktadır. Milli eğitim sistemimizdeki gerçekleştirilecek yeni değişiklikler ile binlerce yurttaşımız mağdur edilecek, binlerce yönetici mağdur olacak. Bir tane milletvekili çıksın ‘Ben bundan sonra çocuğuma asla özel ders aldırmayacağım’ desin, ben destek vereceğim arkadaşlar ama böyle bir şey yok. Sayın Bakan da özellikle dershaneler konusunu bir gelişim, dönüşüm olarak adlandırıyorlar. ‘Kapatma’ diyelim arkadaşlar yani kapatıyorsunuz, bunu böyle ifade edelim. ‘Dönüşüm’ ifadesini etraftan dolaşma olarak algılıyorum. Avrupa’daki birçok bakanlıkla ya da özellikle eğitimle ilgili alanlardaki bazı kişilerle görüştüğümde, ‘Biz bunu kendi ülkemizde niye yapamıyoruz?’ diye söylediğim bir konu vardır, o da şudur: Ülkelerde iktidarlar değişir, iktidarla birlikte sadece müsteşar değişir. Onun altındaki bütün yöneticiler, genel müdürler, müdürler, hepsi profesyonel yöneticidir. Onlara derler ki 'Kardeşim sen a değil, b politikası uygulayacaksın' Onlar da uygulayıcıdır zaten ve onu hayata geçirirler. Ancak, bizim de ne yazık ki bunu Türk siyasi kültürümüzde doksan yıl içerisinde yerleştiremediğimizle yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyorum ve biz geldiğimiz andan itibaren çaycımıza kadar herkesi değiştiriyoruz yani böyle bir anlayışımız var. Bakıyoruz, illa İl Millî Eğitim Müdürü benim dediğimi yapsın. İl Millî Eğitim Müdürü o il için en iyisini yapsın, en iyisini yapabilecek adamı seçelim. Yani, ona göre yapalım ama siz yıllardır bunu hep biat kültürüne göre almışsanız o zaman tabii ki bu adamlar iyi olmuyorlar arkadaşlar Bu da bir kurumsal hafıza. Ne yazık ki biz bu çıkardığımız yasayla Millî Eğitim Bakanlığının kurumsal hafızasının da yok ediyoruz” dedi.

Kaynak: İHA