Ezidi Çocuklara Çadırda Rehabilitasyon
Bismil'de, bir öğretim görevlisi ve 3 öğrenci, IŞİD'in saldırıları nedeniyle aileleriyle Irak'ın Sincar bölgesinden kaçarak ilçeye sığınan Ezidi çocukları kurdukları çadırda rehabilite ediyor.
Dicle Üniversitesi Silvan Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişim Bölümü Öğretim Görevlisi İlhan Karakoyun ile öğrencileri Helin Zoroğlu, Ayten Baran ve Fatihe Gül, Bismil'e yerleşen Ezidi ailelerinin 100 çocuğuna kurdukları çadırda müzik ve resim eğitimi veriyor.
Karakoyun AA muhabirine, savaşta en büyük mağduriyeti çocuk ve kadınların yaşadığını anlatarak, bundan etkilenen çocuklara destek amacıyla Bismil'de çadır kurmayı kararlaştırdıklarını söyledi.
Bazı kurum, esnaf ve hayırseverlerden aldıkları destekle çadır kurup çeşitli malzemeler aldıklarını dile getiren Karakoyun, haftada 3 gün 4-14 yaş grubundaki çocuklara eğitim verdiklerini söyledi.
Savaş mağduru çocukların çeşitli aktivitelerle rehabilite edilebileceğini, özellikle oyun yoluyla yaşadıkları travmaları atlatabileceğini dile getiren Karakoyun, şöyle konuştu:
"Amacımız çocuklara faydalı olabilmektir. Çocukların savaş psikolojilerini atlatabilecekleri bir oyun alanı yaratma düşüncesiyle böyle bir adım attık. İlk başladığımızda nasıl bir eğitim verme ile ilgili öğrencilerle tartıştık. En son böyle bir çadır oluşturmaya karar verdik ve oluşturduk. 3 öğrencimiz esnaf ve vatandaşlardan silgi, kalem ve oyuncak gibi malzemeleri destek aldı."
- "Çocuklar genellikle resimlerinde ev çiziyor"
Çocukların temel görevinin oyun olduğunu, oyunla kendisini ve dünyasını aktardığını belirten Karakoyun, şöyle konuştu:
"Kültürleri ve inançları bizlerden farklı dolayısıyla bu hassasiyetleri göz önünde bulundurarak onlara farklı şekilde davranmamız gerekiyor. Çocukların zihinleri çok açık dikkatimizi çeken ön önemli şeydir. Bu çocuklar çadırda kaldığı için genellikle resimlerinde ev çiziyorlar. İlk başladığımızda resimlerde savaş ile ilgili temalara çok fazla yer verdiklerine şahit olduk. Ancak artık savaş, uçak, bayrak gibi temalara daha az yer veriyorlar."
Çadırda şarkılar söyleyip oyunlar oynandığına dikkati çeken Karakoyun, verdikleri eğitimin okuldaki eğitim tarzından farklı olduğunu vurguladı.
Karakoyun, çocuklara oyun ağırlıklı eğitim verdiklerini ifade ederek, "Bunun olumlu yanlarına şahit oluyoruz. Sabah aldığımız çocuklarda şiddet ve yaramazlık had safhada iken oyun ve resim yoluyla azaldığını ve bir süreden sonra arkadaşlarıyla uyumlu bir hale dönüştüğünü görebiliyoruz" diye konuştu.
- "Gönüllü öğretmenler gelip ders veriyor"
Dicle Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Fatihe Gül ise, böyle bir çadır kurduklarından dolayı mutlu olduklarını söyledi.
Esnafı dolaşıp oyuncak ve para toplayarak böyle bir çalışma yaptıklarına değinen Gül, şöyle konuştu:
"Kırtasiyecilerden malzeme, oyuncak satıcılarından oyuncak aldık. Masa ve sandalyeleri bazı köylerdeki okullardan temin ettik. Eksik kalan eşyaları da kendi paramızla aldık. Öğrenci olduğumuz için çadıra sadece hafta sonu gelebiliyoruz. Diğer günlerde ise gönüllü öğretmenler ders veriyor."
Çocukların Ezidilikte kutsal olan kavramları resimlere yansıttığını anlatan Gül, "Çocuklardan bazıları inançlarını resimlerine yansıtıyor. 3 yaşında bir çocuk ev resmi yapmıştı. Sorduğumda evlerinin olduğunu anlattı. Bu beni çok duygulandırdı. Az da olsa savaş anındaki travmayı atlatmışlar" şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Karakoyun AA muhabirine, savaşta en büyük mağduriyeti çocuk ve kadınların yaşadığını anlatarak, bundan etkilenen çocuklara destek amacıyla Bismil'de çadır kurmayı kararlaştırdıklarını söyledi.
Bazı kurum, esnaf ve hayırseverlerden aldıkları destekle çadır kurup çeşitli malzemeler aldıklarını dile getiren Karakoyun, haftada 3 gün 4-14 yaş grubundaki çocuklara eğitim verdiklerini söyledi.
Savaş mağduru çocukların çeşitli aktivitelerle rehabilite edilebileceğini, özellikle oyun yoluyla yaşadıkları travmaları atlatabileceğini dile getiren Karakoyun, şöyle konuştu:
"Amacımız çocuklara faydalı olabilmektir. Çocukların savaş psikolojilerini atlatabilecekleri bir oyun alanı yaratma düşüncesiyle böyle bir adım attık. İlk başladığımızda nasıl bir eğitim verme ile ilgili öğrencilerle tartıştık. En son böyle bir çadır oluşturmaya karar verdik ve oluşturduk. 3 öğrencimiz esnaf ve vatandaşlardan silgi, kalem ve oyuncak gibi malzemeleri destek aldı."
- "Çocuklar genellikle resimlerinde ev çiziyor"
Çocukların temel görevinin oyun olduğunu, oyunla kendisini ve dünyasını aktardığını belirten Karakoyun, şöyle konuştu:
"Kültürleri ve inançları bizlerden farklı dolayısıyla bu hassasiyetleri göz önünde bulundurarak onlara farklı şekilde davranmamız gerekiyor. Çocukların zihinleri çok açık dikkatimizi çeken ön önemli şeydir. Bu çocuklar çadırda kaldığı için genellikle resimlerinde ev çiziyorlar. İlk başladığımızda resimlerde savaş ile ilgili temalara çok fazla yer verdiklerine şahit olduk. Ancak artık savaş, uçak, bayrak gibi temalara daha az yer veriyorlar."
Çadırda şarkılar söyleyip oyunlar oynandığına dikkati çeken Karakoyun, verdikleri eğitimin okuldaki eğitim tarzından farklı olduğunu vurguladı.
Karakoyun, çocuklara oyun ağırlıklı eğitim verdiklerini ifade ederek, "Bunun olumlu yanlarına şahit oluyoruz. Sabah aldığımız çocuklarda şiddet ve yaramazlık had safhada iken oyun ve resim yoluyla azaldığını ve bir süreden sonra arkadaşlarıyla uyumlu bir hale dönüştüğünü görebiliyoruz" diye konuştu.
- "Gönüllü öğretmenler gelip ders veriyor"
Dicle Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Fatihe Gül ise, böyle bir çadır kurduklarından dolayı mutlu olduklarını söyledi.
Esnafı dolaşıp oyuncak ve para toplayarak böyle bir çalışma yaptıklarına değinen Gül, şöyle konuştu:
"Kırtasiyecilerden malzeme, oyuncak satıcılarından oyuncak aldık. Masa ve sandalyeleri bazı köylerdeki okullardan temin ettik. Eksik kalan eşyaları da kendi paramızla aldık. Öğrenci olduğumuz için çadıra sadece hafta sonu gelebiliyoruz. Diğer günlerde ise gönüllü öğretmenler ders veriyor."
Çocukların Ezidilikte kutsal olan kavramları resimlere yansıttığını anlatan Gül, "Çocuklardan bazıları inançlarını resimlerine yansıtıyor. 3 yaşında bir çocuk ev resmi yapmıştı. Sorduğumda evlerinin olduğunu anlattı. Bu beni çok duygulandırdı. Az da olsa savaş anındaki travmayı atlatmışlar" şeklinde konuştu.